Prof.Dr.Arif Ulubil

Tiroglossal kanal kisti, boyun orta hattında ortaya çıkan en sık kitlelerdendir. Genellikle çocukluk döneminde bulgu verir. Tiroglossal kanal kistinin tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Cerrahi tedavi, sadece kistin çıkarılmasını değil, aynı zamanda nüks etmesini önlemek için dil kökü ile potansiyel bağlantısının da çıkartılmasını gerektirir. Bu, dil kaslarının yapıştığı hyoid kemiğin merkezi kısmının çıkarılmasını içerir. Bu işleme Sistrunk prosedürü denir. Hyoid kemiğin orta kısmının çıkarılmasının çocuğun yutkunması veya konuşması üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur.
3 yaşındaki hastamız Sistrunk operasyonu ile dren yerleştirmeye gerek duymayacak şekilde tedavi edildi Ertesi gün de taburculuğu sağlandı.
# tiroglossal

Koklear implant, hiç duymayan insanlarda, iç kulağın görevini üstlenen, kişinin hayatını olumlu yönde tamamen değiştiren müthiş bir teknolojidir.

Geçen haftaki ile yaptığımız canlı yayından sonra en sık sorulan soruyu özetlemek istedim. Geniz eti çocuklarda işitme kaybına neden olursa, sık kulak enfeksiyonları veya sinüzit atakları yaşanırsa, ya da  uykuda nefes kesilmeleri olduğunda ameliyat edilir.

# çocukkbb

Ulusal KBB & Baş Boyun Cerrahisi Kongresi'nin ilk oturumunda...
Emeği geçen herkese çok teşekkürler...

Ulusal KBB & Baş Boyun Cerrahisi Kongresi'nin ilk oturumunda...
Emeği geçen herkese çok teşekkürler...

Her zaman minnetle, şükranla...
İzindeyiz...

Sağlıklı uyku, burun solunumu ile mümkün...

KBB A servisi dostluğu

Mükemmel kulak (teknik olarak absolüt kulak olarak da bilinir), bir notanın perdesini çaba harcamadan belirleme yeteneğidir. Her 10.000 kişiden sadece 1'i bu özelliğe sahiptir.

Diyelim ki biri piyanoda re notası çalıyor. Mükemmel kulağa sahip bir kişi bu notayı herhangi bir referans olmadan re olarak tanımlayabilecektir. Veya çalınan bir notayı duyabilir ve onu aramak zorunda kalmadan bir enstrümanda şıp diye çalabilirler.

Ne büyük bir tanrısal lütuf, değil mi?

Mükemmel perdeye sahip bazı ünlü müzisyenler Mozart, Beethoven, Jimi Hendrix, Michael Jackson ve Mariah Carey'dir.

Bu 10.000 kişiden 1'i olmasanız bile kulaklarımıza iyi bakmamız çok önemli. İşitme, çınlama, kulaklardaki basınç değişiklikleri KBB doktoru tarafından değerlendirilmelidir. Hemen hemen tüm işitme sorunları tedavi edilebilir.

Perfect pitch (technically known as absolute pitch) is the ability to identify, without effort, the pitch of a note. Out of every 10,000 people, only 1 will have perfect pitch.

Let’s say someone plays a D on the piano. A person with perfect pitch—and would be able to identify the note as a D without any reference. Or they might hear a note played and be able to reproduce it on an instrument without having to search for it.
What a gift, isn’t it?

Some famous musicians with perfect pitch are Mozart, Beethoven, Jimi Hendrix, Michael Jackson, and Mariah Carey.

Even if you are not the 1 out of a 10,000, it is very important to take good care of our ears. Any changes in hearing, ringing, pressure in the ears should be evaluated by an ENT physician. Almost all hearing problems are curable.

