Kaybolan Lezzetler

Atatürk ❤️

Matbah Restaurant’tan Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı anısına Atatürk'ün Sevdiği Yemekler Menüsü

Michelin İstanbul Rehberi’nde yer alan restaurantlardan biri olan Matbah Restaurant, Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünde ülkemizin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ‘Atatürk'ün Sevdiği Yemekler Menüsü’yle anacak.

Bu özel günü, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği yemekleri sunarak taçlandırmak istediklerini söyleyen Ottoman Hotels Grup Genel Müdürü Serdar Balta yaptığı açıklamada, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk mutfağının lezzetlerine büyük bir ilgi gösterir ve özellikle bazı yemekleri vazgeçilmezi olarak kabul ederdi. Biz de Matbah Restaurant olarak, 25–31 Ekim tarihleri arasında sunacağımız özel menüde Atatürk'ün damak zevkini yansıtan lezzetlere yer verdik.

Tamamı yerel malzemeler ve geleneksel pişirme teknikleriyle hazırlanacak menünün sonunda Türk Kahvesi ikram ederek, misafirlerimize bu özel günün anlam ve önemini aktaracağız ve Türk Mutfağı’nı tüm yönleriyle deneyimlemelerini sağlayacağız” dedi.

Matbah Restaurant’ın 25–31 Ekim tarihleri arasında sunacağı özel menü:

Etsiz Kuru Fasulye
Atatürk'ün en favorilerinden biri olan Kuru Fasulye, onun hatırasına özel olarak hazırlandı. Taze malzemelerle pişirilen bu eşsiz lezzet, Gazi'nin sevgilisi oldu.

Etli Bamya
Atatürk'ün sevdiği Etli Bamyaya özel bir vurgu yapıyoruz. Türk mutfağının vazgeçilmez bir lezzeti ve Gazi'nin de tercihlerinden biriydi.

İzmir/Bostanlı’nın en yeni coffee & bakery konseptli dükkanı ve pasta şefi ‘un spesiyali “Tarte au Citron”

Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. Dumlupınar'daki meydan muharebesinde kahraman Mehmetçik'in, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etmesiyle zafere ulaşıldı.

Vino Locale, Ege’Nin yükselen yıldızı Urla’nın en rafine mekanlarından biri. Urla’nın potansiyeli görüp bölgede üst düzey bir iş yapmak isteyen ilk isimlerdenler. Bölgenin bugün gastronomi dendiğinde akla gelen ilk yerlerden olmasında payları büyük.
Ozan ve Seray Kumbasar’ın üst kimliği Akdeniz, benliği Ozan ve Seray olan restoranı kapısından girer girmez sizi zamansız bir Akdeniz huzuruna kavuşturuyor. Daha büyük, daha çok, daha daha demeyen, az çoktur diyor Vino Locale. Uzun bir bekleme listesi var. 15 yaş altı gençleri almadıkları için lezzet ve kalite bilinci yüksek, özel bir tecrübe yaşamak isteyen şikempervere hitap ediyor.
Dünyayı dolaşıp, farklı ülkelerde yaşam tecrübesi sahip olduktan sonra Urla’nın kıyısında küçücük bir alanı kendi evrenleri yapmışlar. Küçücük mekandan taşan bu yoğun yaşam tecrübesi aslında tüm tabaklara, yediğinize, içtiğinize yansıyor. Tasarım sanata dair her şey, salonda misafir memnuniyeti, şaraplar Seray Şen Kumbasar’dan soruluyor. Ozan Kumbasar Malzemenin en iyisi, yürekten gelen eşleşmelerle her ay yeni ve yaratıcı bir menüye dönüştürüyor. Eşi, hayaldaşı Seray Şen Kumbasar ise bu özgün lezzetleri en doğru yerel şaraplarla eşleştiriyor. Mükemmelin altını kabul etmeyen, tutkularını işi yapmış bu iki insanın kapısından içeri girdiğinizde her şeyden önce kendinizi emin ellerde hissediyorsunuz. Ne yaptıklarını biliyorlar, ne istediklerini biliyorlar, ne yarattıklarını biliyorlar.
En taze, en kaliteli, en iyi ürünler arka ekranda çevre bilinci asla elden bırakılmadan işleniyor. Sürüdürülebilirlik her alanda öncelikleri. Ozan Kumbasar mutfakta harikalar yaratabildiği gibi gerektiğinde duvar ören, çatı kaplayan her şart altında hayatta kalabilen, sürüdürülebilirlik kavramını İngilizlerin deyimiyle ikinci derisi yapmış bir insan. Mutfakta her ürünün son dirhemine kadar değerlendirilmesi onun doğası. Kullandıkları malzeme taş, ahşap… her şey doğal. Plastikten, hızlı tüketimden, kolaya kaçıştan uzak bir dünya.Bu özel mutfaktan her ay yeni bir menü çıktığı için şefin yaratacılığına yetişmek imkansız. En az ayda bir kez gitmeniz gerekiyor bir şeyler kaçırmamak için.Ne olursa olsun inanılmaz iyi bir makarna yiyeceğiniz kesin. Devamı aşağıda…

