Pors Medikal
Nearby clinics
Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi Avni Akyol Bulvarı No:7-9 B 4 blok D:25 Başakşehir
You may also like
Tıbbi cihaz ve teşhis cihazları üreticileri ve distribütörlerinin satış, tedarik ve çözüm ortağıdır.
Yeni Cryovet Kryocerrahi Cihazı ile hastalarınıza hassas, hızlı ve ağrısız tedavi sunun. Anestezi gerekmez, stres ve rahatsızlık minimumda!
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın gururunu yaşıyoruz! Gazi Mustafa Kemal
Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarının önderliğinde kazanılan bu büyük
zafer, milletimizin azmi ve kararlılığının en büyük göstergesidir. Zafer
yolunda öküzlerin çektiği kağnılarla cepheye mühimmat taşınırken
sergilenen fedakarlık, vatan sevgisinin en somut örneğidir. Tüm şehitlerimizi
rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Zafer Bayramımız kutlu olsun!
🐾 Cryovet ile tedavinin gücünü hissedin!;
Köpeklerde C-Reaktif Protein (cCRP), karaciğer tarafından üretilen ve kan dolaşımında
bulunan bir proteindir. Vücutta iltihap, enfeksiyon veya doku hasarı gibi durumlarda cCRPseviyesi yükselir. Bu nedenle cCRP, köpeklerde bu tür durumların belirlenmesinde önemlibir biyomarkerdir.
cCRP'nin yükseldiği durumlar:
🐾 Enfeksiyonlar: Bakteriyel, viral veya fungal enfeksiyonlar cCRP seviyesini artırabilir.
Örneğin, köpekteki bakteriyel enfeksiyonlar veya parvovirüs gibi viral enfeksiyonlar.
🐾 İltihaplı Hastalıklar: Artrit, pankreatit, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi kronik iltihaplı durumlar.
🐾 Doku Hasarı: Travma, ameliyat sonrası durumlar veya yanıklar gibi durumlar cCRP
seviyesini yükseltebilir.
🐾 Otoimmün Hastalıklar: Köpeğin bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırdığı
otoimmün hastalıklar.
🐾 Neoplazi (Tümörler): Hem benign (iyi huylu) hem de malign (kötü huylu) tümörler
cCRP seviyesini artırabilir.
🐾 Kalp Hastalıkları: Özellikle kalp krizi veya kalp yetmezliği gibi durumlar.
Veteriner hekimler, cCRP seviyelerini ölçerek köpeklerde iltihabi durumları ve bazı
hastalıkları tespit edebilir ve tedavi sürecini izleyebilir.
Bu test, köpeklerdeki genel sağlık durumu hakkında önemli bilgiler sağlar ve tedavi planlarının oluşturulmasına yardımcı olur.
Veteriner hekiminiz, antijenik evre veya antikor evresi testi yapmaya karar verirken, birkaç faktörü dikkate alır:
1. Hastalığın Evresi
2. Klinik Belirtiler
3. Geçmiş Tıbbi Öykü
4. Hastalığın Doğası
5. Testin Hassasiyeti ve Özgüllüğü
6. Zaman ve Kaynaklar
Bu faktörleri dikkate alarak, veteriner hekiminiz hangi testin en uygun olacağına karar verir ve böylece en doğru teşhisi koymak ve en etkili tedavi planını oluşturmak için gerekli bilgileri elde eder. Kedi ve köpeğinizin sağlığı ve tedavisi konusunda en doğru kararı veteriner hekiminiz verir!
Patojen, bir organizmada hastalığa yol açabilen herhangi bir mikroskobik
organizma veya moleküldür ve genellikle bakteriler, virüsler, mantarlar,
protozoalar gibi mikroorganizmaları kapsar. Antijen ise bağışıklık sistemi
tarafından tanınabilen ve ona karşı bir yanıt başlatabilen herhangi bir
moleküldür, genellikle patojenlerin yüzeyinde bulunur.
Özetle:
- Patojen: Hastalığa neden olan organizma veya moleküldür. Örneğin, bir
bakteri, virüs, mantar veya parazit olabilir.
- Antijen: Bağışıklık sistemi tarafından tanınan ve ona karşı bir immün yanıt
oluşturan bir moleküldür. Antijenler, patojenlerin yüzeyinde bulunabilir veya
serbest halde olabilirler.
