Psikoakademi Bursa
Nearby clinics
Fethiye Mahallesi Fsm Bulvarı Bulvar İş Merkezi No:199/7 K:1 Nilüfer Bursa
Fsm Bulvarı Fethiye Mahallesi Bulvar İş Mrk. No:199 K:2 D:13 Nilüfer
Fatih Sultan Mehmet Boulevard
Ihsaniye Mahallesi Can Sok. Dünya Iş Merkezi Kat
16110
Esentepe Mahallesi Kasap Sokak
Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Psikoakademi Bursa, Psychologist, Bursa.
EN ETKİLİ DOĞAL TERAPİ YÖNTEMİ REFLEKSOLOJİ
http://www.refleksoloji.org/refleksoloji_nedir_en_etkili_dogal_terapi-l-1-sayfa_id-333-id-53904-g_id-34300-f-f9e8bc82b41def5dce74b29af0bf02b9
EN ETKİLİ DOĞAL TERAPİ - Refleks Center Refleksoloji Merkezi EN ETKİLİ DOĞAL TERAPİ , Psikoakademi Refleksoloji Merkezi
Mutlu ve sağlıklı hafta sonları ..
Ön Görüşmelerimiz ücretsizdir.
(0224) 235 13 39 nolu telefondan bizimle iletişime geçebilirsiniz..
REFLEKSOLOJİ İLE TANIŞAN ENGELLİ AİLELERİMİZ - Refleks Center Refleksoloji Merkezi REFLEKSOLOJİ İLE TANIŞAN ENGELLİ AİLELERİMİZ , Psikoakademi Refleksoloji Merkezi
Ayaklarınız sizi sağlığa götürür..
Ücretsiz ön görüşme için iletişim numaralarımız :
(0224) 235 13 39
0542 787 34 38
HAMİLELİK VE REFLEKSOLOJİ
- Ayak refleksolojisi uygulanan kadınlarda ağrıların azaldığı ve çalışma gücünün arttığı görülmüştür.
- 10 seans refleksoloji tedavisi gören hamile kadınlar çok daha az sancı ile doğurmuşlardır.
- Doğumdan önce ayak refleksolojisi uygulanan hamilelerde doğum sonrası emzirme kapasitesinin arttığı saptanmıştır.
- Hamilelikte annenin ayağının uyarılmasının ceninin hareketliliğini artırdığı gözlenmiştir.
Ön Görüşmelerimiz ücretsizdir .
Randevu için (0224) 235 13 39 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz
REFLÜ VE REFLEKSOLOJİ İLİŞKİSİ
Halk arasında ‘mide reflüsü’ olarak bilinen ‘Gastro Özofagoel Reflü’ hastalığı mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasıdır.
Batı toplumunun 30 yılda en hızl artan kanser olan yemek borusu kanseri çoğu kez reflünün yol açtığı hücresel değişim tarafından tetiklenmektedir.
KOMPLİKASYONLARI
-Kanama
-Boğulma hissi
-Öksürük
-Ses kısıklığı
-Yutma güçlüğü
-Kilo kaybıdır.
REFLÜDEN UZAK KALMAK İÇİN
-Sigara bırakılmalıdır.
-Gazlı ve asitli içeceklerden uzak durulmalıdır.
-Alkol.kafein gibi içeceklerden
-Yağlı,baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
-Yatmadan en az 3 saat önce yemek sona erdirilmelidir.
-Sıkı kemer ve kıyafetlerden kaçınılmalıdır
Refleksoloji ile Mide reflüsü terapisinde ;
Mide,nefes borusu,yemek borusu ve mide kapakçığını kontrol eden sinirlerin aktive edilmesine dayanır.Çok başarılı sonuçlar alınmış olup tamamen doğal bir tedavi yöntemidir.Yaklaşık seans sayısı 8 ila 12 dir. Detaylı bilgilendirme için merkezimizden bilgi alabilirsiniz.
Refleksoloji ile Kabızlık Çözümü
KabızlıkTuvalete hiç çıkmama veya çok seyrek çıkmaya kabızlık, peklik ya da inkıbaz denir. Tıp dilinde ise konstipasyon adı verilir. Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak tıkanıklığı, sindirim sistemi bozuklukları, hormon dengesizliği, basur, fıtık boğulması, kabızlığı doğuran nedenler arasındadır. Ayrıca günlerinin büyük bir kısmını oturarak geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde ve yaşlılarda görülür.
Öncelikle kabızlığa neden olan hastalığı tespit etmek gerekir. Esas nedeni tespit etmeden alınacak müsil ilaçları kötü sonuçlar doğurabilir. Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları ve yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar ekmeği yemek çok faydalıdır. Ayrıca erik reçeli, bal, üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek de yararlıdır. Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de; fazla et, yumurta, peynir, beyaz ekmek, muz gibi yiyecekleri azaltmaları, kahve çay ve sigarayı en az miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir. Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak gerekir.
Refleksoloji ile Kabızlık ;
Aktivitesi düşen boşaltım sistemini baştada bağırsak bölgelerini uyararak bağırsakların daha hızlı çalışmasını sağlar.Bu sebeple iki üç seans içerisinde rahat bir boşaltım gerçekleştirilir. Detaylı bilgilendirme için merkezimizden bilgi alabilirsiniz.
