Stetosgop

10 Adımda Ghosting!: Yazıp yazıp bir anda kaybolan, yok olan ilişkileriniz oldu mu?

Mesajlarınızın görüldü yapılmaması canınızı sıkar mı?

Durduk yere sizi sosyal medya hesaplarından çıkaran birileri oldu mu?

Peki siz bunları yaptınız mı? Gelin, ‘ghosting’ nedir, anlayalım.

1- Ghosting ne demek?

İlişkide bir anda iletişimsizliğe bürünme, kopma.

Taraflardan birinin bir açıklama yapmaksızın ilişkiden çekilme hali.

2017’de bazı sözlüklerde yer almaya başlayan hatta 1990’larda bazı rap şarkılarında geçen kelime: Ghosting.

2- Ghosting nasıl yapılır?

90’larda bir partiden “görüşürüz” demeden ayrılmaktı mesela…

Şimdilerdeyse; mesajlarınız görmezden gelinir.

Aramalarınıza cevap verilmez.

O kişiye ulaşamaz, duygularınızın ve olan olayın adını koyamazsınız. Haliyle bu durumu, ortadan kaybolmuş o kişiyle de paylaşamazsınız, paylaşmaya cesaret edemezsiniz.

3- Ghostingi sadece flörtler, sevgililer mi yapar?

En yakın arkadaşlar, iş arkadaşları, akrabalar, komşular… Büyük resimde flört şiddeti her yönden her yöne gerçekleşebilir.

4- Ghosting yapıldığını nasıl anlayacağız?

“Adını koymayalım takılıyoruz işte” lafını duyduysanız,

Yaptığınız planlar iptal ediliyorsa,

Çoğunlukla söz verilirken zorlanılıyorsa,

Özel hayatıyla, kişisel deneyimleriyle ilgili bir şey anlatmıyorsa yaşanan sığlıktan anlamak mümkündür efendim.

5- Ghosting duygusal istismar mıdır?

Evet. Birini yok saymak, görmezden gelmek duygusal istismardır. Duygusal istismar da psikolojik şiddettir.

6- Şu duygusal şiddet kısmını biraz daha açalım mı?

Elbette, yok sayılan taraf belirsizlikte kalmış oluyor. Belirsizlikte kalan kişi, ne ilişkiye dair bir karar verebiliyor ne de ilişkiyi bitirip yasını tutabiliyor. Birden kurulan tüm ilişkinin kesildiği, yokmuş gibi, hiç yaşanmamış gibi hissedilen bir ortamda kalınıyor.

7- Ghosting yapan kişi bunu neden yapıyor?

Kişilerin bir yakınlık kuramadıklarında, ayrılmayı da başaramadıklarına ilişkin klinik gözlemler oldukça fazla.

Ghosting, yapan kişilere duygusal sorumluluk almadan toz olma hakkı veriyor.

Konuşmak, susmak, duygularının sorumluluğunu almak gibi konulardan uzak durulmuş oluyor.

Ghostingi yapan kişi, hem karşısındaki kişinin durumuyla hem de kendi dünyasında açığa çıkan sonuçlardan kaçma fırsatını yakalıyor.

8- Ghosting yaygınlaşıyor mu?

Bir tuşla başlayan ilişkiler, bir tuşla sona mı eriyor?

Şu meşhur “Eeee, nasıl tanıştınız?” sorusu tarihe mi karışıyor dersiniz?

“Like”, “takip” tuşlarından bağımsız bir ilişki kaldı mı?

Sorumluluğu alınmış ve organik ilişki başlangıç hikayeleri nasıl etrafınızda?

9- Ghostinge maruz kalan bir kişinin sonraki ilişkileri ne olacak peki?

Kişilerin güven algılarının zedelenmesi ve bir sonraki ilişkileri için duygusal yatırım yapmaktan kaçınmaları çok muhtemel. Ghosting sebebiyle birden yapayalnız kalan kişinin durmadan “benim yüzümden mi?” diye düşünmesi ve bundan bıkmasıysa en sık karşılaşılan sonuçlardan…

10- Peki ne yapalım yani?

Dikkatimizi kendi merkezimize getirmek ve kendimizi desteklemek nasıl olur?

TwitterInstagram

10 Adımda Ghosting! yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

10 Adımda Ghosting! Yazıp yazıp bir anda kaybolan, yok olan ilişkileriniz oldu mu? Mesajlarınızın görüldü yapılmaması c

Hayır Delirmediniz, Sizi Çok Sıkı “Gaslight” Ediyorlar!: Denk gelmiş olabilirsiniz, geçen haftalarda Amerikalı sözlük yayıncısı Merriam-Webster, İngilizce’de yılın kelimesinin ‘Gaslighting’ olduğunu açıkladı. (Geçen senenin sözcüğü “aşı’ idi).

Merriam-Webster’a göre bu yıl ‘gaslighting’ kelimesi aramaları yüzde 1740 oranında attı. TikTok’ta videoları 1,9 milyar kez izlendi.

Gaslighting çok kısaca – kişinin kendi çıkarı için bir başkasını kasten yanıltması, psikolojik manipülasyon yoluyla birinin kendinden şüphe etmesini sağlama çabası.