Patojenlerin yüzeyinde bulunan antijenler, bağışıklık sisteminin bu patojenleri
tanımasını ve onlara karşı yanıt vermesini sağlar. Patojenler kendileri antijen
değildir, ancak üzerlerinde antijen taşıyan organizmalardır. Bu antijenler,
bağışıklık sistemi tarafından hedef alınır ve patojenin yok edilmesine
yardımcı olur.
Border Collie ırkı köpekler genellikle en zeki köpek ırkı olarak kabul edilirler. Border Collie'ler, üstün zekaları, hızlı öğrenme yetenekleri ve itaatkarlıkları ile tanınırlar. Çeşitli itaat ve çeviklik yarışmalarında sıklıkla başarılı olurlar. Ayrıca, çoban köpeği olarak da mükemmeldirler ve karmaşık komutları hızlı bir şekilde anlayıp yerine getirebilirler.
Bu ırk çok yüksek enerji seviyesine sahiptir. Günlük yoğun egzersiz ve zihinsel uyarım gerektirirler. Çoban köpeği olarak yetiştirildikleri için sürekli olarak çalışmak ve meşgul olmak isterler.
Border Collie'ler, aktif yaşam tarzı olan ve köpeği ile çeşitli aktiviteler yapmayı seven sahipler için mükemmel bir seçimdir.
Kedilerde lentigo, genellikle ağız, burun, göz çevresi ve dudak gibi bölgelerde ortaya çıkan küçük, koyu renkli lekeler veya noktalar olarak tanımlanır. Lentigo, cildin pigment üreten hücreleri olan melanositlerin sayısının artmasıyla oluşur. Lentigolar genellikle zararsızdır ve yaşlı kedilerde daha yaygın görülür. Kedilerde lentigo ve yaş arasındaki bağlantı, lentigo nun genellikle daha yaşlı kedilerde daha yaygın olmasından kaynaklanır.
Lentigo simplex, genellikle 1 yaşından itibaren başlar ve kediler yaşlandıkça daha belirgin hale gelir. Bu lekeler genellikle zararsızdır ve kedinin sağlığını olumsuz etkilemez.
Lentigolar, kedi sahipleri için endişe verici görünebilir fakat genellikle tıbbi müdahale gerektirmez.
Ancak, lentigonun büyüklüğünde veya sayısında ani bir artış fark ederseniz veya bu lekeler şekil, renk veya boyut değiştirirse, veteriner hekime danışmanız önemlidir. Bu belirtiler, daha ciddi cilt problemlerinin veya diğer sağlık sorunlarının işareti olabilir.
PCR, bir patojenin genetik materyalini (DNA veya RNA) tespit etmeye yarayan bir yöntemdir.
Antikor üretimi, bağışıklık sisteminin enfeksiyona yanıt verdiğini gösterir, ve patojenin türüne
ve hastaya göre farklı dönemlerde ve seviyelerde olur. Ayrıca hasta iyileştikten sonra dahi, kan dolaşımında bağışıklığı sağlayacak seviyede antikor olur. Antikor üretimini yükselten bir diğer olgu da aşıdır. Dolayısıyla antikor testleri hastalığın seyri hakkında indirekt bir sonuç verir.
Serolojik testler (antikor testleri) genellikle hastalığın ilerlediği durumlarda pozitif sonuç
vermeye başlar ve hasta iyileşse de pozitif sonuç alınabilir. Hastalığın seyrini anlamak için
serolojik testlerin PCR testleriyle (patojenin varlığını tespit etmek amaçlı) desteklenmesi gerekebilir.
Veteriner hekim muayenesi sonucu hastalık şüphesi için antijen ve antikor testi sonuçlarını birlikte değerlendirmek istemiş olabilir. Bu testler, veteriner hekim için şüpheli hastalığın hangi evrede olduğunu anlaması ve bu sayede en uygun tedavi protokolü belirlemesinde yardımcı olacaktır.
PCR, bir patojenin genetik materyalini (DNA veya RNA) tespit etmeye yarayan bir yöntemdir. Antikor üretimi, bağışıklık sisteminin enfeksiyona yanıt verdiğini gösterir, ve patojenin türüne ve hastaya göre farklı dönemlerde ve seviyelerde olur. Ayrıca hasta iyileştikten sonra dahi, kan dolaşımında bağışıklığı sağlayacak seviyede antikor olur. Antikor üretimini yükselten bir diğer olgu da aşıdır. Dolayısıyla antikor testleri hastalığın seyri hakkında indirekt bir sonuç verir.
