Ozgurkitapevi Basel

25.yildir isvicrede tek kitapevi.ayrica gizli bahcesinde cay kahve bira yudumlamak kitaplarla ic ice guzel saatler gecirmek icin guzel bir ortam...

23/07/2024

Selahattin demirtas´in yeni Kitabini bizden temin edebilirsiniz.

Denize bakan kayalıklarda bir bungalov… Yoldan fırlayıp yanına düşen bir araba… Bir patlama…
Huzur arayışındaki emekli Tümgeneral Ayvaz Dere’nin planları ilk günden altüst olmuştur. Kazaya karışan gençler de olaya bambaşka bir boyut katar ve işler çetrefilleşir. Bir de 1980’lerde takıştığı solcu bir avukat, Sinan çıkar karşısına. Böylece geçmişe ve geleceğe ışık tutan zorlu bir düet başlar.
Mizahi bir üslup ve sürükleyici bir kurguyla kaleme alınan Arafta Düet, hepimizi barış, vicdan, erdem üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor.
Biri yıllardır hapiste olan iki eşyazarın hiç karşılaşmadan beraber kaleme aldıkları roman, bu açıdan dünyada bir ilk.

28/05/2024

Çok geç değil. Bu “labirent”ten çıkma olanaklarına sahibiz. Yeter ki önce yolumuzu yitirdiğimizi kabul edelim...

2022 yılında Avrupa’nın göbeğinde geçmişin travmalarını tetikleyen yıkıcı bir savaş patlak verdi. Nükleer felaket senaryolarının gerçeğe dönüşmesine ramak kaldı. Demirden bir el, Batı’yı Rusya ve Çin’le karşı karşıya getirdi adeta.

Kibirli ve bencil yöneticilerin, aklı küçümseyip eşitsizliği besleyen köhne ideolojilerin hükmü altındaki çağımız, son hızla uçuruma doğru sürüklenmekte. Günümüzde ne Batı ne de hasımları insanlığı hapsolduğu bu labirentten çıkarmaya muktedir. Batı’nın da, Doğu’nun da yaydığı ışık dünyayı aydınlatmakta artık yetersiz ama umutsuzluğa yer yok.

Amin Maalouf Labirent’te Batı ile hasımları arasında yaşanan yeni çatışmaların ve meydan okumaların kadim kökenlerini dört büyük ulusun tarihi üzerinden anlatıyor: Meiji döneminde büyük bir modernleşme ivmesi kazanarak Asya’nın yükselen gücü olan Japonya; uzun yıllar Batılı uluslar için tehdit oluşturmuş Rusya; 21. yüzyılda ekonomik üstünlüğünü ilan eden Çin ve gezegenin hâlâ kültürel, teknik ve ekonomik anlamda süper gücü sayılan Amerika Birleşik Devletleri.

Labirent yönünü ve yolunu kaybetmiş insanlık için bir pusula...

28/05/2024

Bilinmelidir ki, bu dava ve yargılama adı altında yürütülen bu faaliyetlere karşı bizim eylemimiz, sözümüz ve savunmamız sadece günümüze yapılmış bir çağrı değil, esasında geleceğe yazılmış bir mektuptur.
Kürt halkı mazlumdur, Türk halkı mazlumdur. Onları sömürenlerdir katil olanlar. Topraklarını işgal edenlerdir. Kültürüne, diline el koyanlardır katil olanlar, biz değiliz. Biz sadece halkımızın onurunu savunduk, haysiyetini savunduk, karnını doyurma hakkını savunduk, şu yeryüzünde özgürce yaşama hakkını savunduk, kendi topraklarında insan gibi yaşama hakkını savunduk.
Kürt ve Kürdistan gerçeğini inkar, insanı inkardır. Herhangi bir insanın dilini, vatanını inkar, insanı inkardır, insanın onuruna saldırıdır. Kürt halkının kendine ait Kürt milleti olarak bir tarihi vardır, bunu inkar insanın onurunu inkardır. Bunu kabul ettiğimiz zaman biz kendimizi onursuz gibi hissederiz. Birbirimizin yüzüne bakamayız Kürtler olarak. Sizin de yüzünüze bakamam.
Bu dava vesilesiyle bizi köleleştirmek isteyenlere biz, “Hayır, biz özgür insanlarız.” diyoruz.

