Sağlıklı yaşam ve bitkisel gıdalar

Sağlıklı yaşam ve bitkisel gıdalar

Sayfamızın herhangi bir kar amacı yoktur bilgi paylaşımı içermekte ve daha sağlıklı bir toplum için destek vermektir..

06/01/2021

Bugün sizlere eskiden beri bilinen ve gözden kaçırmamanız gereken harika bir tedavi yöntemi paylaşacağız. .Zeytinyağı Limon Karışımı İçerek Vücudunuzda Harikalar Yaratın.

Bugün sizlere eskiden beri bilinen ve gözden kaçırmamanız gereken harika bir tedavi yöntemi paylaşacağız. .Zeytinyağı Limon Karışımı İçerek Vücudunuzda Harikalar Yaratın..Sabahları yorgun ve enerjisiz mi uyanıyorsunuz? zeytinyağı ve limon karışımı vücudunuzu detoks edecek ve temizleyecek. Tek bir kaşık zeytinyağı ve limon sağlığınız için neler yapabilir biliyor musunuz? Gelin beraber keşfedelim.1. Kabızlıkla Savaşmak İçin.
Zeytinyağı, kabızlıkla savaşmak için idealdir.Eğer zeytinyağı ve limonu karıştırırsanız, sindirimin gelişime yardımcı olur. Bu da, karaciğeri ve safra kesesini aktive eder.Bu basit karışım bizi içeriden korur. Toksinlerden kurtulmamız için çok güçlü bir antioksidandır, vücudu temizler ve ona bakım yapar. Tüm bunlar sindirimi canlandırır ve ihtiyacımız olmayan şeylerden kurtulmamıza yardımcı olur.2. Kalbi Korumak İçinDaha önce bahsettiğimiz gibi, zeytinyağı yağ asitleri açısından zengindir. Yağ asitleri, vücudumuzun kan dolaşımı için ve kötü kolesterolden kurtulmak için gereklidir.Ayrıca muhteşem bir iltihap gidericidir ve limonla beraber kullanıldığında bize vitamin sağlar. Bu yüzden, bir kaşık zeytinyağı ve birkaç damla limonu sadece sizin için değil, çocuklar için de öneriyoruz.3. Damarsal ve Romatizmal Sorunlara Yardımcı Olmak İçinZeytinyağı ve limonun sırrı, iltihap giderici olmalarıdır. Eğer her gün aç karnına ve düzenli olarak bu karışımı kullanırsak, eklem ağrılarıyla savaşabiliriz. Gününüze bu altın sıvı ile başlamak sizin için çok faydalı olabilir.4. Karaciğer ve Safra Kesesini Dengelemek İçinKendimizi şişkin, ağır, yorgun ve bitkin hissettiğimiz zamanlar olur. Bunun sebebi vücudumuzun kötü beslenme sonucu zayıf düşmesi ya da vücudun kendini temizleme sistemindeki problemler olabilir.Bu faktör temel olarak karaciğer ve safra kesesinde aşırı yüklenmeden dolayı yaşanır. Peki bu konuda ne yapabiliriz?Bu tarz bir yorgunluk ve rahatsızlıkla savaşmak için özellikle sabahları saf zeytinyağı ve limon en iyisidir. Herkesin vücudu farklı olduğu için, bu gıdaları tüketmeye başladıktan sonra nasıl hissettiğinizi takip etmelisiniz. Ancak genelde iyi sonuçlar alınır.

23/12/2020

Tavuk taşlığının mucize faydası
Anadolu’da yöresel tedavilerde kullanılan ‘tavuk taşlık zarı’na yönelik bilimsel araştırmalarda ilginç sonuçlar elde edildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Adnan Tekin Malzeme ve Üretim Teknolojileri Uygulama Merkezi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gıda Enstitüsü laboratuarlarında yapılan araştırmalarda, tavuk taşlık zarının böbrek taşı rahatsızlığının tedavisinde etkili olduğuna yönelik sonuçlar elde edildi. Yaklaşık 2 yıl süren klinik çalışmalar kapsamında kurutularak toz haline getirilen taşlık zarı, böbrek taşı rahatsızlığı bulunan 500 hastaya kullandırıldı. Hastaların yüzde 75’inin uygulanan tedaviden olumlu sonuç alması üzerine tavuk taşlık zarının kurutularak kapsül haline dönüştürülmesi için çalışma başlatıldı.
Hastaların 21 gün kullanmaları halinde böbrekteki taşların vucüttan atılabildiğini belirten araştırmacılar, 33 farklı mineral ihtiva eden tavuk taşlık zarının aynı zamanda bir protein deposu olduğunu kaydetti.

dipnot
- Böbrek taşı en ağrılı ürolojik hastalıkların başında geliyor.
- Türkiye’de yaklaşık 10 milyon insanda görülen böbrek taşı rahatsızlığına erkeklerde yüzde 15, kadınlarda ise yüzde 5 oranında rastlanılıyor.

