Örf ve Adetlerimiz
Maziye hep birlikte yolculuk için www.facebook.com/orfveadet sayfamızı beğenebilir misiniz?
Sayfamız, geçmişimize, tarihimize,örf ve adetlerimize ışık tutmaya çalışan mütevazı bir sayfadır.Sayfamızı inceledikten sonra lütfen beğenmeyi unutmayalım.
Eski neslin kabusu atlama tahtası 🤗
KİRALIK DİPLOMA
Şöyle bir düşünün
Bir gayrimüslim size gelse ve Müslüman olmak istediğini fakat kafasının bir şeye takıldığını söylese
Bu soruya cevap bulabilirsem Müslüman olacağım dese ?
İnternet ortamında gördüm sizin ülkenizde diploma kiraya
veriliyor çmuş %95’i Müslüman olan bir ülkede böyle bir şey nasıl olur bu mümkün müdür ?
BÖYLE BİR ŞEY VARMI ?
Diye sorsa ne diyeceğiz ?
Cevabı olan var mı ?
SÖZDE DEĞİL ÖZDE MÜSLÜMANLIK İSTİYORUZ
 bu sorulara cevap verebilecek adam var mı ?
Etrafınızda diplomasını kiraya veren varsa onunla irtibatı kesin
Suç duyurusunda bulunun
Bu ahlaksızlık son bulsun
Hangi sektör olursa olsun diploma kiraya veren ve diploma kiralayan
Dışlansın
YAZIKTIR GÜNAHTIR
İNSANLAR ENKAZ BAŞINDA YAVRUSUNU TOPRAK ALTINDAN ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR
BU BÜYÜK VEBALDİR
Sehven kelimesi çok çirkin bir kelime... Canım ülkemde sosyal medyaya düşen skandallar sehven kılıfı ile örtbas edilmeye çalışılıyor. Sendikalar bu kepazeliğe çanak tutuyor.
Konu siyasetten ziyade ülkenin özlediği tartışma kültürü... Her kesimden insanın buluşması.
Mevzular Açık Mikrofon 1. Bölüm I Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ Mevzular Açık Mikrofon’un diğer bölümlerinde sizde soru sormak isterseniz ve Instagram hesaplarını takip edebilirsiniz.Mevzular Açık Mi...
Son çare...
Konya’da öldürülen Dr. Ekrem Karakaya’nın bayram izni almadığı, bayramda nöbeti olduğu ortaya çıktı.
Seçtiklerimizin maaşı 40 liradan 56 bin liraya çıktı. Asgari ücret ise 5500 lira oldu
Örf ve adetlerinize ve dahi eşlerinize sahip çıkın.
Üslup çok önemli...
Adı Şaban Türkoğlu.
Şanlıurfa Viranşehir’de yaşıyor.
Mesleği kamyon şoförlüğü.
Kendisine ait olan kamyonuyla yurt içi ve yurt dışı çalışıyor.
Son yaptığı işten sonra geçtiğimiz ay hasta olan bir yakınını bir haftalığına Şanlıurfa şehir merkezindeki hastaneye götürüyor ve arabasını evinin önüne park ediyor.
Bir hafta sonra dönüyor.
Yeni işe çıkmak için arabasına bindiğinde bir güvercinin kamyonla kasası arasına yuva yapmış olduğunu görüyor.
Üstelikte güvercin yumurtlamış.
İşe çıkmaktan vazgeçiyor Şaban kaptan.
Tam 18 gündür yavruların doğmasını bekliyor.
Yavrular doğmadan asla kamyonu hareket ettirmeyeceğini söylüyor.
5-6 milyar zararı olduğunu söyleyenlere de;
-Allah başka bir taraftan verir .
diye cevap veriyor.
Büyüksün Rıza Kayaalp 😍💪🤲🥰
Şampiyon güreşçi Rıza Kayalp, Avrupa Şampiyonası'nda kazandığı prim olan 150 cumhuriyet altınını, söz verdiği gibi SMA hastası Eslem Fatma'nın tedavisi için bağışladı.