18 Mart Çanakkale Zaferi kutlu olsun.. Şehitlerimizin ruhları şad olsun
REFLEKSOLOJİ İLE BOY UZATMA
Sinir sisteminin kalbi olan beyin büyüme hormonlarını hipofizi tetikleyerek boyu uzatmak mümkün.Hipofiz ise büyüme hormonu olan growth hormonunun salgılanmasından sorumludur.Hipofizi uyararak daha çok hormon salgılatmak metebolizmayı hareketlendirmek ve şekilde doğal büyüme sürecini tekrar etkinleştirmek mümkün.Bu nedenle boyunu uzatmak isteyenler refleksolojiden rahatlıkla faydalanabilirler.
Bilindiği gibi doğal olarak 17-20 yaşları arasına doruk noktaya ulaşır ve sonra yavaşlar.Refleksoloji özellikle bebeklikte ve çocukluk döneminde daha fazla etkili olacağından boy uzatma ve nörolojik gelişim için 1 ile 18 yaş arasındaki bireyleri daha çok tercih etmekteyiz.
Büyüme hormonu tedavisinden sadece bu hormonun eksikliği olan kişiler faydalanmıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar sağlıklı çocuklarda da bu hormonun boy uzattığını gösteriyor. Stanford üniversitesindeki bir grup bilim adamının 121 çocuk üzerinde yaptığı araştırmada büyüme hormonu tedavisinin, normal hormon seviyesine sahip çocuklarda da oldukça faydalı olduğu gösterildi. Toplum ortalamasına göre en kısa %3’lük bölümde yer alan bu 121 çocuğun uzun süreli takiplerinde 80’inin hesaplanan boy uzunluklarını 5- 6 cm geçtiği gözlendi. Halen büyüme hormonu, bu hormonun yetmezliğinde, Turner sendromunda ya da kronik böbrek yetmezliği olan çocuklarda kullanılıyor. Ancak yapılan yeni çalışmalar sağlıklı, ancak boy kısalığı olan çocuklarda da büyüme hormonu tedavisinin fayda sağlayabileceğini gösteriyor. Boy kısalığı için, büyüme hormonu eksikliği gibi altta yatan bir sebep varsa, zamanında yapılan tedavi sonrası 20cm’nin üzerinde boy uzaması sağlanabiliyor.
Ön görüşmelerimiz ücretsizdir...
Randevu için (0224) 235 13 39 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz
Mutlu Hafta Sonları ...
http://www.refleksoloji.org/
REFLEKSOLOJİ OTİZM İLİŞKİSİ
Otizm yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan bir sendromdur. Nedeni bilinmemektedir. Kişi gördükleri, duyduklarını, duyumsadıklarını doğru bir şekilde algılayamaz; bu nedenle sosyal ilişkileri ve davranışlarında ciddi sorunlar vardır. Erkeklerde daha yaygın olarak görülür. Otizm ya kendi başına ya da zeka geriliği, öğrenme güçlüğü, epilepsi gibi diğer gelişimsel bozukluklarla birlikte ortaya çıkabilir. Otizm kelimesinin manası "kendine dönük"tür.
BELİRTİLERİ
Çevresine karşı ilgisizdir. Olaylara ve insanlara tepkisizdir. Genelde tek başınadır. İletişim güçlüğü çeker. Konuşma zorluğu vardır. İnsanlarla temas etmekten rahatsız olur. Tekrarlayıcı davranışlar yapar. Anlamsız kelimeleri tekrarlar. Ellerini kollarını çırpar, olduğu yerde sallanır, kendi etrafında döner. Yaygın gelişim bozukluğu adı altında toplanan hiçbir süreç birbirinin aynı olarak seyretmez. Her biri kendi iç yapısı içinde farklı özellikler gösterirler. Ancak süreçte kendine özgü ortak özellikler bulunur. Gelişimleri ne düzeyde veya nasıl bir yapıda olursa olsun onların hayatı ve dünyayı algılayış biçimleri bizim algılama şeklimizden oldukça farklı bir yapı göstermektedir.
TANI ÖLÇÜTLERİ
DSM IV’ (Ruhsal Bozukluklarin Tanisal ve Sayimsal El Kitabinin (The Diagnostic and Statistical Manual for Mental Disorders) dördüncü baskisi Amerikan Psikiyatri Dernegi tarafindan çikartilmistir ve psikiyatrik bozukluklarin siniflandirilmasinda kullanilir. DSM IV yalnizca belirtileri tanimlar ve ruh sagligi profesyonelleri tarafindan taninin güvenilirligini ve standartligini artirmak üzere kullanilir.) e göre otizm tanı ölçütleri şunlardır.
1-Aşağıdakilerden en az bir tanesinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal ( sosyal) etkileşimde niteliksel bozulma.
a)Toplumsal etkileşimi sağlamak için yapılan el, kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi bir çok sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulma,
b)Yaşıtlarıyla gelişim düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe, onlardan uzak durma,
c)İlgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşmama,
d)Toplumsal veya duygusal karşılık vermeme,
2-Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren iletişimde niteliksel bozulma,
a)Konuşulan dilin gelişiminde bozulma olması ya da hiç gelişmemiş olmaması
b)Konuşması yeterli olan kişilerde, başkaları ile söyleyişi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir bozukluğun olması,
c)Basmakalıp, yineleyici ( ekolali), ifadeler ya da özel bir dil kullanması,
d)Gelişim düzeyine uygun çeşitli imgesel ya da toplumsal taklitlere dayalı oyunları kendiliğinden oynamama,
3- Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı ilgi örüntüsü çerçevesinde kapanıp kalma.
a)İlgilenme düzeyi üzerinde odaklanma açısından olağan dışı, basmakalıp ve yineleyici davranışlar çerçevesi içinde kalma,
b)Özgül, işlevsel olmayan, alışıla geldiği üzere yapılan gündelik işlere ya da törensel davranış biçimlerine hiç esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya bağlanma,
c)Yineleyici motor manyerizmler ( parmak şıklatma, el çırpma, karmaşık vücut hareketleri)
d)Eşyaların parçalarıyla sürekli uğraşma.