# mariahcarey

Bugünkü paylaşım sevgili arkadaşım nöroloji uzmanı Prof.Dr.Geysu Karlıkaya’dan işitme kaybı ve demans ilişkisini özetleyen bir çalışma hakkında. Hastalarımızın iyiliği için alt branşların işbirliğinin önemini vurguluyor…

Sesim geliyor muuu ⁉️

Gelmiyorsa lütfen doğru KBB’ ye

Biliyor musunuz kiiiii 75 yaş üstü popülasyonunun 2/3’ünde işitme kaybı var 

İşitme kaybı olanların da sadece 1/7’ si işitme cihazı kullanıyor 

Ve daha fenası bu 1/7 deeee cihaz alana kadar ortalama bir 10 sene bekliyor 

Demans için önlenebilir risk faktörleri arasında işitme kaybını çok önemli

Yeni bir çalışma Oxford Üniversitesi’nden geldi

Çalışmada demans tanısı olmayan 60 yaş üstü 82 039  kişi detaylı işitme testleri uygulandıktan sonra 11 yıl  takip edilmiş

İşitme kaybı olan hastalarda demans gelişme riski %60-90 

Tam nedenini bilemesek de biliyoruz ki kendi kendinize sessizce oturduğunuzu düşündüğünüzde bile kulaklarınız etraftan sinyalleri toplar ve beyini sürekli çalıştırır, bu iyi bir şey

İşitme kaybı olduğunda konuşulanları anlamak için sarfedilen çaba beyinin normal çalışma düzenini yani dengesini bozabilir; bu kötü bir şey olabilir

Ek olarak bir de işitme kaybı olanlar ortama uyum sağlayamayacaklarını düşünerek sosyal ortamlara girmekten kaçınıp, içe kapanınca beyin de bu ortama uyup kendini kapatmaya başlayabilir ki bu kesinlikle kötü

Bu işin de bir tavuk- yumurta olayı olabilir tabiii ama bu sorunun cevabı için ‘further research 🔬 is needed’ 😉

Prof. Dr. Geysu Karlıkaya
Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji Uzmanı Elektrodiyagnostik Nöroloji MSc

  loss              

Dehaya yardım eli uzatmak…
Altta yatan sebebi hakkında çeşitli tartışmalar olsa da Beethoven giderek ilerleyen ve en sonunda tamamen sağırlığa yol açan işitme kaybından muzdaripti. Ancak tüm bu olumsuzluklar O’nu 9. Senfoni’ yi bestelemekten alıkoyamadı. Ünlü piyano yapımcısı Conrad Graf Beethoven için rezonansı yüksek tabanlı, özel tel dizilimli, beşinci pedalı olan ve böylece seslerin müzisyene daha direkt ulaşmasını sağlayan bir “Piano forte” tasarlamıştır. Yine bir müzisyen olan Johan Nepomuk Maelzel ise “kulak trompeti” olarak adlandırdığı işitme cihazları ile Beethoven’ ın sesleri daha yüksek duymasını sağlamıştır. Maelzel aynı zamanda çok iyi bir mühendis ve şovmendi, güncel metronomun geliştiricilerinden birisi olduğu gibi, “panharmonikon” denen kendi kendine çalabilen mekanik bir orkestra dizayn edip gösterilerinde kullanmış ve yine dizaynında ve geliştirilmesinde katkıda bulunduğu “Satranççı Türk” adı verilen mekanik satranç makinesi ile  Amerika’ da üne kavuşmuştur. İşitme kayıplarının rehabilitasyonu dünya tarihinin seyrini değiştirebiliyor…
# koklearimplant # maelzel # hearing # chess

Geçmiş resimler…Hem gülümsetiyor, hem şaşırtıyor. Yukarıdaki resim devasa yaşayan bir satranç tahtası. 
Piyonlar piyade, atlar süvari, kalelerde ise minyatür toplar var. 
1920’lerin ortası St.Petersburg’da Kızıl Ordu siyahlar, Sovyet Donanması beyazlar…
Hamleler, o dönemin rakip satranç şampiyonları tarafından telefonla yapılıyor.

̆az

2004-2006 yılları arasında University of Miami'de kulak cerrahisi üst ihtisası yaparken, beraber yayınlar yaptığımız sevgili odyolog arkadaşım Marek ile. Beni tanıyanın el kaldırmasına bu sefer gerek yok...

Daima izindeyiz. Nice 19 Mayıslara ...

Baharın gelişini, güzel günleri tüm renklerle kutlamalı... , Siyah-beyaz da bizim, sarı-kırmızı da, sarı-lacivert de. Gökyüzü tüm renkleri bağrına basıyor...