06/12/2020

DÜNYA GENELİNDE KORONAVİRÜS'TE KULLANILACAK AŞILAR VE FARKLILIKLARI
1️⃣FİRMA MENŞEİ
1) Biontech / Phizer Aşısı - Almanya / ABD
2) Sputnik V Aşısı - Rusya
3) Moderna Aşısı - ABD
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı - İngiltere / İsveç
5) Sinovac Aşısı - Çin
2️⃣AŞI ÜRETİM TEKNOLOJİSİ
1) Biontech / Phizer Aşısı - RNA Tabanlı
2) Sputnik V Aşısı - Viral Vektör
3) Moderna Aşısı - RNA Tabanlı
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı - Viral Vektör
5) Sinovac Aşısı - Geleneksel
Geleneksel Aşı: Geleneksel aşılarda enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor, böylelikle vücut, kendisine zarar veremeyecek hale gelen virüse karşı bağışıklık kazanmayı öğreniyor.
RNA Tabanlı Aşı: RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor.
Viral Vektör Aşı: Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak, virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor.
3️⃣AŞI ÜRETİM KAYNAĞI
1) Biontech / Phizer Aşısı - Sentetik kod ( Aşı, kişinin koluna enjekte edildiğinde kas hücreleri, virüsü imal etmeye başlıyor )
2) Sputnik V Aşısı - Canlı Hücre ( Virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. )
3) Moderna Aşısı - Sentetik kod ( Aşı, kişinin koluna enjekte edildiğinde kas hücreleri, virüsü imal etmeye başlıyor )
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı - Canlı Hücre ( Virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. )
5) Sinovac Aşısı - İnaktif virüs ( Tavuk Yumurtası vasıtasıyla çoğaltılan inaktif virüs enjekte ediliyor)
4️⃣AÇIKLANAN BAĞIŞIKLAMA ORANLARI
1) Biontech / Phizer Aşısı - %95
2) Sputnik V Aşısı - %92
3) Moderna Aşısı - %95
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı - %70
5) Sinovac Aşısı - %90
5️⃣SAKLAMA KOŞULLARI
1) Biontech / Phizer Aşısı: -70° (6 ay) / 4° (1 hafta)
2) Sputnik V Aşısı: 4° (6 ay)
3) Moderna Aşısı: -20° (6 ay) / 4° (30 gün)
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı: 4° (6 ay)
5) Sinovac Aşısı: 2-8° arası (3 yıl)
6️⃣DOZ BAŞINA MALİYET
1) Biontech / Phizer Aşısı: 19,5 $
2) Sputnik V Aşısı: 10 $
3) Moderna Aşısı: 25-37 $
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı: 3 $
5) Sinovac Aşısı: 29 $ (Çin'de şuanki fiyatı) Yurtdışı fiyatının 13-15 $ olması bekleniyor
7️⃣UYGULAMA ŞEKLİ
1) Biontech / Phizer Aşısı: 28 gün ara ile 2 doz
2) Sputnik V Aşısı: 21 gün ara ile 2 doz
3) Moderna Aşısı: 28 gün ara ile 2 doz
4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı: 28 gün ara ile 2 doz
5) Sinovac Aşısı: 14 gün ara ile 2 doz

30/11/2020

Sevgili dostlar sizlere şimdi vereceğim tarif birebir denenmiş ve etkili bir formüldür bu sayede hem öksürük sorununuz olmaz hemde vücudunuz pek çok hastalığa karşı dirençli olacaktır özellikle mevsim geçişlerinde vücudu koruyan bir formüldür gelelim tarife hepimizin mutfağında bulunan malzemeler olduğuna eminim
bir yemek kaşığı toz zencefil
bir yemek kaşığı toz tarçın
bir yemek kaşığı toz kimyon
bir yemek kaşığı toz zerdeçal
bir çay kaşığı toz karabiber
ve tüm bu malzemeyi birleştiren macun kıvamına getiren bal
bu malzemeleri bir kavanoz veya bir kabın içerisinde hafif akışkan bir hale gelene kadar balla iyice karıştırıyoruz beş altı saat dinlendiriyoruz ardından sabah akşam aç veya tok karınla bir tatlı kaşığı tüketiyoruz hepsi bu afiyet bal şifa olsun

21/11/2020

Salatalığın İnanılmaz Faydaları
Salatalık, çoğu sudan oluşan bir sebze olsa da, pek çok faydası bulunmaktadır


