İlgi Kitap

Denemeler

Michel De Montaigne

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık
Daha önce hiç ırmak görmemiş birisi gördüğü ilk ırmağı okyanus zanneder. Aynı bunun gibi gördüğümüz her ilk, doğanın bu türden yaratabileceğinin en büyüğü olarak görünür bize
Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil; kendimi öğrenmektir
Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadır.
Bir tek Sokrates tanrısının dediğine uyup kendisini gerçekten tanımasını ve kendisini küçük görmesini bildiği için bilge adını almaya hak kazanmıştır.
Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.
Dünyaya geldiğimiz gün bir yandan yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarsınız.
Bütün günler ölüme doğru gider; son gün varır.

Saklı Taneler
Yakup Halit Bulut
Edebiyat
Yeniyüzyıl Yayınları
Herkes minnettarsa iyilikten ötesi vardır...

Avrupa'nın kuzeyinden dünyaya yayılan bir iyilik hareketi... İhtiyaç sahibi çocuklara ulaştırılan her türden kitaplar! Margaret Klucher bütün hayatını ve malvarlığını dezavantajlı konumdaki çocukların eğitimine katkı sağlamaya adamış bir hayırsever. Ama her şey bununla mı sınırlı?

Defne Hollanda'ya bir moda kampına kabul aldığında bunun hayatının en önemli birkaç ayı olacağını bilmiyordu... Şehirdeki ikinci gününde tanık olduğu gizemli bir olay onu Klucher'ın malikânesine kadar getirdi.

Peki, Kontes lakaplı Margaret Klucher'a ne kadar güvenebilir? Bütün bunların tesadüf olmama ihtimali var mı?

Yakup Halit Bulut'tan macera dolu bir polisiye: Saklı Taneler!

FATİH’İN TARİHİ (Tarih-i Ebü’l Feth)

TURSUN BEY

Günümüzde tarihsel malzeme, sinema ve edebiyat eserlerinde sürekli olarak kullanılmakta.
Tabii ki bu durumda yapılacak en büyük iş, birinci elden tarihi kaynakları okurla buluşturmak.
İstanbul& #39;u fethederek bir çağı kapatan ve yeni bir çağ açan kudretli padişah Fatih Sultan Mehmet& #39;in
hayatını, yıllarca onun en yakınında bulunan Tursun Bey& #39;in kaleminden okumak, şüphesiz dönemin
gerçekleri ve Fatih Sultan Mehmet& #39;in şahsiyetiyle ilgili kritik bilgiler verecektir. O& #39;na, “Ya İstanbul beni
alır ya da ben İstanbul& #39;u” dedirten kararlılık ve azmi, gemileri karadan yürütmeyi düşündürecek
stratejik zekâ ve kabiliyetlerini, bu eserde okuyacaksınız. Şiirde zirveyi yakalayan Osmanlı
edebiyatçılarının düzyazıda da bir o kadar başarılı olduğunun bir kanıtı olan bu eser, tüm edebiyat
otoriteleri tarafından Osmanlı nesrinin şaheseri olarak kabul ediliyor.
Temennimiz, tarihsel olay ve kişileri film ve romanlarına katan sanat ve kültür adamlarınızın, Tursun
Bey& #39;in kaleme almış olduğu Fatih’in Tarihi gibi hem edebi hem de tarihi açıdan tartışılmaz kalitede