Serolojik testler (antikor testleri) genellikle hastalığın ilerlediği durumlarda pozitif sonuç vermeye başlar ve hasta iyileşse de pozitif sonuç alınabilir. Hastalığın seyrini anlamak için serolojik testlerin PCR testleriyle (patojenin varlığını tespit etmek amaçlı) desteklenmesi gerekebilir.
Veteriner hekim muayenesi sonucu hastalık şüphesi için antijen ve antikor testi sonuçlarını birlikte değerlendirmek istemiş olabilir. Bu testler, veteriner hekim için şüpheli hastalığın hangi evrede olduğunu anlaması ve bu sayede en uygun tedavi protokolü belirlemesinde yardımcı olacaktır.
Sfenks kedileri, doğal bir genetik mutasyon sonucu tüysüz olarak
doğmuşlardır. Bu mutasyon ilk kez 1966'da Kanada, Ontario'da bir ev
kedisinin yavrularında gözlemlenmiştir. Daha sonra, 1970'lerde ve
1980'lerde Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki yetiştiriciler, Sfenks
kedilerinin ırkını geliştirmek ve gen havuzunu genişletmek amacıyla,
tüysüz Sfenks kedilerini bazen tüylü ev kedileriyle çiftleştirmişlerdir. Bu
çiftleştirmeler sonucunda doğan yavrular, genellikle heterozigot olurlar,
yani bir tüysüzlük geni (resesif) ve bir tüylülük geni (dominant) taşırlar.
Bu heterozigot kediler, tekrar tüysüz kedilerle çiftleştirildiğinde, bazı
yavrular tüysüz olabilir. Bu süreç, tüysüzlüğün kalıcı hale gelmesi ve
Sfenks kedilerinin genetik çeşitliliğinin artırılması için kullanılmıştır. Tüylü
kedilerle yapılan bu çiftleştirmeler, Sfenks kedilerinin sağlık sorunlarını
minimize etmek ve daha dayanıklı bir gen havuzu oluşturmak amacıyla
gerçekleştirilmiştir. Bu kediler, karakteristik tüysüzlüklerinin yanı sıra, dost
canlısı ve sosyal yapıları ile de bilinirler.
Ehlers-Danlos Sendromu (EDS), kolajen adı verilen bağ dokusunun önemli bir bileşeninin yapımında veya işlevinde bozukluklara neden olur. Kolajen; cildin, eklemlerin ve kan damarlarının sağlamlığı ve esnekliği için kritiktir.
Belirtileri
- Cilt Problemleri: Cilt normalden daha elastik ve kırılgandır. Küçük travmalarda bile cilt kolayca yırtılabilir ve iyileşmesi zordur.
- Yaralanmalara Karşı Hassasiyet: Ciltte kolayca oluşan yaralar ve morluklar.<
- Eklemlerde Hipermobilite: Eklemler normalden daha esnek olabilir, bu da sık sık çıkıklara ve yaralanmalara yol açabilir.
- Cilt Altında Kabarıklıklar: Skar dokusunun aşırı oluşumu nedeniyle cilt altında nodüller veya kabarıklıklar oluşabilir.
Teşhis
- Fiziksel Muayene: Veteriner hekim, cildin elastikiyetini ve eklemlerin hareket açıklığını değerlendirir.
- Cilt Biyopsisi: Cildin mikroskop altında incelenmesi, kolajen anormalliklerini ortaya çıkarabilir.
- Genetik Testler: EDS'nin belirli genetik mutasyonlarını tespit etmek için DNA testi yapılabilir.
Tedavi
EDS'nin tedavisi yoktur, ancak semptomlar yönetilebilir:
- Yaraların Tedavisi: Yaralar dikkatlice tedavi edilmeli ve enfeksiyonlardan korunmalıdır.
- Eklem Desteği: Eklem çıkıkları ve yaralanmalarını önlemek için dikkatli fiziksel aktivite yönetimi ve destekleyici cihazlar kullanılabilir.
- Cilt Bakımı: Cilt, travmadan korunmalı ve mümkün olduğunca nemli tutulmalıdır.