Salatalık, çoğu sudan oluşan bir sebze olsa da, pek çok faydası bulunmaktadır. İşte o faydalar.. Salatalık, günlük ihtiyacınız olan birçok vitamini içerir. Tek bir tanesinde Vitamin B1, Vitamin B2, Vitamin B3, Vitamin B5, Vitamin B6, Folik Asit, Vitamin C, Kalsiyum, Demir, Mağnezyum, Fosfor, Potasyum ve Çinko ihtiva eder. Öğleden sonra yorgunluk mu hissettiniz? Kahveyi, çayı, soğuk içecekleri bir taraf bırakın ve bir salatalık yiyin. Salatalık iyi bir B vitamin ve karbohidrat kaynağıdır ve yediğinizde saatler sürecek yorgunluğunuzu kısa bir sürede ortadan kaldırır. Banyo veya duştan sonra aynanızın buğulanmasından şikayetçi misiniz? Bir salatalık dilimini alıp aynayı ovun. Hem buğulanma yok olacak hem de pırıldayan bir aynaya ve nefis bir kokuya sahip olacaksınız. Haşereler bahçenizi veya saksı bitkilerinizi mahvediyor mu? Bahçeniz için bir aluminyum tabağa (ya da aluminyum folyoya) salatalık dilimlerini koyup, ortada bir yere yerleştirin. Saksılarınıza ise birkaç dilimi toprağın üzerine yine aluminyum tabak veya folyo ile yerleştirin. Bütün mevsim haşerelerden kurtulacaksınız. Salatalıkdaki kimyasallar aluminyum ile etkileşerek insanların algılayamadığı ama haşereleri deli eden bir koku yayar ve onların ortadan kaybolmalarına neden olur. Bayanlar, sokağa çıkmadan önce veya denize-havuza girmeden önce bir süreliğineselülitlerinizden kurtulmak ister misiniz? Sorunlu bölgelerinizi birkaç dakika süreyle salatalık dilimleriyle ovun. Salatalıkdaki fitokimyasallar derinizdeki kollajenlerin gerilmesini sağlar, dış tabakayı sıkılaştırarak selülitlerin görüntüsünü azaltır. Aynı şekilde kırışıklıklara da iyi gelir (özellikle de göz civarları için) 6.Baş ağrısından kurtulmak ister misiniz? Yatağa girmeden önce birkaç dilim salatalık yiyin ve ertesi sabah dipdiri, baş ağrısız kalkın. Salatalık, vücudun kaybetmiş olduğu gerekli besinleri takviye edici yeterli miktarda şeker, B vitaminleri ve elektrolitleri ihtiva ettiği için yediğiniz birkaç dilim sorunlarınızı hemen yok eder. Özellikle diyet yapanlar, açlık dürtünüzü ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Salatalık yiyin. Evinizde ayakkabı boyanız mı kalmadı? Taze kesilmiş bir salatalık ile ayakkabınızı ovalayın. İçerdiği kimyasallar ayakkabınıza hem harika görünen bir parlaklık verir hem de deriyi su geçirmez hale getirir. Evinizde bir kapı, pencere ya da benzer bir şey gıcırtı mı yapıyor? Bir dilim salatalık alıp gıcırtı yapan yerlere sürtün (tabii sürtünme yapan yerlere, menteşenin dışına değil!) gıcırtı gidecektir. Kendinizi gergin, bitkin mi hissediyorsunuz (özellikle ders çalışan öğrenciler, yeni bebek sahibi olmuş anneler ve diğer herkes) ? Bir tas kaynar suyun içine bir bütün salatalığı ince dilimler halinde keserek koyun. Tası da bulunduğunuz odada uygun bir yere koyun. Salatalıkdaki kimyasallar ve diğer besinler kaynar suyun içine girince tepki gösterirler ve suyun buharı ile birlikte bulunduğunuz odaya yayılarak nefis bir aroma yayarlar. Bu aroma sizlerin tüm gerginliğini alarak sakin kişiliğinize dönmenizi sağlayacaktır. Özellikle öğrenciler bunu denemelidir. Yemek yediniz ve ağzınızdan kötü koku yayıyorsunuz. Bir salatlık dilimini alıp dilinizle damağınıza yerleştirin ve en az 30 saniye öyle tutun. Ağzınızda kötü kokulara neden olan bakterilerin fitokimyasallar sayesinde ölmesi nedeniyle bu sorundan kurtulmuş olacaksınız. (Soğan-sarmısak kokusu konusunda bir bilgi yok. Bunu da siz deneyin ve sonucu görün.) Evyelerinizi, lavabolarınızı çevreye zarar vermeyecek bir şekilde temizlemek ister misiniz? Bir dilim salatalığı alıp temizlemek istediğiniz yeri ovun. Sadece yılların birikimi lekeleri kirleri temizlemekle kalmaz, ayrıca güzel bir parlaklık verir temizlediğiniz yere. Bunun yanında elleriniz de o temizlik malzemelerin verdiği zararlardan kurtulmuş olur. Kalemle yazarken bir hata yaptınız ve hatayı silmek istiyorsunuz. Salatalık kabuğunu alıp yavaş ve nazikçe silmek istediğiniz yazıya sürtün. Boya kalemlerinde ve keçe kalem yazılarında da oldukça yararlı. (Bilirsiniz bazen çocuklarımız duvarlara yazılar yazar, resimler yaparlar. Onlarda da deneyebilirsiniz.)

19/11/2020

Kahvenin faydaları nelerdir?
Eğer güne sıcacık bir kahve içmeden başlayamayanlardansanız, çok şanslınız! Yapılan araştırmalar sonucunda dozunda içilen kahvenin sağlık açısından pek çok yararı var!
Aşırı tüketildiğinde mide rahatsızlığı, yüksek tansiyon veya kalp hastalıklarını tetikleyebilen kahve, yakın zamanlara kadar fazla tüketilmemesi konusunda hep uyarılan bir içecekti. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar gösterdi ki kahve makul miktarlarda içildiği zaman hiç yabana atılamayacak yararları da var.

Kadınlarda depresyon riskini azaltır
Günde bir iki fincan kafeinli kahve içen kadınların hiç içmeyenlere göre depresyona girme riskinin daha az olduğu tespit edildi. Araştırmalar günde 2-3 fincan kahve içen kadınlarda depresyona girme ihtimalinin yüzde 15, 4 veya daha fazla içenlerde ise yüzde 20 azaldığını ortaya koyuyor.

Beyni korur
Son araştırmalar, kahvenin içindeki henüz ne olduğu belirlenemeyen bir şeyin alzheimer hastalığını önlediğini ortaya çıkartıyor. Günde 4 veya 5 fincan kahve tüketiminin, hastalığın oluşumunda rol oynayan beta amiloid birikimini azalttığı ve böylece alzheimera karşı bizi koruduğu tahmin ediliyor. Ayrıca beyin hücresi bağlantıları oluşturma ve yeni beyin nöronları yaratmada da rol oynuyor. Aynı zamanda kahve dikkatinizi ve konsantrasyon kabiliyetinizi artırıyor. Eğer şekerli kahve içerseniz kafein ve glikozu birlikte aldığınız için beyninizin belirli bölgeleri harekete geçyor ve beynininizin daha da aktif olmasnı sağlıyor. Ama eğer aç karnına kahve içerseniz bu etkilerin tam tersini görebilirsiniz.Prostat kanseri riskini azaltır
Günde 6 fincan kahve, erkeklerin korkulu rüyası prostat kanserinin en tehlikeli türüne yakalanma riskini yüzde 60’a varan oranda düşürüyor. Araştırmacılara göre diğer prostat kanseri türlerinde de kahve yüzde 20 oranında riski düşürüyor.