Öğretmen okula balon getirdi ve çocuklardan onları şişirmelerini ve sonra isimlerini yazmalarını istedi. Bütün balonları koridora götürdüler ve öğretmen karıştırdı. Öğretmen daha sonra herkesin ismi yazılı balonu bulması için 5 dakika verdi. Çocuklar aramaya koştu ama zaman doldu ve kimse kendi adı yazılı balonunu bulamadı...
Sonra öğretmen çocuklara sordu: Yakınında bulunan balonu al ve üzerinde ismi yazılı olan kişiye ver. 2 dakika içerisinde herkesin elinde kendi adı yazılı balonu vardı.
Sonunda öğretmen bu deneyden kaynaklanan ahlak dersini özetledi:
" Balonlar mutluluk gibidir. ➤ İnsan onu sadece kendisi ararsa zor bulur. Bunun yerine herkes birbirini önemsiyorsa çok daha hızlı bulabilirsiniz ".
Özledik kardaş!..
Kuzine başlarında,
Yer sofralarını..
Son yıllarda 'Serpme kahvaltı' diye bir menü türedi.
Mekana gidilir, kişi başı kahvaltı söylenir, ürünler fazla, bir menü iki tabak getirin dense de kabul görmez ve yarısından fazlası yen(e)meden geri götürülür.
Güzel bir ücret ödenip kalkılır.
Şimdi bizzat şahit olduğum için ufacık bir anımı anlatmak istiyorum, sonra asıl mevzuya geçeceğim.
Antalya'da hafta sonları insanların akın akın gittiği bir yer var.
İşletmelerin kişiye özel çadır,köşk denilen ahşap yapılar içinde kahvaltı servisi yaptığı bir yer.
Bir tanıdığımız o meşhur işletmelerin sahibiydi ve bizi davet ettiler.
Hazırlık aşamasında diger müşteriler için tabak hazırlanırken yardım etmeyi teklif ettim.
Köy yumurtası siparişi market yumurta kutusundan çıkarttım ve kırdım.
Reçelleri bimin büyük kavanozundan minik tabaklara ilave ettim.
Öğleden sonraydı aslında ama insanlar bu serpme kahvaltı için onlarca kilometre uzaktan geliyordu.
Neden reçelleri kendiniz hazırlamıyorsunuz diye sorduğumda,vakitlerinin olmadığını çok yoğun olduklarını söylediler.
Şimdi soruyorum mekandan dolayı mı çok lezzetli geliyor insanlara yedikleri?
Yoksa artık gerçek lezzeti unuttukları için mi normal geliyor verilenler?
Serpme kahvaltı denilen şeyi ise asla kabul etmiyorum tamamıyla israf.
Birkaç mekan dışında, yiyebileceğiniz dışında sadece sundukları menüyü kabul etmek zorundasınız.
Peki çok mu zor evde herşeyi kendimiz yapmak?
Sadece 1 saat erken kalksak bile inanın yeter.
Yıllardır azda olsa kendimiz yapalım diye onlarca yazı yazdım, tarifleri en detaylı şekilde anlattım ve devam edeceğim.
Elimden şimdilik bu kadar geliyor.
Bu yıl gıdanın ne kadar kıymetli olduğunu artık herkes anladı diye düşünüyorum.
Gönüllü olarak ne yapılması gerekiyor ise ben hazırım. 🎈 gerçeği
Torpille imam olanlarda iman ne gezer.
Yuh yuh artık...
İmam mülakatında torpil isteyen milletvekilleri...
Elektrik, doğalgaz, benzin, motorin, gıda başta olmak üzere, tüm kalemlere yapılan . Kamuoyunun beklentisi bu yönde.
Kaplumbağaya sormuşlar:
"Buradan karşı köye ne kadar zamanda gidersin?.."
Kaplumbağa cevap vermiş:
"Yağmuru, çamuru, rüzgarı, inişleri, yokuşları hesap ettim...
Üç günlük yol ama ben altı günde giderim..."
Altı gün geçmiş...
Ama kaplumbağa karşı köye gelememiş... Aramışlar taramışlar, yolun yarısında bulmuşlar kaplumbağayı...
"️Hayrola?.." demişler...
"Üç günlük yolu altı günde bile gelemedin?.."
