Serra Sarıkan Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Serra Sarıkan Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Psikolojik Danışmanlık Merkezi

02/04/2024

Yaşamımızda bir şeyleri değiştirmeye karar verdiğimizde ilk adımı önce kendimize bir söz vererek atarız.

Ancak çoğunlukla üç-dört gün istikrarlı bir şekilde ilerledikten sonra kendimizi yeniden başa dönmüş buluruz.

Bunun nedeni ne olabilir, gelin bakalım.

Beyin, alışkanlıklara sıkı sıkı tutunur. Kendisi için doğru olanı değil, tanıdık olanı seçmeye her zaman yatkındır; çünkü bilindik olan her zaman daha güvenlidir mantığıyla çalışır.

Ancak güzel haber, beynimiz nöroplastisite denen bir özellik sayesinde tüm hayatımız boyunca değişebilir bir yapıya sahiptir.

Beyin, sık kullanılan ağları güçlendirerek, az kullanılanları ise ortadan kaldırarak kendini sürekli yeniler.

Peki kendime verdiğim sözleri nasıl tutacağım?

İLK KURAL:

• İstikrarlı olmak! Yeni davranış kalıplarının oturması için her gün kısacık da olsa aklınıza koyduğunuz şeyi yapmanız gerekiyor. Fazlasına gerek yok, on dakika ile başlamanız bile yeterli. Unutmayın, beyin aynı uyarıyı ancak her gün alırsa şekilleniyor. Zorlanmak kaçınılmaz olacak. Ancak zorlanıyorsanız doğru yoldasınız demektir.

İKİNCİ KURAL:

• Pes etmeye çok yakınlaştığınız anlar olacak. Belki bıkkınlık, erteleme isteği, motivasyonsuzluk hissedeceksiniz. Ama yeni sinir yollarının oluştuğu dönüm noktaları işte tam bu anlar! Bu nedenle zihinsel dirence teslim olmadan, öylesi zorlanma anlarında kendinize verdiğiniz sözü kısacık da olsa tutarsanız, döngünüz kırılmaya başlayacak.

ÜÇÜNCÜ KURAL:

• Her gün kendine verdiğin o sözü tuttuğunda, niyet ettiğin şey ile davranışın arasında bir tutarlılık yarattığın için yepyeni, tazecik nöral bağlantılara sahip olacaksın ve tosladığın zihinsel duvarı yıkmış olacaksın. Tebrikler!

Tüm bunları yaparken aklından şunları çıkarma:

Değişim korkutucu ve zorlayıcıdır. İhtiyaç duyduğun zamanlarda destek istemeyi ve kendine karşı nazik olmayı ihmal etme.

Ve;

Zamanla her şeyin nasıl değiştiğini gördüğünde hissedeceğin gururun tadını çıkar.

11/08/2023

Online ve yüz yüze görüşmeleriniz için iletişime geçebilirsiniz 🌸

23/07/2023
19/07/2023

🤎

04/11/2022

Randevu oluşturmak için iletişime geçebilirsiniz 🌺

06/10/2022

Her ilişki kendi başına bir dans gösterisi gibi! Kendi becerilerimiz ve hareketlerimiz, partnerimizinkilerle birleşiyor, karşılıklı bir ritim oluşturuyor ve kendimizi bu dansa bırakıyoruz. Bazı danslar keyifliyken bazıları bize zarar verebiliyor.

Güvenli ve Bütüncül

Bu tür ilişkilerde kişiler; otantik kendilikleriyle bağlantı içerisinde, hiçbir tehdit hissetmeden sadece kendileri gibi var olabilirler. Partnerlerinin duygusal durumlarına uyum sağlar, empati kurar ve iletişimi güçlü tutarlar.

Aşırı Bireyselleşmiş

Bu kişiler karşısındakine güvenmekten ve bağlanıyor olmaktan rahatsızlık duyabilirler. Genellikle "Benim kimseye ihtiyacım yok!" mentalitesinde davranır, rahatsız edici durumlarda kaldıklarında bir hayalete dönüşebilirler.