En yaygın cilt kanserini önler
Kahvenin, dünyada en sık rastlanan cilt kanseri türü olan bazal hücreli Karsinom’u önleyici etkisi olduğu iddia ediliyor. Yapılan çalışmalar, günde 3 veya daha fazla kafeinli kahve içen kadınlarda bu hastalığa yakalanma riskinin yüzde 20, erkeklerde ise yüzde 9 oranında azaldığını ortaya koyuyor. Kafeinsiz kahve ise aynı koruyucu etkiye sahip değil.

Tip 2 diyabetten korur
Uzmanlar kahve tüketimi ile tip 2 şeker hastalığı arasında bağlantı kuruyor ve kahvenin bu hastalığa yakalanma riskini de azalttığını belirtiyorlar. 450 binden fazla denek üzerinde yapılan araştırmalara göre, günde içilen her ekstra kahve, tip 2 diyabet riskini yüzde 7 oranında azaltıyor.

Parkinson riskini azaltır
Günde birkaç fincan kahve içmenin Parkinson hastalığının gelişimini yüzde 25 oranında geriletebildiği de bu içecek hakkında olumlu bir diğer iddia. 125 bin kişi üzerinde yapılan çalışmalara göre, en uygun etkiyi elde etmek için günde 2 ya da 3 fincan kahve içmek ideal görünüyor.

Bağışıklık sistemini güçlendirir
Araştırmalara göre kahve tüketimi erken ölüm riskini azaltıyor. Yani ne kadar çok kahve içerseniz risk o kadar azalıyor diyebiliriz. Bunun sebebi ise kahvenin bağışıklık sisteminizi harekete geçirip onu daha sağlıklı ve güçlü bir hale sokması. Ayrıca kahve karaciğeriniz, kalbiniz ve sindirim sisteminiz için de çok yararlı. Unutmayın hazır kahveler sindirim sistemine zarar verdiği ve daha fazla kimyasal madde içerdiği için doğal olarak öğütülmüş taze kahve içmek daha sağlıklı!

Baş ağrısına iyi gelir
Doğal kahvenin içinde bulunan kafein baş ağrısını ve migreni tedavi edebilir. Ama ağrı kesicilerle kıyaslandığında ağrı kesicilerin daha etkili olduğu biliniyor.

Hafızayı güçlendirir
Kahveden alınan uyarıcılar sadece ruh halinizi değiştirmekle kalmaz aynı zamanda yaratıcılığınızı ve kısa süreli hafızanızı da geliştirir. Öğrendiğimiz tüm bilgiler ilk başta kısa süreli hafızamıza depolandığından ve yaklaşık bir saat sonra uzun süreli belleğimize aktarıldığından kahvenin yararı yadsınamaz.

Kilo vermenize yardımcı olur
Vücudunuzdaki leptin hormonunun seviyesi düşük olduğunda bedeniniz yağ depolamaya başlar bu da kilo almanıza neden olur. Ama kahve bedeninizdeki hormon seviyelerini yükseltir. Kahve bağımlısı insanların kilo almasının uzun sürmesinin ve yaptıkları egzersizlerin hızlı sonuç vermesinin sebebi de bu diyebiliriz.

Kabızlığı önler
Laktasif ve diüretik özelliğinden dolayı kahve kabızlığı önler, bağırsakları çalıştırır ve sık tuvalete çıkmayı sağlar.

Kafein kanatlandırır!
Bu içecekler merkezi sinir sisteminizi uyarır, size zinde hissettirir. Ama aniden kullanımı kesmek baş ağrısı ve sinirlilik gibi yoksunluk semptomlarına yol açabilir.

30/10/2020

Bulgur tam bir mineral ve vitamin deposu olması sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Bulgur protein, mineral, vitamin ve besin lifi açısından oldukça zengin bir yiyecek. Üstelik bunların yanında karbonhidrat oranı da tahmin edebileceğinizden çok daha düşük. Başka bir ifadeyle ana yemeklerin yanında pirinç pilavı ya da makarna servis etmekten, tüketmektense bulgur tüketmeniz çok daha sağlıklı bir tercih.

Çünkü bulgur içinde bulunan B vitamini, folik asit, magnezyum başta olmak üzere birçok mineral ve vitamin sayesinde bağışıklık sistemimizizn zaman içinde güçlenmesini sağlıyor. Düzenli olarak bulgur tükettiğimizde bir süre sonra vücudumuz hastalıklara karşı çok daha korunaklı bir hale geliyor.
Bulgur, kan şekerinin dengelenmesini sağladığından şeker hastalarının sorunlarına çare oluyor
Bulgur içindeki bolca besin lifi, mineraller ve vitaminler sayesinde kan şekerinin dengelenmesinde de önemli roller üstleniyor. Bu da uzun vadede vücudu şeker ve kolesterol gibi rahatsızlıklardan korurken var olan rahatsızlıkların da olumlu yönde seyretmesini sağlıyor. Tabii bulgur faydalı diye çok tüketmemek, ölçüyü elden bırakmamak da bu noktada bir hayli önemli oluyor.

Kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini en aza indiriyor
Kan şekerini düzenlemesi sayesinde uzun vadede sadece kolesterolden değil aynı zamanda diğer birçok kalp ve damar hastalığından da vücudu koruyor. Kanın damarlarda rahatlıkla akmasını sağlayan, başka bir ifadeyle kan dolaşımının düzenli bir şekilde sürmesine destek olan bulgur, bu etkisiyle kalp krizi, felç, inme gibi aniden gelişebilecek kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini en aza indiriyor.
Bulgur, sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına destek oluyor, hazmı kolaylaştırıyor
kestaneli-bulgur-pilavi-yeni

Bulgurun içinde bolca B vitamini var demiştik. Özellikle içerdiği B1 vitamini ve besin lifi sayesinde bulgur, sindirim sisteminin de sağlıkla fonksiyonlarını yerine getirmesine destek oluyor. Bu da sık sık hazımsızlık ve buna bağlı gelişen mide ağrısı, kramplar çekenler için lezzetli bir kaçış noktası oluyor.
Doğru şekilde pişirildiğinde zayıflamak isteyenlere destek oluyor
Bulgurun içerdiği besin liflerinin ve doymamış yağların marifetleri saymakla bitmiyor desek yeri. Zira sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına destek olmakla kalmayan bulgur, doğru şekilde pişirilip tüketildiğinde zayıflamak isteyenlere de yardımcı oluyor. Uzun süre tok tutması, sindirim sistemini bol bol çalıştırması yağ yakım sürecinin hızlanmasında önemli bir rol oynuyor.

Sinir sistemini de olumlu yönde etkileyen bulgur, sinir, stres, zihinsel yorgunluk gibi problemler yaşayanlara iyi geliyor
Magnezyum, çinko, folik asit gibi birçok yararlı maddeyi içinde barındıran bulgur, sinir sistemimizin de sağlıkla çalışmasına yardım ediyor. Bu özelliği sayesinde sık sık sinir, stres, zihinsel yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu gibi problemler yaşayanlara iyi geliyor.

Kemiklerin güçlenmesini sağlarken kansızlık sorununun çözümünde de destek oluyor
çinde hatırı sayılır miktarda kalsiyum ve demir de bulunan bulgur, düzenli olarak tüketildiğinde hem kemik sağlığını koruyor ve destekliyor hem de anemi, yani kansızlık problemi yaşayanlara destek oluyor. Ancak bu özelliklerinden faydalanmak için bulguru mutlaka ama mutlaka düzenli olarak (aşırıya kaçmadan) tüketmek gerekiyor.

Başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türüne yakalanma riskini azaltıyor
Bulgurun içerdiği bu kadar çok vitamin ve mineral varken tabii ki bizi sadece grip, nezle gibi kış hastalıklarından koruyacağını düşünmemeli. Daha en başta söylediğimiz gibi kendisi bağışıklık sistemimizi güçlendirme konusunda destek alabileceğimiz en lezzetli ve en ekonomik seçeneklerden. Düzenli olarak tüketildiğinde bulgurun başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türüne yakalanma riskimizi de azalttığı tam da bu yüzden söyleniyor.

Bulgur, kabızlık sorunu yaşayanlara çare oluyor, bağırsakların sağlıkla çalışmasına yardım ediyor
İçindeki sindirilebilir besin lifleri sayesinde bulgur, bağırsaklardaki hareketliliğin devamlılığını sağlıyor. Bu da sık sık kabızlık sorunu çekenler için en önemli destekçilerden biri oluyor. Siz de kabızlık problemiyle baş etmek zorunda kalırsanız beslenme programınızın içinde bulguru daha çok dahil ederek bu sorundan kısa sürede kurtulabilir, bağırsaklarınızın sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam etmesini sağlayabilirsiniz.

Son olarak, bulgurun anne karnındaki bebeklerin zeka gelişimini olumlu yönde etkilediği de biliniyor
Bulgurun en önemli faydalarından biri de hamilelik dönemindeki kadınları ilgilendiriyor. Gebelikte bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için alınması gereken folik asit nedeniyle bulgur hamile kadınlara sıklıkla öneriliyor. Bolca folik asit içerdiğinden bulgur tüketen hamilelerin bebeklerinin gelişiminin, özellikle de zeka gelişiminin olumlu yönde etkileneceği söyleniyor.

Tabii siz yine de hamilelik dönemindeyseniz mutlaka doktorunuza danışmalı ve onun önerileri doğrultusunda hareket etmelisiniz, bizden hatırlatması.

Photos from Sağlıklı yaşam ve bitkisel gıdalar's post 06/10/2020

Kaparinin faydaları ve zararları nelerdir? Kapari nasıl tüketilir, nelere iyi gelir?
Gebre otu veya Kapari olarak bilinen, Capparaceae familyasına mensup olan dikenli bir bitki türüdür. Halk arasında geberotu, kedi tırnağı, karga kavunu, gebere, kepere, keper, menginik, hint hıyarı devedikeni denilmektedir. Bu bitki kapari, ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetiştirilmektedir. Daha çok çalımsı bir yapıda olan dikenli bir bitkidir. İçeriğinde potasyum, fosfor ve kalsiyum içeriği bakımından oldukça zengindir. Bu bitki kendiliğinden, tohum halinde yetişmektedir. Ağustos ve Eylül aylarında oluşmaktadır. Ana vatanı Asya olarak bilinen bu şifalı bitki ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde kendiliğinden tohum halinde yetişmektedir. Kısa boylu bir bitki türüdür. Yer bitkisi olarak da bilinmektedir. Genellikle turşusu ve reçeli yapılarak tüketilmektedir. Avrupa ülkelerinde daha çok baharat ve garnitür olarak kullanımı yapılmaktadır. Ayrıca gıda ve kozmetik sanayisinde de oldukça yaygın bir şekilde kullanımı yapılmaktadır. Kapari tüketmek sizi uzun süre tok tutar ve kilo vermenize yardımcı olan bir besindir. Ayrıca sizleri dinç tutar, enerji verir. Kaparinin faydaları ve zararları, kalorisi ve besin değeri, tüketimi nasıl yapılmaktadır. Merak edilen bu soruyu yanıtlayacağız. Kapari MS hastalığı için nasıl kullanılır? İşte detaylar.

