Karina Yayınevi

📢📢 Y A K I N D A

➡️www.karinakitap.com⬅️
✅E-posta: [email protected]
✅Tel: 0312 433 03 58
✅Whatsapp: 0544 676 72 11

Kısa bir süre önce Okuma Odası’nda okurlarımıza sunulan yeni kitaplarımızı; D&R, İdefix, BKM Kitap, Babil, Pandora, Kitap Sepeti, Oda Kitap gibi internet kitap satış siteleri ve kitabevlerinden de edinebilirsiniz.

➡️www.karinakitap.com⬅️

✅Tel: 0312 433 03 58
✅Whatsapp: 0544 676 72 11
✅E-posta: [email protected]

“sen, ben, yaşlı teyzeler, halsiz amcalar
bütün ülke şimdi
o uzak otelin
kâgir merdiveninde oturuyoruz.
ölüme beş dakikamız var
elimizde kırık bir süpürge sapı
ölü ozanlar dökülüyor
gözlerimizden
uğur kaynar
metin altıok
bir de behçet aysan”

-Semih Çelenk-

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
YÖNELİMLER
Murat Turğut..   
üzerimde safirden boşluk
değdikçe sesim sesine kelimeler konmuş
akşamlar gelince bir aksırtı göklerde
buseler mi kondurdun yine
varamadım künhüne mayhoş gecelerin
gecenin karanlığını saçlarına taktım diye
kuşandım en onulmaz aşkı kirpiklerinle
gördüm savaşmanın iyi tarafını ölülerde..
"YÖNELİMLER" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
SİYAH BEYAZ GÖNÜL KANAMALARI
Lokman Erdoğan..
Sezai Karakoç’un “Mona Roza” ve Erdem Bayazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiirlerinin dilimizden, kitaplarının elimizden düşmediği yıllardı.
Mustafa Kutlu’nun yönettiği Dergâh ve Ali Haydar Haksal’ın yönetimindeki Yedi İklim Dergisi genç yazarlara sayfalarını açmıştı.
Hey gidi günler…
Muammer Cindilli, önce çorba ısmarlıyor, sonra yakın tarihi anlatıyordu. Nail Orhun, bir diğer cümle ile Nail Baba hayattaydı. Hemşin’de iftarını zeytin ile açıyor, çorba ile tamamlıyordu.
Nurullah Genç’in “Tutkular Keder Oldu” kitabı raflarda duruyordu. Mehmet Emin Alper’in “Ölmek İçin Yürüyüş” adlı kitabı yayınlanmamış, Hüseyin Alacatlı ve Nazir Akalın henüz bu cihanı terk etmemişti…
Dedikten sonra sustu.
Araya haftalar, aylar, yıllar girdi.
Sürgünler, gözaltılar, hücre ve hapishane günleri derken elinizde tuttuğunuz bu kitap okurları ile buluştu...
"Siyah Beyaz Gönül Kanamaları kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
HZ. ZERDÜŞT
Prof. Dr. Mehmet Marufihah..   
Zerdüşt buyrukların madeninde en büyük cevher ve hazine olarak “Ferri Yazdan” sözcüğüdür. Ferr; nur demek, ışık demek, baha demektir!

Yezdan ise Allah, Tanrı, Hoda anlamındadır! Zerdüşt'le birlikte tüm ilahi elçilerin levihlerinde yazılı olan, gelecekteki zuhurat vaad edimişlerdir. O gün de genel barış, insan âleminin birliği ve evrensel adaletin yerleşeceği Tanrı günü olarak müjdenmiştir. Kur'an da, Zerdüşt ve diğer ilahi elçilerin kehanetini teyit eder:

"O gün yeryüzü (cihan) Rabb'in nuruyla aydınlanacaktır." Zümer, 18

"O gün ki; âlemlerin Rabbi karşısında insanlar ayağa kalkacaklardır." Mutaffifin, 44 ..
"Hz. Zerdüşt" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
Dördüncü Sanayi Devrimi'nde
TEKNOLOJİK YENİLİKLER VE TÜRKİYE
Yaşar Karaçengel..   
Almanya'nın öncülüğünü yaptığı "Dördüncü Sanayi Devrimi" (Sanayi 4.0) aşamasında; yani "dijital dönüşüm çağı"nda olduğumuz realitesini inkâr edemeyiz. Küresel rekabetin daha da zor olduğu söz konusu bu çağda "dijitalleşme" yaşamımızın her alanını kuşatmış ve daha ileri düzeyde yaşanmıştır. Bu bağlamda şirketlerin -akıllı fabrikaların- katma değeri yüksek ürünler üreterek kârlı olarak büyümelerinde ve dolayısıyla ülkelerin -akıllı şehirlerin- kalkınmalarında yapması gereken "dijitalleşme"ye önem vererek "dijital dönüşüm"ü tamamen geçirmek olmalıdır. Burada da şirketlerin yeniliği temele alan kurum kültürüne sahip olmada kurumsal dönüşüme uğramaları gerektiği hususu önem kazanmaktadır. Ayrıca bu çağda köklü bir devrim daha yaşanmıştır. Bu da Japonya'nın nitelemesi olan Toplum 5.0 ("süper akıllı toplum") realitesidir; toplumu teknolojiyle uyumlu hâle getirmek; yani toplumu "süper akıllı topluma" dönüştürmek gerekmektedir. Kısacası küreselleşmenin sonucu ortaya çıkan iktisadi (ekonomik), toplumsal ve çevresel sorunlara da Toplum 5.0 ("süper akıllı toplum"), Sanayi 4.0'ın getirdiği teknolojik yeniliklerinden yararlanarak -çevre kirliliği, eşitsizlik, işsizlik, yoksulluk gibi sorunlara- çözüm bulmakta ve sürdürülebilir bir yaşam hedeflemektedir. Türkiye'nin dünyadaki bu gelişmelere kayıtsız kaldığı söylenemez. Çünkü kamu ve özel sektör gerek yatırımlar yaparak gerekse "dijital dönüşüm" projeleri ele alarak küresel rekabette önemli bir koz yakalamıştır. Ancak daha yapılması gerekenler de vardır.

Mustafa Kemal ATATÜRK'ün de belirttiği üzere "Yenilik, ekonomik refah içinde merkezi bir konudur." Bunun önemini kavrayamayanların küresel aktör olarak küresel rekabette yer almaları hayalden ibarettir...
" Dördüncü Sanayi Devrimi'nde TEKNOLOJİK YENİLİKLER VE TÜRKİYE" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
SONSUZLUK DENİZİ
Coşkun Günal..
Rıhtım gibi bir yerdeyim. Burası Sonsuzluk Denizi’nin rıhtımıymış. Rıhtımda devasa bir yat, göz alıcı bir sürat motoru ve küçük bir kayık var. Ortalıkta yaşlı bir adam dışında kimseler yok. Adam beni tepeden tırnağa inceledikten sonra:            
“Hangisiyle Sonsuzluk Denizi’ne açılacaksın?  Seçimini hemen yap. Hangisini seçersen ben kullanacağım” diyor.                                           
Koca yatı, sürat motorunu bu adam nasıl kullanabilir? Kayığın küreklerini çekmeye de gücü yetmez, diye düşünüyorum.
Adam, düşüncemi okumuş gibi gülümsüyor:
“Meraklanma. Hangisini tercih edersen ben tek başıma en iyi şekilde kullanırım. Onun için tasalanmana gerek yok.”..
"Sonsuzluk Denizi" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
FERİ VEDA
Mehmet Ali Fırat..   
Kareç, Bingöl Dağları'nın rüzgârıydı. Rüzgârın, topraktaki kar tozlarını süpürüp topladığı yerdi. Kareç’te gökyüzü el kadardı, bir fersah kadar yakındı toprağa. Orada ufka kapılmazdı gözler, kapalı ve karanlık bir kuyunun dibine bakardı hep insanlar. Yıldızlar, gecelerde değil, gündüzlerde parlardı Kareç’te. Eğri büğrü, kurumuş üzüm salkımı gibi çorak yollar, yolların içinden geçtiği derin uçurumlar, uçurumların içinde kör ormanlar, ormanların arasında vahşi hayvanlar ve vahşi hayvanların pençelerinde kurbanlıklar vardı hep. Karaç’te uzaklık, yalnızlıktı, kimsesizlikti. Kareç’in insanlarında uzaklık, yalnızca mesafelerde, haşin tabiatlarında, ulaşılmaz coğrafyalarında değil; yüreklerinde, içini deşen yaralarında, terk edilmişliklerinde vardı.

Burası böyle bir yerdi. Benzemezdi başka yerlere. Cenkler sözle başlardı burada. Sözün altın olduğu bu diyarlarda, söylenen her sözün ardında gizler vardı. Her nameye yazılan söz, söz değildi bu mahalde. Hükmü veren, yazılan değildi, söylenendi. … Burada, gizli söylenen her sözün bir sebebi vardı. Bu güne kadar kayda girmeden gelmişti. Başı belada olan söz ise belaya düşen asıl söylenendi. Bundan dolayı kayalara oyulmuş harfleri, ceylan derisine oyulmuş yazıları, vardı da yoktu işte. Bir tarihleri de vardı da yoktu işte. Şimdi ise her birini gün yüzüne çıkarmanın zamanı geldiğine inanmışlardı ve söz ile başlamışlardı: İsyan...
"Feri Veda" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
TAKINTI
Güler Yarımkaya..   
Dünyada ve ülkemizde sıkıntı ve zorluklar içerisinde yaşayan birçok kadın var. Ülkemiz kadınlarının pek çoğu gelenek ve görenek baskılarıyla büyütülüyor. Bu kadınlar, yaşadıkları bütün olumsuz olaylara rağmen evlerinden ayrılmaz, çocuklarını bırakmazlardı. Ben bu güçlü ve sabırlı kadınlar arasında büyüdüm. Büyüdükçe ve hayatın içine girmeye başladıkça işte bu kadınların gizli kahramanlar olduğunu fark ettim. Bu kitabımda da onlardan bazılarının yaşadıkları olayları, sıkıntılarını anlatmaya çalıştım...
"Takıntı" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢

✔️ Doğrudan satış sitemiz Okuma Odası'nda bayram tatili boyunca sürecek büyük indirimimiz bugünden başladı! 🤗

✔️ 15-23 Haziran arası 100 kitabımız okumaodasi.com'da %50 indirimde!

✔️ Son olarak; sitemizden üye olmaksızın da kolayca alıveriş yapabileceğinizi anımsatalım.

Şimdiden keyifli okumalar!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢

✔️ Özellikle en yeni kitaplarımızdan seçtiğimiz, 100 kitabımızda %50 indirim kampanyamız başlıyor!

Bayram tatili süresince gözünüz yine Okuma Odası'nda olsun!

👉 www.okumaodasi.com

📢📢-YENİ KİTAP-📢📢..
BEN SANDIM Kİ
Gül Genç..   
Çiçeklerin, evlerin, uykuların, ölümlerin, loş odaların, babaların ve yolculukların motif olduğu öykülerde sıradan insanların içsel sızılarını okuyacaksınız. Kendinizden izler bulacağınız hikâyelerde yaşamın getirdiklerine karşı başa çıkma telaşımızın farklı oluşuna rağmen yanılgıya giriftar oluşumuzla, yenilgiyi kabullenişimizle, insan oluşumuzla bir noktada buluştuğumuza tanık olacaksınız.

Suçu sanki kendisi işlemiş gibi mahcupken, konu komşunun duyup duymadığını merak ediyordu. Şikâyetini geri çekmeyeceğini söylediği adamla yine her zamanki gibi barışacak, kaldıkları yerden yaşama devam edeceklerdi. Bunun yıllardır böyle olduğunu mahalledeki kadınlardan duydum. Çay yudumlarının arasına sıkıştırılmış dedikodu olarak. Bir dudak bükülmesi eşliğinde. Bir kurabiye niyetine yiyiverdi komşular. Her baharda Kadir’in saksıları değiştirip, balkonu bahara çevirirken içeriyi zaman zaman tarumar edeceğini biliyorduk ama 6 Şubat sabahı balkonun da bahçenin de dağılacağını bilmiyorduk. Biz az biliyor çok konuşuyorduk. Biz komşulardık. Biz pencere diplerinden gözetlerken dinleyenlerdik. Sandıklarımızla hep yanıldık...
"Ben Sandım ki" kitabımızı şimdi Okuma Odası'ndan sipariş verebilirsiniz; bir haftanın ardından ise genel dağıtımda!

👉 www.okumaodasi.com

"Kader, bize yaradan tarafından verilendir. Yazgı ise hür irademizle, seçimlerimizle ve yaratanın taktiri ile elde edilebilinen yaşam çizgisidir. Hür irademizi kullanarak bazı kararlar alırız. Bu kararlar bazen doğru, bazen de yanlış olur. Bu hür irademiz bizi nerelere götürür, bizden neler alır, bize neler verir, bilemeyiz. Peki, başkasının bizim hakkımızda verdiği kararlar yazgımızı nasıl etkiler? Yazgımızı yaşarken bir başkasının yazgısına etki edebilir miyiz? Kaderimizi yaşarken, göstermiş olduğunuz çabalar yanlışımızı düzeltir mi? Hızır'ın kaderi doğuştan meczup olmaksa yazgısı ailesinin hatası mı? İdris’in kaderi bozkırda yaşamaksa, yazgısı Şükran'ı beklemek mi? Suat’ın kaderi köyüne dönmekse, Yılmaz ve ailesinin yazgısı başa geri dönmek mi olmalı? Yunus’un kaderi emanet yaşamaksa, çabasıyla yazgısı değişemez mi? Kaderi değiştiremiyorsak, çekilen emek, verilen mücadele yazgımıza yön verebilir mi? Sahi, neydi kader ile yazgı arasındaki fark?"

Servet Aktürk'ün kaleminden, "Yazgı" Haziran ayı boyunca, Okuma Odası'nda %40 indirimde!

👉 www.okumaodasi.com