19/03/2024

Bu gösterinin biletlerini bu linkden de Alabilirsiniz.
https://eventfrog.ch/.../cock.../presale/7140757243918518641

Ozgurkitapevi Basel 25.yildir isvicrede tek kitapevi.ayrica gizli bahcesinde cay kahve bira yudumlamak kitaplarla ic ice

25/02/2024

N**im ve piraye,Biletinizi halen almadiysaniz acele edin derim.Ankara tiyatro fabrikasi ve Bapik, Özgür Kitap evi organizesi...

Ozgurkitapevi Basel 25.yildir isvicrede tek kitapevi.ayrica gizli bahcesinde cay kahve bira yudumlamak kitaplarla ic ice

07/12/2023

Mülkiyet'in Tarihçesi Kitap Açıklaması

Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “Burası benimdir” diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp, çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da insanlara “Sakın dinlemeyin bu sahtekârı. Meyveler herkesindir. Toprak hiç kimsenin değildir. Ve bunu unutursanız mahvolursunuz” diye haykırsaydı, işte o adam, insan türünü, nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden kurtaracaktı.
Proudhon’un dile getirdiği ilkelerin komünal yaşam için yeterli olup olmadığını tartışmak, demokratik modernite sistemimiz açısından bir zorunluluktur ve balık tutan ama deniz üzerinde mülkiyet hakkı iddia etme absürtlüğüne düşmeyen denizci gibi yaşamayı tüm toplum bireylerine, tüm toplumsal alanlarda kavratacak bir zihniyet çalışması yürütmek gerekmektedir. Proudhon, insanın çalışması ve yaşaması için gerek duyduğu ev, toprak ve araçları kontrol etme hakkına karşı çıkmaz; hatta bunu özgürlük için gerekli temel taş olarak değerlendirir. Bundan dolayı da bunu tahrip etmeyi hedeflediği için komünizmi eleştirir.

07/12/2023

Goebbels'in Propaganda İlkeleri Kitap Açıklaması

N**i Almanya’sı Propaganda Bakanı Goebbels neredeyse bütün dünyaca- hem savaşanlar hem de savaşılanlar tarafından- işinin ustası olarak kabul edilmiştir. Goebbels’in günlüğünün hem yayınlanmış hem de yayınlanmamış bölümlerine dayanan bu kitap, onun izlediği başlıca propaganda ilkelerini özetlemektedir.1945’te Berlin’de Amerikalı yetkililer tarafından kurtarılan N**i belgeleri arasında, Propaganda Bakanı Goebbels tarafından günlük olarak yazdırıldığı düşünülen ve 21 Ocak 1942 ile 9 Aralık 1943 tarihleri arasını kapsayan 6.800 sayfaya yakın bir el yazması bulunmaktadır.Bu kitaptaki analiz, şu anda Stanford Üniversitesi’ndeki Hoover Enstitüsü ve Savaş, Barış ve Devrim Kütüphanesi’nde bulunan belgenin tamamının dikkatli bir şekilde incelenmesine dayanmaktadır.

07/12/2023

Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında Beka-Mız Kitap Açıklaması

Kürt milliyetçiliği Türkiye’yi bölmek ister ama buna gücü yetmez; Türk milliyetçiliği Türkiye’yi bölmek istemez ama Kürt milliyetçiliğine Türkiye’yi bölme gücü verir...

Anadolu Türklüğünün “derinlemesine” bir devlet aklı bunu ciddiyet, hassasiyet ve suhulet ile gündeminin baş yastığına almaz ise; Türk milliyetçiliği, önümüzdeki 10 yılların öncesi görülmemiş boğazlaşmalarıyla Türkiye’yi böler...