1807-1808 İhtilalleri Arasında İstanbul

ANTOİNE DE JUCHEREAU DE SAİNT-DENYS

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

Zenginlik, güç ve prestij toplumsal tabakalaşmaya sebep olan üç temel olgudur ve bir ülke içerisindeki siyasi mücadele insanın bu üç temel arzusu üzerinden doğar. Toplumsal değişimler; zenginliği, prestiji ve silahı elinde bulunduran toplumsal tabakaların birbirleriyle etkileşimleri ve tabakalar arasındaki geçişler üzerinden izlenebilir. Bu kitapta genel olarak 1807 ve 1808 yıllarında İstanbul’da yaşanan üç ihtilal konu alınsa da Osmanlı toplumunda silahı tutanlar olarak bir toplumsal tabakayı oluşturan yeniçeriler ile prestij üzerinden güç sahibi olan ulema sınıfının hiyerarşideki yerini koruma çabası tespit edilmiş ve eser bu toplumsal analizlere yer verilerek kurgulanmıştır. Juchereau de Saint-Denys, Osmanlı’nın bu müstesna dönemini Rusya’daki reformlarla karşılaştırma yaparak aktarmaya başlaması, konunun bir karşılaştırma metodu ve sosyolojik bir tahayyül ile kaleme alındığını gösterir. Yazar, Osmanlı ordusunda görevli Fransız bir subaydır. Bizzat şahit olduğu üç ihtilalin haricinde Osmanlı’nın dinî, askerî ve iktisadi yapısını gözlemlemiş ve aktarmıştır. Dolayısıyla elinizde tuttuğunuz kitabın bu nitelikleri onu aynı zamanda birincil bir tarihî kaynak haline getirir.

Parasal Özgürlük

GRANT SABATİER

Flamingo Yayınları
Bu kitabın yazarı, banka hesabında 2.26 dolar varken doğru birikim yöntemlerini kullanarak beş yılda milyon dolarlık bir servetin sahibi oldu. 30 yaşında ekonomik anlamda tam bağımsızlığa erişti. Grant Sabatier, çalışma hayatı, birikim ve emeklilik kavramlarına yeni bir bakış açısı getiriyor.
Paranın satın alamayacağı en önemli şey zaman. Parasal Özgürlük, yapmayı hayal ettiklerimiz için, ileri yaşlardaki emeklilik günlerini beklemek yerine, etkili bir birikim planı yaparak o günlere erkenden ulaşmayı öneriyor.
Parasal Özgürlük, parayı düşünmeden yaşamak için atmanız gereken adımları gösteren bir yol haritası…

Savaş Sanatı
SUN TZU

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

Çin Seddi'nden De Eski Çin Savaşma Sanatı

Sun Tzu, günümüzden iki bin 500 yıl önce yaşamış ünlü Çinli komutan, filozof ve askeri bilgedir.

Elinizdeki bu kitap da yani yaklaşık İÖ 500'de Sun Tzu tarafından yazılan Savaş Sanatı, dünyadaki en eski askeri eserdir. Ve bu nedenle dünyanın en eski askeri strateji kuramları olarak kabul görür. Aslında, Çin'de çok daha eski dönemlerden beri bilinen savaşma ilkelerinin toplu bir sunumudur.

Askeri öğrencilerin bu ilkeleri günümüz savaş şartlarında uygulayabilmesi için, hazırlanmasından yirmi beş yüzyıl sonra bile, savaşı idare etmede değerli bir rehberdir.

DENEMELER
FRANCİS BACON

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

İngiliz edebiyat tarihinin önemli isimlerinden Francis Bacon, türün kurucusu Montaigne'den
farklı olarak Denemeler'inde sadece kişisel tecrübe ve duygulara odaklanmamış, geçmişin
geleneklerini bilginin gücüyle birleştirmiş, yeni, evrensel ve çağlar aşan düşünceler ortaya
koymuştur. Bu sebepledir ki, yazılışının üstünden 400 yıldan fazla geçmesine rağmen
Denemeler ışıltısını ve yol göstericiliğini korumaktadır.

Kıbrıs Çıkartması
ERTUĞRUL ÜÇLER

Yeniyüzyıl

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtının bugüne kadar tam açıklanmamış Deniz cephesini ilk defa bu kitapta okuyacaksınız. Bu kitap, DENİZ HAREKÂTI, Deniz Çıkarma Birlikleri Komutanlığının Kurmay Başkanı Emekli Deniz Kurmay Albay Ertuğrul ÜÇLERin hatıralarıdır.
Elinizdeki kitap, çıkarmanın planlayıcısı ve uygulayıcısı olarak, yaşadıklarım ve gördüklerimdir. diyen Emekli Deniz Kurmay Albay Ertuğrul ÜÇLER kitabı yazmaktaki maksadını Artık tarihe mal olmuş, Türkiyenin üç silâhlı kuvvetinin işbirliği ile (ABD-PENTAGONun Bu plajlara hiçbir kuvvet çıkarma yapamaz!) diye hükûmetine verdiği söylenen rapora rağmen başarılmış Amfibi Harekâtının sadece deniz cephesi safhasının açıklanmamış gerçeklerini artık herkesin bilmesini istedim. sözleriyle anlatmaktadır.
Belgesel roman tadında bir kitap

Malcolm X; Baştan Sona Bir Hayat


İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

İnsanlar bir adamın bütün hayatının bir tek kitapla değişebileceğinin farkında değiller.