Aşırı Uyarılmış

Bu tür ilişkilerde her şey hızla tüketilir hale gelir. Partnerler karşısındaki kişinin kişiliğini, beğenilerini ve hobilerini benimseme eğilimindedir. Terk edilme ihtimalinin uyandırdığı korkuya karşılık yoğun bir güvenceye ihtiyaç duyarlar.

İt ve Çek

Bu kişiler yakınlık aradıkları kadar yakınlıktan korkarlar. Partnerleri ve ilişkilerini değerlendirirken siyah ve beyaz görürler; her şey ya mükemmel ya da korkunçtur. Yakınlık hissetmek ya da dikkatleri üstüne toplamak ve onaylanmak adına bilinçsiz biçimde çatışma yaratabilirler.

Kopuk

Kopuk bir örüntüde kişiler ilişki içerisinde iç dünyalarına kapanırlar ya da kopuk hissederler. Bağlanmış hissetmek, cinsel bir yakınlık kurmak ya da partnerlerinin duygularına kulak vermek onlar için zorlayıcı deneyimler olabilir. Bastırılan Öfkeleri ani duygu patlamalarına yol açabilir.

̇t

04/10/2022

-meli -malı dili yasalara dayalı bir dildir.

•Saygı görebilmem için başarılı olmam gerekir.

• Çalışmak her zaman eğlenmekten önce gelmelidir.

•Değer görebilmem için başkalarının isteklerini yerine getirmeliyim.

Tanıdık geliyor mu?

Kaygı dili ve özellikle -meli -malı ile kendimize koyduğumuz bu kurallar, sevgi ve saygı uğruna bu tür kaynağı belli olmayan yasalara kölelik etmeyi gerektirir ve tercihleri yasalarla karıştıran bir dildir.
Çoğunlukla kökenini çocukluktaki deneyimlerimizden alır. Sevgi alabilmek ve değer görebilmek uğruna kendimize yazısız kurallar belirlemişizdir.

Bu dil, basit bir ödül ve ceza sistemine dayanır. Örneğin başarılı olmak için art arda başarılı davranışlar sergileme zorunluluğu vardır ve bunun ödülü başkalarının bize yakıştıracağı güzel etiketlerdir. Başarılı davranmayı sürdürememenin cezası da başkalarının gözünde azalan değerdir.

Halbuki, bir kişi bir konuda başarısız bir performans sergileyebilir ve bu onu başarısız bir kişi yapmaz. Çünkü sergilenen performanslar ve kişilik değerleri birbirinden ayrı şeylerdir. Başarısız kişi yoktur, başarısız performanslar vardır.

-meli -malı dili hata yapmak, yanlış veya eksik bilmek ve unutmak gibi son derece normal davranışları fazla büyütür ve kaygımızı çok yükseltir.

Bu dile alternatif hangi dili kullanabiliriz?

Temkinlilik ve tercih dilini kullanabiliriz. Bu dilin mantığında ise gereklilikler yoktur, tercihler vardır. Hata ve eksiklik elbette tercih edilmeyen bir şeydir; ama YASAK da edilemez. Tercih etmememize rağmen hatalar öğrenme araçlarıdır.

Kullandığınız -meli -malı dilini değiştirirken şunları deneyebilirsiniz:

Yapmak zorundayım yerine yapmayı tercih ediyorum.

Bugün bunu bitirmek zorundayım yerine bitirmeyi seçiyorum.

Sağlıklı beslenmeye başlamalıyım yerine sağlıklı beslenmeye başlamayı ben istiyorum.

̇t

05/07/2022

Hepimiz yaşamımızı devam ettirebilmek için ilişki kurmaya muhtaç varlıklarız.

İlk ilişki kurduğumuz kişilere (çoğunlukla ebeveynlerimize) karşı yaşam boyu çok farklı duygular hissederiz.
Örneğin henüz çok savunmasızken önce bize bakım verenlere hayranlık ve büyük bir sevgi duyarız; büyüyüp kendi merakımızla dünyayı keşfetmeye ve ayrışmaya başladıkça bazen onlara öfkeleniriz. Karşı çıkmak, bir duruş yaratmak, Kendi fikirlerimizin arkasında durmak isteriz. Varoluşumuzun parmak izlerini yaratmaya çalışırız.

