bigesanli_iletisim

Ayrılmam
Ne SENden, Ne Yolundan.
100 değil, 1000 Yıl geçse de
Vazgeçmem Cumhuriyetten…
.yılı #100.yıl

Ofisteki lakayıtlığın tek sorumlusu; ekibini motive edemeyerek kaynakları sorumsuzca harcayan liderler bence 🤣

⛵️Bize göre Halki:
Gerçekle sanalın birbirinde eridiği
Sınırların silinip izlerini kaybettirdiği
Ve anın sese, yüze ihtiyaç duymadığı
hal.

Bize göre Halki:
Gerçekle sanalın birbirinde eridiği
Sınırların silinip izlerini kaybettirdiği
Ve anın sese, yüze ihtiyaç duymadığı
hal.

Bu özel bardaklara şimdiden ne çok seyir, aşk, macera doldurduk.
Biz koydukça aldı ve hep daha da şeffaflaştı.
Herhalde hediye edenler niyetlerini, dileklerini katmışlardı.
🙏

Bugünleri neden anlayamadığımı bir anlatan olmuş şükür 🙏

Yeni yazım için link profilimde 👆
www.bigesanli.com/blog

Algoritmalar Sarı-Mavi Bir Hikâyeyi Yazıyor
Bugüne kadar sosyal medyanın her gün artan tüketim gücüne dair sayısız araştırma yapılmış, yeniden şekillenen pazarlama anlayışı üzerine kitaplar yazılmıştı. Dijital mecralara rakipsiz bir fırsat alanı olarak bakanlar da bilinçli olarak arasına mesafe koyanlar da temel bir ortak noktada buluşuyorlardı “sosyal medya masum değildi”.
Peki ya bugün ne oldu?
Dijital dünya buğday sarısı ve gök mavisine boyandı.

🔵 Mavi Sandığım Dünya…

🌊Bugün lodos var İstanbul’da, dalgalar kabarmış, köpük köpük suyun üstü.
🐟Çocukken fırtınada balıklar karışacak, ailelerinden ayrı düşecek zannederdim.
Dalgalar durulunca da evlerine dönebilmek için yollarını aradıklarını hayal ederdim.
⚓Yıllar geçti ve ben de daldım mavi dünyaya.
İlk keşfettiğim; sarı, kırmızı, siyah, beyaz, yeşil, turuncu hatta turkuaz ve daha niceleri de dahilmiş bu hülyaya…
⚡Sonra da lodos kadar poyraz, keşişleme ile zıt kardeşi karayel, hatta hiç hissetmediğiniz bir rüzgârın da dalgası beşik gibi sallayabilirmiş insanı.
🌪️Aynı VUCA dünyası…
Denizde hayat, işte hayat, evde hayat ya da sosyal hayat.
🤢Kaç hayat varsa hepsi zaman zaman dalgalı, bazen köpük köpük sallantılı.
⛵Yine de mümkün yelkeni trimlemek, camadan vurmak, fırtına floğu açmak ya da motora yüklenmek.
🏹Veya “o eve” dönmekten vazgeçip yeni bir hedefe rotayı döndürmek. 🌅

📌Yorucu mu? Kesin
📌Korkutucu mu? Bazen
📌İlk tercih mi? Nadiren
✨Değer mi? “Değer katmak” benim ve de senin işin…

̆erimizBirDeğerlimiz ̆itimdefırsateşitliği
Teşekkür ederim , yoğun takip dilerim.

Teşekkür ederim , yoğun takip dilerim.

Saygıyla, şükranla anıyoruz ve her an fikirleriyle yaşıyoruz.

Arap, Vişnu, Köpük, Fanti, Yumuk, Şehzade, Bacı, Ponçik…
Benim güzel kalpli, minik patili kardeşlerim…
Babamın okuduğu Onuncu Köy’ün sadık dinleyicileri…
🐱🐕
Kardeşlerimle birbirimize benzemezdik.
Birinin sesi inceydi, öbürünün gözü mavi,
başparmak ısırmayı sevenle, sergenden inmeyen de evdeydi,
benden ayrılamadığı için okul servisime kaçak binen,
geceleri saçlarımı çeken, inatla uykumdan eden…