Cuma günü Balık Günü, perşembe günü Kalamar günü olsun . İmkanım olsa bir de yer bulabilsem her gün günü olsun…Öncesinde neler yedim neler ama gecenin yıldızı Dil Balığı tava. Eskilerden iştah açıcı bir fotoğraf 😊 Çeşme Horasan Balık lezzet bir yana samimi ortamı on numara. Michelin için en büyük adayım İzmir için. ̧eşme ̧eydoğal ̧eyyerel ̧atı

İlhamını İpek Yolu’ndan Alan Peralı Thai Mutfağı
İstanbul’un kozmopolit yapısını halen en etkili şekilde gözler önüne seren Pera semti, çok uzaklardan gelen Tayland kültürünü gastronomi deneyimi ve mutfak odağında Çok Çok Pera’da ağırlıyor. Tüm dünyada tanınan çok katmanlı Thai mutfağı ve bu mutfağın başlıca figürleri olan şifalı baharatlar ve otlar, pirinç, et ve deniz ürünleri Taylandlı Şef Khun Nuch’un (Nutjarin Plasri) sihirli dokunuşuyla yeni bir deneyime ve gerçek bir şölene dönüşüyor. Tayland kraliyet ailesinin yemek organizasyonlarını gerçekleştiren Şef Khun Nuch’un da vurguladığı gibi Tayland’dan gelen taze bitkiler ve baharatların kökeni, zamanında İstanbul’a kadar uzanan tarihi İpek Yolu’na dayanıyor. Sonuç olarak geçmişin görkemli yolculuklarının izi, Çok Çok Pera’da izlenebiliyor.

Comtemporary Thai konseptiyle tasarlandı…

Çok Çok Pera, eski Amerikan Konsolosluğu kompleksinin ek binasında yer alıyor. Tarihi dokusuyla olduğu kadar şık, sıcak ve yaratıcı dekorasyonuyla da etkileyen Çok Çok Pera’nın arkasında Kaya on Coast Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Kaya bulunuyor. Londra’da uzun yıllar yiyecek içecek sektöründe rol üstlenen Bekir Kaya’ya Güneydoğu Asya’da yaşadığı yılların, Singapur ve Tayland’daki günlerinin birçok yönden ilham verdiği aşikâr. Bu ilham ile 2006’da İstanbul’a klasik Thai mutfağından örnekler sunan Çok Çok Thai’yi, 2014’te Tayland’ın sokak lezzetlerini sunan Az Çok Thai’yi açtı; hatta Çok Çok Thai, Michelin 2023’te Tavsiye Edilen Restoranlardan biri olarak seçildi. Tayland mutfağının Türkiye’deki en önemli temsilcisi olan Bekir Kaya, 2021 yılında ise çıtayı biraz daha yükselterek “Çok Çok Pera Silk Route Cuisine” (modern dokunuşlarla zenginleştirilmiş) konseptiyle Soho House İstanbul kompleksi içinde bir fine-dining restoran olarak Çok Çok Pera’yı tasarladı. Ernest Hemingway izinde…
Thai mutfağının zengin mirasını sunan Çok Çok Pera’nın yaratımında dünyanın çok önemli karakterlerinden esin alındığı bir gerçek. Bu karakterlerden biri İngiliz polisiye yazarı Agatha Christie, diğeri ise Amerikalı yazar ve gazeteci Ernest Hemingway. İkisi de birer Pera müdavimiydi, aynı zamanda doğa bilimcisi ve seyyahtı.