TEDAVİDE REFLEKSOLOJİNİN YERİ
Kisa bir süre önceye kadar bazi uzmanlar otizmin tedavi edilemeyecegini israrla söyluyor ömür boyu sürecek bir durum oldugu içinde ailelere çocuklarini gerekli kurumlara yerlestirmeleri tavsiyelerinde bulunuyorlardi. Halen birçok uzmana göre otizim tedavi edilemez. Öyle birsey yoktur bir sefer otist demek ömür boyu otist demektir. Yeni yapılan araştırmanın aksine bu görüşlerin kesinlik kazanmadığı ortaya çıkmıştır.
Autism Research Institute ( otizim arastirma institusu ) otizmin tedavi edilebilir oldugunu ve çocouklarin iyilesebilecegini savunarak bir çok çevrenin saplantili yaklasimlarina ragmen, Otizim Arastirma Institüsü doktorlari ve saglik uzmanlari çalismalariyla degisik yöntemler uygulanarak çocuklarin durumlarinda ciddi oranda iyilesmelerin oldugunu ve hatta düzenli bir tedaviyle otismin tamamen yenilebilecegini yapmis olduklari çalismalarla kanitladilar
Otizim daha ck beyin ve bagirsak yollarina dokunan tibbi bir durum oldugundan dolayi vucudu zararli maddelerden arindirma metodlari ve hücreleri yenilemeye yönelik çalışma olumlu gelismeler göstermektedir. Refleksoloji ile hiç te yabana atilmayacak oranda olumlu gelismeler görülmüştür.
Örnek verecek olursak Kanada’nin Quebec eyaletinde uygulanan bu yöntem ABD deki gibi olumlu sonuçlar vermektedir. Dünyanın ve daha bir çok ülkelerde Her biri 20 dakika süren 10 seanslik küçük bir tedavide dahi anne ve babalar çocuklarinda olumlu gelismeler görmüslerdir. Tam tedavi uygulamalarinda azami oranda faydalanabilmek için bir çocugun ortalama 70 ila 250 seans arası tedavi gormesi gerekmektedir.
Otist çocuklarda ailelerin en çok şikayet ettikleri hiperaktiflik, agrasiflik, mutsuzluk, kendine zarar verme gibi sıkıntıların kısa surede olumlu sonuç vermesi yüz güldürücüdür.
Refleksoloji seanslarında çoğu otist vakaların ilac kullanmadan ayak altındaki ilgili sinir uçları dikkatla çalışma sonucunda olumlu sonuçlar alınmıştır. Tedavide hastanın ihtiyacına göre seratonin hormonu salgılatılır, konuşma merkezi düzenlenir, korpuz kollozumdaki bağ kuvvetlendirilir ve gaba düzenlenir.
Tedavi türlerinin degisik olmasi ve uzmanlik gerektirmesi sebebyile her çocugun otistlik dereceside göz önünde tutularak uygulanmaktadir. Refleksolojinin daha ileriki yıllarda bir çok hastalıkların tedavisinde olduğu gibi yaygınlık kazanacağı gerçeği ortaya çıkmıştır.
Otizmin çok geniş dağılım gösteren bir rahatsızlık olduğunu bilmemizin ötesinde otizmle ilgili ortaya atılan birçok teori ve bir dizi tedavi seçeneğinin yanında hala bilinmeyen yönü ağır basan gizemli bir hastalık gibi karşımızda durmaktadır. Ama temel olarak beyinde ;başta konuşma , iletişim kurma, beden dili kullanma , öngörüde bulunma kısaca frontal korteks ve hipotalamus bölgelerinin işlev kaybına yol açan nöro psikiyatrik bir sorun olduğunu biliyoruz.Ayrıca bu hastalığa yol açan etmenlerin evrensel yada kalıtsal bağlantılarıyla ilgili her geçen gün yeni araştırmalar yapılmakta ve yeni bulgulara ulaşılmaktadır.
Bu araştırmaların beklide en kuvvetli olan hipotezi kimyasal değerleri itibariyle problemleri tetikleyen çocuk aşılar ve genetik zinciri bozulmuş gıda maddeleridir. O halde aşılarla ilgili politikaların değiştirilmesi ve organik gıda tüketmek zorunludur.
Bunun ötesinde toksin atımının vücut tarafından sağlanabilmesi için lenf sistemimizin düzenli çalışması için de dolaşım sistemimizin kesintiye uğramaması gerekir. Refleksoloji doğal yollarla yani ayak tabanındaki lenfatik sinir uçlarını uyarmak da vücuttaki zehirli atıkların atılmasını kolaylaştırmıştır. Dolaşım sistemini düzenleyen refleksoloji tedavisi kandaki değerleri düzenlemeyi sağlar. Refleksoloji tedavisi ile başta frontal korteks ve hipotalamus olmak üzere beyindeki otizmin etkileri temel bölgeleri ve bu bölgelerdeki nöronları uyarmak ve bunlar arasındaki aksonları geliştirmek sinaptik bağları uzatmak mümkün; bir ağacı sulamak gibi her bir nöronun bir fide gibi düşündüğümüzde bu nöronları refleksoloji ile ayaktaki uzantılarından uyarmak bir fide sulayıp büyütme eylemine benzetilebilir.