KAPARİNİN FAYDALARI

•Şifa kaynağı olan bu şirin dikenli bitki çok güçlü bir antioksidandır. Bu antioksidan etkisi sayesinde vücutta bulunan ödemin atılmasına yardımcı olmaktadır.

•Bir diğer faydası hücre hasarını en aza indirmeye yardımcı olmaktadır.

•Kanser hastalarına fayda sağlamaktadır.

•Cinsel gücü artırıcı bir etkisi olduğu bilinmektedir.
Kapari bitkisinin sağlığa birçok faydası bulunmaktadır. Kaparinin faydaları nelerdir? Bu konuya ayrıntılı değineceğiz. Kapari nasıl tüketilir? İşte tüm detaylar…KAPARİNİN FAYDALARI

•Şifa kaynağı olan bu şirin dikenli bitki çok güçlü bir antioksidandır. Bu antioksidan etkisi sayesinde vücutta bulunan ödemin atılmasına yardımcı olmaktadır.

•Bir diğer faydası hücre hasarını en aza indirmeye yardımcı olmaktadır.

•Kanser hastalarına fayda sağlamaktadır.

•Cinsel gücü artırıcı bir etkisi olduğu bilinmektedir.

•Karaciğerde oluşan yağlanmayı yavaşlatıcı bir etkisi vardır.

• Karaciğer ve akciğerde oluşan sağlık sorunlarına faydası bulunmaktadır.

•Vücudunuzdaki yağların yakmasını sağlamaktadır. Bu sayede istediğiniz bedene ulaşabilirsiniz.•Kanserli hücrelerinin oluşumunu önler. Ayrıca bu hücrelerin yayılımını da engellemeye yardımcı olmaktadır.

•Bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlığı önler. İyi bir sindirim sağlar.

•Kadınlardaki adet düzensizliği önler.KAPARİNİN ZARARLARI

•Şifa kaynağı olan bu besinin faydaları olduğu gibi zararları da bulunmaktadır. Bunlardan ilki hint hıyarı olarak bilinen kapari bitkisi taze olarak tüketilen bir bitki değildir. Bu nedenle işlenmiş olarak satın alınması önerilir. Aksi takdirde çiğ olarak, tüketildiği zaman zehirli olabilir.

•Gereğinden fazla tüketiminde aşırı derece susayabilirsiniz.

•Kapari bitkisi suyu çeken bir sebze türü olduğundan dolayı aşırı tüketiminde vücudunuzda şişkinlik yapabilmektedir.

•Yüksek tansiyon rahatsızlığı bulunan kişilerin bu bitkiyi tüketmemeleri önerilmektedir.

•İçeriğinde bulunan aşırı miktardaki sodyum, suyu çeker. Bunun sonucunda kan hacmini artırır. Ayrıca kalp hastalıkları riski yapabilmektedir.

•Aşırı tüketmenin bir diğer zararı ise yüksek sodyum içermesinden dolayı kemik erimesine yol açabilir. Aşırı tüketiminden kaçının.

•Hamilelik süresi boyunca kapari tüketmekten kaçınılması gerekmektedir.

•Vücudunuzdaki ağrıların azalmasına yardımcı olmaktadır.
KAPARİNİN KALORİSİ VE BESİN DEĞERİ

Şifa deposu olan bu dikenli bitkinin turşu hali ile tüketiminde kalorisi; 9 gramı 2 kcal olarak bilinmektedir. Besin değeri ise; %54 karbonhidrat, % 24 protein, % 22 yağ içermektedir.Şifa kaynağı bu şirin dikenli bitki genellikle turşusu ve reçeli yapılarak tüketilmektedir. Ayrıca Balık, kırmızı et ve beyaz et yanında meze olarak da tüketimi yapılabilmektedir. Salatalarınızda veya pizzada da tüketimi oldukça yağındır.

KAPARİ MS HASTALIĞI İÇİN NASIL KULLANILIR?

Kapari yani gebre otu olarak bilinen bu şifa kaynağı besinin MS hastalığına %80 fayda sağladığı bilinmektedir. MS hastalığına bu sağlık dostu dikenli bitki 3 şekilde kullanılmaktadır. İlki ve en etkili olunanı kapari karpuzu şeklinde tüketimidir. Sabahları aç karna tüketebilirsiniz. Ayrıca üzerine limon sıkarak da tüketirseniz daha lezzetli bir hal almaktadır. Bir diğer tüketim şekli ise salamura olarak tüketmektir. Bir kâsenin içine zeytinyağı, nar ekşisi, kekik ekleyerek içine salamura koyarak tüketebilirsiniz. Bir diğer ve en sonuncusu ise çayını yaparak tüketmektir. Bir sıcak suyun içine kapari tomurcuğu atın ve demlemesini bekleyin. Daha sonra rahatlıkla tüketebilirsiniz.

