dyt.mervecelebi
Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from dyt.mervecelebi, Nutritionist, .
Haftanın sorusu: Neden gece tok olduğum halde bir şeyler yemek istiyorum?
Bu sorunun cevabı birçok kişiye göre değişkenlik gösterebiir. Fakat bu soruyu danışanlarıma ve bazen verdiğim eğitimlere katılan katılımcılara yönelttiğimde; genelde aldığım cevaplar şunlar:
Stres/sıkıntı/üzüntü…
—
Tamam stres sıkıntı anında bir şeyler yemek var kabul ama neden gün içinde değil de gece?
—
Sıradan bir günü ele alalım:
Tempolu ve hatta bazen koşuşturmalı geçen bir gün…
İşler, çocuklar, sınavlar, temizlik… Bu koşuşturmanın içerisinde insan ne sıkıntısını farkedebiliyor, ne stresini. Çünkü o an kişinin zihinsel meşguliyeti kendisi ile olmayabiliyor. Zihinsel meşguliyet genelde yapılan işe ve ilgilenilen alana kayıyor.
—
Peki ya geceleri? Herkes uyuyor, ışıklar kapanıyor, bir bakıyorsunuz gün geçmiş ama nasıl geçmiş anlamamışsınız bile; bir anda duygularınız zihninizi ele geçiriyor. Sizi içten içe rahatsız eden bir duygu uğruyor o an size ve sizin pek de sevmediğiniz bir duygu bu. İşte tam o anda uykunuz da kaçıyor. O duygudan hemen kurtulmanız lazım.
—
Gece duygularınızı bastırabileceğiniz ve ulaşılabilir olan tek şey yemek yemek olabiliyor. Bu noktada bir şeyler yiyorsunuz ve içten içe pişmanlık yükleniyor zihninize. Hali hazırda zaten hoşunuza gitmeyen bir mesele vardı, şimdi iki oldu. Bu döngü bu şekilde sürüyor gidiyor.
O halde çözüm nedir?
-Öz şefkatli yaklaşımlar-
Seanslarımda sıkça uyguladığım ve çok da işe yarar bir yöntemdir.
Sizi rahatsız eden duygu/düşünce/mesele her ne ise onu bir farkedin, bir nefes kadar mola verin, gözlerinizi kapatın, ve açın. Sonra bir vücudunuzun uzuvlarını inceleyin. Anda mısınız, değil misiniz? Ve o duygunun size uğrayıp sizden ayrılmasına müsade edin. Duygular, insana yapışıp kalmaz. Duygular da gidicidir. Bırakın gelsinler ve gitsinler. Onların sizden gitmeleri için tok olduğunuz halde bir şeyler yemenize gerek yok.
Yeme bozukluklarının semptom olarak ortaya çıkması bilinçdışı doyurulamayan arzuların doyurulması ya da dürtülerin kontrolü üzerinden yorumlanır.
Bebeğin ilk besini anneden gelir. Dolayısıyla bebekler bu gıdayı, yani aslında anne memesini ilk nesne aşkı olarak tanımlarlar.
Freud’a göre gıda, bilinçdışında anne ile eşdeğer ve anneden ayrılamaz bir kavram olarak ele alınır. Bu dönemde, ilişki sınırlarının belirlenmesi, annelerin yeme davranışlarının ve düşüncelerini modellenmesi çocuklarda yeme bozukluklarının başlamasına sebebiyet verir.
Bu post içeriği size de bir yerden tanıdık geldi mi? Şahsen kişisel olarak birkaç yıl vazgeçilmez döngümdü🤯
✨İşin aslı:
❕Bu kısır döngünün ana sebebi hedefimizdeki kiloya ulaştığımızda hayatımızın birden bire mükemmel olacağına inanma arzumuzdur.
✨Sanki bir diyetle yaşantımız sihirli bir değnek değmişcesine istediğimiz gibi olacak. Ailemiz bizi daha çok sevecek, iş arkadaşlarımız her molada bizimle yemek yemek isteyecek, hoşlandığımız kişiden çıkma teklifi alacağızdır…. Tabi tüm bunlar kilo verdiğimizde o zihnimizdeki mükemmel bedene ulaşınca olacak. İnancımız bu yönde (?)
❕Her bir diyetle bedenimiz hayatta kalmaya adapte olur, yeni şeyler öğrenir ve kilo vermeyi git gide zor hale getirir.
❕Başarısız hissettiğimiz her bir kilo verme girişimiyle ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK güçlenir, özyeterliliğimiz ve inancımız azalır.
❕Dolayısıyla pek çoğumuz sorunun kendimizde olduğunu düşünürüz.
❕Bu noktada işte o kilo al-ver döngüsü ve akabinde bedenle sürekli çatışma ve özünden uzaklaşma hali beliriverir.