Ayaklarımızla beynimizin ne alakası var demeyin, zira ayaklar beynimize her an binlerce ileti göndermekte ve beynimiz bunu algıya dönüştürmektedir, bunu ellerimiz için de söyleyebiliriz. Bir an için âmâ olduğumuzu düşünün, körlerin özel kabartma sistemli alfabesini hayal edin ve yazıyı gözünüzle değil parmaklarınızla okuduğunuzu düşünün, farkındaysanız özellikle baş parmak ve parmak uçları bu kabartmalara dokunarak beyine iletmekte, beyin de bunları algıya dönüştürmektedir.
Yine aynı şekilde gözümüz görmese de ayaklarımızla duyduğumuz nesnelerin özelliklerini beynimiz algılamaktadır. Yumuşaklığı, sertliği, ıslak yada kuruyu nesnenin ismini şekillerini ayağımızın aracılığıyla beynimiz algılamaktadır. O halde ayaklarla beyin arasında da sinir ağları aracılığıyla bilgi alış verişi sağlanmaktadır.
Refleksoloji ile otizmin en dinamik bölgelerine ileti göndermek ve buradaki işlevselliği arttırmak mümkün mesela uygun bölge ve uygun ayaktan yapılan refleksoloji terapisi kan şekeri oranını değiştirebilir bu şekilde konsantrasyonda ciddi artışlar olur.
Kandaki düzenlenmenin enzimlerle de ilgisi olduğundan vücudun ihtiyacı olan maddeleri üretmede daha maksimum çalışabileceğini varsayabiliriz.
Bize gelen otistik çalışmalardaki dikkat artışını aslında refleksolojiyle düzeltilen kan değerlerine bağlayabiliriz. Yine refleksolojiyle birlikte çocuklarının çoğunun gözünde canlılık, parlaklık gözlenmektedir. Kanaatimizce bu beyindeki ileti zincirinin kurulması ve nöronların kendi arasındaki bağın kuvvetlenmesine işaret etmektedir.
Avrupa da yaygın olan bebek refleksolojisi psikoakademi çalışmalarına ilham vermiş bundan hareketle bebeklerde kullanılan frontal korteks geliştirme teknikleri otistik çocuklardada algılamayı açtığı geliştirdiği sosyalleşmeye pozitif yön verdiği görülmüştür.aynı zamanda konuşma becerilerindede artış sözkonusu olmuştur.
Yine bazı otistik hastalarımızda refleksoloji ilginç sosyalleşmeler ortaya çıkarmıştır...Mesele deniz isminde dokuz yaşında bir otistik hastamız üçüncü seanstan sonra kendi kendine giyinmeye başlamış okuduğu okulun kantinine gidip hoşuna giden şeylerden istemiştir…Yine ali isimli bir başka otistik çocukta refleksoloji seanslarından sonra daha önce yapmadığı kendi kendine küçük tuvaletini yapmaya başlayrak önemli bir sosyalleşme belirtisi edinmiştir…Ali ihsan isimli bir başka üç yaşındaki otistik çocukta ise başlangıçta 4-5 olan kelime dağarcığı 20 seans sonunda 40 kelimeye ulaşmış çocuktaki dikkat ve algı seviyesi ciddi artış göstermiştir…Bundanda öte tüm bu gelişmeler objektif bir şekilde hem refleksolglarımız hemde ailemiz tarafından gözlenebilmektedir…
Bu tür vakaları artırmak tabiî ki mümkün ayrıca bundanda önemlisirefleksoloji yapılan otistik çocukların rigid tepkileri agresif ve saldırgan davranışları minimuma inmiştir…Refleksoloji gevşetici ve rahatlatıcı etkisi sayesinde aşrı hareketli otistik çocuklar üzerindede etkili olmuş davranışlar daha amaca dönük hale gelmiştir.
Bizim için küçük gözüken ama ailelerin ve çocukların hayatında önemli değişikliklere sebeb olan güzel gelişmelere refleksolojinin etkisi yadsınamaz bir gerçek olarak ortadadır.
Temelde oldukça eski olan bu tarihi tedavi metodunun otistik çocuklara genel vücut masajının rahatlatıcı etkisinin görülmesinden sonra rusyada denendiğini biliyoruz..Genel masajda kinestetik etkinin lokal refleks terapisiyle daha kısa yoldan verilebilmesi ve istenilen bölgelerin uyarılabilmesi bu terapiyle mümkün olmuştur…
Rusyadan sonra Amerika Avrupa ve refleksolojinin geliştiği çinde farklı refleksoloji teknikleri otistik çocuklara uygulanmış ve her defasında müspet neticeler gözükmüştür…
GENEL OLARAK REFLEKSOLOJİNİN OTİSTİK ÇOCUKLARDAKİ FAYDALARI
Rigid tepki ve agresifliğin azalması
Genel rahatlama ve dinginlik
Vücut fonksiyonlarında normalleşme
Vücut direncinin artması
İmmün sistemini geliştirir.
Nörohormon salgılatıulmasına bağlı olarak algıda artış gözükür.