Öcalan henüz aklî ve ruhî melekeleri üzerindeyken; yüz yıldır baş aşağı edilmiş binyıllık Türk-Kürt ilişkileri (“Kürt sorunu” değil) tabiî ayakları üzerine alınmaz ise, sadece Anadolu Türklüğü değil Mezopotamya Kürtlüğü de “bekayı” kurtaramaz! Zira Kürtler olmadan Türkler, Türkler olmadan da Kürtler var olamaz bu “Kurtlar Sofrası” coğrafyamızda.



“Fani dünya” denir. Fani olan Dünya değil insandır: “Her canlı ölümü tadar, ama sadece bazıları hayatı tadar” ... Öcalan’ın bir erken “ölümü” —bir-bütün Ortadoğu’da bilmem ama— Türk Kürt ilişkilerinde, en azından önümüzdeki on-yılların kaderini/bekasını boğazlaşmalara gark eder olacaktır.



Eğer İmralı devreye sokulmaz ise, Türk-Kürt ilişkileri çok ciddi bir bölünmeyle karşı karşıya olur. Bölünme demek, boğazlaşma demektir... Önümüzdeki en az 50 yıl, Ortadoğu’da feci bir kaos ortamı demektir.

İran-Irak-Suriye’nin hâlini görüyoruz, Allah beterinden saklasın! Hem Türklük hem de Kürtlük ciddi bir beka sorunu ile burun burunadır.



Bu manada; KAZAN-KAZAN-KAZAN (Türk-Kürt-ABD) konjonktürümüzü kaçıracak olanlar ortak tarihimizin melanetlik ihanet sayfalarına mahkûm olacaklardır!

07/12/2023

Elinizdeki kitap, Türkiye’de devlet ideolojisinin 1923’ten günümüze uzanan değişimini ve Kemalizmden İslamcılığa doğru dönüşümünü ele alıyor. Bunu da literatüre iki özgün katkı ile gerçekleştiriyor. Birincisi, yazar Umut Şahverdi Türkçe okuru ülkemizde pek tanınmayan ancak devlet ve sistem kuramları konusunda son derece özgün teorik açılımlar yapan Alman düşünür Niklas Luhman’ın “sistem teorisi” ile tanıştırıyor. Eserinde de Luhman’ın sistem teorisini Marksist teori ile tartışarak Türkiye’de devlet ideolojisinin dönüşümüne dair bir kuramsal çerçeve oluşturuyor. İkinci katkıysa, yazarın bu çerçeveyi soyut iddialarla değil, somut kaynaklara dayandırarak ele alışı oluyor. Bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1923'ten günümüze eğitim programlarına dair özgün kaynakları değerlendiriliyor. Yazar, Türkiye'deki ilk ve orta öğretim seviyelerindeki yurttaşlık, din ve tarih eğitiminin içerik, bakış açısı ve odak noktasındaki ideolojik değişimler üzerinden elde edilen bulguları temel alarak iddiasını kanıtlıyor. Çalışmanın ilk kısmında eğitim, okul, derslik, öğretmen gibi kavramları ve genel eğitim teorilerini tartışan yazar, Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi olan Kemalizmin ilkelerini tartıştıktan sonra ikinci kısımda Türk eğitim sistemindeki değişiklikleri izleyebilmek ve tanımlamak için ampirik araştırmaların sonuçlarını paylaşıyor. Konuyla ilgileri bağlamında özellikle seçilmiş üç ders -yurttaşlık, tarih ve din dersleri- üzerinden hem ders içeriklerindeki değişimleri ve bu derslerin saatleri vs. hakkında ulaşılan istatistikleri, hem de öğretmenlere Talim Terbiye Kurulu tarafından gönderilen yönergeleri inceleyerek ve bunların karşılaştırmalı analizini yaparak elde edilen bulgular, kitabı konuyla ilgili olarak kaynak kitaplardan biri haline getiriyor. Resmi ideolojinin iki önemli dayanağı olan Kemalist milliyetçilik ve laiklik, ulusçuluktan ümmetçiliğe uzanan dönüşüm süreci ve kadınların giderek azalan oranda ekonomi ve eğitime katılımı konularıyla bağlantılı olarak, kitabın odağında yer alan diğer konular.Türkiye'de devlet ideolojisinin 1950'lerin başında Kemalizm’den uzaklaşarak geçiş aşamasına girdiğini, bu geçişin devlet ideolojisini tersine çevirecek kadar önemli olmadığını ancak 1980 darbesinin bu dönüşüm aşamasına geçişi ateşlediğini ortaya koyan çalışma, 2002 yılında iktidara gelen AKP döneminde bu dönüşümün geldiği aşamanın da detaylarıyla fotoğrafını çekiyor. Kitap bu özgünlükleriyle kesinlikle konuyla ilgili temel kaynaklardan birisi olma özelliğini taşıyor ve tüm okurlar, akademisyenler için önemli bir eser haline geliyor. Özellikle öğretmen, öğretmen adayları ve tabii ki öğrenciler için ise vazgeçilmez bir başvuru kitabı.