Fakat yetişkinler tarafından tutarsız sevgiyle karşılaşır, yeteneklerimiz küçümsenir, hep daha başarılı olmamız beklenir, aşırı korunarak bağımlılığa zorlanır, baş kaldırmanın ve hayır demenin çok ayıp olduğu mesajını alır, her öfkelendiğimizde cezalandırılırsak kendimizi tanımanın ve bireyselleşmenin yolu kapanabilir.

Bir yanımız onlara karşı gelmeyi isterken, bir yanimiz ise böylesi sevdiğimiz ve hayranlık duyduğumuz bu kişilere karşı nasıl bir duruş sergileyeceğini bilemez.
Örneğin dünyayı keşfetmek isterken ebeveynlerimiz kısıtlayıcı, korkutucu ve zorlayıcı bir tutum sergilerse; onlara ya kızgınlıkla karşılık verir ve meydan okuruz ya da korkumuz başkaldırma isteğine baskın geldiği için boyun eğeriz.

Özellikle tutarsız ebeveynlik tutumlarına maruz kalıyorsak; örneğin anne-babamızın bize aşırı kızmalarının hemen ardından müthiş bir sevgi gösterisiyle karşılaşıyorsak aklımız karışır ve "Annem-babam öyle iyiler ki, onlara kızmakta haklı olsam bile öfkemi dışa vurmamalıyım." şeklinde inançlarımız oluşmaya başlayabilir.

Böylelikle öfkemizi göstermek istediğimiz, hayır demek istediğimiz, karşıt bir duruş sergilemek istediğimiz pek çok yerde suçluluk duygusu peşimizde dolanmaya başlar.

Çoğu kez yetişkinlik yaşamımızda pek de anlamlandıramadığımız suçluluk duygumuzun altında böylesi dinamikler yatar.

̇t

01/06/2022

"Kararsızlık belirsizliği, belirsizlik kaygıyı, kaygı kararsızlığı doğurur."

01/06/2022

Sisli bir yolun başında durduğunuzu hayal edin. Sisli yolun özelliği, belirli bir noktadan sonra görüş açımızın daralmasıdır. Uzak mesafeyi rahatlıkla göremeyiz. Diyelim ki yol 100 metre, biz de yolun sonunda ne olduğunu çok merak ediyoruz. 90. metreye gelene kadar orada ne olduğunu görmemiz imkânsız. Bir yandan sürekli bizi neyin beklediğini düşünüp duruyoruz ama sisten dolayı yolun sonu gözükmüyor. İşte burada hayal gücümüz devreye giriyor. Sisli yolun sonunda ne olduğuna dair varsayımlara başlıyoruz. Yolun sonunda ya uçurum varsa? Ya sarp kayalıklar varsa? Kaygımız iyice artmaya başlıyor. Yolun daha başındayken, kendimizi 100. metrenin sonunda gerçekten uçurumdan yuvarlanacakmışız gibi inandırıyoruz. Ama yolun sonunda bizi çok güzel bir deniz kıyısı da bekliyor olabilir, yemyeşil bir orman da...

Elbette yolun sonu gerçekten uçurum da olabilir. Ama bizi bekleyen şeyin uçurum olduğunu anlayabilmemiz için 90. metreye gelmiş olmamız gerekir, bunu yolun başında anlayamayız.

Yolun sonuna yakın orada gerçekten uçurum olduğunu gördüğümüzde, düşmemek için korkumuzun da yardımıyla gereken tüm tedbirleri alabiliriz. Bütün baş etme becerilerimizi devreye sokabiliriz. Ama daha 20. metrede kendimizi uçurumdan aşağı yuvarlanırken hayal edersek, yol boyu ilerlerken görebileceğimiz gerçek tehditlere ve engellere karşı hiçbir şey yapamayız.

Yol boyu görebildiğimiz kadar mesafeyi görerek ilerlemek belki yolun sonundaki uçurum gerçeğini değiştirmeyecektir. Ama yolda ilerlerken önümüze bakmayı başarabilirsek, belki kestirme yollar fark edeceğiz. Yolun sonuna ulaştığımızda da, belki uçurumu sağımızda bırakmayı başaracağız.