Genel sosyalleşme
Gözlerde parlaklık ve canlanma gözükür.
Komut alma oranında artış
Kelime hazinesinin artışı
Hiperaktivitenin azalması
Takıntıların azalması
Eşyalarıamacına uygun kullanma
Özbakım becerilerinde artış
Kolay öğrenme
İnce motor becerilerinde artış
Refleks Center Refleksoloji Merkezi Psikoakademi Refleksoloji Merkezi
PANİK ATAK VE DEPRESYON
Başta ‘panik bozukluk’ olmak üzere birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda (troid bezinin aşırı çalışması,kan şekeri düşüklükleri,enfeksiyon hastalıkları kansızlık gibi…) görülebilen aniden beklenmedik bir anda ,herhangi bir yerde ortaya çıkan;yoğun kaygı ,bunaltı,kaygı karışımı bir nöbettir.
PANİK ATAK TÜRLERİ
-Beklenmedik ataklar
-Duruma bağlı olanlar
-Durumsal yatkınlık gösteren panik ataklar
PANİK ATAĞIN GÖRÜLDÜĞÜ DURUMLAR
-Panik bozukluk
-Sosyal fobi
-Özgül fobi
-Travma sonrası stres bozukluğu
-Akut stres bozukluğu
-Genelleşmiş anksiyete bozukluğu
-Takıntı-titizlik hastalığı
-Ayrılma anksiyetiye bozukluğu
-Genel tıbbi bir duruma bağlı anksiyetiye bozukluğu
-Madde kullanımına bağlı anksiyetiye bozukluğu
-Anksiyeteli depresyon
-Şizofreni ve paronaya
-Hipokondriasis(hastalık hastalığı)
-Somatizasyon bozukluğu
-Yapay bozukluk
-Temaruz(simulasyon)
-Depersonalizasyon bozukluğu
PANİK ATAK HASTALIĞININ TEDAVİSİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Vakaların %40-80’inde majör depresyon dediğimiz tablo hastalığa eklenip,durumu ağırlaştırmaktadır.Kişilerin bahsetmesine karşın intihar riski yüksektir.
Hastaların %20-40’nda madde ve alkol bağımlılığı görülmektedir.
Kişi ilerleyen dönemde eve bağımlı hale gelebilmekte ya da hastane,eczane gibi yerlere yakın olmayı yeğlemektedir.
PANİK ATAK & REFLEKSOLOJİ İLİŞKİSİ ;
Depresyon tedavisine ek olarak panik atakta otonom sinir sisteminin düzenlenmesi ve troid bezinin çalışma düzeninin sağlanması amaçlanmaktadır. Yaklaşık seans sayısı 12 ila 24 tür. Detaylı bilgilendirme için merkezimizden bilgi alabilirsiniz.
http://www.refleksoloji.org/
BEL FITIĞI
Bel bölgemizde bulunan omurgaların arasındaki kıkırdak yapının omirilikten çıkan sinirlerin sıkıştırılmasıdır.
Çekirdek dediğimiz kısmın,bağ dokusu dediğimiz kısmın elastik kısmı yırtılarak,omirilik kanalı ve sinir köklerine baskı yapacak şekilde yırtılmasına bel fıtığı denir.
BEL FITIĞININ NEDENLERİ
-Yaşa bağlı olarak gelişen dejerasyon
-Ters hareketler
-Düşme
-Ağır bişey kaldırma
BEL FITIĞININ BELİRTİLERİ
-Belde ve bacakta dayanılmaz ağrılar
-Hareketlerde kısıtlılık
-Topallayarak yürüme
-Vücudun bir tarafa doğru yamulmaya başlamış,çarpık hale gelmiş olması
Bel fıtıkları genellikle erişkin yaşlarda görülen bel ve bacakların en başta gelen nedenlerindendir
Erkeklerde kadınlara göre 1.7 kat daha fazla rastlanır.
BOYUN FITIĞI
Boyunda 7 adet omur cismi bulunur.Yapıları itibari ile bir üstteki bölümde anlatılan bel omurlarından tek farkları,daha küçük olmalarıdır.Her omurga arasında yastıkçık dediğimiz kıkırdaklar mevcuttur.Bu kıkırdak yapının yırtılarak omurga içinde seyreden omirilik veya kolla dağılan sinirlere baskı yapması sonucu oluşan hastalığa boyun fıtığı denir.
BOYUN FITIĞININ RİSK FAKTÖRLERİ
-Ani ve güçlü boyun hareketleri
-Ağır kaldırmak
-Ani,ters dönüşler
-Araba kullanırken emniyet kemeri takmadan ani fren yapılması
-Geçirilmiş boyun travması
-Spor yaralanmaları
BOYUN FITIĞININ BELİRTİLERİ
-Şiddetli boyun ağrısı veya kolla vuran ağrı
-Orta düzeyde sık tekrarlanan a ğrılar
-Ağrıyla birlikte kolda kuvvetsizlik
-Ağrıyla birlikte kol ve ayaklarda uyuşma
-Kol ve ayaklarda giderek artan güç kaybı
Refleksolojinin bel - boyun fıtığı tedavisindeki yeri ;
Refleksolojinin orta ve hafif düzeydeki fıtıklarda düzeltici etkisi temelde gerilen ve sıkışan sinirlerin yumuşatılıp, basının ortadan kaldırılması ve sıvı dengesinin tekrar kurulmasına dönük bir amaç hedeflenir. Bel ve boyun fıtığının oluşmasına neden olan en önemli faktörlerden birisi olan sinir ve stres hali refleksoloji sonrasında ortadan kaldırılarak vücut üzerinde bir gevşeme hali oluşturulur.Bu amaçla ayaklarımız üzerinde sadece omur bölgeleri değil stres oluşumuna neden olan ve vücuttaki genel gerginlikle ilişkisi olan organların da ayak tabanındaki sinir izdüşümleri uyarılarak vücutta genel bir gevşeme oluşturulur.