- Ağrı Yönetimi: Gerektiğinde ağrı kesiciler ve anti-enflamatuar ilaçlar kullanılabilir.
EDS tanısı konan köpeklerin dikkatli bir şekilde izlenmesi ve yönetilmesi gerekir. Veteriner hekim, köpeğinizin yaşam kalitesini artırmak için en uygun bakım ve tedavi planını oluşturabilir.
Kedilerde FSAA, bir akut faz proteini olan ve iltihaplanma, enfeksiyon veya doku hasarı gibi durumlara yanıt olarak üretilen bir proteindir. Kedilerdeki FSAA
seviyelerinin ölçülmesi, vücutta bir inflamatuar yanıtın varlığını belirlemek için kullanılır.
FSAA’nın Yükseldiği Durumlar:
- Enfeksiyonlar: Bakteriyel, viral veya fungal enfeksiyonlar.
- İltihaplanma: Artrit, pankreatit veya inflamatuar bağırsak hastalığı gibi inflamatuar durumlar.
- Travma veya Cerrahi: Doku hasarına neden olan yaralanmalar veya ameliyatlar.
- Neoplazi: Tümörler veya kanser.
- Kronik Hastalıklar: Özellikle böbrek veya karaciğer hastalıkları.
Veteriner hekimler, kedilerde FSAA seviyelerini ölçerek bu tür durumların varlığını belirleyebilir ve uygun tedavi planlarını oluşturabilir. FSAA testi, diğer tanısal testlerle birlikte kullanıldığında, kedinin sağlık durumu hakkında daha kapsamlı bilgi sağlar.
Köpeklerde T3, Free T3, T4, Free T4 ve TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) testleri, tiroid fonksiyonlarını değerlendirmek ve tiroid hastalıklarını teşhis etmek için kullanılır. İşte bu testlerin amaçları:
- T3 (Triiyodotironin) ve Free T3 (Serbest Triiyodotironin)
🐾 Hipertiroidizm Teşhisi: T3 ve Free T3 seviyeleri, hipertiroidizmi (aşırı aktif tiroid bezi) teşhisetmek için kullanılır. Yüksek T3 seviyeleri, tiroid bezi tarafından fazla miktarda hormon üretildiğini gösterebilir.
- T4 (Tiroksin) ve Free T4 (Serbest Tiroksin)
🐾 Hipotiroidizm Teşhisi: T4 ve Free T4 seviyeleri, hipotiroidizmi (tiroid bezinin yetersiz hormon üretimi) teşhis etmek için kullanılır. Düşük T4 seviyeleri, tiroid bezi tarafından yeterince hormon üretilemediğini gösterebilir.
🐾 Tedavi Takibi: Hipotiroidizm tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini izlemek için T4 ve Free T4 seviyeleri düzenli olarak kontrol edilebilir.
- TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon)
🐾 Tiroid Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi: TSH seviyeleri, tiroid bezinin aktivitesini
düzenleyen bir hormondur. TSH seviyeleri, tiroid fonksiyonları hakkında genel bir fikir verir. Yüksek TSH seviyeleri genellikle tiroid bezinin yetersiz çalıştığını, düşük TSH seviyeleri ise aşırı aktif olduğunu gösterebilir.
🐾 Hipotiroidizm ve Hipertiroidizm Ayırımı: TSH seviyeleri, hipotiroidizm ve hipertiroidizm arasındaki farkı belirlemeye yardımcı olabilir. Hipotiroidizm genellikle yüksek TSH seviyeleri ile ilişkilendirilirken, hipertiroidizm genellikle düşük TSH seviyeleri ile ilişkilendirilir.
Bu testler, köpeklerde tiroid hastalıklarının tanısında ve tedavisinde önemli bir rol oynar. Veteriner hekiminiz, köpeğinizin durumuna ve semptomlarına göre hangi testlerin yapılması gerektiğini kendisi belirleyecektir.
İşte testosteronun köpeklerde cilt sağlığı üzerindeki etkileri ve bazı deri hastalıklarıyla ilişkisi:
1. Sebase Bez Hiperplazisi: Yüksek testosteron seviyeleri, sebase bezlerin (yağ bezleri) aşırı büyümesine yol açabilir. Bu durum, sebase bez hiperplazisi olarak adlandırılır ve köpeğin sırtında, kuyruğunda ve kasık bölgesinde genellikle yağlı, kuru ve pullu deri lezyonlarına neden olabilir.