09/05/2022

Neden duygusal olarak partnerlere erişilmez çekiliriz?

❕Ebeveynlerimiz ile güvenli ve duygusal olarak sürdürülebilir bir bağ kuramadıysak; yetişkinlik hayatımızda da sevgiyi kendimizi kanıtlamak, aşırı fedakâr olmak ve ilişkide kırmızı sinyalleri görmezden gelmek olarak tanımlama ihtimalimiz yüksektir. Bu tip bir dinamikte ilişkilerde kurtarıci rolünü üstlenme, "zor"u sevme, partneri iyileştirme fantazileri görülebilir.

❕ Kendimizle yüzleşmekten kaçıyorsak ve boşlukları doldurmaya çalışıyorsak; yalnız kaldığımızda hissettiğimiz kaygidan kaçabilmek adına derinlikli ilişkiler kurmaktan kaçıp daha yüzeysel olan ilişkilere yönleniyor olabiliriz.

❕ Sevilmediğimize dair kök inançlarımız varsa veya çocukken ebeveynlerimiz tarafından duygusal olarak yalnız bırakıldıysak, bilinçdışı olarak bu inançlarımızı destekleyecek partnerlere çekiliyor olabiliriz. Ne de olsa güvenli olana değil tanıdık olana çekilmeye daha yatkın varlıklarız.

❕ Güven duygumuz ile ilgili bir incinmişliğimiz varsa, kendimizi koruma amaçlı bilinçdışı daha yüzeysel ilişkiler kuruyor ve duygusal olarak erişilmez partnerlere yöneliyor olabiliriz. Böylelikle en baştan yakın olmayıp, sonradan incinme ihtimalini kendimizce sıfırlamaya çalışıyor olabiliriz.

24/03/2022

Başarılı Evliliklerde Neler Oluyor ?

Mutlu evlilik yoktur, mutlu bir kadın, mutlu bir erkeğin içinde bulunduğu evlilik mutlu bir evliliktir. Mutluluk öncelikle bireyseldir. Tabi mutlu olan kişi ile ilişki diğer partnerin mutlu olmasını kolaylaştırır.

Devam eden birliktelikleri biliyoruz. Sonlanan birliktelikleri görüyoruz, peki mutsuz olunduğu halde devam eden zahmetli ilişkiler? Sayıları oldukça fazla.

Öncelikle belirtmek gerekiyor ki mutlu olmamak, mutsuz olmak anlamına gelmiyor. Bireyler bazen tüm imkanlara sahip oldukları halde mutlu olamadıklarını ifade ederler. Aynı bireyler kimi zaman mutsuzluklarını kimi zaman ise mutlu olamama hallerini ifade ediyorlardır. Oysa biliyoruz ki bir de mutlu ve mutsuz olma arasında bir orta hâl vardır. Bu çoğunlukla içinde bulunduğumuz zamanın temsiliyetidir. İnsanların çoğunlukla bu aralıkta olmaları beklenir.

Sabah güne normal uyanmaları, gün içinde normal olmaları ancak bazen mutlu hissettikleri anılar yaşamaları, bazen de mutsuz oldukları anılara sahip olmaları beklenir. İstendik beklenti tabi ki daha fazla mutlu olma anılarıdır. Ağırlıkla yaşadıkları duygular, hayatlarının nasıl geçtiğine dair kendilerinde bir kanı oluşturacaktır.

Mutlu olarak tanımlanan ilişkilerde hissedilen bir sevgi, duyulan bir hayranlık, sahip olunan bir muhabbet vardır. Eşlerin iltifatları beklendik ve şaşırtısızdır.
Suskunluktan ziyade açık sözlülük vardır, bireyler kendilerini rahat ifade ediyor karşılığında da cevap verme çabası yerine anlama çabası görülüyordur.