03/10/2020

Zerdeçalın faydaları nelerdir?
Zerdeçal, zencefilgiller ailesi içerisinde yer alan sarı çiçekleri ve iri yaprakları olan çok yıllık bir otsu bitki türüdür. Hint safranı olarak da adlandırılan bu bitki, Güney Asya temelli olup tüm dünyaya da buradan yayılmıştır. Safran kökü, zerdeçöp, sarı boya gibi isimlerle anılsa da daha çok zerdeçal olarak bilinen bu baharat, içerisinde bulunan kurkumin adlı bileşen sayesinde sağlık üzerinde çok önemli olumlu etkilere sahiptir. Son yıllarda popülerliğinin artması ve sağlık üzerindeki pek çok etkisinin bilim dünyasınca kanıtlanması ile birlikte tüketimi de artmıştır. Zerdeçalın yemeklere katılması, çaylarının hazırlanması ve yoğurtla karıştırılarak tüketilmesi gibi birçok tüketim yöntemi vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalıklardan korunmak ve vücut üzerindeki olumlu etkilerinden faydalanmak için zerdeçal tüketiminde herhangi bir sakınca bulunup bulunmadığına dair hekiminden onay alan tüm bireyler, düzenli olarak zerdeçal tüketmeye başlayabilir.

İçindekiler
Zerdeçalın faydaları nelerdir?
Zerdeçalın cilde faydaları nelerdir?
Zerdeçal nasıl tüketilir?
Zerdeçal hangi besin ögelerini içerir?
Kurkumin nedir?
Zerdeçal hangi hastalıklardan korur?
Zerdeçalın faydaları nelerdir?
Birçok baharat türünde olduğu gibi zerdeçal için de uzun yıllardır devam eden bilimsel araştırmalar mevcuttur. Bu araştırmaların çok büyük bir kısmında zerdeçalın sağlık üzerindeki olumlu etkileri hakkında fikir birliğine varılmıştır. Sofralarda sıklıkla kullanılan baharatlar arasında yer almasa da özellikle tavuk yemekleri ile birlikte sıklıkla kullanılan köri baharatına sarı rengini veren zerdeçaldır. Bu mucize baharat Güneydoğu Asya ile Hindistan gibi bölgelerde sarı renkli çiçeklere sahip bir bitkinin köklerinden elde edilir. Güçlü antienflamatuvar ve antioksidan özellikleri bulunan zerdeçal, Hindistan'da geleneksel bir tedavi yöntemi olan Ayurveda'da da sıklıkla kullanılır. Herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan tüm bireyler günlük olarak 1-2 kaşık zerdeçal tüketerek bağışıklık sistemlerini güçlendirebilir ve enfeksiyon hastalıklarını daha kolay atlatabilir. Yoğurtlu zerdeçalın faydaları, toz zerdeçalın faydaları gibi pek çok konu zerdeçal tüketmeyi düşünen bireylerin merak ettiği konular arasındadır. Zerdeçal her türlü tüketilebilir, fakat içerdiği kurkumin yalnızca yağda çözünebilir olduğundan yağ içeren yemeklerin yanında veya yoğurt gibi içeriğinde doğal olarak yağ bulundurulan besinlerle karıştırılarak tüketilmesi daha sağlıklı bir seçenektir.

Zerdeçalın cilde faydaları nelerdir?
Zerdeçalın faydaları, yalnızca bir besin olarak tüketilmesi ile sınırlı değildir. Aynı zamanda cilt üzerinde de birçok olumlu etkiye sahiptir. Sivilce, egzama ve sedef hastalığı gibi cillde ilişkin birçok sağlık sorununun iyileştirilmesinde zerdeçal ile hazırlanan doğal karışımlardan yararlanılabilir. Antioksidan içeriği, ‌‌antienflamatuvar özelliği ve yaraların iyileştirilmesine yardımcı bileşenleri sayesinde zerdeçal ile doğal bir karışım hazırlayarak cildinizin sorunlu bölgelerine bunu direkt olarak uygulayabilirsiniz. Ciltte renk tonunun eşitlenmesine ve nem dengesinin sağlanmasına yardımcı bir besin olan yoğurt, bu karışımlarda yer almak için oldukça uygun bir seçenektir. Toz zerdeçal, yoğurt ve doğal zeytinyağını karıştırarak hazırladığınız karışımı cildinize uygulayabilir, bir süre beklettikten sonra durulayabilirsiniz. Hassas cilde sahip olanlarda veya alerjik reaksiyonlara yatkın bireylerde bu uygulamalarda dikkatli olunmalı, herhangi bir yanma veya kaşıntı hissedilmesi durumunda uygulama bırakılmalı ve cilt durulanmalıdır.