Biraz daha sadeleştirirsem; karşınızdakinin size, sürekli kendinizden şüphe duymanıza neden olacak davranması…

Hiç yabancı gelmiyor kulağa aslında, değil mi? Bugün ofiste yöneticinizle veya akşam sevgilinizle ya da arkadaşlarınızla birlikteyken yaşadığınız duygu durumlarından biri bu belki de.

Kendinizi şunları söylerken bulabilirsiniz:

‘Evet ya sanırım bende bir tuhaflık var’

‘Abartmışım sanırım, oysa onu doğru anladığıma emindim.’

‘Aslında beni düşünüyor, rahatsız etmemek için aramamış..”

Oyuna gelmeyin! Sizde bir tuhaflık olmayabilir.. Belki de bir gaslighter kurbanısınız???

Gaslighter’lar usta manipülatörlerdir ve kendi güvensizliklerini etraflarındakilerin şüphe, endişe ve korku duymasını sağlayarak aşmaya çalışırlar.

Bir gaslighter rahatlıkla karşısındaki kişinin duygularını onun üzerinde güç ve kontrol sağlamak için kullanabilir. Kelimenin tam anlamıyla bu insanlar için ‘toksik’ ifadesini kullanabilirim.

Bu insanlarla başa çıkmak zor, çünkü uzunca bir süre sorunun onda değil sizde, konunun onunla değil, kendinizle ilgili olduğunu düşünebilirsiniz.

İş yaşamımın önemli bir diliminde terfi edemememin ‘henüz yöneticiliğe hazır olmadığım’ için olduğuna inandırılmıştım mesela.. Bu konuda üstlerime veryansın etmeyi bırakmıştım, sorun bendeydi.. Senelerce süren ve neye hazırlandığını bilemediğin bir hazırlık dönemi içine girmiştim?!?

Başka bir örnek.. Eski ilişkilerimden birinde, karşımdaki kişiye içten içe bir türlü güvenemediğim için onu fazlasıyla sorguluyordum. Bana sıkça ‘Senin güven sorunun var, o yüzden abartıyorsun’ dediğinden, kısa bir dönem de olsa kendimi hatta öz güvenimi sorgulamıştım.

İnsanı; kendisine olan güvenini, saygısını ya da değerlerini sorgulamaya götüren bu toksik davranışlar kümesinden kaçmak gerçek bir farkındalık gerektiriyor.

Çünkü epi topu biz insanlar duygusal varlıklarız ve her ne kadar bilinçli yaklaşsak da konu duygular olunca, elimizde kırık dökük sözcüklerle kalıveriyoruz.

Bu nedenle gaslighter’ların en sık kullandığı cümleleri toparlamaya çalıştım sizler için. Ola ki, çok maruz kalıyorsanız, farkına varmanız için / ayırt edebilmeniz için bir ışık tutabilir diye..

• Hiç istemediğiniz, sizi üzen / kıran bir şey söylediğinde ona tepki verdiğinizde:

‘Sadece şakaydı, amma ciddiye aldın’

• Bir konuda ona kırıldığınızda, sizi hayal kırıklığına uğrattığını söylediğinizde:

‘Abartıyorsun, drama yaratıyorsun.. Ben sadece …….. demek istedim.’

• Bir konu ile ilgili tekrar eden bir memnuniyetsizliğinizi dile getirdiğinizde:

İlişkide: ‘İyi de madem bu kadar mutsuzsun, neden devam ediyorsun?”

İş yaşamında: ‘Valla durumlar ortada, açıkta bir sürü insan var..’

• Tartıştığınızda, hemfikir olmadığınızda, sorguladığınızda:

Senin güven sorunun mu var?

Eski deneyimlerin yüzünden böylesin.

Çok garip şeyler düşünüyorsun..

Boşver bunları, çok takma kafana..

Tüm bu ve benzeri ifadeler dönüp dolaşıyor, bilincimizi bulanıklaştırıp, sessizce kendimize dönmemize ve olduğumuz kişiyi bastırmamıza neden oluyor.

Bugüne dek kendimizden hiç şüphe etmediğimiz konularda tuhaf düşünceler üretiyor ve aslında biz olmayan yeni bir karakter yaratıyoruz.

Sonra da elimizde hem yarım yamalak yaşanmış bir ilişki, ama daha da önemlisi tamamlanmamış bir benlikle devam etmeye çalışıyoruz..

Çare uzaklaşmak, mümkün olduğunca kendini koruyabilmek.. Bazen dış gözlerden fikir alabilmek, eş dosttan ziyade problemin kaynağını anlayabilecek gerçek uzmanlara danışmayı seçmek.

Kendinizi toksik bir ortamda ya da ilişkide bırakmayacak kadar değerli olduğunuzu bilin lütfen. Manipülasyon zehirlidir, uzun süre maruz kalmak ise sağlığınızı elinizden alır götürür.

Bir dahaki sefere yukarıdaki cümlelerden herhangi birini duyduğunuzda kendinize sorun lütfen:

Ben gerçekten bunun içinde olmak istiyor muyum?