Eşlerin birlikteliklerini sorgulamaları yerine birlikteliklerinden övünç, utanma yerine kabul ve gurur duyma vardır. Eşinizle gurur duymanız için onun ideal bir eş olmasına gerek olmadığını hatırlatmış olalım. Utanılacak yönleri yerine gurur duyulacak yönlerine bakmak yeterli olacaktır.
Alay, hayal kırıklığı, göz devirme, küçük görme gibi bakışlar bu ilişkilerde yalnızca mizah amaçlı kullanılır.

Mutlu ilişkiler kavganın olmadığı ilişkiler değildir, üzücü olaylar sonrası durumun telafi edilebildiği, çiftin her gün bağlantı kurduğu, birlikte olmanın keyfini yaşamak için telafilerin hızlı ve kolay gerçekleştirildiği ilişkilerdir.

25/02/2022

Nedir bu alma-verme dengesi?
İlgi gördüğün kadar ilgi göstermek, değer aldığın kadar değer vermek, çaba gördüğün kadar çaba göstermektir.
Eğer siz bu dengeyi bozarsanız ilişkinin kaybedeni, değersizleşeni olursunuz.

Bir duruma/davranışa kırıldınız, haklı olan taraf sizsiniz. Kendinizi ifade ettiniz, kırıldığınızı belirttiniz artık çabalaması gereken kişi partneriniz. Aksini yapar siz çabalamaya devam ederseniz dengeyi bozarsınız.
Ya da partnerinizi aradınız geri dönüş alamadığınız halde ısrarla aramaya devam ettiniz yine dengenin bozulmasına sebep olursunuz.
Yapmanız gereken basit ne kadar alıyorsanız o kadar vermelisiniz ki denge şaşmasın.

İlişkide değersizleşen taraf olmamak için bu dengenin daima korunması gerekir. Kendinizi ifade edin ve geri çekilin, geri çekilin ki onunda ilişki için çabalamasına fırsat tanımış olun.

Alma-verme dengesinin sağlanabilmesi için kişinin kendini ve duygularını kontrol edebilmesi gerekir.

Haklı olduğum halde kabul etmiyor, beni suçluyor yine özür dileyen, çabalayan taraf ben olmak zorunda kalıyorum diyenleriniz olacaktır. İşe bu zorunluluğu kendinizde görmeyerek başlayabilirsiniz. O zaten sizin haklı olduğunuzun farkında bunun için ekstra bir çaba sarf etmenize gerek yok. Haksızlığını kabul etmeyen, sizi suçlayarak güç elde etmek isteyen kişinin ne kendine ne de bulunduğu ilişkiye faydası olmayacaktır.

"Haklı olduğumu sende biliyorsun, suçlamalarını kabul etmiyorum." şeklinde yaklaşmalısınız. Ancak bunu yaparken bağırarak, kavga ederek ya da haklılığınızı kanıtlamaya çalışarak değil, sakin ve kendinizden emin bir şekilde yapmalısınız.
İlişkilerin devam etmesi için iki taraflı çaba gerekir eğer bir ilişkinin bütün yükünü siz üstlenirseniz kendinize olan saygınızıda kaybetmeye başlarsınız o yüzden bu dengeyi korumak önce kendiniz için sonra ilişkiniz için oldukça önemlidir.

24/12/2021

ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME DAVRANIŞI

Tırnak yeme davranışı genellikle 3-4 yaş itibari ile ortaya çıkan, uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilen bir durumdur. Kız çocuklarında, erkek çocuklarına oranla daha sık karşılaşılmaktadır. Her davranışta olduğu gibi bu davranışın da ortaya çıkmasında çevresel ve psikolojik etkenlerin rolü büyüktür.

Davranışın Altında Yatan Sebepler

Aile içi sorunlar, kardeş kıskançlığı, anne babanın boşanması, istismar, anne babanın aşırı baskıcı ve kontrolcü olması, genetik yatkınlık, anksiyete, ölüm ve yas süreçleri, yakın çevresinden birinin rol model olması, akademik kaygı, özgüven eksikliği, şiddet içerikli televizyon programları, akran zorbalığı gibi nedenler bu davranışın oluşmasına neden olabilmektedir.