Refleksoloji ile vücuttaki kas sistemi ve omurlarımızı saran lenfler gevşetildiği için refleksoloji tabanlığını düzenli olarak kullandığınız takdirde tekrar fıtık olma ihtimaliniz minimal düzeye inmektedir.
Sağlık Refleksolojisi - Refleks Center Refleksoloji Merkezi Sağlık Refleksolojisi , Psikoakademi Refleksoloji Merkezi
Mutlu, sağlıklı bir hafta dileğiyle..
REFLEKSOLOJİ SEREBRAL PALSİ İLİŞKİSİ
Milattan önce 3000 yıllarına kadar uzanan refleksoloji geçmişten günümüze ulaşırken bilgi ve tecrübeleride günümüze kadar taşıma işlevi görmüştür. Genel sağlık sorunlarıyla ilgili birçok çözüme imza atarken bu çözüm imkanlarının engelli çocuklarda da geçerli olup olmadığını merak eden ilk çalışmalar Rusya ve snrasında İngiltere' de yapılan çalışmalarla başlatılmış olup öncelikle otistik ve spastik çocuklar üzerinde uygulanan bu çalışmalar olumlu sonuçlar vermesiyle birlikte diğer engel gruplarında da değişik düzeylerde gelişmeler kaydedilmesine vesile olmuştur.
SEREBRAL PALSY REFLEKSOLOJİ İLİŞKİSİ
Serebral Palsy (SP) gelişimini sürdüren beyinde oluşan bir hasara bağlı kalıcı hareket ve postür bozukluğudur. Beyindeki lezyon kas tonusu ve koordinasyonunda sorunlar yaratır, zamanla kas iskelet sisteminde ikincil bozukluklar da gelişir. SP tablosu doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğum sonrası erken dönemde oluşan beyin lezyonlarında görülür. Beynin erken gelişim döneminde ve ilerleyici olmayan beyin lezyonlarının tümü SP olarak tanımlanabilir. Nöromotor kontrol bozukluğu dışında SP’ de ayrıca görme, konuşma, yutma ve bilişsel işlev bozuklukları da olabilir.
Risk Faktörleri Öyküsünde aşağıdaki sorunlar bulunan bebeklerde SP riski yüksektir.
Doğum öncesi ,
Enfeksiyonlar ,
Kanamalar ,
Plasental yetmezlik ,
İlaç kullanımı ,
Travma ,
Radyasyon ,
Doğum Prematürite (36. haftadan erken doğum) ,
Düşük doğum ağırlığı (2500 gr’dan az) ,
Zor / Müdahaleli doğum öyküsü ,
Prezentasyon anomalileri ,
Çoğul gebelik ,
Doğum sonrası ( 0 – 6 yaş ) ,
Neonatal hiperbilüribinemi ,
Neonatal enfeksiyonlar sepsis, menenjit ,
Konvülsiyonlar ,
Kafa travması ,
Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları ,
SP (serebral palsy ), beyin hasarı oluştuktan sonra vücutta tutulan bölgelere göre sınıflandırılabilir :
1) Hemiplejik Tip : Vücudun bir yarısında tutulum vardır.
2) Diplejik Tip : Bacaklarda baskın olmak üzere dört ekstremitede de tutulum vardır. Bu gruptaki hastaların çoğu 7 yaşa kadar yürür.
3) Kuadriplejik Tip : Dört ekstremite birden şiddetli tutulmuştur. Bu hastaların sadece % 10’u yürür. 7 yaşa kadar yürüyemeyenlerden, hayatları boyunca ambulasyon beklenmez.
Beyinin tutulan bölgesine göre hastalık çeşitli tablolar ile çıkabilir. Buna göre fizyolojik sınıflama yapılırsa:
1) Spastik tip: En sık rastlanılan tiptir. Piramidal sistem tutulumu mevcuttur. Hipertonisite vardır ve daha çok fleksor kas grupları etkilenir.
2) Atetoid tip: Basal ganglionlar tutulmuştur. İstemsiz hareketler, konuşma güçlüğü ve anlamsız yüz gibi belirtiler vardır.
3) Ataksik : serebellum ve beyin kökü tutulumu vardır. Tremor, nistagmus ve denge problemleri izlenir.
4) Yaygın bozukluk : Rijidite, zeka geriliği, yürüme ve konuşma bozukluğu, ağızdan tükrük akması, idrar - gaita inkontinansı gibi belirtiler ile seyreder. Prognozu en kötü tiptir.
Klinik muayenede ; motor, postür ve denge problemlerine ek olarak duyu bozukluğu, konuşma bozukluğu, algılama bozukluğu, zeka geriliği, epilepsi, iskelette gelişme bozukluğu, kalça çıkığı ve hipersalivasyon olabilir. Daha çok spastik ve hemiplejik tip hakimdir. Ekstremiteler tutulduğunda karakteristik bir postür alırlar.
