pdmervegoc

pdmervegoc

Yüz Yüze Psikolojik Danışmanlık/ Online Psikolojik Danışmanlık

Photos from pdmervegoc's post 01/08/2022

İstanbul’da şöyle sessiz sakin ama İstanbul manzarasından da kopmayacak yer yok mu deyip gülünç duruma düşmüştüm :) Neyse ki tam da dediğim gibi bir mekanı dün üçüncü kez ziyaret ettim. Burada yaşasam her hafta gelirdim diye düşünüyorum. İlham için her şeye sahip. Benim gibi yazma sevdalısı herkesin seveceği bir yer olarak burada dursun istedim ☺️

31/07/2022

Beklemek garip bir olay ve zaman tuhaf bir kavram. Birkaç saniyecik bile ileri ya da geri alamamak, bunu yapmayı çok istediğinizde daha da tuhaflaşıyor. Örneğin bir hafta sonra önemli bir sonuç alacaksınız. Günü ve saati bile belli fakat o zamana kadar beklemekten başka yapacak bir şeyiniz yok. O zamana dek o süreci yaşamak zorundasınız. Hem de saniyesi saniyesine. Ama bir şeylerle vakit geçirerek ama hiçbir şey yapmayarak. O vakte kadar isteseniz de istemeseniz de zaman kendi bildiği şekilde akıp uygun tarihe ulaşacak. Heyecandan kıvranıp,stresten ağrılarla boğuşsanız da; mutluluktan uyuyamayıp neşeden kabınıza sığamasanız da zaman merhamete gelip size asla torpil uygulamayacak. Bu bakımdan belki de zaman, herkes için adaletli olan ender şeylerden biridir diyebilir miyiz?

İşleri daha daha da tuhaflaştıran bir duruma değineyim şimdi de. Hangi ânı hangi durumu beklerseniz bekleyin o süreç içinde siz artık dünyada olmasanız bile zaman yine aynı şekilde tıkır tıkır işlemeye devam edecek. Hiç aldırmadan durup halinize bir bakmadan devam edecek. Bu bakımdan da zaman, herkesten bağımsız işleyen; kendi sınırları içinde yaşayan herkese tamamen özel birer süreç oluşturma fırsatı veren bir irade terbiyecisidir de diyebilir miyiz? Bence deriz.

Netice olarak;
beklemek zor,
zaman akmak zorunda onun bir suçu yok,
zamanı kontrol edemesek de bekleyişlerimize yön vermek elimizde. Elimizde 🙏🏻

30/07/2022

Nefes alabildiğimiz ortamlar ve mekanlar, gerçekliğiyle anlatabildiğimiz ve gerçekten anlaşılabildiğimiz insanlar.. Günün ve uzun vadeli huzurun özeti diyebiliriz.

30/05/2022

Masamda canlı bir çiçek varsa neşeli ve umut doluyumdur. Hem çiçeğin varlığı hissettirir bunu bana hem de bu hisle çiçek toplarım. Yeni evimde toplayıp vazoya koyduğum ilk çiçek 🤍
Hatmi çiçeği 🌸
Yazın en kavurucu günlerinde bile incecik peri gibi güzel çiçekleriyle büyümeye devam ediyor. Bu incelikle nasıl dayanıyor diye düşündüm toplarken. Üstelik ağrı kesici niteliğinde olması gibi çok da iyi özellikleri olduğunu öğrendim. Hem ince hem de inceliğine rağmen güçlü ve şifalı olmasıyla beni büyüledi. Masamda dursun bana da ilham olsun istedim. ☺️

23/02/2022

Bazı deyimlere çok içerliyorum. Sizde de oluyor mu bu? Mesela “içinde kalmak”.
“Şunu şunu çok istedim ama içimde kaldı” “Yapamadım,içimde kaldı.” İçimizde kalıyor. Böyle içerilerde bir yerde hep var olmak gibi değil de özgürleşemediği için çırpınıyor içimizde. Çırpındıkça iç duvarlara çarpıyor. Hapsolmuş. Dışarıya sızmak,yolunu bulmak istiyor. Uçmak istiyor,koşmak istiyor,barışmak istiyor,haykırmak istiyor ama orada kalakalmış. Kimse yardım elini uzatmamış sanki. Alışmış orada kalmaya. Çıkamayacağını kabullenmiş. Ama ölmemiş de. Orada çırpınıp durmuş o; her ne ise. Ne temelli silinip gitmiş ne de sıyrılıp kurtulmuş içinden. Kalmış işte. Yüreklenmeyi bitkin bir ümitle beklercesine kalmış. Çok hüzünlü değil mi?