Davranışa Yönelik Çözüm Önerileri

Öncelikle davranışın temel kaynağı bulunmaya çalışılmalıdır. Davranışın nedeni bulunduğunda çözüm yollarına daha kolay ulaşılacaktır.
• Davranışın başlandığı gözlemlendiğinde, çocuğun dikkati başka yöne çekilmelidir.
• Çocuğu, elini meşgul edecek aktivitelere (puzzle, resim yapma, vs.) yönlendirmek, çocuğun davranıştan uzaklaşmasını sağlayacaktır.
• Eleştirmek, kızmak, cezalandırmak, sürekli uyarıda bulunmak davranışın sıklığını arttırabileceği gibi çocukta özgüven zedelenmesine sebep olacaktır.
• Çocuğunuzla daha fazla vakit geçirmeli, ona değerli olduğu sık sık hissettirilmelidir.
• Acı oje ve benzeri yöntemler ile geçici çözümler elde ediliyor olsa da davranışa asıl sebep olan sorun belirlenmediği sürece davranış yerini başka bir davranış problemine bırakacaktır.
• Çocuğunuz ile tırnak yeme davranışının ona zarar verebileceğini, bakımlı ve hijyenik görünmenin olumlu yönleri hakkında sohbet ediliyor olması, sürecin olumlu yönde ilerlemesini sağlayacaktır.
• Davranışın ortalama üç aydan uzun sürdüğü, çocuğun tırnak diplerinde yara ve kanamaların görüldüğü durumlarda, mutlaka bir uzman desteğine başvurulmalıdır.

10/12/2021

Keyifli okumalar 🌸

Photos from Serra Sarıkan Psikolojik Danışmanlık Merkezi's post 10/12/2021

Kardeş ilişkileri üzerine önemsediğim bir kaç noktaya kısaca değinmek istedim. Kardeş ilişkileri hakkında konuşulacak, yazılacak çok şey var.

Dengeleri sağlamak çok zor. Dengeleri sağlamanın sihirli çözümleri yok. Çatışmayı önlemek için aldığımız önlemleri gözden geçirmek, kardeşlerin bir takım olduğunu hissettirmek, bu yolda taraf tutan ya da ikisine de eşit bakan değil, onlarin ihtiyaçlarını gözeten bir yerden yaklaşmak önemli.

03/12/2021

Kara kedi gördüğümde saçımı çekmem, Her türlü ihtimalinden kaçındığım şeyi duyduğumda üç kere tahtaya vurmam, Merdiven altından geçmemem,

Nazar değmesin diye taktığım bilekliğim, Ayakkabımın önce hep sağ tekini giymem mi? Bilmiyorum. Belki de hiçbiri. Korunmamız mümkün bile olmayabilir. Olacak olan oluyor.

Bildiğim bir şey varsa, o da başıma gelenleri "hep beni bulan" talihsizlikler olarak değerlendirdiğim ve beni korumasını beklediğim davranışlarımdan medet ummaya başladığım zamanlarda işlerin daha da sarpa sariyor olması.

Hayat kötü gitmeye başladığında, o kötü giden şeyin üzerine inadına gittiğimde ben korkumu yenmeye başlıyorum. "Daha da kötüsü olacaksa olsun, hazırım işte" diyorum. Ve sanki görünmez bir kalkan başlıyor etrafımı sarmaya ve beni korumaya. Korumak derken, savaşacak cesareti bulmaya başlıyorum. Sonra bir bakmışım, Bitmiş bile.

Felaketten kaçmaya çalışsan da, koşullar ve seçimlerin seni oraya sürüklüyorsa geçmiş olsun. Ne önlem alırsan al işe yaramayabiliyor.

Çocuklar ve gençler bir sorunla karsilastiklarinda hızlı çözüm arayışındalar. Haklılar da, çünkü artık her şey çok hızlı. Misal; Youtube'daki videoyu hızlıca ilerletip filmin son sahnesini görebilmek varken neden beklesinler ki?