Toplam pati sayısı çift bile değildi 🐾
ama Bekir Çoşkun’u babamdan dinlerken
sınıf tamamlanır, hiç eksik kalmazdı …
👩‍🎓
Kardeşlerimle geçirdiğim çocukluğum bitti.
Önce okuyan gitti, dün de yazan yitti.
Ama
📌Onuncu Köy’ün kovulunca kaçılan değil, kalplere açılan kapı olduğunu,
📌başka başka renklerin birlikte çok güzel durduğunu,
📌eksik patiyle de tamam doğulduğunu,
🎁 ve de sadece şanslıların özleyebileceğini
öğrettiğiniz için şükürler olsun, 🙏
gittiğiniz yer ışıkla dolsun. 🌟

Daha iyi bir dünya inşa etmeyi hedefleyen Singularity Universitesi, küresel bir öğrenme ve inovasyon topluluğu.
🗺️Üniversitenin bloğunda yer alan “Girişimcinin Yol Haritası”nı önemli kararlarımızı alırken de kullanabileceğimizi düşündüm.

📌Kapsamı netleştirin, hangi gelecek için çalıştığınızın ismini koyun.
Başlamadan önce yarını, beş veya on yıl sonrasını görmeye çalışın.
📌Potansiyelinizin haritasını çıkartın.
Kararınız kimi nasıl etkileyecek, üretiminizin son kullanıcısı nereye gidiyor, rekabetin ivmesi ne yönde, motivasyonları ve ilgili trendleri keşfettiniz mi? En önemlisi de verdiğiniz yanıtların oluşturduğu veriyi anlamlandırabiliyor musunuz?
📌Karanlık tarafı ziyaret edin.
Fütürist ve tehdit izleme metodolojisinin mucidi Brian David Johnson’ın sorusunu kendinize de sorun, "nasıl bir gelecek görmek istemiyorsunuz?", yani sorumluluk alın.
Yalnızca tehditleri değil, kararlarınızın getirebileceği potansiyel olumsuz etkileri de belirleyin.
📌Etkileyici bir anlatım oluşturun
Çünkü bir şeyleri farklı yapacaksanız heyecanlanmanız ve heyecanlandırmanız gerekir.
📌Kelimeleri eyleme dönüştürün.
Kelimeleri eyleme dönüştürmeden sadece uzun vadeli değil, kısa vadeli ve hatta acil çözümlere dahi ulaşmanız mümkün olamaz. Inovasyon hunisi tıkanmasın istiyorsanız, geliştirmeden önce araştırmayı unutmamalısınız.

🙏Şükür her durumda “varım” da, beyler bir karar mı verseniz?
O üst düzey yönetici de eşine ve işine güven duymak istiyor, peki neden misyonu ve markasıyla güven vermeyi önceliklendirmiyor? Oysaki beyin harekete geçebilmek için önce inanabilmek istiyor.
İletişimin en temel duygusu “güven” olduğunda konumuz, karar çok net aslında.
☹️Son kullanıcı geçmiş deneyimlerinden mutsuzsa ve markaya güven duymuyorsa, beyin mesajı anlamlandırmıyor, işlemiyor ve vücuda hareket emri veremiyor.
Verilmeyen hizmeti 🎁paketlemek ve rafa koymak, raftaki masum ürünü de 💣imha ediyor.
📌Sıkıntı şu ki; güveni hak etmek için emek sarf etmek gerekiyor.

😭Gözyaşlarımla Savaşım ve KAYBETMEYE DOYAMAYIŞIM…

Çalışma arkadaşlarınızın ya da müdürünüzün tam da yanı başında, (daha da kötüsü) en üst düzey yönetici sizken ve herkes gözünüzün içine bakarken, yaşlarınız ayaklanıp, tüm sınırları yok varsayıp, gözlerinize hücum etti mi hiç?
💪“Ağlamak güç ifadesidir” demeyeceğim ki bence en azından zayıflığın göstergesi değildir.
“Öyle hissediyorsanız doğalı ağlamaktır, işyerinde de evdeki kadar insansınız” da diyemeyeceğim, çünkü işyerinde ağlamak hiçbir zaman birinci tercihimiz sayılmaz.

İtiraf etmeliyim ki bir yandan ağlayıp, diğer yandan duyguları hakkında konuşabilenlerdenseniz çok şanslısınız. Maalesef bu küme beni kapsamıyor.
Peki ben ne yapabiliyorum?
Hareket etmeyi sürdürebiliyorum. 🏃
Beynimin bir tarafı hala çözüm arıyor, inatçı kişiliğim denemekten vaz geçmiyor, bir cephede yenilgiyi kabul edince diğer cephelerde savaşı sürdürmeye enerjim kalıyor, gözyaşlarım işlevsel tarafımı boğmuyor tam tersi daha özgür bırakıyor.
Dolayısıyla ben kendi formülümü buldum ve en ideali olmasa da idare ediyorum. Gözyaşlarım üzerinden 🏷️etiket yapıştıranları ise bırakıyorum, bu etiketler ile aralarına hiç girmiyorum.