Lakerda - La kerrida Malaga kıyılarında fakir bir Musevi balıkçı yasamaktadır. Adı Behmuaras, soyadını ise bilmiyoruz. Şimdiye dek hiç kayıtta da rastlanmadı.
İşte bu balıkçı her gün balığa çıkar, tuttuklarının yarısını satar, diğer yarısınıda eve, ailesine götürürdü. Üç çocuğu vardı ve en küçükleri en çok ton balığını severdi.
Balıkçı da onun ton balığı yemesine özellikle dikkat ederdi.
Oysa bu balık her zaman yakalanamazdı, çünkü bunun için çok açılmak gerekirdi.
1326 yılının bir Sabat (cumartesi ve Museviler için kutsaldır) günü karisinin tüm itirazlarına karsın, çocuğu için ton balığı avlamasi gerektigini söyleyerek yine balıga çıktı.
Balıkçı o günden itibaren iki ay boyunca hiç ton balığı yakalayamadı. Bunun üzerine oturdu ve Allah'ına dua etti:
Allah'ım ne olur çocuğuma ton balığı ver. Beni de affet, Sebat’ta çalıştığım için.' Ertesi kutsal Persembe günü, sefer tora açıldığı gün, yine balıga çıktı.
Bu kez büyük bir ton balığı sürüsüne rast geldi ve tam 30 balık yakaladı. Ve Allah’ına yine dua etti. Sonra 'Ben' dedi , 'bunları satmaktansa tuzlarım ve saklarım'.
Önce balıkları temizledi, kafaları hariç altı eşit parçaya ayırdı. İliklerini çıkardı, soğuk suda bekletti. Kanını süzdürdü ve tam 25 gün tuzda sıkıca sakladı.
25 gün sonra tuzdan çıkarılan ve çok sonraları da Yunan Musevileri tarafından yapılan bu yiyecek 'lakerda' idi. Lakerda ismi İspanyolca kökenlidir ve aslı ' la kerrida' dır; 'istenen/istedikten sonra ' anlamında.
Bu öykü Toledo şehrinin balık halinin duvarlarında asılıdır. Çeşme Yarımadasın'da en lezzetli lakerda Horasan Balık Pişiricisinde Kendi yaptıkları Lakerda muhteşem üstü lezzetler için yollara düşecek adamlar tanıyorum ben 😊 ya da kimisi bizede gelirken getir diyenler. tanıdığım en iyi lakerdayı yapanlardan biri. Sadece lakerda değil somon füme, çiroz hepsinin lezzetleri birbirinden güzel. alacati

Marmaris yolu üzeri nde kahvaltı ve yoğurtlama ın kesinlikle tavsiyesidir

Alışılmış bir yemek deneyimden fazlası…
Şehrin yükselen gastronomi merkezi İstanbul Karaköy’de benzersiz bir lezzet yolculuğuna çıkmaya hazırsanız, 100 yıllık tarihi bir binada hizmet veren Aşeka misafirlerini bekliyor…
Kapılarını açtığı günden beri kendine has aurasıyla konuklarına sürükleyici bir lezzet deneyimi yaşatan Aşeka’da deneyimli Şef Ömer Akosman’ın hünerli ellerinde şekillenen avangart menü, geleneksel Türk mutfağı lezzetlerini modern yorumlarla günümüze taşıyor.
Şef Ömer Akosman’ın mevsimin en taze ürünleriyle modern ve klasik tatlara getirdiği alışılmışın dışında bakış açısı ve sadelikle sunduğu tabaklar Johnson&Wales’te öğrencilikten Michelin yıldızlı Blackbird Restaurant’ta uzanan mutfak yolculuğunun bir yansıması.
Dünyaca ünlü şefler Aşeka'da...
Beverly Hills’te dünyaca ünlü şef Thomas Keller’in restoranı Bouchon’da çalışırken bir yandan da Chicago Kendall College’da pastacılık eğitimi alan ve Blackbird’de gastronomi yolculuğunu başka bir boyuta taşıyan Akosman’ın Head Şef ve Yönetici ortak olduğu Aşeka’daki başarının ardında muhteşem bir ekip çalışmasının yarattığı uyum ise yadsınamaz.
Heyecan verici lezzet yolculuğu...
Yeni şeyler denemeye olan merakı onu Dallas'taki Lucia Ristorante'de deneysel İtalyan mutfağına kadar götüren ve şu anda Aşeka'da sous şef ve yönetici ortak olarak Deniz Erinç, dünyaca ünlü Le Meridien, Shangri-La ve Raffles otellerinde edindiği müşteri iletişimi deneyimiyle Aşeka’dan herkesin mutlu ayrılmasını sağlayan kurucu ve yönetici ortak Rinaldo Taki Levante ve yine hem işin başında hem de barın arkasında lezzetli kokteylleriyle konuklarını ağırlayan kurucu ve yönetici ortak Murat Yümni Tayfun bu heyecan verici lezzet yolculuğun en önemli mimarları…
Lezzetlerinin sırrı, özgün reçetelerinde saklı…
Aşeka’nın damaklarda fark yaratan lezzetlerinin sırrı elbette Şef Ömer Akosman’ın özgün reçetelerinde saklı… Şef, ince nüanslar ekleyerek modern ve klasik tatları alışılmışın dışında bir bakış açısıyla harmanlıyor, lezzetli tariflere yeni bir dokunuş katıyor. Bu sihirli dokunuş, farklı dokuların ve heyecan verici yeniliğin büyüleyici birlikteliğinin ürünü…