07/12/2023

Asıl olarak 1919-1927 yılları arasındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş dönemini ve bütün bir tarihe damgasını vuran Kurucu’yu ele alan bu kitap resmi tarihe karşı bir çalışmadır. Tam da bu sıralarda hayli abartılı övgüler düzülen bu döneme ve kişilere yeniden bakmakta büyük yarar var. Türkiye, kuruluş sürecinin kendine özgü koşullarının ve kurucu kadrolarının da etkisiyle, resmi tarih belki de en sorunlu ülkedir. Evet, her ülkenin bir ‘resmi tarihi’ vardır ve her ülke bu tarihi yaparken gerçekleri kendine göre eğer, büker, çarpıtır, farklı gösterir. Aynı şey bizim tarihimizde de olmuş ama doğrusu biraz fazla ileri gidilmiştir! Özellikle kuruluş süreci ve kurucu söz konusu olduğunda neredeyse denebilir ki, bu dönemin resmi tarihi olarak yazılmış olanlarda, Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı ve Türk ordularının 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdiği doğrudur da geri kalan hemen her şey bu resmi tarihin şöyle ya da böyle kurbanı olmuştur!

Dünyanın büyük devletler tarafından kanlı bir kavgayla paylaşımı sırasında tasfiye olan çokuluslu bir imparatorluktan bir ulus-devlete geçişe önderlik edenler, kaçınılmaz olarak atalarının, Yani Yeni Osmanlıların, Jön Türklerin, İttihatçıların izlerinden gitmişlerdir.

Birinci Dünya Savaşı için 1923’te bitmiş ve kendilerini kurtarmak için devleti kurtarmak zorunda olanlar atalarının yapmadığını yapmışlar, hem devleti, hem de kendilerini kurtarmışlardır. Ancak anlatılan hikaye çok farklı olmuştur ki, yapılan işin bir gereği, bir parçasıdır!

Bu kitap hikayeyi yeniden ve başka türlü anlatmayı deniyor…

07/12/2023

Devrimci Yol’la ilgili pek çok anı, nehir söyleşi, kasaba/kent//bölgesel sözlü tarih anlatıları yayımlandı. Fakat hiçbiri, hareketin bütününü kapsayan bir analitik değerlendirme yapmaya girişmedi. Belki nedeni, bütünün yeterince görülebilir olmamasıydı. Ancak yıllar içinde oluşan külliyatla bütünsel tablonun önemli bir kısmı aydınlanmaya başladı.