Yaşlar isyan bayrağını kaldırınca siz ne yapıyorsunuz, nasıl baş ediyorsunuz, 🎙️ haber sunmayı sürdürebiliyor musunuz?

🕵️Beynimdeki Ajan Cebime de Saldırıyor

-Daha hesaplı olduğu için en büyüğünü aldım.
-Aslında o kadar da aç değildim...
-Yine de biliyorum en mantıklısını yaptım.

👀Gerçekten biliyor muyuz, yoksa kurgulanmış bir kıyaslama senaryosunun kurbanı mı oluyoruz? Ya da sonu belli bir oyunun sanal kahramanı mıyız?
Yürüttüğümüz mantıkta ihtiyaçları nereye koyuyoruz?

İş işten geçti belki, rejim de yalan oldu, cüzdan da patladı…
📽️Ama yarın başka bir film gelecek ve bu sinemaya tekrar yolumuz düşecek.
O yüzden yine de soralım.
❓Orta boyu önerilmese yine de büyüğünü alır mıydın?
‼️ Sosyal Medyaya poz vermesen, o anı daha uzun yaşar mıydın?

🏛️Dünyanın İlk Mutluluk Müzesi

Sanat gibi mutluluk da genellikle öznel ancak sanattan farklı olarak mutluluk müzede asılı bulmayı bekleyeceğiniz bir şey değil, tabii mekân dondurma ve minik patilerle dolu değilse… 🐶🍨

Bugünlerde her şeyin geleceğini konuşuyoruz. Dünyanın geleceği, çocukların-gençlerin geleceği, sektörlerin-markaların geleceği…
Ya MUTLULUĞUN GELECEĞİ? 🔮

-Yapay zekâ duygusal olarak da zeki olacak mı? 🤡
-Telefonlarımız nasıl hissettiğimizi bilebilecek mi? 📲

The Happiness Research Institute ekibinin kurguladığı 14 Temmuz 2020'de, Covid 19’a rağmen ve/veya Covid 19’dan aldığı ilhamla Kopenhag’da açıldı.

“Bizi ziyarete sevdiğinizle gelin, sonuçta mutluluk turta 🍰değil ki paylaşıldıkça azalsın” diyen Mutluluk Araştırma Enstitüsü ekibi, misafirlerinin dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için biraz daha akıllı, biraz daha mutlu, biraz daha motive olmalarını hedefliyor.

⚖️Ekip sadece bireyleri değil karar vericileri de mutluluğun gelişimini keşfetmeye davet ediyor ki genel yaşam kalitesi, toplumsal mutluluğu önceliklendiren politikalarla iyileşebilsin.

başımız sağ olsun...

Bir insan köprü kurar, binler engelleri aşar…
🌉Seine'in iki yakasının birbirinden en çok açıldığı noktalardan biri üzerine kurulan köprü nehir üzerinde hiçbir dayanak olmaksızın uzanıyor.
💎Ve Paris’te bir köprüye ilk defa bir kadının adı veriliyor.
📐Köprünün Avusturyalı mimarı Dietmar Feichtinger 2007’de Avrupa Çelik Tasarım Ödülü’nü alırken, yaşadığı zamanın ilerisinde düşünen modern bir kadının isminin köprüye verilmesinden dolayı onur duyduğunu söylüyor.
💡 Bugün Passerelle Simone de Beauvoir, üzerinden geçmeyenlere bile ilham veriyor…