Linkedln

Web

Instagram

Hayır Delirmediniz, Sizi Çok Sıkı “Gaslight” Ediyorlar! yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

Hayır Delirmediniz, Sizi Çok Sıkı “Gaslight” Ediyorlar! Denk gelmiş olabilirsiniz, geçen haftalarda Amerikalı sözlük yayıncısı Merriam-Webster, İngilizce’de

Sadece bir dakikalık günlük bir aktivite bile ömrü uzatmaya yetiyor: Araştırmacılar spor yapmayı sevmeyenler için güzel bir haber veriyor ve günde sadece bir dakikalık hızlı bir aktivitenin bile sağlığa iyi geleceğini söylüyor.

Araştırmacılar, düzenli egzersiz yapmaktan, bir spor salonuna gitmekten hoşlanmayanlara uzun ve sağlıklı yaşamak için önemli bir tüyo veriyor ve kısa ama etkili hareketlere odaklanılması gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Sidney Üniversitesi Charles Perkins Merkezi’ndeki bir ekip tarafından yürütülen çalışma; otobüse koşmak, hızlı yürümek veya çocuklarla yüksek enerjili oyunlar oynamak gibi her gün bir ila iki dakikalık çok kısa, ancak güçlü bir aktivitenin sağlık için yararlı olacağını söylüyor.

KANSER İÇİN ETKİLİ

Araştırmacılar, Birleşik Krallık’ta bir hafta boyunca 25 binden fazla egzersiz yapmayan kişinin aktivitesini ölçtü. Çalışma için deneklerin bileğine takılan izleyiciler kullanıldı. Ve katılımcılar yedi yıl boyunca izlendi.

Sonuçlar, her gün sadece üç ila dört dakikalık VILPA diye adlandırılan kısa fiziksel hareket patlamalarının kansere bağlı ölümlerde yüzde 40’a varan azalma sağladığını ortaya koydu. Ayrıca kalp krizi veya inme gibi kardiyovasküler hastalıklarla ilgili ölüm riskinde de yüzde 49’a varan bir azalma ile ilişkilendirildi.

Araştırmanın baş yazarlarından Profesör Emmanuel Stamatakis şunları söyledi: “Çalışmamız, günlük yaşamın bir parçası olarak yapılan tesadüfi aktivitelerin yoğunluğunu artırarak, yüksek yoğunluklu antrenman ile benzer faydalar elde edilebileceğini gösteriyor. Ne kadar çok, o kadar iyi. Günde toplam üç ila dört dakikalık birkaç kısa nöbet uzun bir yol kat edebilir.”

“SPOR SALONUNA GİTMEYE GEREK YOK”

Profesör Stamatakis, 40 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin çoğunluğunun düzenli egzersiz veya spora katılmadığını, ancak çalışmanın günlük aktivitenin sağlığa nasıl faydalı olabileceğini gösterdiğini söyledi: “Günlük faaliyetlerin yoğunluğunu artırmak için zaman taahhüdü, hazırlık, kulüp üyeliği, özel beceri gerektirmez. Yürürken veya ev işlerini biraz daha fazla enerjiyle yapmak yeterli.”

Oxford Üniversitesi’nde kardiyovasküler tıp profesörü olan Paul Leeson, bulguları yorumlayarak şunları söyledi: “Bu araştırmanın farklı yanı; araştırmacıların, katılımcının isteyip istemediğine bakılmaksızın, egzersiz modellerinin gelecekteki sağlıkla nasıl bağlantılı olduğunu incelemesi. Kısa şiddetli aktivite patlamaları ile yaşamın ilerleyen zamanlarında daha iyi bir sağlıkla ilişkisinin, egzersizin kasıtlı olarak bir egzersiz programının parçası olarak yapılması veya sadece aktiviteyi diğer günlük aktivitenizin bir parçası olarak yapmanız nedeniyle aynı olduğunu buluyorlar.”

Sadece bir dakikalık günlük bir aktivite bile ömrü uzatmaya yetiyor yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

Sadece bir dakikalık günlük bir aktivite bile ömrü uzatmaya yetiyor Yeni bir araştırmaya göre, otobüse yetişmek için koşmak gibi sadece bir dakikalık günlük bir aktivit

İlk yardım yaparken nelere dikkat edilmeli?: Sağlık Bilimleri Üniversitesi Acil Tıp Uzmanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yücel Yüzbaşıoğlu, ilk yardım eğitiminin önemine dikkati çekerek, ilk yardımın temel uygulamalarının koruma, bilgilendirme ve kurtarma olduğunu, acil müdahale yöntemlerinin eksik ya da yanlış uygulanmasının ciddi hayati riskler getirebileceğini söyledi.

İlk yardımın sadece sertifikalardan ibaret olmaması gerektiğini vurgulayan Yüzbaşıoğlu, “İnteraktif olup eğitimin maketler ve simülasyonlar üzerinde verilmesi gerekiyor. Ehliyet alırken ilk yardımın bilinmesi isteniyor, kitaptan bir şeyler anlatılıyor ama insanlar bunu öğrenmesine rağmen uygulayamıyor. Kişi, eğitimde öğrendiği bilgilerle belki hayatında bir defa kalp masajı yapıp ailesinden birinin hayatını kurtarabilir.” dedi.