2. Seborrhea: Testosteronun cilt üzerindeki etkilerinden biri de seborrhea olarak adlandırılan cilt hastalıklarına yol açabilir. Seborrhea, cildin yağ bezlerinin aşırı çalışması sonucu yağlı veya kuru pullu deriye sahip olması durumunu tanımlar. Seborrhea, köpeğin sırtı, kuyruğu ve karın bölgesinde görülebilir.
3. Folliküler Displazi: Bazı ırklarda, özellikle de Doberman Pinscher gibi, yüksek testosteron seviyeleri folliküler displazi adı verilen bir cilt hastalığına yol açabilir. Bu durum, kılların normal şekilde büyümesini engeller ve köpeğin derisinde kıllı döküntülere neden olabilir.
4. Akne: Akne, köpeklerde genellikle ergenlik döneminde veya hormon değişiklikleriyle ilişkili olarak görülür. Yüksek testosteron seviyeleri, yağ bezlerinin tıkanmasına ve akne oluşumuna yol açabilir.
5. Dermatitler: Testosteronun ciltteki etkileri, bazı alerjik ve irritan dermatitlere de katkıda bulunabilir. Özellikle bazı kimyasallara, bitkilere veya alerjenlere maruz kalmış köpeklerde deri reaksiyonları görülebilir.
Bu durumların her biri, köpeğin cilt sağlığını etkileyen faktörler arasında yer alır. Testosteron seviyelerinin kontrol altına alınması ve cilt sağlığını destekleyen uygun tedavilerin uygulanması genellikle bu durumların yönetiminde önemlidir. Veteriner hekiminiz, köpeğinizin cilt sorunlarını değerlendirecek ve uygun tedaviyi önerecektir.
Pankreatik lipaz seviyeleri, çeşitli sağlık durumları nedeniyle yükselebilir veya düşebilir. İşte bazı olasılıklar:
🐾 Pankreatik Lipazın Yükselmesine Neden Olan Durumlar:
1. Pankreatit: En yaygın nedenlerden biridir. Pankreasın iltihaplanması sonucu pankreatik lipaz seviyeleri yükselir.
2. Böbrek Hastalığı: Böbreklerin, lipazı yeterince filtreleyememesi nedeniyle kan dolaşımında lipaz seviyeleri artabilir.
3. Bağırsak Hastalıkları: İnflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) gibi durumlar pankreatik lipaz seviyelerinde artışa neden olabilir.
4. Karaciğer Hastalıkları: Bazı karaciğer hastalıkları pankreasın işlevini etkileyebilir ve dolayısıyla lipaz seviyelerinde artış görülebilir.
5. Travma veya Cerrahi: Pankreasın veya yakın organların travma geçirmesi veya cerrahi müdahaleler sonrası lipaz seviyeleri yükselebilir.
🐾 Pankreatik Lipazın Düşmesine Neden Olan Durumlar:
1. Pankreas Yetmezliği: Pankreasın yeterince enzim üretememesi sonucu lipaz seviyeleri düşük olabilir.
2. Ciddi Pankreas Hasarı: Kronik pankreatit veya pankreas kanseri gibi durumlarda
pankreasın büyük kısmı hasar gördüğünde lipaz üretimi azalabilir.
3. Genetik Bozukluklar: Bazı genetik durumlar pankreasın enzim üretimini etkileyebilir.
4. Yetersiz Beslenme veya Malabsorpsiyon: Yeterli besin alımının olmaması veya
besinlerin yeterince emilmemesi pankreas enzim seviyelerini düşürebilir.
Bu durumların yanı sıra, pankreatik lipaz seviyelerindeki değişiklikler diğer laboratuvar testleri ve klinik belirtilerle birlikte değerlendirilmelidir. Tek başına pankreatik lipaz seviyeleri, kesin bir tanı koymak için yeterli değildir. Bu nedenle
veteriner hekiminiz, kapsamlı bir değerlendirme yaparak doğru tanıyı koyacaktır.