Snoopy ve Charlie Brown’un Aya Yolculuğu
🚀Charles Schulz’un Peanuts karakterlerinden Snoopy ve Charlie Brown’un 18 Mayıs 1969'da Cape Kennedy’nin 39B pistinden aya ulaşmak üzere fırlatıldıklarını biliyor muydunuz?
NASA 1960'larda Schulz ile iş birliği yapmaya başlıyor ve Snoopy’yi uzay uçuşu güvenliği girişiminin yüzü haline getiriyor. 👏Ayrıca Schulz uzay programlarına dair toplumda heyecan uyandırmak için “Snoopy on the Moon”un çizgi roman şeritlerinin de yaratıcısı oluyor.
Bu çalışmalar beklenenin üzerinde ilgi görünce NASA, Apollo 10 komuta modülüne Charlie Brown ve ay modülüne de Snoopy ismini veriyor. Ay modülü ayın yüzeyinde komuta modülüyle buluştuğunda 👨‍🚀astronot Thomas Stafford "Snoopy ve Charlie Brown birbirlerine sarılıyorlar” diyerek bu önemli anı tarihe “fıstıktan” harflerle yazdırıyor.
Astronotların NASA çalışanlarına ve tedarikçilerine uçuş ve insan güvenliği başarısını kutlamak için sunduğu 🎖️ Silver Snoopy ödülü yine bu dönemde yaratılıyor.
2018'den beriyse NASA eğitim faaliyetlerini gelecekteki uzay kaşifleriyle paylaşmak için Snoopy’yi, teknoloji, mühendislik ve matematik etkinliklerinin yüzü olarak gençlerle buluşturuyor.
✒️Yaratıcı iş birlikleri inanılmaz marka hikayeleri yazıyor.

HAYIR DİYEMEYENLER KULÜBÜ
😫İş başımızdan aşmışken tercüme ricasına ”hayır” diyemeyerek ofiste sabahlamak.
😱Nafaka ödemelerini rahatlatacak terfii konusunda yardım isteyen arkadaşa destek vermek, yükselme hayallerini rafa kaldırmak.
O kadar çok “Evet” faturası ödeniyor ki kariyerlerimizde…
📌Araştırmalar kadınların her zaman iyilik isteklerine 'Evet' diyerek kaybettiklerini gösteriyor. Sadece erkekler değil kadınlar da diğer kadınların bu "iyilikler" için gönüllü olacağına inanıyor. Böylece cam tavanlar daha da güçleniyor.
💰Kadınların ilk maaşlarını müzakere edemeyerek 500.000 $ 'a kadar nasıl kaybettiklerini araştıran Linda Babcock, sonunda üniversiteden dört arkadaşı ile “Hayır Diyemeyenler Kulübü”nü kuruyor.
📈Kulüp her iyilik talebinde aynı konuyu sorgulatıyor. ”Bu iyiliği yapmak için nelerden vazgeçilecek, fırsat-maliyet analizinin sonucu ne gösterecek?” Yanıtlar genellikle reddetme korkusunu azaltırken, “hayır” demenin de zarif formüllerini ortaya koyuyor.
🎯Kulübün desteğini almaya başladıktan sonra liderlik pozisyonlarına yükselen kadınlardan Dekan Yardımcısı Laurie Weingart’a göre başarılılar çünkü EVET diyorlar, tabii eğer değiyorsa.”

YAN HAKLAR-NET MESAJLAR / PATİ İZNİ
Yeni mezun genç arkadaşımla sohbet ederken konunun, aşktan önce işe gelmesi beni hiç şaşırtmadı.
😊Çok yaratıcısın, yıllardır besleyip büyüttüğün harika fikirlerin var, girişimci olmayı düşündün mü hiç?
🤓Logomu bile tasarladım ancak ilk beş yılımı deneyim kazanmak için ayırdım, beyaz atlı kurumsalımı arıyorum.
😊Bir kurum nasıl çalar kalbini? Örneğin hangi yan haklar cazip gelir sana?
🤓Evinin kapılarını yeni bir tüylü dosta açmış çalışanı için üç günlük “hoş geldin miniğim” izni veren şirket çok samimi gelir. Çalışanına verdiği değer ve duruşu ile ilgili mesajı netleşir. Bence hayvanlardan korkan ya da tüye alerjisi olan arkadaşlarım bile bu şirkette çalışmak ister.
😊Hayalin gerçekleşir mi bilmem ama benim hayalim senin şirketinde çalışmak. Beş yıl sonrası için iş başvurusu yapabiliyor muyuz? 😂

Merakla araştırdım ve Huffington Post India’da 2017 yılında yayınlanmış bir habere rastladım. Harper Collins Yayınevi’nin Hindistan Şubesi evcil hayvan evlat edinen çalışanlarına, bir haftalık ücretli “pawternity“ izni veriyormuş. Amaçları büyük sorumluluk gerektiren bu sürecin en keyifli şekilde geçirilmesini sağlamak ve iş-yaşam dengesini korumakmış.

