Psikolog Nihan Bayrak

Şimdiki anda olmak oldukça zor bir eylem. Şu yazıyı okurken bile zihin şimdiki ana gelmekte zorlanıyor. Farkediyor musunuz günüzün kaç saatini geçmişte ya da gelecekte yaşadığınızı? Günün 8 saatini uyuyarak geçirdiğimizi düşünürsek, kalan 16 saatin ne kadarı geçmişte, ne kadarı gelecekte ve ne kadarı şu anda geçiyor? Geçmiş ve gelecekte yaşadığımız anlarda hayatın kendisi olan bu anı kaçırmış oluyoruz. En gerçek an "bu an". Öyleyse bu anı yaşamak için ne yapabiliriz? Farkındalıksız gelişen, oto pilot davranışlarımızı devredışı bırakmamız gerekiyor. Bunu yapabilmek çok da kolay değil. Hadi an'ı yaşayalım deyince olmuyor. Bu geliştirilebilir bir beceri aslında. Bu beceriyi geliştirmek için sık sık farkındalığımızı arttıracak deneyimler yaşayarak işe başlayabiliriz. Farkındalıklı yemek yeme, yürüyüş yapma, kahve içme vb.. Yaşamın içinde yaptığımız her eylemin farkındalıklı ve farkındalıksız hali var.

Her deneyimi ilk kez yaşıyormuş gibi düşünelim. Tıpkı küçük bir çocuk gibi merak ve heyecanla karşılayalım olanları. Örneğin bir meyveyi ilk kez tattığınızı düşünelim; dokunur, koklar, tadarız. İşte o anda şimdiki andayızdır. Farkındalıkla, oto pilottan çıkarak yeni bir deneyim yaşıyoruzdur.

Her gün gittiğiniz iş yerine ulaşmak için kullandığınız yolu yarın sabah oto pilottan çıkarak farkındalıkla gitmeyi deneyin. Belki camı açıp yağan yağmur damlalarıyla temas edebilirsiniz, ya da dışarıdan gelen korna seslerini farkedebilirsiniz. Gökyüzüne ve yolda gördüğünüz ağaçların cinsine dikkat edebilirsiniz. Bu nasıl bir deneyim olacak?

Oto pilotta alışkanlıkla yaptığımız her eylemi ilk kez yapıyormuş gibi yaptğında her deneyim eşsiz olur, farklılaşır ve zenginleşir. Aynı gibi görünse de bilinçli farkındalıkla yapılan her eylem kendine özgü ve biriciktir.

Şimdiki anda yaşadığımız nice an'lara...

Psk.Nihan Bayrak

Terapistimi seçerken nelere dikkat etmeliyim?

Terapist ve danışan ilişkisi oldukça derinlikli ve iyileştirici bir ilişkidir. Bu terapötik ilişkide önemsendiğinizi hissetmeniz, enerjinizin tutması ve içinize sinmesi önemli.

Gittiğiniz terapistin eğitimini mutlaka sorgulayın. Hangi okul ve bölümden mezun olmuş, üzerine hangi eğitimleri almış ve bu eğitimleri kimlerden almış? Eğitimi aldığı kişi ve kurumlar bu eğitimi vermekte yetkin mi ve eğitim için yeterli süre sağlandı mı? Terapistim süpervizyon alıyor mu? Hangi ekollerle çalışıyor ve uyguladığı ekol benim değerlerimle uyumlu mu? Sorduğu sorular bende farkındalık oluşturuyor mu? Terapistimin benimle iletişime geçme şekli benim ihtiyaçlarımla örtüşüyor mu ve içten mi?

Tüm bunların yanı sıra olmak istediğiniz kişiye ulaşmak için atmanız gereken adımları farketmenizde yardımcı olması, günlük hayatta uygulanabilir beceriler kazandırması bir terapi sürecinin hedeflerinden bazılarıdır.

Psikoterapist Nihan Bayrak

Kitap Tavsiyesi 📚

"Bir Ergenin Ebeveyni Olmak"
Bir gence ebeveyn olmak zor bir iş. Nasıl tepki vereceğiniz konusunda kararsız olabilir ve ilişkinizi nasıl tamir edeceğinizden korkuyor olabilirsiniz. Bu kitapla evdeki gençlerimiz için nasıl adımlar atabileceğiniz, onunla nasıl anlamlı bir ilişki kurabileceğiniz konusunda pratik öneriler var. Hepimizin evinin içinden bazı anlar, sahneler var. Çatışma döngüsünden kurtulmak ve ilişkimizi yeniden kurmak için güzel bir rehber.