Kaplumbağa cevap vermiş:
"️Sormayın arkadaş!.. Yağmuru, çamuru, inişi, yokuşu hesap ettim de, kötü insanları hesap edemedim... Ne zaman hızla ilerlemeye başlasam tutup ters çevirdiler..." 😔😔😔.
MEVLAM, kötülerden ve kötülüklerden beslenenlerden ayrı kılsın yolumuzu🤲❤😊
Rabbim iyilerle karşılaştırsın.....
Muhacire bak.❗ Ensarın kutsal saydığı, yere düşmesin diye ölümü göze aldığı bayrak ile dalga geçiyor. Acaba Mekke'den Medineye göçenler.Medine halkının kutsallarıyla dalga geçmişmiydi? YETER. 🤬🤬🤬
HAYATIMIZLA OYNUYORLAR..!
Baktım markette zencefilli gazoz da var, ithal etmiş büyüklerimiz,sağ olsunlar. İçinde zencefil var mı? Yok. Aroması da, rengi de yapay.
Ama kendisi doğala özdeş.
Bizim bir çiçekçi var, serada karanfil ve gül yetiştiriyor.
Satmadan önce üstlerine koku sıkıyor.
Doğala özdeş gül!
Zavallı bülbül!
Kayseri'nin en ünlü mantıcısına götürdüler, Kaşıkla diye bir yer.
'Yer' demek doğru değil, entegre tesis mübarek.
Bir kapıdan 80 kilo giren, diğer kapıdan 100 kilo çıkıyor.
"En iyi Kayseri mantısı burada"
Aldım iki kutu, eve getirdim koydum dondurucuya.
Bir ay sonra yemeğe kalktık, baktık mantı acılaşmış.
Niye ki? Et mi bozuldu?
Etin bozulması mümkün değil, çünkü et yerine soya kıyması kullanıyorlar, içinde et olan mantı neredeyse kalmadı.
Acılık içindeki azot gazından geliyor. Raf ömrü uzasın diye paketlenme aşamasında azotu basmışlar mantıya.
Doğala özdeş!
Bir bilgi daha:O, mantının raf ömrü uzasın diye içine konan azot gazı zamanla gıda zehirlemesine yol açıyor. Bunların hepsi doğayla özdeş gazlar. Onlara "gıda gazı" diyorlar. Azot gazı da, oksijen de istenmeyen durumlarda inert atmosfer oluşturarak gıdaların kısa sürede bozulmasını önlüyor. Mesela, taze etlere de oksijen gazı veriyorlar ki, hep taze, kıpkırmızıgörünsün raflarda. Yasal bunlar, girin internete "gıda gazı" diye yazın, görün neleryediğinizi.
Markete üzüm gelmiş. Kırmızı, iri, dipdiri şeyler. Erik gibiler maşallah!
Nereden geliyor bunlar? Şili'den.
Şili mi?
Evet!
Kaç gündür buradalar?
3-5 gün oldu.
Düşünün, Şili'nin bir köyünde topluyorlar bunları. Uzun yolculuklar sonunda bizim kasabaya kadar geliyor. Bir süre bizim manavda bekliyor. Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de3-5 gün daha, bana mısın demiyor. Hala kütür kütür.
İyi ama, nasıl?
Şahane şeyler var, adına ilaç diyorlar. Üzümlere verilen bu ilaçlardan birinin etiketindeki faydaları sayalım mesela:
Dane büyüklüğünü arttırır,Dane ağrılığını arttırır,Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir, Tam olgunlaşmadan daneye parlak sarı yeşil rengini verir, Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar, Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir. Raf ömrü uzar.
Nedir bu?
Sitokinin.
Büyüme hormonu.
Bakın şu şansa ki, sitokinin insanda da aynı işe yarıyor. Sonra anneler şikayet ediyorlar "ee benim çocuk erken kıllanıyor!"
Bu dünya böyle hanım abla, sen üzümü alırken kıllanmazsan, çocuğun kıllanır.
Adana'da çiftçilerle çalışıyoruz. Yaz güneşi altında soğutması olmayan tankerle süt topluyorlar mandıralara.
Şöföre soruyorum "Bozulmuyor mu bu sıcakta süt?"