Köpeğinizle denize girerken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar şunlardır:
1.Güvenlik İçin Tasması ve Eğitim: Köpeğinizin deniz kenarında tasması takılı olmalı
ve temel komutlara (örneğin, "gel", "dur", "otur" gibi) yanıt verebilmelidir. Böylece
kontrol altında tutabilirsiniz.
2.Sudaki Güvenlik: Köpeğiniz suya girmeden önce yüzme yeteneğini gözden geçirin.
Bazı köpek ırkları doğal yüzücüler olsa da, bazıları için su korkutucu veya tehlikeli
olabilir.
3.Sıcaklık ve Güneşten Koruma: Özellikle sıcak havalarda köpeğinizin güneş altında
çok kalmamasına özen gösterin. Güneş çarpması riski için gölgeli veya serin
alanlarda dinlenmesini sağlayın. Ayrıca, köpeğinizin güneş kremi kullanması
gerekebilir, özellikle de beyaz veya açık renkli köpekler için.
4.Tuzlu Su ve Deniz Suyu: Köpeğiniz tuzlu suyu içmemeli veya yutmamalıdır. Deniz
suyu onun derisini tahriş edebilir ve mide problemlerine neden olabilir. Denizden
çıktıktan sonra köpeğinizi tatlı suyla durulayarak tuzdan arındırın.
5.Dalgalar ve Akıntılar: Denizde dalgalar ve akıntılar köpeğiniz için tehlikeli olabilir.
Derin sulara girmeden önce suyun durumunu gözlemleyin ve köpeğinizin
güvenliğini sağlamak için dikkatli olun.
6.Gıda ve Su: Köpeğinizin denizdeyken susuz kalmaması için temiz tatlı su
bulundurun. Ayrıca, yüzdükten veya oynadıktan sonra, yemek yemesinden
kaçının bu mide rahatsızlıklarına yol açabilir.
Bu önlemleri alarak köpeğinizle denizin tadını çıkarabilir ve güvenli bir şekilde vakit
geçirebilirsiniz.
Kediler ve köpeklerde insülin direnci: Sağlıkları için önemli bir konu.
SDMA, böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan bir biyomarkerdir. SDMA, protein metabolizmasının bir yan ürünü olarak kan dolaşımında bulunur ve böbrekler tarafından atılır. Böbrek fonksiyonları azaldığında SDMA seviyeleri yükselir, bu da böbrek hastalığının erken tespiti için kullanılabilir.
SDMA Testinin Önemi:
- Erken Teşhis: SDMA, kreatininden daha erken böbrek hasarını gösterebilir, bu da böbrek hastalıklarının daha erken tespit edilmesini sağlar.
- Hassasiyet: SDMA, özellikle kedilerde ve köpeklerde böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için hassas bir göstergedir.
- Takip: Böbrek hastalığı olan hayvanların tedavi sürecini ve böbrek fonksiyonlarını izlemek için kullanılır.
Veteriner hekimler, özellikle böbrek hastalığı riski taşıyan hayvanlarda düzenli SDMA testi yapmayı önerirler.
Pors Medikalin Ürününün adını tahmin et🤔
Feline paraneoplastik pemfigus, genellikle bir neoplazma (tümör) ile ilişkilidir ve
bağışıklık sisteminin kendi cilt hücrelerine saldırmasına neden olur.
Belirtileri
- Cilt Lezyonları: Deride kızarıklık, kabarcıklar, yaralar ve kabuklanma.
- Ağız ve Mukozalarda Yaralar: Ağız içi, dudaklar, burun çevresi ve göz çevresinde
ülserler.
- Kaşıntı ve Rahatsızlık: Etkilenen bölgelerde yoğun kaşıntı ve rahatsızlık hissi.
- Ateş ve Letarji: Genel halsizlik ve ateş.
Teşhis
- Biyopsi: Cilt lezyonlarından alınan örneklerin mikroskop altında incelenmesi.
- Kan Testleri: Bağışıklık sisteminin aktivitesini değerlendiren testler.
- Görüntüleme: Tümörün varlığını tespit etmek için röntgen veya ultrason gibi
görüntüleme teknikleri.
Tedavi
- Bağışıklık Sistemini Baskılayan İlaçlar: Kortikosteroidler ve diğer İmmünsüpresif
ilaçlar kullanılarak bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi azaltılır.
- Tümörün Tedavisi: Hastalığa neden olan tümör cerrahi olarak çıkarılabilir, kemoterapi
veya radyoterapi ile tedavi edilebilir.
