1975-1980 arasında Türkiye’nin kadın hareketi içerisinde bir çok “ilkleri” başarmış olan İlerici Kadınlar Derneği (İKD), 21. yüzyılın Türkiyesi’nde kadınların hâla maruz kaldığı yeni sorunlara çözüm bulmak amacıyla yeniden dernek olarak açıldı. Kadınlar adalet istiyor. Kadınlar kapitalizmden kurtulmak istiyor. Kadınlar vardır; kadınlar her yerde olacaklar
. Kadınlar bir araya gelirse, yer yerinden oynar. Kadınların dayanışması her işin başıdır. İmece geleneğine sahip olan biz kadınlar, dayanışmanın gücünü en iyi bilen kesimiz. Kadınların toplumdaki eşitsizliği, siyaset alanında kadın erkek dengesizliği, emekçi kadınların ücretten çalışma koşullarına kadar karşılaştıkları ayrımcılık, ev kadınlarının yok sayılan eviçi emekleri, kadınların dinsel dogmalar yüzünden ikinci sınıf insan muamelesi görmeleri hâlâ sorun olarak karşımızda duruyor.
İlerici Kadınlar, çok uzun süredir özellikle öğrenci ağırlıklı olarak çalışmalar yürütüyorlardı. Bu çalışmalar 6 Mart 2012 tarihinde dernekleşti ve daha kurumsal bir yapıya kavuştu. Bundan sonra biz kadınlar, her kesimden kadınlarla buluşmak için güçlü bir araca sahibiz.
İlerici Kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde hep alanlarda oldular. İlerici Kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü için de her zaman etkinlikler düzenlediler. İlerici Kadınlar, kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze karşı hiç durmadan diğer kadın örgütleriyle birlikte mücadele yürüttüler. Toplumsal barışın kurulması için, kadın-erkek eşitliği için, çalışma hayatında kadın emeğinin sömürülmesinin önüne geçilmesi için seslerini yükseltmekten hiç vazgeçmediler. Biz yeni kurulan İKD üyesi kadınlar olarak ne yapmak istiyoruz? Yeni kurulan İKD, elbette ki en başta geçmişimiz olan İKD’nin deneyimlerini esas alacaktır. İKD, kadın hareketindeki bizim gördüğümüz eksiklikleri gidermek için, ülkemizdeki ilerici kadın hareketinin bir parçası olmak üzere yola koyuldu. Yeni İKD, eski İKD’nin bir kopyası, bir tekrarı mı olacak? Kadınlar yaratıcıdır. Kadınların ortak aklı her dönemin koşullarına uygun görevleri, yolları, yöntemleri, çözümleri bulacaktır. Her dönem kendi içinde bir değer taşır. Her dönemin öncelikleri her dönemin ihtiyaçları, her dönemin aydınlanma düzeyi birbirinden farklıdır. Ama, bütün bu farklılıklar içinde, kapitalizmin acımasız sonuçlarını yaşayan biz kadınların ortak sorunları da neredeyse özü hiç değişmeden durmaktadır.
İlerici Kadınlar olarak amacımız çalışmalarımızı güçlü bir kadın hareketine dönüştürmektir. Bu ülkede yaşadığımız ortak sorunlara karşı ortak çözümler bulmak isteyen bütün kadınlar derneğimizde kendilerine yer bulacaklardır. Dün ilerici kadın hareketine omuz vermiş, eski İKD’lilerin tecrübeleri, bizim için bu nedenle vazgeçilmezdir. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Ama, dere aynı dere, toprak aynı toprak. Yeni derelerde, yeni topraklarda nasıl mücadele edeceğimizi birlikte öğreneceğiz, birlikte karar alacağız, birlikte uygulayacağız.