"Abi, tankere iki bardak hidrojen peroksit döküyorum, akşama kadar bir şey olmuyor."
Hidrojen peroksit dediği şey kadınların saçlarının rengini açmak için kullandıkları bir kimyasal.
Çok kötü değil, sadece canlıları öldürüyor.
Süte koyunca bütün bakteriler ölüyor, geriye bozulacak bir şey de kalmıyor.
Doğala özdeş süt!
Bu anlattıklarımın hepsi yasal.
Temel problem şu ki: İnsan doğa ilişkisi değişti.
İnsan yeni bir doğa kurgusu yaptı, kendini doğanın dışına aldı, doğayı alınır-satılır mal yaptı, sentetikleştirdi ve tüketime sundu.
Hal böyle olunca, insan kendinin doğal bir varlık olduğunu unuttu.
(Beşer işte, unutacak elbet)
İnternetten pantalon, ayakkabı, peynir, arkadaş ve sevgili edinmeyi marifet bildi.
Optik kabloların sunduğu hayatı da hayat bildi.İnsan artık bu!
Doğala özdeş!
PROF DR. ERKAN TOPUZ
Alıntıdır
ÇOCUKLUĞUMUZUN FUTBOL KURALLARI
1- Şişman olan her zaman kalecidir
2- Oyun sadece tüm oyuncular yorgunsa biter ( kural 5 hariç )
3- Hakem yok
4- Sadece faul ciddiyse penaltı olur
5- Topun sahibi sinirlenirse maç biter
6- En iyi 2 oyuncu aynı takımda oynayamaz O yüzden herkes kendi oyucularını seçer
7- Eğer en son seçildiysen bu küçük düşürücüdür
8- Sahadaki en iyi oyuncu top sahibiyle aynı takımda değilse maç çok geç başlar
Yeni nesil çok şey kaybetti ..
Kanuni Sultan Süleyman İstanbul'daki Süleymaniye Camii'ni yaptırırken ustalara sıkı sıkı tembih ediyordu. Diyordu ki: "Bu baki eserin sadece benim defterime kaydolmasını arzu ediyorum. Kimsenin bunun içinde bir katkısı olmasını istemiyorum. Sakın ha kimseden bir şey almayın" der. Ustalar çalışıyor, cami, kubbe kubbe yükseliyor. Karşedan mahzun mahzun bir nine, ustaları ve o koca mabedi seyrediyor. İçinden de yardım hevesi duyuyor. Fakat elinde avucunda hiç birşeyi olmayan o nineciğin sadece iki keçisi var ve onların sütleriyle geçiniyor. Düşünüyor: "Ey Allah'ım! Süleyman'a servet ve saltanat verdin. Senin uğrunda cami yapıyor. Bu fakir kuluna birşey vermedin. Ne edeyim ki ben Senin rızanı kazanayım? Benim elimden öyle büyük işler gelmez. Benim elimden sadece o ustalara bir tas yoğurt hediye etmek gelir." Gidiyor ustalara müracaat ediyor: "Evladım, ben fakir bir kadınım.Ben cami yapamam. Ancak elimden bir tas yoğurt hediye etmek gelir. Rica edeceğim bu yoğurdumu kabul edin." Ustalar Kanuni'nin tembihatı karşısında: "Hayır ana, kabul edemeyiz! derler. Kadın ısrar eder. Ağlar, sızlar: "Ne olur oğul!" der."Benim başka yapacak hayrım yoktur.Bu sadaka-i cariye içinde damla damla damlayan bir yoğurdum olsun." der. Ustalar kadının bu yalvarışını ve sızlanmasını kıramazlar. Onun gönlünü hoş etmek için o bir tas yoğurdu alır ve yerler. İçleri serinler. Büyük Hükümdar o gece rüyada, yaptığı hayrın tartıldığını görür. Koca Süleymaniye Camii, terazinin bir kefesine konmuş tartılıyor. Allah'ın huzurunda ne değerdedir diye baha biçilecek. Kanuni bakıyor. Fakat ne gariptir ki Koca Sülemaniye'yi taşıya kefeye mukabil öbür kefeye bir tas yoğurt konmuş. Ama yoğurt öyle ağır basıyor ki, yoğurdun konduğu kefe zeminde, öteki kefe ise yüksekte. Koca caminin değeri bir tas yoğurt kadar bile yok. Sabahleyin dehşet içinde uyana Kanuni, doğruca ustaların yanına koşar: "Ne yaptınız siz öyle?" der. Ustalar korku içinde anlatırlar:"Vallahi hükümdarımız, yaşlı bir nine geldi. Izdırap içinde bize yalvardı. Biz de ağlamasına tahammül edemedik bir tas yoğurt aldık, yedik." Bunu duyan Kanuni, gördüğü rüyayı kederli olarak dile getirdi: "Ben alem-i manada gördüm. O bir tas yoğurt, niyet ve ihlasından dolayı Allah katında Süleymaniye'den daha ağır tutuluyordu. Onun değeri ilahi ölçüler içinde Süleymaniye Camii'nden daha da fazla geliyordu..."
