Antalyapsychotherapy

Antalyapsychotherapy

İngilizce ve Türkçe psikolojik danışmanlık hizmeti.

16/05/2023

Aşırı soğuk yada aşırı sıcak bir iklimde hayatı sürdürmek çok zordur. Denge hesaba katıldığında aynı insan gibi düşüncede hayatta kalmak ve gelişmek için kendisine dengeli bir iklim ve olanaklar arar. Düşünce, duygu, davranış, ve algı sürekli birbiri ile etkileşim halindedir. Birbirlerini destekler ve birbirlerinin devamı için kanıt üretirler. Hisse dayalı çıkarımlar terapi seanslarında özellikle kaygı, depresyon ve travma alanlarında çok karşılaşılan durumlardan bir tanesidir ve kişinin ilişkilerini, iş hayatını, ve benlik algısını ciddi şekilde etkiler. Kişi hayat, ilişkiler ve benlik algısında dengeden ziyade sadece ya sevgi-nefret, iniş -çıkış, iyi-kötü, mükemmel-berbat, gibi çeşitli alanlarda kişiselleştirici, felaketleştirici, dikte edici, büyütücü ya da basitleştirici, olumluyu görmezden gelici bir algı kullanır. Düşünce saptırmaları örnek olarak "şu an", ve "geçmiş" değerlendirmelerinde çok kullanılır. Kişi geçmiş değerlendirmesinde o anki biyolojisini, deneyimlerini, algılarını, duygu, ve çevre gibi faktörlerin etkilerini net ve düzenli şekilde hatırlayamaz ve kendisine ya da başkalarına karşı acımasız sonuçlara varır. Şu an yaşanan olumsuz bir durumda ise anlık duygu ve hislerin etkisi ile gelecekte ortaya çıkabilecek muhtemel olumlu değişimler, hayatın seyri , ve değişecek algı değerlendirmeye alınamaz. Düşünce saptırmalarını çözmenin ilk yolu onların farkına varmak ve olaylardan sonuç çıkarma alışkanlığımızın nasıl olduğuna dikkat etmektir. İyi hissettirecek zihinsel alışkanlıklar spor aktiviteleri gibi tekrar gerektirir. Bu sorunları, zorlukları, ve kötü hisleri görmezden gelmek değil sadece onlara hızlı yargı yerine"üstesinden gelebilirim" yaklaşımıyla bakmak demektir. Herkes bir noktada duygusal düşünür. Eğer kişinin bir süredir sistematik olarak kendisi ve başkaları ile olan ilişkilerinde böyle bir alışkanlığı var ise bu başka bir patolojik durumun sinyali olabilir ve uzmana danışılmalıdır.

09/05/2023

Terapi seanslarında karşılaşılan durumlardan birisi olan kıskançlık gerçek ya da gerçek dışı tehdit olarak algılanan durum ya da kişilere karşı duyulan karmaşık bir duygudur. Kişiye "İnsanlar üzerindeki etkini ve kontrolünü kaybediyorsun" mesajı verir. Bu da kişinin daha az ilgi ve sevgi göreceği algısı demektir. Kıskançlık duygusu da her duygu gibi sistemimizde evrimsel ve gelişimsel bir sebep için vardır. Bu da konunun kıskandığımız değil nasıl kıskandığımız olduğu ve duygunun bize neyi anlatmaya çalıştığı anlamına gelir. Herkes hayatının bir anında güzel bir gelişme yaşamış birisini, partnerini, iş arkadaşını, yada bir aile bireyini içten içe kıskanabilir. Kıskançlık kendisine karşı adaletli ve açıkları ile uyumlu bir zihni motive eder ve harekete geçirir. Faydalı rekabet için hazırlar. İlişkileri canlı tutma rolü oynar. Yeni bir içe bakış ve değişim için güzel bir fırsattır. Zamanımızın ve yaşam enerjimizin büyük bir bölümünü tüketen patolojik kıskançlık ise hayal gücünün kötüye kullanımını barındıran bir erken uyarı sinyalidir. Kişi yaşadığı "emniyette olmama" , "yetersiz olma", "olumsuz benlik" duygusu ile eleştiri, takıntılı düşünceler, hata arama, suçlama, aşırı korumacılık, şüphecilik, dürtüsel davranış, yada sözel şiddet gibi davranışlar ile başa çıkmaya çalışır. Duygunun içeriğini, nasıl başladığını ve neye hizmet ettiğini belirlemek ve anlamak önemlidir. Mantıksal, ailesel, patolojik, cinsel, romantik, ve güç ile ilgili olarak birçok kıskançlık durumu açıklanmış ve bireyin kişilik yapısı ve bağlanma tarzları ile ilişkilendirilmiştir. Patolojik kıskançlığın kaygı bozukluğu, bağlanma sorunları, sınırda ve obsesif kompulsif kişilik bozuklukları, ve depresyon gibi çeşitli durumlara eşlik ettiği bilinmektedir. Kişisel başa çıkma mekanizmalarının işe yaramayıp durumun ilişkileri tehdit edici hal alması durumunda bir uzman ile görüşülmelidir.