🎁Bence Harper Collins Yayınevi kesinlikle tersine mentorluk almıştır…

İlk Başarısızlığım Bugün küratörlüğünü lisanslı psikolog ve örgütsel psikoloji alanında doktora sahibi Samuel West’in üstlenmiş olduğu çok ilham veren bir müze ile tanıştım.
🏛”Museum of Failure” – “Arızalar Müzesi”, dünyanın dört bir yanından başarısız ürün ve hizmetlerin çok eğlenceli bir koleksiyonu. Müze ziyaretçilerine inovasyonda başarısızlığın önemli rolü hakkında bir öğrenme deneyimi sağlıyor. Gelişim, yenilik ve ilerleme için başarısızlık riskini göze alma muhasebesi yaptırıyor.🧮
Müzenin web sitesinde gezinirken kendi hayatımdaki ilk başarısızlığımı anımsadım.
Köklü bir turizm firmasında kurumsal organizasyonlar proje yönetmeni olarak çalışıyordum. O sabah daha kahvemi içemeden muhasebe müdürüm beni aradı ve kesilen bir faturanın “iptal edilmesi” gerektiğini söyledi ben de itinayla faturayı mikroskobik parçalara ayırdım, kendimi kâğıt imha makinesi ile karıştırdım.
🤦🏻‍♀️Çok kahroldum, büyük pişmanlık duydum ama hayır kovulmadım, o şirkette yıllar boyunca her gün öğrenmeye devam ettim ve bugün kendi şirketimin verdiği hizmetin karşılığı fatura kesebilmeye başladım.
Samuel West’in cesareti hepimize bulaşsın…🧚🏻‍♂️
💎Peki sizin kariyerinizdeki ilk başarısızlığınız neydi?

IQ bizi istediğimiz pozisyonun kapısına kadar götürebilir ancak o kapıyı açmamızı sağlayan, başarımızı ve mutluluğumuzu belirleyen EQ’dur. İşin güzel yanı, yatırım yapak duygusal zekayı geliştirmek mümkündür.

İnsan vücudundaki en güçlü kas hiç ummadığınız bir organda, DİL'dedir. Ortalama bir insanda 10.000 tane tat alma dokusu bulunmaktadır ve insanların yalnızca parmak izleri değil, dil izleri de birbirinden farklıdır. Refleksleri bu kadar kuvvetli olan dili zaman zaman dizginlemek gerekebilir…

Tim Burton’ın yönettiği Makas Eller (Edward Scissorhands) filmini izlemiş miydiniz? En iyi kült filmler listesinde yer alan Makas Eller’de, Johnny Depp’in toplam 169 kelime kullandığını biliyor muydunuz?
Rakamları, sözleri, sözcükleri çok sevmeme karşın, iletişimin tek aracı, metinler ve cümleler değildir. Jestler, mimikler, bakış, duruş ve sesler bilgi ve duygu alışverişi için zaman zaman kelimelerden daha kıymetlidir. Hem bireysel hem de kurumsal olarak kalemimizden ne çıkarsa çıksın, eğer kastetmiyorsak, arkasında durmuyorsak, vaadimizi yerine getirmiyorsak, bizi dinleyenler zamanla kaybolup gider.

Basit bir matematik ile çözülebilecek, hiçbir kelime oyunu içermeyen bu sorunun yanıtı ve veri analizinin hikayesi bloğumda https://www.bigesanli.com/blog , link ise bio.'da.

-Tabii ki 0 bir doğal sayıdır. Okulda da öğrettikleri gibi Milli Eğitim Bakanlığı ve pek çok yabancı kaynak negatif olmayan tüm sayıları, yani sıfır dahil tüm pozitif sayıları doğal sayı olarak tanımlar. Bkz. ISO 80000-2 standartları.
- Bu çok anlamsız. İlk olarak M.Ö 3. yüzyılda Mezopotamya'da nötr kavramını tanımlamak amacıyla kullanılmış sıfırın, sayma sayılarına yani doğal sayılara dahil edilmesi mümkün olabilir mi, nötr bir sayıyı saymanın faydası nedir ki?
Bu soru yüzyıllardır matematikçileri bölüyor ve pek çok tartışmaya zemin oluşturuyor, çünkü taraflardan birinin haklı, diğerinin ise haksız olması gerekiyor.
Oysa ki önem taşıyan tek şey, tanımların doğru ve açık yapılması, üzerine de tutarlı bir sistemin inşa edilebilmesi.
Siz isteyin N=1,2,3,... olsun, veya 0’ı da ekleyin N=0,1,2,3,... deyin.
Yeter ki herkes N’in tanımını bilsin, açık bir iletişimle yüzyılın tartışması sona ersin.