Malcolm X (El-Hacı Malik El-Şahbaz) 1925-1965 yılları arasında yaşamış, Amerikalı siyahi Müslüman liderdir. Tarihteki en etkili Afroamerikanlardan biri olarak gösterilen Malcolm, başlattığı mücadele ve etkili konuşmalarıyla yalnızca siyahların ve Müslümanların değil bütün dünyanın ilgisini uyandırmayı başarmıştır.

Eğer uğrunda ölmeye hazır değilseniz, özgürlük kelimesini lügatınızdan çıkarın.

Gizemli Yahudi
WOLF MESSİNG

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

Dünyanın en iyi telepatı olarak kabul edilen ve İkinci Dünya Savaşı'nda, Stalin'in neredeyse tüm kararlarında danıştığı Wolf Messing, yoksul bir Musevi ailesinin çocuğu olarak 10 Eylül 1899'da, Varşova'da doğdu. Ailesi, N**iler tarafından öldürüldü. Polonya 1939 yılında N**iler tarafından işgal edildiğinde Rusya'ya kaçtı.

Polonya sınırındaki tüm N**i kontrol noktalarından düşünce aktarımı ve telkin yeteneklerini kullanarak geçti ve Sovyetler Birliği'ne sığındı. Zihinsel yeteneğini ilk olarak,11 yaşında bindiği bir trende kullandı. Trende, biletleri kontrol eden görevliye, telkin yeteneğiyle, bir gazete parçasının bilet olduğuna inandırdı. On altı yaşında Viyana'da, Albert Einstein ve Sigmund Freud ile tanıştı. Onlarla telepati, düşünce aktarımı ve telkin deneyleri yaptı. 1927'de Hindistan'da, Gandhi ile düşünce aktarımı deneyi yaptı.

Stalin, Wolf'un yeteneklerini kullanarak, Hi**er'in yenileceğini ve İkinci Dünya Savaşını SSCB'nin kazanacağını öğrenmişti. Askerî stratejisini, Wolf'un da katıldığı Kremlin'deki gizli seanslarında hazırladı. Bu kitap, hâlen Stalin'in arşivinde gizlenen kayıtlarından çıkartılarak yayımlandığında Batı'da büyük yankılar uyandırdı.

Rusya ve Almanya'nın arasında herhangi bir anlaşmazlık olmadığı, iki ülkenin bir saldırmazlık antlaşması yaptığı dönemde, 'İkinci Dünya Savaşı'nın çıkacağını, Avrupa'nın N**iler tarafından işgal edileceğini,1945'te savaşın sona ereceğini, Sovyet tanklarının Berlin sokaklarını çiğneyeceğini' söylemişti. II. Dünya Savaşı'nın ne zaman biteceğini kimsenin bilmediği günlerde, savaşın 1945 Mayısında biteceğini söylemişti.1937'de 'Hi**er Doğu'ya saldırırsa ölür.' dedi ve Hi**er, kellesine 200.000 Mark ödül koydu. Şimdi olağanüstü yeteneklere sahip olan Messing'in ağzından - muhtemelen Stalin tarafından Messing'in gerçekte ne kadar 'hünerli' olabileceğini anlamak için yaptırılan- şu iki olayı dinleyelim:

'Temiz bir kâğıt parçası ile Merkez Bankası'ndan 100.000 ruble almam gerekiyordu. Ama bu deneyin sonucu az kalsın trajik olacaktı. Veznedara geldim ve okul defterinden kopartılmış bir sayfayı uzattım. Küçük valizi açtım ve bankonun önüne koydum. Yaşlı veznedar kâğıda baktı ve kasayı açtı. Yüz bini rubleyi saydı... Kâğıt parçasını bilet olarak görmesini sağladığım trendeki memurla yaşadığım olayın tekrarıydı benim için. Sadece şu an bunu hiç zorlanmadan yapıyordum. Valizi kapattım, salonun ortasına çekildim. Yaptığımız deneyle ilgili tutanağı imzalayacak olan şahitler yaklaştılar. Bu formaliteyi hallettikten sonra aynı valizle veznedara döndüm. O, bana baktı; ödenmiş çeklerle aynı çiviye taktığı kâğıda baktı, içinden bozmadığımız para destelerinin çıkarmaya başladığım valize baktı... Sonra aniden oturduğu sandalyeye yaslandı ve inlemeye başladı... Kalp krizi geçiriyordu... Ne mutlu ki sonra iyileşti.

Başka bir denemede, çok sıkı korunan yüksek mevkide bulunan bir görevlinin odasına girmem gerekiyordu. Tabii giriş kartı olmadan. Bu denemeyi de kolayca yerine getirdim.'

Goltz'un Hatıraları
COLMAR FREİHERR VON DER GOLTZ

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

Tarihteki ilk topyekûn harp olan Birinci Dünya Savaşı öncesinde siyasi açıdan Uluslaşmasını, iktisadi açıdan Sanayi İnkılâbını tamamlamış olan devletler, müstemlekeleri haricinde kalan coğrafyalarda askerî ittifaklar vasıtasıyla kendilerine yeni pazar arayışlarına girişmişlerdir. 19. yüzyıldan itibaren zamanın ruhuna ayak uyduramayan Osmanlı İmparatorluğu ise askerî reformlar altında ilk olarak Fransız ve İngilizlerin etki alanına girmiştir.

1871 yılında ulus devlet inşa sürecini tamamlamış olan Almanya, Büyük Oyundaki İngiliz-Rus rekabetinin yumuşamasını da fırsat bilerek Drang Nach Osten mefhumu doğrultusunda Doğu'ya açılım yapmıştır. 1888'de İkinci Wilhelm'in tahta çıkmasıyla birlikte benimsenen Weltpolitik ise Almanların, Osmanlı İmparatorluğu'na yönelik bakış açısını temelden değiştirmiştir. Bununla birlikte Almanların oyuna dahil olması, aynı dönemde Osmanlı tahtında bulunan II. Abdülhamid'in Düveli Muazzama'ya karşı uyguladığı denge siyasetinde de yeni bir sıklet merkezi yaratmış, Batı'nın gözünde Eski Devrin Emperyalisti olan Osmanlı İmparatorluğu'na yönelik İngiliz-Rus baskısı da Almanlar vasıtasıyla bertaraf edilmeye çalışılmıştır.

1882 yılında Albay Otto Kähler'in başkanlığında Osmanlı İmparatorluğu'na gelen ikinci Alman Islah Heyeti'ne 1883 yılında dahil olan Colmar Freiherr von der Goltz, Kähler'in ölümünden sonra 1886 yılında heyetin başına geçmiş, görev süresi 3 kez uzatılarak 1895 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nda kalmıştır. Goltz'u diğer Almanlardan ayıran başat özelliği ise Türklere karşı oryantalist yaklaşmamış ve buradaki misyonuna, her ne kadar Alman milli menfaatlerini ön plana koymuş olmasına rağmen, salt materyalist olarak bakmamıştır. Goltz Paşa; Madam Therese von der Goltz'e gönderdiği mektubunda bizi doğrulayacak şu satırları yazmıştır:
..Şimdi mesleğimin son zamanlarında öz vatanım beni ne yapacağını... Benim için ikinci vatan olan bu yabancı memlekette mademki hiç olmazsa ikinci derecede bir rol tevdi ediliyor, bunu niçin kabul etmeyeyim?..