Ama bir şekilde başlarına kötü bir şey geldiğinde onlara pes etmemeyi öğretmemiz lazım. Öğretmezsek, başlarına gelecek kaçınılmaz kötülüklerle savaşma taktiklerini öğrenmek yerine kolay ve kısa yoldan korunma yollarını bulmaya çalışacaklar. Torpil arayacaklar. Çalışmayıp "iyi bir evlilik" yapacaklar. Gerisi malum. Muazzam bir hayal kırıklığı. Güçsüzlük hissi. Hayata isyan. Pes etme ve depresyon.
Çocuklara ve gençlere verebileceğimiz mesaj: Hayat kolay bir yer değil. Ama yeterli baş etme becerisi geliştirirsen, iniş çıkışları çok zevkli bir yer.

26/11/2021

Neleri yapmak zorunda değilsiniz ?

26/11/2021

Bu hafta 📰

10/11/2021

Online ve yüz yüze randevu oluşturmak için ulaşabilirsiniz 🌸

09/11/2021

Saygı, sevgi ve minnetle

29/10/2021

Çocuklar neden yalan söyler ?

19/10/2021

Fark etmeye başladıktan sonra anlamlandırmaya, duygu, düşünce ve davranışlarımız arasındaki etkileşimi, ilişkiyi çok daha iyi görmeye başlıyoruz:

Duygularımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz duygularımızı nasıl etkiliyor, tüm bunlar bedenimizde nasıl yankı buluyor ve, belki de en önemlisi, bu durum davranışlarımızı, seçimlerimizi nasıl şekillendiriyor..

Bunu matematiksel bir denklem gibi düşünebiliriz. Aradaki ilişkiyi anladığımızda, denklemi istediğimiz şekilde tasarlamak, akışı yeniden düzenlemek, aradaki ilişkisel bağı istediğimiz gibi kurgulayarak, bize hizmet eden seçimleri yapmak elimizde.

Bugüne kadar öğrendiklerimiz, alışkanlıklarımız, konfor alanımız bizleri tanıdık, bildik davranışlar sergilemeye, seçimler yapmaya iter. Çünkü bunlar daha önce denenmiştir ve sürprizi yoktur. Sonunda ödül ya da ceza olmasından daha mühimdir sonucun tanıdık olması.

Eğer sonucun farklı ya da hayal ettiğimiz gibi olmasını istiyorsak, bizi buraya kadar getiren süreçte bir şeyleri daha farklı yapmaya ihtiyacımız var. Bu, o konuya farklı bir bakış açısıyla bakmaya çalışmak ya da bu sefer çözüm için farklı bir yol denemek olabilir.

Peki şu an neyi seçiyorsun?:

Bugüne kadar büyük oranda içinde yaşadığın ortam tarafından şekillendirilmiş ve otomatik pilotta yaşadığın duygu, düşünce ve davranış kalıplarıyla hareket eder kararlar vermek mi?

Yoksa, duygu, düşünce ve davranışlarının gücünü ve etkisini fark ederek, bilinçli bir şekilde, sana ne hizmet ediyorsa ya da sen neyi deneyimlemek istiyorsan ona göre seçimlerini yapmak mı?

Eğer ikincisi diyorsan, şu andan itibaren başlayabilirsin denemeye. Akşam yiyeceğin yemekten, bu hafta görüceceğin insanlara sana iyi gelmediğini düsündüğün şeylerle ilgili planından, yarın kendin ve hayalin için atacağın adıma kadar.

15/10/2021

Bu haftaki yazım toksik pozitiklik üzerine keyifli okumalar dilerim 📝

Videos (show all)

Yanlış kişiler için asla kendinizi doğru ifade edemeyeceğiniz ilişkiler içerisinde vakit kaybetmemelisiniz..            ...
Olgunlaşmak stres, kaos ve anlaşmazlıkların ortasında kalmak istemediğinizi fark etmektir.       #psikoloji #psikolojikd...
Neleri yapmak zorunda değilsiniz ?
#10kasımatatürk #atatürk #mustafakemalatatürk

Telephone

Website

Opening Hours

Monday 10:00 - 19:00
Tuesday 09:00 - 19:00
Wednesday 10:00 - 19:00
Thursday 10:00 - 19:00
Friday 11:00 - 19:00
Saturday 11:00 - 19:00