Zamanında ve bilinçli yapılan ilk yardımın hayat kurtardığına dikkati çeken Yüzbaşıoğlu, müdahalede bulunan kişinin soğukkanlı olması gerektiğini vurguladı.

Acil müdahalelerin eğitim almış kişiler tarafından yapılmasının önemine işaret eden Yüzbaşıoğlu, “İlk yardım müdahalesinde bulunacak herkes, önce tıbbın temel kuralı olan zarar vermeme ilkesini kabul etmeli. Bilinçsiz yapılan ilk yardım, hastaya daha da zarar verip ölüme kadar götürebiliyor. Dolayısıyla doktorlar olarak ilk yardım eğitimi almamış kişilerin kesinlikle müdahale yapmasını istemiyoruz.” diye konuştu.

BİLİNÇ YERİNE GELDİĞİNDE…

Yüzbaşıoğlu, 112 Acil Servis aranmadan önce yapılması gereken ilk yardım uygulamalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Çocuklarda ve yetişkinlerde solunum yolunu tıkayan bir durumla karşı karşıya kalındığında basit müdahalelerle hastayı kurtarma şansı çok yüksek. Kişinin hava yolu, solunum ve dolaşımı kontrol edilmeli, hastanın solunumunu engelleyen bir şey varsa dilin geriye düşmesi gibi buna uygun müdahalede bulunulmalı. Kişinin dolaşımında ve nefes almasında bir sorun yoksa o zaman hasta koma pozisyonuna alınarak 112 ekipleri gelene kadar bekletilmelidir.”

Yüzbaşıoğlu, hastanın solunum, dolaşım, hava yolu olmadığına karar verildiği takdirde yapılması gereken şeyin temel yaşam desteği olduğunu söyledi. Yüzbaşıoğlu, “İlk yardımcı, hastanın tam yanıtsız yani ölü olarak kabul edilen durumda olduğuna karar verdiğinde, 30 kalp masajı uygulamalı ve ardından iki kez suni solunum yapmalıdır. Hastanın bilinci yerine geldiğinde kalp masajı sonlandırılmalıdır.” dedi.

EN ÇOK YAPILAN YANLIŞ

Bilinci kapalı olan hastaya su bile içirilmemesi gerektiğini belirten Yüzbaşıoğlu, “Bilinci kapalı hastaya bir şeyler içirildiğinde, sıvı yemek borusundan değil solunum yolundan girerek akciğere ulaşır ve bu da ciddi sorunlara neden olur. Biz hastanın mevcut hastalığını tedavi etmemize rağmen akciğer rahatsızlığı uzun süre devam edebiliyor.” dedi.

Yüzbaşıoğlu, travma hastalarının solunumunu ve dolaşımını bozan bir şey olmadığı takdirde kişinin mevcut pozisyonunun bozulmaması gerektiğine dikkati çekti.

Düşen kişinin kaldırılarak oturtulmaması gerektiğini söyleyen Yüzbaşıoğlu, “Hastalar oturtulmaya çalışıldığında omurilik hasarı ciddi bir şekilde artıyor. Hastanın rehabilitasyon ile düzelecek hasarı bir ömür boyu yatalak ya da sandalyeye bağlı kalmasına yol açılıyor.” diye konuştu.

Kedi, köpek veya vahşi hayvanlar tarafından ısırılma durumunda yapılması gereken öncelikli şeyin yaranın sabunlu su ile temizlenmesi olduğunu dile getiren Yüzbaşıoğlu, temizlikten sonra yaranın gazlı bezle kapatılarak en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini ifade etti.

ÇOCUKLARDA ACİL MÜDAHALE

Yüzbaşıoğlu, çocukların anatomik ve fizyolojik açıdan yetişkinlerden farklı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Çocuklar, büyük insanların küçültülmüşü değildir. Yapıları farklılık gösterdiği için uygulanacak müdahaleler de değişkenlik gösterir. Örneğin çocukların solunum yoluna ihtiyacı yetişkinlerden daha fazla, ani kan kayıplarında verdiği tepkiler ise daha farklıdır. Dolayısıyla ilk yardım eğitimi alınırken çocuk ve erişkin ayrımı yapılmalı ve buna yönelik eğitimlerin planlanması önemlidir .” (AA)

İlk yardım yaparken nelere dikkat edilmeli? yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

İlk yardım yaparken nelere dikkat edilmeli? Bilinçsiz yapılan ilk yardımın hastaya daha da zarar verip ölüme kadar götürebildiğini söyleyen Acil

Katı Kişi Sendromu Nedir? Katı Kişi Sendromu Belirtileri Nelerdir? Katı Kişi Sendromunun Tedavisi Var mı?: Ünlü Kanadalı şarkıcı Celine Dion sosyal medya hesabından nadir görülen bir hastalık olan Katı Kişi Sendromuna yakalandığını duyurdu. Stiff Person sendromu olarak da bilinen bu hastalık pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Nörolojik bir rahatsızlık olan Katı Kişi Sendromu, hastanın hayat kalitesini ciddi oranda etkileyebiliyor. Peki Katı Kişi Sendromu nedir, belirtileri nelerdir? İşte Katı Kişi Sendromunun tedavi ve tanı süreci.