Bu kitap tam da böyle bir dönemde, mevcut külliyatı da değerlendirerek, ilk defa hareketin bütünsel bir fotoğrafını çekme denemesine girişen bir çalışma. Sadece fotoğraf çekmekle de kalmıyor, hareketin ideolojik ve fiziki varlığını masaya yatırıyor ve adeta bir otopsi yaparcasına neşteri her uzva atıyor.

Hareketin ideolojik çizgisi ve kritik kavramları; 1975-77 gençlik hareketi döneminde Ankara/İstanbul eksenlerinde Dev-Sol ayrılığına dek gidecek tarz farklılığı; sonraki halk hareketi döneminde Ankara, Fatsa, Artvin, Yeni Çeltek, Malatya/Elazığ, Adana ve Ege bölgeleri karşılaştırmalı olarak ele alınıyor. Ardından Demokrat gazetesinden, hareketin kadro yapısına, askerî örgütlenmeden partileşme sürecine dek merkezî organlar ve süreçler değerlendiriliyor. Sonuç bölümünde ise yenilginin nedenlerine dair bir sorgulama ile harekete dair bütünsel bir değerlendirmenin ana hatları ortaya konmaya çalışılıyor.

Yazarın düşüncelerine kısmen/tamamen katılınabilir ya da zinhar katılınmayabilir Bununla birlikte cesur yaklaşım, düzeyli bir tartışma yaratma çabası, çekilen bütünsel fotoğrafın yaratacağı ufuk genişlemesi fevkalade önemli. Kısacası gönül rahatlığıyla şöyle söylenebilir:

Derinlikli bir tartışma açısından ciddi bir referans kitap, okuruyla buluşuyor.

07/12/2023

Türkiye devrimci hareketi bugüne kadarki tarihindeki en kitlesel biçimine Devrimci Yol’la ulaştı. Devrimci Yol, Türkiye’nin dört bir yanındaki güçlü devrimci kaynaklara dayanarak gelişen ve örgütlenen merkezi bir devrimci hareketti. Bu süreçte çok sayıda özgün deneyim oluştu. Diyarbakır Devrimci Yol deneyimi de bunlardan biri.

1976’da Devrimci Gençlik örgütlenmesiyle başlayan ve 1985’teki “kırdan çekilme” kararıyla noktalanan bu deneyimin açığa çıkarılmamış önemli bir yanı var. Diyarbakır Devrimci Yol, Devrimci Yol’un 12 Eylül sonrasında en uzun süreyle ayakta kalan örgütlenmesidir. Kır gerillasının en uzun süre ayakta kalan lojistik ve ilişki merkezi Diyarbakır’da oluşturulmuştur. 1980’den 1984’e kadar dört yıl boyunca kayıplara ve yakalanmalara karşın ayakta kalabilen, işleyişini, bütünlüğünü koruyabilen, mücadele görevlerini yerine getirebilen bir devrimciler örgütü birimi. Bu birim, Devrimci Yol’un ’80 öncesinde Ağrı, Van, Muş, Bitlis, Siirt, Urfa, Mardin’e uzanan Diyarbakır “bölge” örgütü ile Malatya, Elazığ, Dersim örgütlenmelerinin mücadelelerinin kesişme noktasında oluştu.

Bu kitap, Türkiye ve Kürdistan devrimci süreçlerinin önemli bir tarih kavşağında iki tarihi kesiştirme imkanına sahip bir şehirde, açık faşizmin azgın saldırganlığı altında yürüttüğümüz devrimci yeraltı mücadelesinden hatırladıklarımızla oluşturuldu. Yapabildiklerimizin onurunu, yapamadıklarımızın sorumluluğunu omuzlamak ve yitirdiğimiz yoldaşlarımızın büyük hatırasıyla birlikte gelecek kuşaklara aktarmak için…

27/10/2023

Murathan Mungan’dan bu kez sürükleyici bir kara polisiye.
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ama karmaşık görünenin de sonuçta su gibi açık olduğu bir siyasi/psikolojik ortam yaratıyor Mungan. Edebiyatımızda ender rastlanan, beklenmedik bir başkahramanın peşinde, ülkenin yakın geçmişinden tanıdık gelebilecek karmaşık ağların izini sürüyor. Kimi düğümleri çözüp yeni düğümler atarken okuru da nefes nefese bir yolculuğa davet ediyor.