Photos from pdmervegoc's post 26/01/2022

Odaklanmada yaşanan problemler her zaman psikolojik etkenlerle ortaya çıkmaz. Bazen biyolojik etkenler de sebep olabilir. (Örn:kansızlık,vitamin eksiklikleri,akut ağrılar,uyku bozuklukları vs)

Her problemde olduğu gibi odaklanma probleminde de önce sağlık durumunuzu öğrenmeniz gerekir. Gerekli tedavileri olmalı ve beslenme,uyku,egzersiz gibi faktörlerin de çok etkisi olduğundan bunları da gözden geçirip gerekli değişiklikleri yapmanız gerekir.

•Aynı anda birçok işe odaklanmaya çalışmak,
•kaygılı ve stresli olmak,
•Nasıl yapacağını bilmemek,
•son güne/ana bırakarak acele etmek,
•Yetersizlik ve başarısızlık korkusu/kaygısı,
•Zihni sürekli başka şeylerle meşgul etmek,
•Çok fazla zorlamak,
•Motive olmak için ikna edici şeyler aramak,
•Aslında yapmak istememek,
•Harekete geçmeye korkmak ve sorumluluk almaktan kaçınmak gibi psikolojik kökenli durumlar da odaklanma problemlerine sebebiyet verebiliyor.

Biyolojik olarak bir probleminiz olmadığında ve baş etmekte zorlandığınızda bir uzmandan destek almanız en sağlıklısı olacaktır. 🌸

06/12/2021

*Sanırım hiç bu içerikte paylaşım yapmadım. Aslında uzun soluklu kitap okuma alışkanlığı edinememek üzerine çok tavsiye istenildiği için denk geldikçe bu konuda tavsiyeler veriyorum. Bu kitap üzerinden gideyim istedim. Yoğun sevilme arzusu ve daha pek çok şey analiz edilebilir. (Bkz:mesleki deformasyon)
Çerezlik bir klasik. (Özellikle Karamazov Kardeşler kitabından sonra kısa bir metin okumuş gibi oldum 😁) Vaktiniz olursa okuma hızınıza bağlı olarak en geç yarım saate biter. Bu gibi kısa kitapları kitap okumaya uzun aralar verildiğinde okuma isteğini kamçılamak için faydalı buluyorum ve seanslarımda kitap okuma egzersizlerini/ödevlerini mümkünse kısa kitaplarla başlatıyorum. Kısa sürede bir kitap bitirmiş oluyorsunuz ve bu bir başarı olarak algılanarak tekrar bunu hissetmek için teşvik görevi görüyor.Aynı zamanda benim gibi birkaç kitap alıp okuma listesi yapıyorsanız sıkılıp/yorulup listeyi tamamlamama sorunuyla karşılaşmayı en aza indirmek için aralara kısa kitaplar sıkıştırmanızı tavsiye ederim. Özetle kitap okumak istiyor ama okuyamıyorsanız kısa klasikler çok kolaylık sağlayabiliyor. Hem bir klasik listeden siliniyor hem de hiç okumamış olmaktan iyi oluyor. Yine Stefan Zweig ın kısa kitapları da özellikle uzun soluklu olmasa da çok yoğun duygular oluşturduğundan kesinlikle tercih edilebilir. 🌸