Önemli Not: Bu içerik herhangi bir öneri niteliği taşımamaktadır. Her kişi için bu sürecin farklı olabileceğini göz önünde bulundurun ve olası sağlık bir durumunuzda hekiminize başvurun.

Kaynak: https://www.turkiyeklinikleri.com/art…

Katı Kişi Sendromu Nedir?

Nadir görülen sağlık sorunlardan biri olan Katı Kişi Sendromu, nörolojik bir hastalıktır. Nedeni halen daha bulunamayan bu sendrom, ilerleyici katılık ve sertlik ile karakterize edilir. Glutamik Asit Dekarboksilaz Antikorlarına sahip olan kişilerde görüldüğü düşünülmektedir.

İlk başlarda sertlik, gövde kaslarında çeşitli semptomlarla ortaya çıkar. Zamanla duruş bozukluklarına sebep olur. Hatta kişiler sesten ve fiziksel temastan çok etkilenebilir.

Katı Kişi Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Katı Kişi Sendromunun en sık görülen belirtisi şiddetli spazm ve kronik ağrılardır. Bu spazmlar aniden ortaya çıkar, daha sonra şiddetli bir hal alarak kemikleri etkileyebilecek noktaya kadar gelebilir. Katı Kişi Sendromunda görülen belirtiler ise şunlardır;

*

Uykunun bölünmesi, uykuyu tam alamama

*

Ağrılar

*

Fiziksel harekette zorlanma

*

Beden duruşunda bozulma

*

Öz bakım eksikliği

*

İdrar tutamama, idrar sızıntısı

Katı Kişi Sendromu Tanı ve Tedavi Süreci

Katı Kişi Sendromunun teşhis edilmesi oldukça zordur. Belirtiler uzun zamandan sonra ortaya çıkabilir. Bu hastalığın teşhisinde bilgisayarlı tomografi, MR, renkli doppler, anjiyografi gibi nörolojik tanı yöntemlerine başvurulur.

Hastalığın belirtileri uygulanan yöntemlerle azaltılabilir. Ancak Katı Kişi Sendromunun kesin bir tedavisi yoktur.

Katı Kişi Sendromu Nedir? Katı Kişi Sendromu Belirtileri Nelerdir? Katı Kişi Sendromunun Tedavisi Var mı? yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

Katı Kişi Sendromu Nedir? Katı Kişi Sendromu Belirtileri Nelerdir? Katı Kişi Sendromunun Tedavisi Var mı? Ünlü Kanadalı şarkıcı Celine Dion sosyal medya hesabından nadir görülen bir hastalık olan Katı Kişi

Uzmanından korkutan tespit: İstanbul’da 5 haftada bin 232 fazladan ölüm var: Hazırladığı grafik ile İstanbul’da son 5 haftanın fazladan ölümlerine dikkat çeken TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Güçlü Yaman, “Grafik, İstanbul’da son 5 haftada gerçekleşen tüm ölümleri salgın öncesi yıllarla karşılaştırıyor. Kırmızı çizgiyle gösterilen 2022 ölümleri salgın öncesi 5 yılın aynı dönemine göre sürekli yüksek. 5 haftada salgın öncesi ortalamaya göre bin 232 fazladan ölüm var” dedi.

Yaman, sadece İstanbul’da değil Türkiye genelinde de ölümlerin yüksek seyrettiğini ve takibinin yapılmadığını dile getirdi.

“BU İNSANLAR SALGINDAN ÖLMÜYORSA NEDEN ÖLÜYOR?”

Belediye verilerinde ölüm nedenleri yazmadığı için Sağlık Bakanlığı’nın nedenlerini açıklaması gerektiğini söyleyen Yaman, “Resmi salgın verilerine göre Kasım’ın ilk iki haftasında Türkiye’nin tamamında 73 Covid-19 ölümü var. Belediye verilerinden elde edilen fazladan ölüm sayılarıyla resmi sayılar arasındaki devasa fark nereden kaynaklanıyor? Bu insanlar salgından ölmüyorsa neden ölüyor? Belediye verilerinde ölüm nedeni yazmadığı için ben de bu ölümlerin nedenini bilmiyorum. Bunu bilen tek kurum olan Sağlık Bakanlığı’ndan konuyla ilgili bir açıklama bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Uzmanından korkutan tespit: İstanbul’da 5 haftada bin 232 fazladan ölüm var yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

Uzmanından korkutan tespit: İstanbul’da 5 haftada bin 232 fazladan ölüm var Covid-19 salgınında yaptığı tespitlerle fazladan ölümleri kamuoyu ile paylaşan Türk Tabileri Birliği