Yapılan işlerin büyüklüğüne ve küçüklüğüne bakılmaz. İşlerin samimiyetine bakılır. Küçük de olsa samimi olarak Hakk'ın rızasına varmak için yapılan işler, nice büyük hayırlardan daha önemli bir yer tutarlar. İşin çokluğu değil, işin samimiyeti önemlidir.Yeter ki samimiyet olsun!
Paylaşmak güzeldir 💐
Geçmiş zaman olur ki
Annelerimizin artan iplerden yaptığı paspas
Malabadi Köprüsü
Artuklulardan kalma muhteşem bir başyapıt. Kemerin genişliğiyle dünyanın en geniş kemerli taş köprü. Uzaktan bakınca küçük görünse de köprünün uzunluğu yaklaşık 150 metredir. Kemerin yanlarında
iç tarafta kervan ve yolcuların konaklamaları için barınak şeklinde 2 oda bulunmaktadır. Günümüze kadar ayakta kalmaya başarmış bir başyapıt olarak tüm görkemiyle ziyaretçilerini bekliyor.
Adam koca bir danayı kurban kesti ve büyük bir ateş yaktı, kızına dedi ki:
'' Kızım, sevdiklerimizi ve komşularımızı çağır ve gelip bizimle oturup et yesinler ..."
Kızı bağırdı: ′′ Evimizde yangın çıktı yetişin ahali Evimizdeki bu yangını söndürmemize yardım edin!".
Birkaç dakika içinde bunu duyan bir grup insan yangın söndürmek için yardım etmeye koşup evlerine geldiler.
Diğer komşular akrabalar bu feryadı duymamış gibi davrandılar feryada kulak tıkadılar.
Yardıma gelenler Kurban kesen ailenin kurban etinden yiyip içtiler karınlarını doyurdular giderkende ellerine birer parça et verildi.
Baba şaşkın’dı kızına döndü ve dedi ki:
'' Kızım Gelen insanlar, tanımam, daha önce hiç görmedim, Kızım yangın var dedin bağırdın peki sevdiklerimiz, dostlarımız ve meslektaşlarımız nerede?".
Kızı gözleri dolu dolu dedi ki:
'' Evimizdeki yangını söndürmeye yardım etmeye gelmeyenler bizi yangına terkederler Bizim dostumuz arkadaşımız aile akrabamız değillermiş demekki dedi.
Komşu olup dost akraba olmayı dostluk yapmayı Cömertliği ve misafirperverliği hak edenler bunlarmış demek ki baba dedi".
Sonuç: Bir felaket anında kim yanınızda değilse, ona dost, kardeş akraba aile demeyin...
Çünkü bunlar, sizin yüzünüze gülen nezaketinizi, cömertliğinizi hak etmeyenlerdir.
Paylaşabilirsiniz
Yeni restoran açan birisinin acı ve gerçek itirafları :
"Yeni restoranın açılması müşterilerden çok toptancıların ilgisini çekmişti. İlk gelen sezonluk su stoğumu bana satmaya çalışan bayi oldu. Toptan alırsam, büyük su 35 kuruşa, küçük su 15 kuruşa
geliyordu…
Onun ardından toptan gıdacı, meşrubatçı ve biracılar da geldi tabii.