30/10/2021

İnsanın kendisiyle yüzleşmesi oldukça şiddetli bir çarpışmadan farksızdır bazen. Kişi,o çarpışmadan kolay kolay sağ çıkamayacağına inandığı için yüzleşmekten de kaçar çoğu zaman. Bir enkaza dönüşmekten iyi gibi gelir yüzleşmeden yaşamak. Tatsız,anlamsız bir huzursuzluk hayatın arka planını sarmış ve her gününü zehirlerken bir de o çarpışmaya ne gerek vardır ki(!) Hem zaten kim bilir içten içe bir şeyler, böyle yaşamanın “yaşayabileceğinin en iyisi olduğunu” fısıldıyordur kendisine. İnanıyordur o da. Niye inanmasın? Çünkü korkuyor. Değişmek zorunda kalacak. İyileşmek zorunda kalacak. Acı çekecek. Kimilerini hayatından çıkarmak zorunda kalacak. Yeni bir benlik oluşacak. Bu yeni benlik daha iyi daha farklı hissedecek. Dahası çevresindekiler de böyle olduğunu anlayacak. Hayatının anlamı zannettiği bağımlılıklarını bırakmak ve özgürleşmek zorunda kalacak ve yeni bir anlam edinecek. Tüm bunları ve fazlasını tek başına yapmak zor. Kendiliğinden olmayacak elbette. Pes etme şansı hala olacak. Ama yüzleştikten sonra bu gerçekle beraber pes etmek utanç vereceği için devam etmek zorunda kalacak. Her zamanki gibi yarıda bırakamaz,vazgeçemez artık çok geç. Yüzleşecek, çarpışacak, tüm sesler yerini büyük bir çınlamaya bırakacak, anlayacak, canı yanacak,hıçkırıklarla boğulacak ama görecek ki daha iyisini inşaa etmesi için enkaza dönüşmesi gerekiyormuş.

02/08/2021

Zor günler yaşıyoruz, daha zorlarını da yaşamıştık ve daha da zor olanları yaşayabiliriz. İçimiz yanıyor. Hepimiz üzgünüz, hepimiz öfkeliyiz ancak duygularımızı yönetme kabiliyetimize tam da bu iki duygu yoğunluğu içindeyken ihtiyacımız var. Bi bir şekilde (temennim en tez şekilde en az acıyla) bu günleri atlatırız. Uzun da sürse hasarları iyileştiririz. Karış karış her toprağımız yeniden can bulur. Yangından her anlamda etkilenen insanlar yeniden kaldığı yerden devam ederler.
Ama nasıl?
Herkes neler döndüğünün farkına varsın. Herkes kendi üstüne düşen sorumluluğu alsın. Herkes bundan sonra neler olabileceği ile ilgili her şeyi kavrasın. En önemlisi inancını kaybetmesin. Ümitsizliğe kapılmasın. Çevresine korku yaymasın. Ümitsizlik ve korku çok çabuk yayılır. Özellikle sosyal mecralar bunu o kadar hızlı yayar ve o kadar çabuk insana etki eder ki. Enerjisi hızla büyür ve devasa bir boyuta ulaşır. Devasa boyuttaki korku ve ümitsizliğin bize faydası yoktur; aksine hata yaptırır, yanlış perspektiflere yönlendirir, gerçeklikten uzaklaştırır. Ancak büyük bir İNANCIN devasa boyutlara gelmeden bile etkisi çoktur güçlü hissettirir,cesaret yayar, ümitsizlikten ulaştırır, yapılması gerekenlere odaklandırır. Tam da ihtiyacımız olan budur:
İnancını kaybetmeden,
Duygularına takılı kalmadan sorumluluğun farkında olmak ve sığınması gereken yeri (!) iyi belirlemek.
Lütfen ne olursa olsun inancınızı kaybetmeyin. Geçeceğine güvenin. Etrafınıza korku,ümitsizlik, yetersizlik gibi duyguları aşılamaktan vazgeçin.
İnanç, bizi kenetlendirir,birlik ve güç oluşturur. Ümitsizlik, bizi ayrıştırır ve zayıflatır; yanlış yerlerden aman dilememize sebep olur(!)
Hem şahsiyetimizi hem ülkemizi inancını kaybetmiş,tükenmiş ve ümidini yitirmiş ilan etmeyelim. Çünkü hiçbir imtihan ümitsizlikle geçilmez. Hiçbir savaş inançsızlıkla kazanılmaz. Bu hep böyleydi ve hep böyle olacak. Kim olduğumuzu ve aslında ne yaşadığımızı unutmadan birbirimize sarılabiliriz ve bu bize yeter.. ̈rkiye

16/09/2019

Opening Hours

Monday 11:00 - 17:00
Tuesday 11:00 - 17:00
Wednesday 11:00 - 17:00
Thursday 11:00 - 17:00
Friday 11:00 - 17:00