- Destekleyici Bakım: İkincil enfeksiyonları önlemek ve kedinin rahatını sağlamak için
antibiyotikler ve ağrı kesiciler kullanılabilir.
Feline paraneoplastik pemfigus, ciddi ve yaşamı tehdit eden bir durumdur. Erken teşhis
ve uygun tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve kedinin yaşam kalitesini
artırabilir. Bu hastalıktan şüpheleniyorsanız, bir veteriner hekime başvurmanız çok
önemlidir.
Heartworm" (Dirofilaria immitis) bir parazittir ve genellikle köpeklerde görülür, ancak kedilerde ve diğer bazı hayvanlarda da görülme
olasılığı vardır. Bu parazit, sivrisinekler tarafından bulaşır ve hayvanın kalbinde, akciğerlerinde ve kan damarlarında yaşar.
Önleme ve Tedavi:
- Koruyucu ilaçlar düzenli olarak verilmelidir.
- Enfekte hayvanlar için veteriner hekim gözetiminde özel tedavi uygulanır.
Heartworm hastalığı ciddidir ve tedavi edilmezse ölümcül olabilir, bu nedenle önleyici tedbirler almak çok önemlidir.
Temmuz Ayına Özel Kampanya! 4 kutu hızlı test kiti alana, 1 kutu Leishmania Ab veya Toxoplasma Ab hediye! VetFor ile geniş ürün yelpazemizden yararlanarak hızlı ve güvenilir sonuçlar elde edin.
Kedilerin dilinde tat tomurcukları çok azdır ve tat duyuları diğer hayvanlara kıyasla daha az gelişmiştir. Bu nedenle, kedilerin yemek tercihleri genellikle koku ve doku temelli olabilir.
Daha fazla kedi/köpek test kitleri ve cihazlar için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
FIP (Feline Infectious Peritonitis), kedilerde görülen ve ölümcül bir viral hastalıktır. Bu hastalık, feline koronavirüsünün (FCoV) bazı suşlarının bağışıklık sistemi tarafından yanlış tanınması sonucu ortaya çıkar. FCoV genellikle hafif belirtilere neden olan bir virüstür ve çoğu kedi bu virüsle başa çıkabilir veya semptom göstermez. Ancak, bazı kedilerde FCoV virüsü, vücutta ani bir bağışıklık reaksiyonu oluşturur ve FIP'ye neden olur.
Hayvanlar için kan serumu dereceleri, kanın kalitesini ve laboratuvar testlerinin doğruluğunu etkileyen çeşitli durumları ifade eder. Hemoliz, kırmızı kan hücrelerinin parçalanarak hemoglobinin seruma karışmasıdır ve bu durum seruma pembe veya kırmızı bir renk verir, ayrıca potasyum, LDH ve AST gibi bazı test sonuçlarını olumsuz etkileyebilir. Lipemik serum, aşırı miktarda lipit (yağ) içerir ve bu nedenle bulanık ve süt beyazı renkte görünür; bu durum, özellikle enzim ölçümleri ve elektrolit analizlerini bozabilir. İkterik serum, yüksek bilirubin seviyeleri nedeniyle sarımsı renkte olur ve bilirubin seviyeleri bazı biyokimyasal analizleri etkileyebilir. Normal serum ise herhangi bir anormallik göstermeyen, sağlıklı kan serumu olup berrak ve soluk sarı renkte görünür, bu nedenle analizler için ideal ve doğru sonuçlar sağlar. Bu durumlar, kan serumu örneklerinin kalitesini belirler ve laboratuvar testlerinin doğruluğunu önemli ölçüde etkileyebilir.
Neoplazi, anormal ve kontrolsüz hücre büyümesi sonucu oluşan yeni doku veya kitleyi ifade eder. Neoplaziler, benign (iyi huylu) veya malign (kötü huylu) olabilir. Benign neoplaziler genellikle yavaş büyür ve yayılmazken, malign neoplaziler hızlı büyür, çevre dokulara saldırır ve metastaz yaparak vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Neoplazilerin doğru teşhisi ve tedavisi veteriner hekimler tarafından yapılır ve erken teşhis, tedavi başarısını artırmada kritik öneme sahiptir.