Buraya kadar her şey normaldi…
Ancak arkası kapalı, üzerinde hiç yazı bulunmayan kamyonet geldiğinde ilk şokumu yaşadım.
Adam kaşar peyniri satıyordu. Kilosu 6,5 liradan… Ben, “Nasıl böyle ucuz satıyorsun?” deyince de adam açık açık söylemekten çekinmedi, “Abi bu dandik kaşar ama kimse ayırt edemez. Bak al bi parça…”
Nutkum tutulmuştu.
“Zararlı değil abi, patates püresine yağ ve kaşar aroması koyuyorlar…” demez mi?
O şokla adamı nasıl gönderdiğimi hatırlamıyorum.
Ertesi gün daha beterdi…
Kıymacı, köfteciydi gelen… Kilosu 3 buçuk liradan kıyma satıyordu…
Sinirlerime güç bela hakim olup kıyma denilen seyin muhtevasını sordum… Et aroması, tavuk deri ve
kemikleri, soya vs gibi “Zararsız” maddelerden üretiliyormuş.
Adam öğünerek, “Her şey dahil otellerden alan var abi” dediği an kıçına tekmeyi yedi tabii…
Adamı kovdum kovmasına da, bu iş fena halde aklıma takıldı.
Kardeşim bu memlekette sahte olmayan bir şey yok mu?
Ben bu tip restoranlarda yemek yedim mi acaba? Yediysem kaç kere? Bu işin ucu nereye kadar gidiyor?
Oturdum bilgisayarın başına, başladım araştırmaya…
Aman tanrım! Neler neler varmış bu memlekette?
Yahu neredeyse gerçek bir şey yok piyasada. Her şeyin aroması var.
Üstelik bunlar internette online olarak satılmakta.
Aromalar saymakla bitmiyor.
Acı Biber Aroması, Acıbadem Aroması, Ahududu Aroması, Alabalık Aroması, Ananas Aroması, Anason Aroması, Antep Fıstığı Aroması, Ayran Aroması, Bal Aroması, Bergamot Aroması, Böğürtlen Aroması, Çam Sakızı Aroması, Çedar Peyniri Aroması, Ceviz Aroması, Çikolata Aroması, Çilek Aroması, Et Aroması, Fındık Aroması, Fıstık Aroması, Keçi Peyniri Aroması, Keçi Sütü Aroması,
Kekik Aroması, Kimyon Aroması, Koyun Peyniri Aroması, Koyun Sütü Aroması, Parmesan Peyniri Aroması, Tereyağı Aroması, Yoğurt Aroması, Zeytin
Aroması, Zeytinyağı Aroması, Ekmek Aroması…
Yahu, ekmeğin bile aroması var. Çakma ekmeği nasıl yapıyorsunuz kardeşim? Neden yapıyorsunuz?
Araştırdım, ekmekte durum bildiğiniz gibi değil…
Unun beyazlatıcısından tutun da maya besleyicisine (Yahu maya besleyici satıyor adamlar. Ninem ekşi mayadan, nohuttan yapardı ekmeği) hacim arttırıcısına kadar neler neler var. Adam gibi ekmek bile yedirmeyecekler bize.
Kahvelere köpük yapıcı satıyorlar yahu…
Köfte kızartılırken hacminin küçülmemesini sağlayan kimyasallar var.
Bilumum E-bilmemkaç maddelerini gördüm. Yeminle bin civarında ‘E’li madde var…
Bir o kadar da ‘E’siz katkı maddesi piyasada…
Tam bunları okurken, sahte kolacı, “ucuz” viskici, yaban domuzcu akın akın geldi…
Bunca gelen arasında bana da toplu halde geldiler, iyi saatte olsunlar…
Bütün bunları yaşayıp öğrendikten sonra tımarhanelik olmadığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum.
İşte bu yüzden pılıyı pırtıyı toplayıp dükkânı kapattım ve bu işe bir daha girmemeye, hatta turistik yerlerde iyi tanımıyorsam, restoranlarda yemek yememeye karar verdim."
Ne güzelmiş
Çekirdeği bardak hesabıyla aldığımız günler.
Bakkaldan tabakla reçel aldığımız,
Yarısını yolda döke döke yediğimiz yoğurtlar
Teneke kutularda buram buram kokan bisküviler,gofretler...