SEREBRAL PALSİDE TEDAVİ AMAÇLARI
•Sosyalite
•Okul katılımı
•Ağrıların azaltılması
•Mobilite ve fonksiyon’un arttırılması
•Eklem çıkıklarının önlenmesi
•Oturma ve yeterli yürümenin sağlanması
SEREBRAL PALSİDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
1)Medikal tedavi:Beslenmeyi düzenlemek Nöbetleri durdurmak
Genel sağlık önlemleri (aşılama). Spastisite ve hareket bozukluğunu azaltmak. Oral medikasyonlar. İntratekal medikasyonlar
Kemonöroliz (fenol,botulinum toksini)
2)REFLEKSOLOJİ
3)Psikolojik tedavi
4)Özel eğitim
5)Fizyoterapi
6)İş-uğraşı terapisi
7)Ortezler
8)Ortopedik tedavi. Düzeltici alçılama. Cerrahi Tedavi
9)Nöroşirurjik girişimler. Talamotomi. Derin beyin stimulasyonu.Selektif dorsal rizotomi
10)Elektrostimulasyon. Fonksiyonel elektrik stimulasyon yöntemleri Repetatif manyetik stimulasyon
REFLEKSOLOJİ İLE TEDAVİ;
SP’nin tedavisi var mıdır?
Merkez sinir sistemine çeşitli yöntemlerle gönderilen duysal uyarıların refleks olarak motor yanıt oluşturduğu bilinmektedir. SP’de yoğun olarak kullanılan refleksoloji tedavisi uzmanların çoklu araştırma prensibine dayanan ve ilgili sinir uçlarına manüel bası ile uygulanan terapilerdir.
Beynin sağlam bölgeleri hasarlı bölgelere ait fonksiyonları üstlenmesine , yeni sinapslar oluşmasına yardımcı olunur ve 5–6 yaşına kadar beyindeki nöronlar yeniden organize olurlar, buna bağlı olarak bazı fonksiyonlar kısmen kazanılmaktadır. Bu sürece nöronal plastisite denmektedir. Refleksoloji ile nöronal plastisiteyi hızlandırmak ve duysal entegrasyonu artırmak ve bazı yöntemlerin erken aylardan itibaren uygulanması ile başarılı sonuçlar alınmıştır. Refleksoloji ile bu yöntem tüm dünyaca kesinlik kazanmış ve uygulama yelpazesi günden güne artış göstermiştir.
Refleksoloji tekniklerin genel amacı kas tonusunu normalleştirmek, gövdede ileri denge reaksiyonlarını geliştirmek ve normal hareket paternlerini fasilite etmektir. Bazı uyarı noktalarından verilen basınç kas iğciğinden kalkan germe refleksini inhibe ederek spastik kas tonusunu azaltır.
Refleksoloji de amaç: Anormal postür ve paternlerin düzeltilmesi, oluşabilecek deformitelerin önlenmesi, mevcut becerilerin geliştirilmesi, yeni becerilerin öğretilmesi, üst ekstremitelerin fonksiyonel kullanımı sağlamak, yürüme eğitimi vermek, konuşama merkezine yapılan çalışma ile anlaşabilir konuşmayı sağlamaktır. Refleksoloji merkezlerimizde hastanın çocuk olduğu, ruhsal ve fiziksel gelişimi için çevresi ve diğer çocuklarla iletişiminin önemi unutulmamalı, topluma kazandırılmış mutlu bir birey olması hedeflenmelidir.
MİGREN TEDAVİSİNDE REFLEKSOLOJİ
Migren ağrısını diğer baş ağrılarından ayıran önemli fark, ağrıya diğer bazı semptomlarında eklenmesidir diyebiliriz.
Şiddetli, yoğun bir baş ağrısı, ağrının genellikle gözü çevrelemesi, özellikle ağrının başın belli bir bölgesinde olması ya da daha yoğun hissedilmesi, ışığa, sese, bir takım kokulara karşı hastada aşırı duyarlılık oluşması, vücutta el, yüz, kol gibi bölgelerde hissizlik ve migren ağrısının şiddeti ile paralel olarak mide bulantısı migrenin en önemli ve belirgin özellikleri arasındadır.
REFLEKSOLOJİ VE MİGREN İLİŞKİSİ
Refleksolojinin binlerce yıldır hastalara şifa dağıtan ağrı kesici ve yatıştırıcı özelliği vardır. Bu yüzden sinirsel kökeni olan migrende baş ağrılarını baskıladığı ve bireyi sağlığına kavuşturmak için yapılan bir tedavi yöntemidir.
Refleksoloji ile migren tedavisi gören hastalarda hasta, ağrının ense bölgesinden başladığını, bütün baş bölgesinde hissedildiğini ve bu zaman içerisinde sosyal hayattan uzak, kendini izole ederek, neredeyse hayattan tamamen bağını koparmış gibi hissettiğini savunur. Bu süreçte sadece yalnız sessiz ve karanlık odada kalamanın ona biraz daha iyi geldiğini de ekler.
Refleksoloji bu tarz şikayetlerle gelen hastalarda temel olarak, gerginleşen sinirlerin gevşetilmesi, sağlıklı bir sinirsel akışın sağlanmasını amaçlar.Hormonal denge gibi temel hedefleri amaç edinir. Bunun için ayak tabanı ve el bölgesinde bu bölgelere yoğun baskılar yaparak sorunu çözmeye çalışır.