Benden Uzaklaşan Karımı Nasıl Geri Kazanabilirim?: Eril Mars enerjisi yüksek olan bir erkek; arzulayan ve sevgisini güzel davranışlarıyla gösteren erkektir, iltifat eden, romantik konuşan ve romantizmi yaşayan erkektir, iyi dinleyen ve empati yapabilen erkektir, kadına değer ve önem veren erkektir, kadını özel ve biricik hissettiren erkektir, kadına nasıl hissettiğini soran erkektir, samimi, pozitif ve eğlenmeyi bilen erkektir, temiz ve bakımlı erkektir, güçlü ve karizmatik erkektir, sadakatiyle kime ve nereye ait hissettiğini bilen erkektir, verdiği sözleri tutan ve güven veren erkektir, hayatı ve evin yükünü kadınla paylaşan erkektir, tatile gitmek için yazı beklemeyen erkektir, seks dışında kadına aşkla dokunan erkektir. İşte bu muhteşem erkekler kadınlar için hep sevilen ve vazgeçilmez olan erkeklerdir. Siz eğer bu erkeklerden değilseniz partneriniz sizden uzaklaşabilir.

Pembe gözlükler çıkınca….

Flört döneminde kadın ve erkek henüz birbirlerine bağlılıklarından emin olamadıkları için kaybetme korkusuyla birbirlerine daha ilgili, özenli ve hassas davranırlar, pembe gözlük takarlar. Ancak bağlılık kesin olarak ilan edildikten yani evlendikten sonra işin rengi değişmeye başlar ve pembe gözlükler çıkartılır. Bir süre sonra, tutkulu ve heyecanlı flört dönemindeki davranışlar değişmeye başlar. Eşlerin hayattaki arzu ve beklentilerinin gerçekleşmesinin öncelik olduğu yeni bir dönem başlar. Bu yeni dönemde ilişkide adeta bir iklim değişikliği olur. Flört günlerinin yakıp kavuran tutkulu ve sıcak aşk iklimi, yerini kimi zaman ılık, kimi zaman serin rüzgârların estiği parçalı bulutlu, kimi zaman da karlı ve fırtınalı geçen bir iklime bırakır. Bu iklim değişikliğinin nedeni avın avlanmış ve ele geçirilmiş olması, eşlerin güven ve sahiplenme ile birbirlerine karşı davranışlarındaki değişikliklerdir.

Kadınlar sevildiklerini hissetmek isterler.

İlişkideki iklim değişikliğinden en çok kadın etkilenir. Evlenmeden önce birlikte olmak için fırsatlar yaratan eşi, artık birlikte olacakları anları, televizyon izlemeye, maça gitmeye ya da arkadaşlarıyla buluşmaya ayırmaya başlamıştır. Bu davranış değişikliği, erkeklerin eşlerini bir kez mutlu ettikten sonra artık bunun hiç değişmeyeceğini sanmalarından kaynaklanır. Evlenerek karısını sevdiğini kanıtladığını düşünen erkek, karısının bunu daima hatırlayacağı yanılgısına düşer. Eskiden, sevgi sözcükleri ve iltifatlarla süslü cümleler kurarken artık basit, yavan, kısa cümlelerle yetinmeye başlar ve farkında olmadan karısının sevgili dilini kullanmayı bırakır. Oysa kadınların sevgi dilleri dokunmaktan, birlikte vakit geçirmekten, iltifat duymaktan, ilgi, değer, özen, sevgi ve anlayıştan oluşur. Kadınlar özel ve değerli olduklarını ve sevildiklerini hissetmek ve bunları davranışlarla görmek isterler. Bunu göstermek için dağları delmenizi, çölleri aşmanızı beklemezler. Sıcak, içten, sevgi dolu bir çift söz, sabah işe giderken sarılmak, akşam sarılıp TV izlemek çoğu zaman yeterli olur.

Kadınlar kırılgandır.

Kocası tarafından ilgi görmeyen, ihmal edilen bir kadın, değersizlik duygusuna kapılır. Bu durumda en çok ihtiyacı olan şey kocasının onu sevdiğine, ona değer verdiğine dair sözler, seçimler ve davranışlarıdır ama bunları bulamadığında kocasına küser, kırılır ve ondan uzaklaşır. Aslında bu durum, kadınlarla erkeklerin bakış açılarındaki ve fıtratlarındaki farklıklardan kaynaklanır. Erkekler hayata mantık penceresinden, kadınlar da duygu penceresinden bakarlar. Bu farklı bakış açıları, ilişkilerine de yansır. Kadılar, eşlerinin ihtiyaçlarını da dikkate alarak ‘senmerkezci’ davranırlarken, erkeler daha çok kendi istekleri doğrultusunda ‘benmerkezci’ davranırlar. Zamanla erkek, karısının duygusal ihtiyaçlarını farkında olmadan ihmal etmeye başlayarak ondan yavaş yavaş uzaklaşmasına neden olur. Kadın için erkeğin ilgisini sözlerle, seçimlerle ve eylemlerle göstermesi sevgisinin en önemli belirtisidir. Kadınlar kırılgandır; kocalarından gördükleri ilgisizlik ve değersizlik onları darmadağın edebilir ve bu ilgiyi başkasından görmesi tehlike çanlarının çalması anlamına gelebilir.

Kıyaslama hatasına düşmeyin.