🙏

Neden Nefes Egzersizi Yapıyoruz? 🌊⚓

Nefesini tıpkı bir demir çapası gibi kullanmak her koşulda işinize yarayacak bir yöntem. Kabarmış bir okyanus ve sertçe esen bir rüzgarda geminin akıntıya kapılıp okyanusta kaybolmasını engelleyen şey çapasıdır. Çapayı attığımızda güçlü fırtınalarda bile gemi yerinden oynamaz. Alıp verdiğimiz nefes de bizim zorluklar karşısındaki demir atma noktamız olduğunda dengeyi bulmaya yardımcı bir rol oynuyor. Nefes egzersizi sıkıntılı duygulardan kurtarmaz ve amacı da bu değildir. Bu uygulamaların amacı duygularınız içinde savrulup gitmek yerine "demir atıp" sabitlenmeyi sağlamaktır. Bu duyguları yok etmekten farklı bir şeydir. Zaten istediğimiz şey o duyguları yok etmek değil, onlara karşı tutumumuzu değistirmektir.

Nefes egzersezi yaptığınızda istenmeyen duygular devam eder ama aynı zamanda kişi kendine hakim olarak dingin ve yaşadığı ana tutunan bir insan olur. Dolayısıyla gelen duyguya tepkisel otomatik pilotta yanıt vermek yerine (örneğin, öfkelendiğimde bağırmak, ağlamak vb.) o duyguyla sakince kalıp bilinçli farkındalıkla doğru seçimler yapabilmenizi sağlar.

Nefes egzersizi her zorlu durumda işinize yarayacak temelleri sağlar. Kendinizi duygu ve düşüncelere kapılmış olarak bulduğunuz anda, bir fırtına içinde mahsur kalmış hissettiğinizde dengeyi bulmanıza yardımcı olacaktır. Bu fırtınaya tepkisel ve otomatik bir tepki vermek yerine bu fırtınaya sizin için uygun bir şekilde karşılık vermenize yardım eder. Nefesinize yoğunlaştığınızda kendinize çapa noktasına yani merkeze alabilir ve nasıl yaşamak istediğinize dair seçim yapmak için sakin bir alan bulabilirsiniz.

Buradaki kritik nokta şu; her şey sakinken pratik yaparsanız, işler zorlaştığında bu egzersizi yapmak sizin için daha kolay olur. Günlük yaptığınız pratiklerle, karşınıza çıkan zorluklarla baş etme konusunda daha esnek davranmanızı sağlayacak olan içinizdeki dinginliği bulabilirsiniz.

Kaynak: Hayes, S.C., K.D. Strosahl, K.G.Wilson. 1999 Acceptance and Commitment Therapy: An Experiental Approach to Behavior Change.

Mesleğimde 14. yılı tamamladığım bu yılda; her geçen gün daha da anlam kazandığını ve bana kattıklarını hissettiğim, ve en önemlisi de insan acısına temas edebilmenin verdiği huzurla, cesaretle, şefkatle ve adanmış bir ruhla yoluma devam edebildiğim nice günlere.. 🤍🤍🤍

Psikologlar günümüz kutlu olsun. 💐🎉

Act (Kabul ve Adanmışlık Terapisi), insanlar ve insanların kendi psikolojik içerikleri arasındaki ilişkiyi değistirmeyi hedefler. Bunu değistirirken, kişinin değerlerine ve değerleri uğruna attığı adımlara odaklanır. Her zaman, ve her durumda bir alternatif vardır. Act bize bunu gösterir.