Yapılan tedavilerde hastalarda iyileşme oranı düzenli ve kontrollü olarak alındığı takdirde oldukça çoktur.Yaklaşık seans sayısı migrenin şiddetine göre 12-30 arasındadır.
REFLEKSOLOJİNİN FAYDALARI
Refleksoloji, bugün destekleyici ya da tamamlayıcı tedavi dediğimiz tedaviler arasında yer almaktadır.
Refleksoloji el ve ayaklarımızdaki sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmanın ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığını bununda nöronların yardımı ile ilgili organı uyardığını savunur.
o Derin bir rahatlık hissi uyandırır.
o Gerilim ve stresi azaltır.
o Bedenin kendi kendini iyileştirmesini teşvik eder.
o Kan dolaşımını düzenler.
o Kan basıncını düzenler.
o İnanılmaz bir keyif yaratır.
o Daha çok güven hissi verir.
o Uykuyu derinleştirir ve uykusuzluğu azaltır.
o Kan sistemini rahatlatarak ağrı ve acıları azaltır.
o Eklem hareketliliğini artırır.
o Detoks etkisi yapar vücudu katkı maddelerinden ve toksinlerden arındırır.
o Hormonları dengeler, menopoz ve adet öncesi gerginlik (PMT) gibi düzensizlikler de yardımcı
olur.
o Cilt tipini ve cilt tonunu iyileştirir.
o Hazımsızlık, kabızlık, ishal ve diğer sindirim düzensizliklerini hafifletir.
o Solunumu yavaşlatır ve derinleştirir.
o Balgam çıkarmayı kuvvetlendirir.
o Mesane intihabı gibi idrar yolu problemlerinin iyileşmesine yardımcı olur.
o Hastalıkların oluşumunu önceden engeller.
o Zihinsel fonksiyonları harekete geçirir ve konsantrasyona yardımcı olur.
o Hastalığın nedenini araştırıp bulur.
o Duygusal dengesizlikleri düzenler.
o Vücudun herhangi bir bölümündeki aşırı çalışmayı hafifletir ya da az çalışan kısımları harekete geçirir.
5000 yıllık tarihi olan Refleksoloji Tüm Dünyada Sinirsel birçok rahatsızlığın tedavisinde tamamlayıcı olarak kullanılmaktadır...
Sağlık Refleksolojisi ;
Bel- Boyun Fıtığı | Panik Atak | Mide Reflüsü | Depresyon | Felç | Dikkat Eksikliği | Stress | Cinsel Sorunlar
Engelli Refleksolojisi ;
Serebral Palsi | Felç | Otizm | Down Sendromu | Mental Bozukluklar | Mikrosefali | Hidrosefali
Click here to claim your Sponsored Listing.
Videos (show all)
Category
Telephone
Website
Address
Bursa
Fatih Sultan Mehmet Bulvarı Yüce Sokak Doruk Sitesi No. 2-C C Blok Daire: 15/16, 16130 Nilüfer
Bursa, 16110
📍Bursa - @spontan.danismanlik 📞 0536 683 82 20 - 0532 735 43 📩 [email protected]
19 Mayıs Mah. Aziz Nesin Caddesi No:31 Nilüfer/
Bursa, 16230
Kliniğimiz, uzman klinik psikologlar, cinsel terapist, çift ve aile terapisti, dil ve konuşma b
Doğanbey, Doğanbey Mahallesi Doğanbey Sokak Muti Interstate Merkezi Kat 7 No 57, Doğanbey Cd. No:11
Bursa, 16200
Doğru Terapi Merkezi Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı Psikolog
Altınşehir Mah. Uğur Mumcu Bulvari 321. Sk. Atalaykent 1 Sitesi No:66 D Blok Büro Girişleri Ofis No:18 Nilüfer/Bursa (Ertuğrul Metro/Dörtçelik Çocuk Hastanesi Karşısı)
Bursa, 16120
📚 Uzman Klinik Psikolog/Çift ve Aile Danışmanı 📍Bursa/Nilüfer 🔹Çocuk 🔹Ergen ?
Altınşehir Mahallesi A. Taner Kışlalı Boulevard Göktaş Sitesi A Blok Kat:2 No:7 Nilüfer Bursa
Bursa
Çalışma alanlarımız: -Bireysel psikolojik danışmanlık -Ergen danışmanlığı -Çocuk psikolojik danışmanlık -Ebeveyn danışmanlığı -Online psikolojik danışmanlık
İhsaniye Mahallesi, Kartallar Sokak, Atalay 6 Sitesi, B Blok Daire 3
Bursa, 16000
Psikoloji Libra Çocuk, Ergen ve Yetişkin Oyun Terapisi Mindfulness Diyalektik Bilişsel Terapi
Süleymaniye Mahallesi Akgül Sokak No:20 Kat:1 İnegöl/BURSA
Bursa, 16400
Psikolojik danışmanlık, bireysel danışmanlık, çocuk & ergen& yetişkin danışmanlığı, oyu
Camikebir Mahallesi Tozkoparan Caddesi Fidan Plaza Kat 3 Ofis 7
Bursa, 16800
Ergen,Yetişkin ve Çift Terapisi Paylaşımlar tedavi amaçlı değildir. Kurumumuzda tıbbi hizmet verilmemektedir. ☎ Randevu; 0538 300 96 49 ✉ [email protected]
Bursa
Doğuma Hazırlık Eğitmeni - İDA Doula / Doğum Psikoloğu (Stj.) Çocuk Merkezli Oyun Terapisi s