02/05/2023

Günlük yaşamda çok karşılaşılan ve insanın yaşam kalitesini ciddi olarak düşüren sorunlardan bir tanesi de günlük dilde "Takıntı" olarak adlandırılan "Obsesif Kompulsif Bozukluktur. Çoğu insan belirli konularda standart şekilde ya da standardın biraz üzerinde güvence verici ve tekrar edici düşünce yada davranışlara girişir. Klinik olarak anlamlı durumlarda hayatın çeşitli alanlarında bozulmalar meydana gelir. Kişinin kendi mücadelesi ile giriştiği düşünce ve davranışları engelleme çabası sonuç vermez çünkü uzun süredir sıklıkla tekrarlandıkları için bunlara karşı toleransı artırmak zaman ve sistematik bir yaklaşım gerektirir. Kişi simetri, düzen, temizlik, zehirlenme, şiddet, cinsellik, inanç, mükemmeliyetçilik gibi alanlarda yaşadığı sıkıntı verici hislerden kurtulmak için giriştiği tekrar edici ve kontrol dışı düşünceler, hayal, ve dürtüler (obsesyon) ve sıkıntının rahatlaması için girişilen davranışlar(kompulsiyon) arasında sıkışır ve harcadığı zaman ve enerjiden dolayı kendisi için anlam ifade eden kişi, aktivite, rutin ve değerlerini güvenceye girme davranışlarından ötürü askıya alır. Obsesyonlara genellikle tiksinti, huzursuzluk, korku, şüphe gibi hisler eşlik eder. Kompulsiyonlar ise girişilen tekrar edici davranışların olumsuz sonuçları engellediği varsayımı ile devam eder.

25/04/2023

" Yunan köklü bir kelime olan , "Travma", Türkçe’de "Yara" anlamına gelmektedir. Farklı bilimlerce kullanılan bir kelime olup Psikoloji biliminde "Ruhsal Yara" olarak kullanılır. Travma kişinin kendisi, değerleri, benliği, hayatı, çevresi ve yapabilecekleri ile ilgili varsayım ve inançlarının derinden sarsılması durumunda gösterdiği duygusal, bilişsel, ve fizyolojik tepkilerdir. Toplumsal ve bireysel travmalar vardır. Çoğu toplum ve insan hayatı boyunca travmatik olaylar yaşar. Bazı toplumların gelişmiş eğitim, sağlık, hukuk sistemlerinde büyük travmaların kazanımları vardır. Toplumlar ve insanlar travmaya farklı tepkiler verebilir ve travma etkilerini farklı şekillerde işleme sokabilir. Akut travma tek bir olaya maruz kalınması durumu sonucu oluşurken kronik travma belirli tür bir olaya uzun süre ve tekrarlayıcı şekilde maruz kalınması sonucu oluşur. Karışık(kompleks) travma ise birden fazla farklı olay ve duruma maruz kalınması sonucu oluşan travma türüdür ve kontrol altına alınması bazen zaman alabilir. Travmadan kaçmak yerine yardım alarak sağlıklı şekilde işleme sokmak ve üzerine gitmek önemlidir. Zemini derinden sarsıp, taşların yerini değiştiren ama aynı zamanda ona yeniden şekil veren bir güç olarak düşünüldüğünde içinde değişim ve gelişim için fırsatlar barındırır. Kişiye güçlü bağ kurabilme , gelişmiş yaşam farkındalığı, duygu ve düşüncesel esneklik, yeni kişisel yetenekler, gelişmiş benlik ve maneviyat, hayatın içindeki değeri görebilme gibi katkılar sağlayabilir. Kaçma davranışları ile pekişerek yaşanan travma etkileri yaşamdan alınan hazzı düşürüp farklı fizyolojik, psikolojik, ve maddi sorunlara yol açabilir. Bunlar sürekli ve istenmeyen rahatsız edici düşünceler ile meşgul olma, aşırı derecede tetikte olma, aşırı alkol tüketimi, madde kullanımı, kendine zarar verme, insanlar ve yaşam ile bağlantı problemleri, ilişkilerden kaçma, sürekli ilişki yaşama, bağlanma sorunları ve olumlu duyguları hissetmekte çekilen zorluk şeklinde sıralanabilir. Bazı durumlarda his ve duygular kontrol edilemeyecek kadar yoğun ve sıkıntı verici olabilir.