Kadınların kocalarından uzaklaşmasının nedenlerinden biri de kıyaslamadır. “Ahmet’in karısı kadar olamadın, kadın hem çalışıyor hem de her işe yetişiyor. Ne şanslı kocalar var.” “Gel de annemi arama, tüm kıyafetlerim her zaman ütülü ve hazır olurdu” benzeri kıyaslamalar ilişkilerde pimi çekilmiş bomba kadar tehlikelidir. Öyle ki kıyaslamanın ilişkiye zarar verdiği resmi olarak da kabul edilmiştir. Medeni Kanunda, eşi tarafından başkalarıyla kıyaslanma, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yol açabileceği için boşanma nedeni olarak görülür.

Eşinizi yetersizliklerini ön plana çıkararak, arkadaşınızın eşiyle, iş yerindeki bir kadın arkadaşınızla, bir akrabalarınızla ya da annenizle kıyaslamak, yapabileceğiniz en büyük hatalardan biri olacaktır. Eşiniz kendisini aşağılanmış, gururu kırılmış hisseder ve size öfke duyar ve artık onu sevmediğinizi, ona değer vermediğinizi düşünerek sizden uzaklaşmaya başlar. Kıyaslamalar ilişkide bağlılığı zayıflatır. Çiftin birbiriyle iletişimini koparır. Eşin hissettiği değersizlik duygusuyla artan kaygısı psikolojisini de bozarak depresyon gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. İlişkide umutsuzluk ve mutsuzluk yaratır ve aldatmaya zemin hazırlar.

Karınızı tekrar kazanmak için 5 altın tavsiye:

Unutmayın mutlu bir eş mutlu bir yaşam demektir. Kadınlar ihmal edilmeye gelmezler. Siz de eşinizin sizden uzaklaştığını hissediyorsanız aşağıdaki tavsiyelere kulak verin.

1) İlgi gösterin

Kadınlar ilgi görmediklerinde sevilmediklerini düşünebilirler. Karınıza sık sık iltifat ederek, güzel sözler söyleyerek ilginizi gösterin. “Seni seviyorum!” demekten vazgeçmeyin. Kadınlar bunu ne kadar çok söyleyebilirseniz o kadar çok duymak isterler ama bu lafın içini eylemlerle, sözlerle ve seçimlerle de doldurun.

2) Duygularını anlayın

Karınızın duygu ve düşüncelerinin sizin için önemli olduğunu her fırsatta dile getirin. Üzgün, tedirgin, gergin olduğunda onunla konuşarak, sorular sorarak neler hissettiğini anlamaya çalışın. Düşüncelerine değer verin, yargılamadan dinleyin. Hak vermek ile anlamayı birbirine karıştırmayın. Unutmayın ‘anlaşılma duygusu’ karınıza vereceğiniz en kıymetli hediyelerden biridir. Kadınlar “Seni anlıyorum” sözünü duymaktan, en az “Seni seviyorum” sözünü duyduklarındaki kadar çok mutlu olurlar ve kendilerini değerli hissederler.

3) Yardımcı olun

Evliliğin ve günlük yaşamın iş yükünü karınızın omuzlarına yüklemeyin, hayatını kolaylaştırın. Her fırsatta ona yardım etmek isteğinizi dile getirin. Market alışverişini yapın, ortalığı toplamasına eşlik edin, günlük işlerinde ona yardım edin.

4) Romantik sürprizler hazırlayın

Kadınlar için romantizm nefes alıp vermek gibi bir ihtiyaçtır. Eşyalarının arasına, çekmecelerine, ceplerine çiçek ya da birkaç güzel söz yazılı küçük notlar koyun. Gün içinde arayarak sevdiğinizi söyleyin. Hafta sonu kaçamakları ayarlayın. Birlikte özel anlar yaratmaya çalışın. Daha çok hediye alın. Güzel bir müzik eşliğinde onu dansa kaldırın. Seks dışında da dokunun, sarılın, okşayın. Romantizm konusunda yaratıcı olun.

5) Cinsellikte uyumu yaşayın

Kadınlar seks yaparken de romantizmden hoşlanırlar. Cinsel yaşamınıza romantizm ve erotizmin uyumunu getirmek için cinsellikte bencil olmadan ve eşinizin zevk almasına öncelik vererek seks yaşamınızı renklendirin, aşk oyunlarına yer verin.

WebInstagramFacebookTwitterYouTube

Benden Uzaklaşan Karımı Nasıl Geri Kazanabilirim? yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

Benden Uzaklaşan Karımı Nasıl Geri Kazanabilirim? Eril Mars enerjisi yüksek olan bir erkek; arzulayan ve sevgisini güzel davranışlarıyla gösteren erke

Sebze ve Meyveleri Daha Uzun Süre Bozulmadan Muhafaza Etmenizi Sağlayacak Tavsiyeler: Özellikle kış aylarında sebze ve meyve tüketiminin bağışıklığımız için ne kadar önemli olduğunu hatırlamakta fayda var. Üstelik bazı meyve ve sebzeleri saklarken daha dikkatli olmalıyız. Mesela patates ile soğanı aynı yerde muhafaza etmemek gerekir. Neden mi? Sorunun cevabı için sizleri içeriğimize alalım. :)

Elmalar, kiler gibi soğuk ve karanlık yerlerde muhafaza edilmeli. Kileriniz yoksa evin herhangi bir koridorunda karton bir kutuya koymanız da iş görecektir.