⭐️Sürekli kısıtlayıcı ve kalori hesaplı diyetler yapmak bedenimizle ilgili tatminsizliğe, yiyecek ve bedenle meşguliyete, mahrum bırakılan yiyecek aşermelerine, diğer kişisel sağlık hedeflerimizden uzaklaşmaya ve en çok da kiloyla ilgili damgalama ve ayrımcılığa sebep olur (tıpkı; “zayıfsan” “güzelsindir” gibi)
Olumlu beden imajı ve diyet dışı yaklaşımların hayatımızda kalıcı halde bulunması umudu ile :)
B ir yiyecek yasak bölgeden çıktığında ve tatmin düzeyinizi aşacak şekilde yediğinizde,bu yiyeceğin keyif verici lezzeti azalacak ve çok fazla yemenin getirdiği fiziksel rahatsızlık aşikar olacaktır.
ir yiyecek yasak bölgeden çıktığında ve tatmin düzeyinizi aşacak şekilde yediğinizde,bu yiyeceğin keyif verici lezzeti azalacak ve çok fazla yemenin getirdiği fiziksel rahatsızlık aşikar olacaktır.
TÜM BEDENLER GÜZELDİR💕
Bugünkü paylaşımımda tüm bedenlerin güzel olduğunu ve hepsini normalleştirmemiz gerektiğini vurgulamak istedim.
——
Olumsuz beden imajı, toplumsal normlar içerisinde ötekileştirilmeye sebep olmakla birlikte; öteki olan herkes bedenleri için mücadele etmektedir.
——
Mücadele etsek de, olumsuz bir beden görüntüsüne sahip olduğumuzu düşünsek de, lekelerimiz de olsa, engellerimiz de olsa, kendimizi çok büyük ya da çok küçük bir bedende hissetsek de, yaşamız kaç olursa olsun biz mükemmel değiliz ama hep biricik ve güzeliz🤗
——
Beden ikonlarını kullanırken olabildiğince kapsayıcı olmaya özen gösterdim. Fakat eksiklerim olmuş olabilir. Bu durum vermek istediğim mesajdan hiçbir şey kaybettirmez.
——
Beyoğlu’nda yüz yüze ve online/uzaktan beslenme danışmanlığı vermekteyim.
Bana ulaşmak için:
☎️0538 822 83 72
💌@gmail.com
Farkında olarak veya olmayarak sezgisel yediğinizi gösteren işaretler nelerdir?
Canınızın çektiği bir yiyeceği iyi veya kötü diye etiketlemeden, suçluluk duymadan, kendinizi hırpalamadan yiyenilmenin kıymetli varoluşu = Besin Özgürlüğü
⭐️Sürekli kısıtlayıcı ve kalori hesaplı diyetler yapmak bedenimizle ilgili tatminsizliğe, yiyecek ve bedenle meşguliyete, mahrum bırakılan yiyecek aşermelerine, diğer kişisel sağlık hedeflerimizden uzaklaşmaya ve en çok da kiloyla ilgili damgalama ve ayrımcılığa sebep olur (tıpkı; “zayıfsan” “güzelsindir” gibi)
—
Bu yolla birlikte de yiyecekler üzerinde fantazm yaparız. Belli bir yiyeceği yemek de dolayısıyla bize çok korkutucu gelir. Sanki o yiyeceği yediğimizde kendimizi durduramayacakmışız gibi.
—
Halbuki yiyeceğin miktarını ya da hacmini değil de; o yiyeceğin bizde oluşturduğu hazzı, açlık-tokluk dengelenmesini ya da beden-akıl uyumlanmasını keşfetsek her şey rayına oturacak sanki🙃
Bu post içeriği size de bir yerden tanıdık geldi mi?
Her bir diyetle bedenimiz hayatta kalmaya adapte olur, yeni şeyler öğrenir ve kilo vermeyi git gide zor hale getirir.
Başarısız hissettiğimiz her bir kilo verme girişimiyle ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK güçlenir, özyeterliliğimiz ve inancımız azalır.
Dolayısıyla pek çoğumuz sorunun kendimizde olduğunu düşünürüz.
Bu kısır döngünün ana sebebi de hedefimizdeki kiloya ulaştığımızda hayatımızın birden bire mükemmel olacağına inanma arzumuzdur.
Bu noktada işte o kilo al-ver döngüsü ve akabinde bedenle sürekli çatışma ve özünden uzaklaşma hali beliriverir.
⭐️Sürekli kısıtlayıcı ve kalori hesaplı diyetler yapmak bedenimizle ilgili tatminsizliğe, yiyecek ve bedenle meşguliyete, mahrum bırakılan yiyecek aşermelerine, diğer kişisel sağlık hedeflerimizden uzaklaşmaya ve en çok da kiloyla ilgili damgalama ve ayrımcılığa sebep olur (tıpkı; “zayıfsan” “güzelsindir” gibi)
Bu yolla birlikte de yiyecekler üzerinde fantazm yaparız. Belli bir yiyeceği yemek de dolayısıyla bize çok korkutucu gelir. Sanki o yiyeceği yediğimizde kendimizi durduramayacakmışız gibi.
Halbuki yiyeceğin miktarını ya da hacmini değil de; o yiyeceğin bizde oluşturduğu hazzı, açlık-tokluk dengelenmesini ya da beden-akıl uyumlanmasını keşfetsek her şey rayına oturacak sanki🙃