19/01/2023

Duyguları anlamak, bir kişinin kendi duygularını tanıma ve yorumlama yeteneğidir. Kişinin kendi duygularını kontrol etme ve yönetme yeteneği ile paralel gelişme gösterir.
Duyguları anlamak, iletişim sürecinde önemlidir çünkü duyguları anlamak kişinin kendi düşüncelerini ve duygularını doğru bir şekilde ifade etmesine de katkı sağlar.
Duyguları tanımak, duyguları anlayabilmek için önemli bir başlangıçtır. Benlik bilincinin gelişmiş olması ve içsel dikkat duyguları anlamak için yardımcı olmaktadır.

12/01/2023

Çatışma çözüm becerileri, bir kişinin var olan çatışmaları yönetme ve sağlıklı çözme yetenekleridir.
Çatışma çözümü sürecinin ilk adımı, çatışmanın kaynağını belirlemektir. Çatışmanın kaynağını belirleyerek, çatışmanın çözümüne yönelik çözüm yollarını bulmak daha kolay hale gelecektir. Sağlıklı iletişim kurmak ise çatışmaların çözümü için olmazsa olmazdır. Saygılı olmak, karşımızdakini dinlemek, açık ve anlaşılır konuşmak önemlidir. Öfke yönetimi de sürecin sağlıklı yönetilmesi için gereklidir.

05/01/2023

İletişimde kendine sahip çıkmak, bir kişinin kendi düşüncelerini, duygularını ve haklarını sağlıklı savunma yeteneğidir. Kendine sahip çıkmak, bir kişinin iletişim sürecinde kendi konumunu ve değerlerini koruma yeteneği olarak da tanımlanabilir.
Bu yetenek, iletişim sürecinde dengeli ve sağlıklı bir iletişim kurma yeteneğini de beraberinde getirmektedir. Kişinin iletişim esnasında saygı görmesine de yardımcı olabilir.
Doğru dil kullanımı, içsel sesleri doğru yönetmek, özgüven ve kişisel sınırlar çerçevesinde davranmak, iletişim becerilerini geliştirmeye her zaman açık olmak iletişimde kendine sahip çıkma konusunda faydalı olacaktır.

03/01/2023

03/01/2023

03/01/2023

29/12/2022

Öfke kontrol kaybı, bir kişinin öfkesini yönetme yeteneğinin zayıflamasıdır. Daha çok bir kişinin öfke nöbetleri sırasında ortaya çıkar ve kişinin öfkesini doğru bir şekilde ifade etmesini engeller. Genellikle bir kişinin davranışlarında ve dilinde belirgin olur.
Öfke kontrol kaybını azaltmak amacıyla düşünceleri değiştirme, nefes alma ve beden dili kullanma gibi öfke yönetimi tekniklerinden yardım alınabilir ya da bir uzmana başvurulabilir.
Öfke kontrol kaybı, stres, üzüntü veya korku gibi duygusal durumlar, öfke kontrol kaybına neden olabilir. Beyin rahatsızlıkları, sinir sistemi problemleri veya belirli ilaçların yan etkileri de öfke kontrolsüzlüğüne yol açabilir. Çocukluk travmaları, aile için iletişimsizlik, iletişim becerilerinin eksikliği gibi durumlarda öfke kontrol kaybının altında yatan nedenlerden olabilir.