Ayrıca elmaların bozulmaması için hava almaları önemli, bu yüzden koyacağınız kutuda delik olması gerektiğini unutmayın. Başka bir seçenek ise, balkonda saklamak. Eğer hava soğuksa üç-dört ay kadar saklayabilirsiniz. Daha sıcak havalarda ise bu süre altı aya kadar çıkabilir.

Havuçlar genellikle birbirine temas etmesini engelleyen ve nemi emen malzemelerle saklanmalıdır. Bunlar k*m, talaş veya soğan kabukları olabilir.

Havuçlarla hızlı bir yemek yapmak isterseniz, önceden rendeleyip buzluğa atabilirsiniz.

Sarımsakların saklanması, listedeki diğer besinler kadar zahmetli değil. Hava alan ve fazla nem barındırmayan karanlık bir ortama ihtiyaçları var.

Sarımsakları filelerde muhafaza edebilirsiniz. Bir diğer seçenek ise en az altı inç derinliğinde bir kutuda saklamak. Elbette, sarımsağı bu şekilde saklayacaksınız kutuya hava alması için delik açmanız gerekir.

Lahananın evde uzun süre taze kalmasını sağlamak bir hayli zordur.

Lahana ayıklanmalı ve kağıtla sarılmalıdır. Lahana yapraklarının birbirine değmemelerine dikkat etmelisiniz. Ayrıca çürümelerini önlemek için sık sık kontrol etmekte fayda var.

Kırmızı pancar, patates için çok iyi bir komşu olabilir. Patatesi çürütecek nemi yok eder ve daha dayanıklı olmasını sağlar. Bu yüzden kırmızı pancarlarla patatesleri yakın bir yerde muhafaza edebilirsiniz.

Patateslerin tazeliklerini koruması için karanlık ve soğuk bir ortam gereklidir. Yanlarına çürümelerini engelleyen fitokitlerden salgılayan üvez yapraklarından koyarsanız patatesleriniz daha uzun bir süre dayanır.

Ayrıca elmalarla yakın yerde bulundurmamaya dikkat edin. Elmalar patateslere zarar veren gazlar salgılar.

Domateslerin tüketimi diğer besinlerden çok daha fazla olduğu için biraz daha ayrıntı verelim. Domateslerin birçok saklanma şekli var. Bunlardan biri de elbette dondurucuda saklamak.

Domatesler, uygun şekilde dondurulursa on iki ile on sekiz ay arası dayanabilir. Domatesler çiğ veya pişmiş olarak saklanabilir. İkinci yolu tercih ederseniz, domatesleri kaynattıktan sonra soğutmaya bırakın. Ardından kavonozlayarak dondurucuya yerleştirebilirsiniz. Eğer kısa süre de olsa olabildiğince buzdolabında saklamak istiyorsanız da yapmanız gereken şey, domatesleri nemden uzak tutmak ve çöplerini temizlemek.

Biberleri daha iyi muhafaza edebilmek için plastik poşetlerden uzak durmalısınız. Plastikte aşırı nem birikebilir ve biberler bu duruma diğer besinler kadar dayanıklı değildir.

Biberleri saklamak için bez bir çanta kullanabilirsiniz veya sebze bölmesine açık bir şekilde de yerleştirebilirsiniz.

Patlıcanları buzdolabına koymadan önce buzdolabınızın çok soğuk bir derecede olmadığına dikkat edin. Kağıt havluyla sardıktan sonra ise mutlaka delikli bir poşetle dolaba koyun.

Patlıcanları pişireceğiniz veya donduracağınız zamana dek doğramayın, diğer çoğu besinin aksine patlıcanlar kesilince kendilerini salar. Patlıcanları kısa sürede tüketmeyi planlıyorsanız en iyi seçenek onları oda sıcaklığında tutmaktır fakat güneş ışığından uzak tutmalısınız. Ayrıca şeftali, elma, muz, kavun ve domates gibi etilen içeren besinlere yakın bir yerde muhafaza etmemeye dikkat edin.

Soğanları korumanın en iyi yolu, delikli çuvallarda saklamak. Soğanların nemlenmesini engelleyip hava almalarını sağlıyor.

Bazı kişiler patates ve soğanları aynı yere koysalar da siz bunu yapmayın. Patatesler soğanın nemlenmesine neden olarak çürümesine yol açar.

Sebze ve Meyveleri Daha Uzun Süre Bozulmadan Muhafaza Etmenizi Sağlayacak Tavsiyeler yazısı ilk önce Kıbrıs Sağlık Rehberi üzerinde ortaya çıktı.

Sebze ve Meyveleri Daha Uzun Süre Bozulmadan Muhafaza Etmenizi Sağlayacak Tavsiyeler Özellikle kış aylarında sebze ve meyve tüketiminin bağışıklığımız için ne kadar önemli olduğunu hatı