İKD, kadınlar arası dayanışma, kadınlar arası dostluk, kadınların ezilmesine karşı güvenli bir liman, kadınlar için kadınlarla birlikte mücadele demektir. Bütün kadınları aramıza davet ediyoruz. Kadınlar vardır. Kadınlar varsa, İKD güçlüdür demektir. Yürüyüşümüze bir kılavuz olması için elbirliğiyle tüzük hazırladık. İKD’nin amaçlarından en önemlilerini tüzükte şu şekilde ifade ettik:
İKD’nin amacı;
• “Erkek egemenliğine dayalı toplumsal iş bölümü sistemine son vererek, kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik alanda haklarını geliştirmek, bunların uygulanmasını, kadınların özgürleşmesini ve kadın-erkek eşitliğini sağlamak,
• Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak fabrikalarda, tarlada, büroda kadın emeğinin sömürülmesinin önüne geçmek,
• Kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmek; yaygın ve kadınların istedikleri kadar kalabilecekleri kadın dayanışma birimleri açmak. Töre ve namus cinayetlerini durdurmak için çok yönlü çalışma yapmak,
• Aileyi toplumsal egemenlik ilişkilerinin yeniden üretildiği bir toplum birimi olmaktan çıkarmak, eve hapseden ev işleri, çocuk, yaşlı, hasta bakımı gibi işlerin kamu tarafından üstlenilmesini sağlamak,
• Gerek çalışan, gerekse ev kadını olan tüm emekçi kadınların sosyal sigorta hakları, sosyal hakları ve sosyal güvenlik haklarını geliştirmek, emeklilik koşullarını iyileştirmek, analıktan doğan sosyal hakları savunmak, geliştirmek,
• Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmek, başta homofobi olmak üzere her türlü cinsiyetçi ayrımcılıkla mücadele etmek
• 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün bayram-ücretli tatil günü olarak kabul edilmesini sağlamak.”
Bunlar tüzüğümüzde yer alan ve uygulanması için kadınlarla elele vererek dayanışma içinde olacağımız konulardır. Ama, elbette ülkemiz kadınlarının sorunları sadece bunlarla sınırlı değil. Biz, güçlendikçe çözüme kavuşacağız, çözüme kavuştukça yeni kadın kardeşlerimizle buluşacağız. Günümüzde kadınların giderek yoksullaşması gerçeği ile yüz yüzeyiz. Kapitalizmin neoliberal politikaları özelleştirmeler yoluyla kamu kaynaklarını özel sermayeye aktarıyor. Bu durum kadınların kamu kaynaklarından daha az yararlanmasına, yoksullaşmanın daha çok kadınları etkilemesine yol açıyor. İKD üyesi kadınlar, kadınların yoksullaşmasına, kadın emeğinin sömürülmesine karşı mücadele yürütecek ve kamu alanının geliştirilmesi için çabalayacaktır. Emekçi kadınların sosyal güvenlik hakları geriliyor. Kadınların kayıt dışı sigortasız, güvencesiz, sendikasız çalıştırılması en önemli sorunlardan birini oluşturuyor. Ucuz emek deposu olarak görülen ev eksenli çalışan kadınların sosyal sigorta hakları, sendikasız olmaları gibi dertler çözüm bekleyen sorunlar arasında. Cinsiyetçi ve baskıcı eğitim sistemi kız çocuklarının eğitim basamaklarında erkeklere göre geriye düşmesine neden oluyor. Topluma dayatılan 4+4+4 sistemi ise kız çocuklarının eğitim haklarına daha çok engel olacaktır. Eğitimde kadınların eşitsizliği büyük bir sorun. Barış bugün en yakıcı ihtiyaçlardan birini oluşturuyor. Özellikle Ortadoğu’ya yönelen emperyalist savaşlarda çocuklarını yitiren binlerce anne, baba evlat acısı çekiyor. Kadınlar bu savaşlarda tecavüze uğruyor, savaşın faturası en başta kadınlara çıkarılıyor. İKD, ülkemizde akan kana da dur diyor. Savaşı değil, barışı savunarak “evlat acısına son” diyor. Ülkemizde Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Roman, Ermeni, Gürcü, Çerkez, Süryani kadınların kendilerine özgü etnik sorunları var, mezhep sorunu var, dışlanmışlık, ötekileştirme, yok sayma var. İKD, “ezilen, baskıya uğrayan ve sömürülen bütün kadınlar kardeştir” diyerek, köken ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün kadınlarla dayanışma içerisinde olacaktır. Kadınların sorunu çok. Çözümü basit: Kadınlar elele verecek. Kadınların kurtuluşu için kadınlar harekete geçiyor. Hep birlikte İKD’de örgütleneceğiz, hep birlikte İKD’yi büyüteceğiz.