Zerdeçal nasıl tüketilir?
Sağlık üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı kullanımı oldukça yaygınlaşan zerdeçal, günümüzde baharatın yanı sıra kapsüller, çaylar, toz ve ekstreler şeklinde de bulunabilir. Bir baharat olarak zerdeçal, yemeklerin içerisine eklenebileceği gibi yoğurtla karıştırılarak da kolaylıkla tüketilebilir. Bunun yanı sıra köri baharatı da bol miktarda zerdeçal içerir. Bu baharatın kullanımı özellikle tavuk yemeklerinde ve sosların içerisinde kullanıldığında lezzet vermenin yanı sıra sağlığı olumlu etkileyen bileşenleri de vücudunuza almanızı sağlar. Bu şekilde tüketmekten hoşlanmayan bireyler zerdeçal içeren kapsüller kullanmayı tercih edebilir. Fakat bu kapsüller mutlaka bilinen ve güvenilirliği kanıtlanmış markalardan temin edilmeli, kullanımdan önce mutlaka doktora danışılmalıdır. Zerdeçalın bir diğer tüketim yöntemi ise çayının hazırlanmasıdır. Bir tatlı kaşığı zerdeçal bir cezve içerisinde kaynatılarak çayı hazırlanabilir. Tadının güzelleştirilmesi açısından farklı baharatlar da bu karışıma eklenebilir. Yapılan araştırmalar zerdeçalın 10 dakika boyunca kaynatılması ile yararlı bileşenlerinin daha iyi çözündüğünü gösterdiğinden en az 10 dakika kaynatılarak çayın hazırlanmasında fayda vardır.

Zerdeçal hangi besin ögelerini içerir?
Sağlık üzerine faydaları saymakla bitmeyen zerdeçal, tüm bu olumlu etkilerine karşın çok düşük kalori içeriğine sahiptir. Bu nedenle kilo vermeyi hedefleyen bireylerin kullanımına da oldukça uygundur. Bir çorba kaşığı zerdeçal tozu, vücuda yaklaşık olarak 29 kilokalorilik enerji sağlar. Bunun yanı sıra 0.91 gram protein, 0,31 gram yağ, 6.31 gram karbonhidrat, 2.1 gram lif içerir. Mikro besin ögelerinin karşılanmasına da yardımcı olan zerdeçalın bir yemek kaşığı kadarlık miktarı tüketildiğinde günlük demir ihtiyacının %16'sı, potasyum ihtiyacının %5'i, manganez ihtiyacının %26'sı ve C vitamini gereksiniminin %3'ü karşılanır. Dolayısıyla sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı belirlenirken zerdeçal tüketiminin de bunun içerisine eklenmesi hem sağlığın korunmasına hem de makro ve mikro besin ögesi gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olacaktır.

Kurkumin nedir?
Zerdeçalın içerisindeki ana aktif madde olan kurkumin, bu besinin vücuda sağladığı olumlu etkilerin birçoğundan sorumlu olan oldukça önemli bir bileşendir. Zerdeçalın ağırlığının %3'ü kurkuminden oluşur. Bu maddeden en iyi şekilde yararlanabilmek için çok fazla miktarlarda zerdeçal tüketmek gerekmesi ve bunun çoğu birey için mümkün olmaması nedeniyle zerdeçal özlerinden elde edilen kurkumin takviyeleri üretilir. Bu takviyeler doktora danışılarak kullanılabilir. Kurkumin, vücutta emilebilirliği düşük olan bir bileşendir. Karabiberde bolca bulunan piperin, bu bileşenin vücuttaki emilimini %2000'e kadar artırabilir. Dolayısıyla zerdeçal takviyelerinin içeriğinde genellikle piperine de yer verilerek vücuttaki kullanılabilirliği maksimuma çıkarılabilir. Ek olarak kurkumin, yağda çözünebilen bir bileşendir. Bu nedenle yemeklerle birlikte tüketilmesi, kurkuminin çözünürlüğünü ve dolayısıyla emilimini artırır.

Zerdeçal hangi hastalıklardan korur?
Zerdeçalın içerisinde yer alan kurkumin, doğal bir ‌‌antienflamatuvardır. Bu sayede hastalıkların iyileşmesini hızlandırır, kronik enflamatuvar hastalıkların tedavi sürecini kolaylaştırır. Antioksidan bileşenler içeren zerdeçal vücudu kalp ve damar hastalıklarına, kansere ve metabolik sendroma karşı korur. Mevcut hastalarda ise tedavi sürecini desteklerken akut komplikasyonların gelişim riskini azaltır, hastalığın ilerleyişini yavaşlatır. Zerdeçalın yapısında yer alan bileşenlerin beyindeki nöronların onarımını ve belirli öçülerde çoğalmasını destekleyen bir tür büyüme hormonu olan beyin kaynaklı nörotrofik faktörün (BDNF) kandaki düzeylerini artırdığı tespit edilmiştir. Bu durum zerdeçalın aynı zamanda depresyon, Alzheimer hastalığı gibi pek çok psikiyatrik ve nörolojik hastalığa karşı da koruyucu etki sağladığını gösterir. Çocuklarda zeka gelişimini destekler, hafızayı ve bilişsel fonksiyonları güçlendirir. Kalp ve damar hastalıklarına karşı korur, damar yapısını güçlendirir. Hücresel yapıların güçlendirilmesine katkıda bulunarak kanserleşmeyi önler. Bu sayede tüm kanser türlerine karşı koruyucu etki sağlar. Zerdeçalın vücuda sağladığı bir diğer olumlu etki ise artrite karşı korumasıdır. Bu etkiyi de yine ‌‌antienflamatuvar etkisi sayesinde gerçekleştirir.

Sağlık üzerine yukarıda sayıldığı gibi pek çok olumlu etkiler sağlayan zerdeçal, herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan bireylerde güvenle kullanılabilir. Kronik bir hastalığı bulunan, herhangi bir sebeple düzenli olarak ilaç kullanan bireylerde bu baharatın tüketimine veya kurkumin takviyelerine başlanmadan önce mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Eğer siz de bu besinin olumlu etkilerinden yararlanmak istiyorsanız güvenilir markalar tarafından hazırlanan besin takviyelerini doktorunuza danışarak temin edebilirsiniz.

Website