Bir asır evvel kaleme alınan Prusyalı bir subayın anıları kanımızca hem Türk hem de Alman tarihçiler ve gençler tarafından dikkatlice okunmalı ve bugünkü konjonktürde her iki taraf açısından unutulmuş olan Türk-Alman Silah Kardeşliği tarihteki Goltz Paşa örneğinden tekrar hatırlanmalıdır.

Cesur ve Pragmatik

Atatürk ve Türk Stratejik Kültüründeki İnce Ayar

Özgür Körpe

İLGİ KÜLTÜR SANAT YAYINLARI
Binlerce yıllık sürekliliğe sahip Türk stratejik kültüründe, bir ince ayar niteliği taşıyan Atatürk’ün pragmatik eyleminin ruhu şu bileşik cümlede yer alıyor:
“Maksadını doğru belirle,
safhalı çözüm üret,
cesaretle ve esnek uygula;
Süreç boyunca maksadından sapma!”

Aforizmalar FRİEDRİCH WİLHELM NİETZSCHE

İlgi Kültür Sanat Yayıncılık

“İnsan ruhu yaptığı seçimlerle belirlenir,” diyen Nietzsche, aforizmalarla yazın dünyasına giriş yaptı. Zekice kurguladığı aforizmaları, çağlar üstü etkileyiciliğe sahip. Şair ruhlu bir nihilist mi, postmodern bir kâhin mi, münvezi bir üstüninsan mı bunları söyleyen? Görüyorsunuz, insandan üstün olmayı öğretiyorum size. Üstüninsan yeryüzünün anlamıdır. Yaratıcılık ve keşif acıda ve yalnızlıkta saklıdır. İnsanın ve insanlığın tarihi bilinmez olarak seyreder. Ama ideal hayaller ve onların tarihi, bize gelişmenin kendi gibi görünür. İnsan sıkı tutmalı yüreğini; çünkü gitmesine izin verirse, çok geçmeden aklı da gider peşinden!

Anka Projesi; Küllerinden Doğan Operasyon
YAŞAR ONAY

Küresel iklim değişikliği nedeniyle buzullar hızla erimekte ve dünya hızlı bir şekilde yok oluşa doğru savrulmaktadır. 2060'da Kuzey Buz Denizi'nde hiç buzul kalmayacaktır. Yaşam ve tarım alanlarının sular altında kalması, su ve enerji kıtlığını beraberinde getirecektir. Avrupa'nın kıyı kentleri sular altında kalırken, İngiltere'de Sibirya soğukları yaşanacaktır, ABD'de hayat bitecektir. Küresel ısınmanın etkili olduğu bölgelerdeki su kaynaklarına sahip ülkeler, ellerindeki doğal kaynakları korumak için her türlü şiddete hatta nükleer silahlara bile başvurmaktan kaçınmayacaktır. Yaşanacaklardan en az etkilenen bölgelerin arasında Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye yer almaktadır.

Gerçek dünya ile hayal dünyasının enfes bir şekilde harmanlandığı bu kurgu roman, beklentilerden fazlasını veriyor. Cesur bir askerle ile doğduğu topraklar ve sevdiği arasında kalan güzel bir psikoloğun naif aşkı, vatanından seneler önce kopan manav rolündeki MİT çalışanı, ABD'nin uluslararası güvenlik stratejileri alanında sembolleşen isimleri, küresel güçlerin karar alıcıları ve dipsiz kuyularla çevrili bölgemizde yaşanan kahramanlıklar, entrikalar...

Pentagon, Beyaz Saray, TBMM, BM Güvenlik Konseyi, Elysee Sarayı, Silopi ve Ankara arasında yaşanan gerilimli gelişmeler... Selahattin şehrindeki gizemli yeraltı kentinin inşası ve buradaki esas hedefi çözmeye çalışan Türkler...

Sayfaları çevirdikçe baş döndüren bir senaryo ve hiç tahmin edemeyeceğiniz gelişmeler ve şok edici diyaloglarla karşı karşıya kalacaksınız.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu olsun.
❤️

Tarihi Bizimle Keşfedin!
İlgi Kültür Sanat Tarih Kitaplarını Mutlaka İnceleyin.