Denizdeki hareketlilik aynı bizim değişen ruh halimiz gibi. Bazen dalgalı, bazen durgun, kimi zaman içine dalıp saatlerce orada kalmak istersin, kimi zaman yalnızca uzaktan seyretmek.. Bazen ürkütücü bazense hayaller kurduran dinginlikte...🌊🏄🏖️

Bazen geçmiş bir anın içinde buluruz kendimizi. Bazen de gelecek daha gerçekleşmmiş olmasına rağmen gelecekteki acı veren düşünceyi şuan yaşıyormuş gibi hissederiz. 🧠

Geçmiş ya da geleceğe odaklanmış zihnimiz yüzünden "en gerçek an" olan şimdiki an kaybolur. Çünkü insan acı veren duygu ve düşüncelerinden ancak geçmiş ve geleceğe kaçarak kurtulmaya çalışır. ◀️▶️

Zihnimizin bizi acı çekmekten koruma çabasının sonucunda, biricik olan en gerçek anı yaşamayı yani hayatı kaçırırız.🔴

Öyleyse şimdi bir nefes al...🌬️ Aldığın bu nefesle şimdi ve buradaya gel. Ve geçmiş ya da gelecekle ilgili düşüncelerinin hayatının yalnızca küçük bir bölümü olduğunu fark et. Onlar yalnızca senin hikayenin bir parçası, tamamı değil. ⏳

Psk.Nihan Bayrak

"İyi hissetmemenin" kusurluluk, güçsüzlük ve zayıflık olduğu şeklinde bir inanç yerleşti son zamanlarda zihnimize. Bu sebepten insanlara sürekli olarak olumlamalar, ve olumlu düşünme teknikleri, negatif duyguyu yaratan düşünceleri değiştirme teknikleri ögretiliyor.
"İyi hissetme trendi"ne kapılıp bu oyuna düştüğümüzde, insani tarafımızı yok etme çabasına girmiş, ve hiç olmayacak bir şey için gereksiz bir çaba sarfetmiş olup, akıp giden hayatı kaçırıyoruz.
İçsel deneyimlerimizi hissetmenin hastalık, zayıflık, kusurluluk ve güçsüzlük olduğuna inandığımızda bu duyguları yok etmek için ne bedeller ödedik ve ödeyeceğiz ama sonuçta o duyguları hala hissetmeye devam edeceğiz. Onları hissetmek hastalık mı? Bu duygularla birlikte hayata devam etmek mümkün değil mi?

Zihninden gelen bir bildirim var. ✉️

Zihin hiç susmadan konuşur. Şimdi durup, yalnızca zihnine gelen düşünceleri fark et ve akıp gitmesine izin ver. 🧠🔁

"Dün akıllıydım dünyayı değistirmek istedim, bugün bilgeyim kendimi değistirdim." ✨Mevlana Celaleddin-i Rumi

☎️0 545 369 0 545 numaralı telefondan bize ulaşıp detaylı bilgi alabilirsiniz.

Genellikle danışanlarımız bize geldiklerinde fiziksel rahatsızlıklarından, sıkıntılı ilişkilerinden, dengesiz sisteminden ve değişen duygu durumundan kurtulup, güvenlik ve rahatlık arayışındadırlar. Bunun için " ilaç mi kullanmaliyim yoksa psikoterapi mi almayaliyim?" sorularini sorarlar. Bu soruyu cevaplamak için farmakoloji ve psikoterapi nasil çalışır inceleyelim:

Farmakoloji yani ilaçlar, beynimizde aşırı faaliyet gösteren alanları kısıtlayıp normal aktivitesine çekmeyi ya da yetersiz faaliyet gösteren alanları uyarmayı böylelikle sistemi düzenlemeyi hedefler. İlaç düzenlemenizi yapan kişi mutlaka psikiyatristler olmalıdır.

Psikoterapi de benzer şekilde aynı amaca hizmet eder, bunu yaparken ilaçlar yerine sinir sistemimizin doğal kapasitesini kullanır. Terapi, bazi beceriler kazandırarak nöronlari uyararak güvenli fırsatlar sunar.

Yani "ilaç mı psikoterapi mi?" sorunuzun cevabi "her ikisi de birbirini tamamlayici" şeklinde cevaplandırabiliriz. Bazi durumlarda psikoterapi tek başına sonuca ulaştırırken bazı durumlarda ikisi birlikte çok güzel sonuçlar almanıza yardımcı olacaktır.

Bunun kararıni psikoterapistiniz veya psikiyatristinizle birlikte verebilirsiniz.

Psk. Nihan Bayrak

Zihninize sizi zorlayıcı düşünceler geldiğinde, buradaki 5 soruyu kendinize sormayı deneyin. ✨