22/09/2022

Kişiyi aşırı korkutan, dehşet veya çaresizlik hissi içinde bırakan, kişinin kendisi veya bir yakını için ölüm veya yaralanma tehlikesi yaratan beklenmedik durumların yol açtığı etkilere ruhsal travma denir. Kişinin böyle bir durumu bizzat yaşaması kadar böyle bir duruma tanık olması veya herhangi bir nedenle böyle olayların ayrıntılarıyla karşılaşması travmatik etki oluşturabilir.

Kişiyi çok korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik duyguları yaratan olaylar uzun süren ruhsal sorunlara yol açabilir. Travma sonrası stres bozukluğu da bu sorunlardan biridir.
Bu bozuklukta şu belirtiler görülebilir: uykusuzluk, kabuslar, olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması, sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme, kolay irkilme, çabuk sinirlenme, gelecekle ilgili plan yapamama, yabancılaşma (kendini, yaşadıklarını, etrafı gerçek dışı gibi algılama), olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma.

Bu belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir, ancak bazı kişilerde aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Belirtiler bazen travmatik olay olup bittikten aylarca sonra başlayabilir.
Travma sonrası stres bozukluğu uzun yıllar sürebilen ve ciddi işgücü kaybına yol açabilen bir hastalıktır.

15/09/2022

Boşanma, yasal olarak kişilerin evliliklerini sonlandırması olsa da çiftler arasında psikolojik ve sosyal olarak değişimler ve etkileri yaşanmaktadır. Arkadaş çevrelerinin değişmesi, ekonomik değişimler, aile yapısı gibi etkiler tarafların gündemi olmaktadır. Bunun yanı sıra ailede çocuk varsa boşanma sürecinde çocuk psikolojisi de düşünülmelidir. Boşanma sürecinden çocuğun olumsuz etkilenmemesi için ebeveynlerin nasıl davranması gerektiğiyle ilgili destek almak, boşanma sürecinden sonra da çocuk ve ebeveynleri adına olumlu anlamda destek olabilir.

Boşanan kişilerin bir kısmı hayatına rahat ve güvende devam etse de bir kısmı yalnızlık hissi, ihmal, çaresizlik, sık sık eskiye dönme isteği, suçlama, pişmanlık gibi duygular da yaşamaktadır. Boşanma süreci ve sonrası için çaresiz olmadığınızı hatırlamalı, çevrenizde veya kendinizde baş edemediğiniz, rahatsızlık verici duygular ve anlar yaşıyorsanız bir uzmandan destek almalısınız.

Photos from Antalyapsychotherapy's post 10/09/2022

08/09/2022

Yas, kişinin değer verdiği ve sevdiği şeyi kaybetmesi sonucu verdiği doğal bir tepki olarak tanımlanabilir. Kişiler kaybettiği işinin, itibarının, evcil hayvanının, sağlığının, ilişkisinin veya başka bir kişinin yasını tutabilirler. Yas terapisi kayıpla ilgili çözülmemiş duyguları çözmek ve kişinin normal hayata dönmesini sağlamak amacıyla yapılır. Bu sayede kişi sosyal çevresiyle tekrar iletişime geçebilir ve hayatla tekrar bağ kurabilir. Yas sürecinin ne kadar süreceği; kişinin özelliklerine, kültürel etkenlere ve kaybedilen kişinin yakınlık derecesine göre farklılık gösterir.

Photos from Antalyapsychotherapy's post 05/09/2022

Photos from Antalyapsychotherapy's post 02/09/2022

Telephone

Address


Metin Kasapoğlu Caddesi No:7 D:6 Yeşilbahçe
Antalya
07160

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00