Çayı, şekeri ödünç istemekten utanmadığımız
Kimseyi evindeki eşyaları için küçümsemediğimiz ,
Dört beş kardeşin aynı tabaktan yemek yiyip
Kolay kolay hasta olmadığı zamanlar..
Komşu amcadan azar işitip
Öğretmenden sıra dayağı yediğimiz
Mızıkçılık yapanla küsüp
Ertesi gün unutarak, elele oyuna daldığımız zamanlar..
Gamsız, dertsiz, tasasız,
Hepimizin, biz gibi olduğu ,
Herkesin, herkes gibi olduğu zamanlar...
Paylaşabilirsiniz...
🟡KAVUN SATAN YAŞLI KÖYLÜ AMCA
ETİKETE 1 KAVUN 3 TL 3 KAVUN 10TL
YAZMIŞ MÜŞTERİ BEKLERKEN ORADAN GEÇEN ŞEHİRLİ GENÇ YANINDA Kİ KIZ ARKADAŞINA BAK ŞİMDİ BENİ SEYRET DER;
+AMCA BİR KAVUN VERİMİSİN
- OLUR EVLADIM
+ AMCA NE KADAR
- 3 TL EVLADIM
GENÇ KAVUNU ALIR PARASINI VERİR PEŞİNDEN YİNE BİR KAVUN İSTER PARASINI VERİR PEŞİNDEN YİNE BİR KAVUN İSTER PARASINI VERİR
SONUNDA ÜÇ KAVUN ALIR 9 TL VERİR AMCAYA BIYIK ALTINDAN GÜLEREK FARKINDAMISIN ÜÇ KAVUN ALDIM 9 TL VERDİM SEN ORARAYA 3 KAVUN 10 TL YAZMIŞSIN SEN BU İŞİ BİLMİYORSUN DİYİNCE
YAŞLI AMCA BAK EVLADIM;
HERKES BANA AKIL VERECEĞİM DİYE 1 KAVUN ALMAK YERİNE 3 KAVUN ALIYOR
SONRA KENDİLERİNDE JETON DÜŞÜNCE
BANA TİCARET NASIL YAPILIR ÖĞRET DİYE YALVARIYORLAR..😁
Click here to claim your Sponsored Listing.
Videos (show all)
Website
Address
Sultanahmet Eminönü
Istanbul
34200
Rüştü Sarp Caddesi Yücel Sok. No:7 Küçükyalı/Maltepe
Istanbul, 34840
E-5 karayolu üzerinde bulunan okulumuzun önündeki "Kenan Evren" durağından Kadıköy'den kalkan
Büyükdere Mahallesi Uzun Fıstık Sok. No. 14 Sarıyer Istanbul
Istanbul, 34453
Cumhuriyet Halk Partisi Sarıyer Gençlik Kolları instagram.com/chpgencsariyer | twitter.com/chpgencsariyer
Istanbul
We Turks galloped our horses with glory and honour over three continents. We are proud to be descendants of the Ottomans.
Hasanpaşa Mah. Kurbağalıdere Caddesi No:12 Kat:2 Kadıköy
Istanbul, 34722
TOG, gençlerin enerjisini topluma faydalı olmak için harekete geçirecek fırsat ve imkânlar sağlar.
GÜLTEPE MAH. TALATPAŞA Caddesi NO: 219
Istanbul, 34410
Gültepe İlk Öğretim Okulu
Dr. Esat Işık Caddesi No:68, Moda/Kadıköy/Istanbul
Istanbul, 34710
KADIKÖY MAARİF camiasının buluşma noktasına hoş geldiniz. Camiamızla ilgili her türlü haber, duyuru v
Halkalı Merkez Mah. Selçuklu Caddesi No22 Avrupa Konutları2 Üstü
Istanbul
Meşrutiyet Mh. Valikonağı Caddesi Şair Nigar Sk. Aycibin Pasajı A Blk No:6 K:1 D:10
Istanbul, 34365
The Travel Agency ELINGA TRAVEL GALERY has started its activity in tourism in 2007 in Istanbul, concentrating on individual organized group- and round trips, also biblical round jo...