AMH testinin kedi ve köpeklerde kullanım amaçları:
1. Sterilizasyon Durumunu Belirlemek: Kısırlaştırılmış bir hayvanın (özellikle dişilerde) tamamen steril olup olmadığını doğrulamak için AMH düzeylerine bakılabilir. Yüksek AMH seviyeleri, bir kısmı veya tamamı çıkarılmamış over dokusunun (yumurtalık) varlığına işaret edebilir.
2. Üreme Fonksiyonunu Değerlendirmek: AMH seviyeleri, dişi köpeklerde ve kedilerde over rezervini (yumurtalık rezervini) değerlendirmek için kullanılabilir. Yüksek AMH seviyeleri, overlerde sağlıklı ve aktif foliküllerin bulunduğunu gösterir.
Aynı şekilde, üreme zorlukları yaşayan hayvanlarda AMH düzeylerine bakarak, over fonksiyonlarının normal olup olmadığını belirlemek mümkündür.
3. Overyan Kistlerin ve Tümörlerin Tanısı: AMH testi, over kistleri veya tümörleri gibi anormal over dokusunun varlığını belirlemek için kullanılabilir. Bu tür anormallikler, hormon düzeylerini etkileyerek üreme sağlığını bozabilir.
4. Kızgınlık Belirleme ve Yönetimi: Dişi hayvanların kızgınlık döngüsünü yönetmek ve izlemek için AMH seviyeleri değerlendirilebilir. AMH, üreme döngüsü sırasında folikül gelişimi hakkında bilgi sağlayabilir.
5. Te**is Fonksiyonu (Erkek Hayvanlarda) / Kriptorşidizm Tanısı: AMH testi, te**islerin normal gelişimini ve yerleşimini değerlendirmek için erkek köpeklerde ve kedilerde kullanılabilir. Kriptorşid (inmemiş te**is) hayvanlarda, AMH seviyeleri te**islerin varlığı ve fonksiyonu hakkında bilgi verebilir.
AMH testi, kedi ve köpeklerde üreme sağlığıyla ilgili çeşitli sorunları teşhis etmek ve yönetmek için kullanışlı bir biyobelirteçtir. Veteriner hekimler, AMH seviyelerini değerlendirerek uygun tedavi ve bakım planları oluşturabilir.
Babalar Günü kutlu olsun! 🧡
Click here to claim your Sponsored Listing.
Videos (show all)
Category
Contact the practice
Website
Address
Istanbul
34413
Fevzi Çakmak Mahallesi Diplomat Sok. A Blok No: 1AA
Istanbul, 34899
Medikal Gaz Sistemleri ve Hastane Ekipmanları Medical Gas Systems and Hospital Equipments
Molla Gürani, Karakoyunlu Sokağı No:13/1, 34093 Fatih/Istanbul
Istanbul
MARS MED DENT sizlerden gelen görüş ve önerilere her zaman açık ve hizmet verdiği sektörde, dünya çapındaki gelişmelere hızla uyum sağlamaktadır
Aydınevler Mah. Oğuzhan Cad Ata Plaza No: 1-3 Kat: 3, Maltepe/Istanbul
Istanbul, 34854
1994 yılında faaliyetlerine başlayan Dentem, radyoloji alanında ileri teknolojiler sunan iRay, Carestream, Poskom, SMAM, Dongmun ve Browiner gibi bir çok firmanın temsilciliğini sa...
Istanbul
الدواء المعجزة POLYPHOSPHORM الدواء الأكثر فعالية و قوة ضد داء السكري دواء تركي
Kosuyolu Mah, Lambaci Street
Istanbul, 34718
Supplier of medical and surgical equipment, software and marketing services.
Istanbul
Sağlıkta yeni çözümlerin doğru adresi. Size , yüksek teknoloji ve inovatif ürünler sunuyoruz.
Istanbul, 34100
Tamir Çantası yurt içinde 40 distribütörü ile İPL, Diode epilasyon, NdyagSwitch, Kavitasyon cihazları sarf malzeme ithalatı alanında lojistik ve gümrükleme hizmeti veren, yazılım t...
Kadikoy
Istanbul, 34613
Supplier of world-renowned brand medical devices and consumables.
Esenyalı Mahallesi E5 Yanyol Caddesi Uygar Sokak No:61/225 VARYAP Plaza
Istanbul, 34704