06/01/2023

Bugün dostlar ziyaretimize gelmiş.Bizde söyleyip icelim dedik

30/12/2022

Yeni yili karşılamaya başladik.

26/11/2022

Bu aksamda saklibahcemizi Bastali yoldaşlara actik.

09/10/2022

Baglama hocamiz Ali sal'la yapacagimiz resitali bir sonraki haftaya erteledik bilginize.

08/10/2022

Dün Aksam 07,10,2022 Cuma Aksami Kitapevimizin Sakli bahcesinde bize destek sunan ck degerli müzisyen dostlarim.Azad,Eser Ve Hüseyin Karaceper e Sonsuz tesekür ediyorum.Ayrica Her cuma bizi yalniz birakmayan müzik ve kitap sever dostlarima ve tabiki burayi ilk kez taniyip ck seven yeni dostlarimiza ck tesekür ederim.

07/10/2022

Cok güzel bir gece,katki sunun tüm dostlara tesekürler.

Wollen Sie Ihr Service zum Top-Geschäft in Basel machen?
Klicken Sie hier, um Ihren Gesponserten Eintrag zu erhalten.

Kategorie

Telefon

Adresse


Feldbergstr 33
Basel
4057

Öffnungszeiten

Montag 10:00 - 19:00
Dienstag 10:00 - 19:00
Mittwoch 10:00 - 19:00
Donnerstag 10:00 - 19:00
Freitag 10:00 - 19:00
Samstag 10:00 - 18:00

Andere Bücherladen in Basel (alles anzeigen)
memorah.ch memorah.ch
Im Ettingerhof 8
Basel, 4055

Proviant - Kinder- und Jugendbücher fürs Leben Proviant - Kinder- und Jugendbücher fürs Leben
Spalenvorstadt 36
Basel, 4051

Die Kinder- und Jugendbücher sind über alle Altersstufen hinweg nach Themen geordnet, die für die Kinder beim Aufwachsen zentral sind: Gefühle, Freundschaft, Identität, Umgang mit ...

Ex Libris AG Ex Libris AG
Centralbahnplatz 12
Basel, 4051

Comix Shop Basel Comix Shop Basel
Theaterstrasse 7
Basel, 4051

Books&Bagels - www.booksnbagels.com Books&Bagels - www.booksnbagels.com
Basel

📚Basler Buchhandlung und Verlag für chassidische und jüdische spirituelle Literatur

Orell Füssli Orell Füssli
Freie Strasse 17
Basel, 4001

Herzlich willkommen bei Orell Füssli. Stöbern Sie in unseren vielseitigen Sortimenten und entdecken

Orell Füssli Orell Füssli
Centralbahnstrasse 12
Basel, 4051

Herzlich willkommen bei Orell Füssli. Stöbern Sie in unseren vielseitigen Sortimenten und entdecken

Morascha Verlag Morascha Verlag
Aeschengraben 16
Basel, 4051

Der Verlag Morascha wurde im Jahr 1980 gegründet um die jüdische, religiöse Literatur neu neu zu beleben.

Antyk&Wariat Basel Antyk&Wariat Basel
Hegenheimerstrasse 90
Basel, 4055

Anthroposophie, Architektur, Art Brut, Comics, Literatur, Film, Illustrierte Bücher, Kinderbilderb?

Das Narrenschiff Das Narrenschiff
Steinentorstrasse 11
Basel, 4051

Geisteswissenschaften und Literatur

AAP-Verlags AG AAP-Verlags AG
Basel, CH-4052

Avantgarde Alternatives Publishers: Bücher, die altern können und die es wert sind zu altern.