İlkokul çocukları gibi çıkmışız dimi.. Çünkü öyle bir heyecan var ki 35 yıldır ‘ta buranın ikonu haline gelmiş, 31 yıldır da tanıdığım, gözünün içine bakarak sipariş alan hatta hiç sipariş olmadan kendi bilerek getiren dostum ile yeniden bir araya gelmek çok güzeldi. .

Akşama ile Antalya’da olacağız. Bademli iç pilav ile biftek. Antalya’yı en sevdiğim restoranı özledim. İlk seyahat Antalya diyenler ?

Tire köfte sevenler 🙋🏻‍♂️🙋‍♀️ bu günlerde İzmir’den günübirlik gidilecek gastrotur tavsiyem Tire. şahane renkleri nasıl güzel çekmiş.

Değil Türkiye, Dünyada görebileceğiniz en farklı ve lezzetli kahveler nın elinden çıkarak raflarında seçmesi zor bir hale geliyor...

Esnaf lokantalarını ne kadar çok beğendiğimi bilen bilir. Sevgili dostum şahane bir görüntü yakalamış.

Birçok yöre mutfağında tarifine rastlayabileceğiniz çılbır Trakya mutfağında da kendisine hatırı sayılır bir yer bulur. Biraz araştırdığımızda Balkan ve Polonya’da bile benzerinin osmanlı tariflerinde ki gibi yapıldığını göreceksiniz. Mahmud Nedim bin Tosun’un 1900 yılında yazdığı “Aşçıbaşı” isimli kitaptan aldığım tarifde arnavut biberi ile yapılmasını tavsiye etmiş..Yapım aşamalarını dikkatli takip ettiğinizde kolaylıkla hazırlanabilecek yumurtalı bir tariftir. Sofrada bir kahvaltı, geçiştirmelik yahut meze gibi yer bulabilir. Beğenerek takip ettiğim görsel için teşekkür ederim.

Malzemeler :

4 yumurta
2 çay bardağı yoğurt
1/2 çay kaşığı tuz
2 diş sarımsak
3 Su bardağı su
2 çorba kaşığı sıvıyağ
1 çay kaşığı kırmızı tozbiber
Yapılışı :

Yumurtaları sarılarını patlatmadan önce bir kaseye kırın.
Derince bir tencereye koyduğunuz su kaynayınca içine 1 çay kaşığı kadar tuz atın.
Kasedeki yumurtaları yavaşca suyun içine salın.
Eğer yumurtaların dağılmasından korkuyorsanız, yumurtaları büyükçe bir kepçe içine kırıp, kepçeyle hafifçe suyun içine koyun ki hiç dağılmamış olurlar.
2-3 dakika kaynatıktan sonra bir delikli kepçeyle servis tabağına alın. Yoğurdun içine sarımsağı ezerek karıştırın ve tuzunu ekleyin.
Tabağa aldığınız yumurtaların üzerine yoğurtlu karışımı dökün.
Servise almazdan önce, üstüne tavada kırmızı biberli yağ yakıp, gezdirin.

Bizce yanına tereyağlı pilav ve turşu, peki sizce?

Mutlu, huzurlu nice sağlıklı bayramlara Çiçek tarlası değil, havuç dilimi, hangisi en beğendiğiniz baklava ? ? 🙏🏻

Çok seviyoruz seni MiDYE DOLMA😍 değerli dostum 📷 by paylaşımı