Çoğumuzun evde hapis kaldığı bugünlerde moralinizi daha da  bozmak, evdeki sınırlı kağıt mendilleri bitirmek ister misiniz? Cevabınız hayır da olsa size Uzak Doğu Edebiyatı’nın duygu yüklü  iki güzide eserini tavsiye edeceğim. Kısa kitaplar bunlar ama okumak istemem derseniz, her ikisinin de filmleri yapılmış. 

Genki Kawamura’nın eseri “Bir Gün Kediler Dünyadan Yok Olsaydı” adlı kitap, genç yaşta beyin tümörü teşhisi konan bir kişinin bir gün daha fazla yaşamak için şeytanla yaptığı anlaşmayı konu alıyor. Her fazladan gün için şeytan kendisinden dünyadan bir şeyi eksiltmesini istiyor. Fazladan yaşamak için hayattan neler feda edilebilir derken, insanın kendinden vazgeçebileceğini ama sevgi ve emekle yoğurduğu kişi,canlı ve anılarının vazgeçilmez olduğunu görüyoruz.

Yu Hua’nın kitabı “Yaşamak” ise çok zengin, şımarık ve umursamaz bir toprak sahibinin kendi hataları ve Çin’in sürekli değişen sosyo-politik ortamının sonucunda fakir ve koca kalpli bir çiftçiye dönüşümünün hikayesini anlatıyor. Sevilenin kaybının ne kadar yakıcı-paramparça edici olduğunu yalın ve şiirsel bir dille yüzümüze çarpıyor.

Şimdi okuyun, bana sonra yaşlı gözlerle kızarsınız…

# tolive

Yoksa...?

İşitmesini kaybeden bir müzisyenin dramı…Bu yılın Oscar’larında 6 dalda aday olan bu film, benim gibi sert müzik ile yatıp kalkan, işitme bozukluklarının tedavisi ile uğraşan birisi için mutlaka seyredilmesi gerekenler arasındaydı. Tıbbi açılardan yanlışlarla dolu olan benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Ancak en azından işitme kaybının gerçek hayatta nasıl bir his olduğunu vermesi açısından çok başarılı. 
Bunu sağlayabilmek için filmin ses teknisyeni, yönetmeni Paris' te bir “anekoik oda”ya davet etmiş. Bu odaların özelliği çevreden gelen tüm ses ve elektromanyetik dalgaları emebilmesi. Yönetmen Becker bu odada 10 dakikada geçirdikten sonra artık kendi tendonlarının sürtünmesini ve kan akışının sesini duyar hale gelmiş. Yine filmdeki ses boğukluğu efektini yaratmak adına korunmuş kafa tasları ve kasklar içine mikrofonlar yerleştirilmiş ve steteskoba benzer mikrofonlar kullanılmış. 

Çocuklarımın ve diğer tüm çocukların gözlerindeki ışık ATAMIZ'DAN armağan. İzindeyiz...

Memphis deyince aklınıza kim geliyor? Elvis Presley tabi. Ancak Memphis’in tek medarıiftiharı sadece Elvis değildi elbet. En az Elvis kadar önemli bir kişi olan Dr. John Shea’den kısaca bahsetmek istiyorum bugün. Otoskleroz denen, halk arasında “kulak kireçlenmesi” olarak bilinen işitme kaybının en sık sebeplerinden olan hastalığın çözümünü bulan kişidir kendisi. Kireçlenmeye bağlı hareket özelliğini yitiren vücudun en küçük kemikçiği olan üzengiyi çıkarıp, yerine bir protez koymayı başarmış ve bu dertten muzdarip milyonlarca kişi için deva olmuştur. Övünmek gibi olmasın ama en mikro ortopedi ameliyatını bu sayede biz KBB’ciler yapıyoruz.
Dr.Shea’nin 1956’daki bu muhteşem başarısının ardından birçok hastası ve meslektaşı kendisinin Memphis’teki kliniğine akın etmişler ve kendisi gösterilen ilgiyi karşılıksız bırakmamış. Nitekim 1960 Amerika Güzeli ile evlenerek mutlu bir yuva kurmuş ve daha birçok yeniliğe imza atmış…

Bir zamanlar dağlarda... Sene 1993'te Kaçkar Dağı'na tırmanmak üzere yollarda. Beni tanıyan el kaldırsın 🤙