"Gerilla Harbi” ya da eskilerin deyimiyle “Çete Harbi”nin tanımı, kim tarafından ya da kime karşı icra edildiği her daim üzerinde ortak bir mutabakata varılamayan bir olgu olmuştur… Halbuki Prusyalı General Carl von Clausewitz’in askerî literatüre kattığı Gerilla Harbi,“hasım kuvvetin kontrolü altında tutulan veya düşmana ait topraklarda gayrinizami ve çoğunlukla yerli halktan meydana gelen kuvvetler tarafından” icra edilen askerî veya yarı askerî bir harekâttır...
Elinizde tuttuğunuz kitap, İkinci Dünya Savaşı’nda Filipinler’de tabur komutanı olarak Amerikan Ordusu’nda görev almış, ardından Nankin’e giderek Chiang Kai-shek’in ordusunda harp tarihi okulu kurmakla vazifelendirilmiş, yine Kore Savaşı’nda Güney Kore ordusuna Psikolojik Harp eğitimi vermiş, hatta Chollanamdo’da kontr-gerilla operasyonlarına katılmış Albay Virgil Ney’in Gerilla Harbi’ne dair tecrübelerine istinaden1961 yılında kaleme aldığı “Notes on Guerrilla War, Principles and Practices” adlı eseridir… Ney’in, üzerinden yarım asrı geçen şu tespiti günümüz savaş konseptine ışık tutmaktadır:
“Çağımızın füzeler ve nükleer silahları devrinde eski harp metotlarının modası geçmiş olduğuna dair gelişmekte olan yanlış bir inanç vardır… Bir gün, milletler şehirleri yerle bir edilmiş ve irtibat sistemleri tahrip olmuş bir durumda kalırlarsa mevcudiyetlerinin devamı için, son derece ademi merkeziyetçi bir teşkilata ve esnek bir stratejiye güvenmek zorundadırlar… Gelecekteki savaşlarda gerilla ya bağımsız olarak ya da nizami orduları desteklemekte kullanılacaktır.”

Alman edebiyatının usta yazarı Fallada ile tanışmanın tam havası 🌬 1900’lerin başındaki Almanya’da yalnız bir genç olan Karl Siebrecht’in adım adım kendini var etme mücadelesini anlatıyor Yükselmek İsteyen Adam. Hacimli olması gözünüzü korkutmasın, su gibi akıp gidiyor. 😊

“Dikkatle düşünen, doğruyu bâtıldan ayırt eder. Bilgi ise, fikir ve basiret sahibine, hakikatin yapraklarını parlatır.”

Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun...

Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun. 🇹🇷❤️

Büyük Haçlı Seferi, kendiliğinden gerçekleşti. Urban'ın çağırdığı adamlar, kendi arzularıyla haça koştular. Avrupa'nın bütün farklı ırklarından geliyorlardı ve bambaşka liderler altında ilerlediler. Urban onları çağırdı, ama onlara önderlik etmedi. Asker kalabalığı antik yollardan tozlar kaldırarak doğuya doru ilerliyordu. 
Onları başarıya götüren, boyun eğmez ruhlarıydı. Muhtemelen çeyrek milyon adam öldü ve otuz bin kadarı Kudüs'e girebildi. Orada da fedakârlık ve coşkunluk onları ayakta tuttu. Liderler tereddüde düştüğü zaman, sıradan insanlar, büyük başarılar kazandılar. Kudüs'ü ele geçirdiklerinde, onlara rehberlik edecek kimse yoktu. Ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Haçlı ruhu yaşadığı sürece, yeni kazanımlar da devam etti. Bu ruh zayıfladığında ise haçlılar, ilk etapta o bütünü oluşturan unsurlara bölündüler ? feodal baronlara, kilise hizmetkârlarına, geçici hacılara ve tacirlere. Farklı istek ve ihtiyaçları ortaya çıktı. Geriye, tek bağlayıcı unsur olarak, Kudüs kaldı... Büyük Haçlı Seferi'nin hikâyesi kısaca böyledir. Bu sefer Kudüs'ün ele geçirilmesiyle değil, Haçlı ruhunun kaybedilmesiyle sona ermiştir. 
Bir daha asla böyle bir Haçlı seferi yapılmadı.