Uzm.Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu
Uzman Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu Erden
İZMİR95
https://www.instagram.com/tv/CdYbv2ijqJb/?igshid=YmMyMTA2M2Y=
Merhaba🤍
Yetişkinlerde sıklıkla rastladığım bir cümleyi bu arada açmak istiyorum…
“Bize anne ve babalarımız / çevre benim çocuğuma gösterdiğim ilgi ve sevgiyi göstermiyorlardı. Biz neler duyduk, neler yaşadık, benim söylediğim cümleyle (koşullu/tehdit/cezalandırıcı) bir şey olmaz.”
Elbette ki çocuklara daha kötü davranış veya yaklaşım gösterildiğini görmüş/görecek olabiliriz. Ama karşılaştırmak doğru mudur?
Daha kötüsünün olduğunu veya olabileceğini savunmak yerine, ebevyenlerin daha iyiyi önemsemesi ve değerlendirmesi çok daha kıymetli olandır.
Aynı şekilde parkta, çevrede, misafirlikte bir ebeveynin yaklaşımını görüp “çocuğuma onun gibi davranmıyorum” demek gibi..
🌟Neler yapmadığımıza değil, neler yaptığımızı değerlendirmek çocuk ile kuracağımız ilişki açısından yararlı olacaktır.
Kitap önerisi📚
✨Hijyenin önemini anlatırken zorlanıyorsanız, bu şekilde somutlaştırarak deneyin.
Karabiber=virüs🦠 , Sabun ile yıkayınca el yıkamanın önemini görerek anlamış oluyorlar.
Çocuk🤍
Her koşulda sevildiğini bilmeli.
Her zaman onunla uyumlanabilirsiniz. Zaman zaman sizinle her şeyi yapıyor olmak istiyor, zaman zaman özgür olmak, bağımsız olmak istiyor.
Uyum birlikte olduğunuz her an -zorlayacı bir an olsa da - sağlanabilir.
Çocukların bireyselleşmelerine ve aynı zamanda da güvenli bir alana sahip olmalarını sağlamakla başlamak gerek.
Erken yaşlarda yardıma ihtiyacı olduğunda ve talep ettiğinde destekleyebilmek, kendi yapmak istediklerini öğrenmesi için denemesine, yanlış yapmasına imkan vermek mühim.
Yemeği döker diye kendi yemesine izin vermemek gibi, mükemmeli istediğimiz anlar becerinin gelişmesine yardımcı olmuyoruz. Çocuğumuza verdiğimiz mesajlar, sözlerimizle de destekliyor olmak kıymetli. İhtayacı olduğunda “sen bunu yapabilirsin ben karışmıyorum” dememek ile bir şeyi denerken “bunu yapabilirsin, deneyebilirsin, güveniyorum” demek arasındaki dengeyi kurmak gerekir.
Çocukların her zaman güvene, kabul gördüklerine ve sevildiklerine hissetmeye ihtiyaçları var.
🤍🤍🤍
“Şımarır, alışır, hep ister,sevme alma kucağına bu kadar” gibi cümleleri hemen hemen her ebeveyn duymuştur.
Sarılmak, sevmek, okşamak çocukların hem zihinsel hem de ruhsal gelişimini olumlu yönde etkiler. Fiziksel temas ile salgılanan oksitosin hem çocukların sakinleşmesini hem de daha huzurlu,güvende hissetmelerini sağlar🤍
Herkese sağlıklı, mutlu yıllar✨🙏🏻
2022🤍
❌Ödül ve Ceza neden işe yaramaz?
Çocuklara sınır koyarken ceza veya ödül kullanıyorsak “sağlıklı sınır” koymaktan ve kazanılması istenilen davranışın sürekliliğinden bahsetmek güçleşir. Aynı zamanda bu sistemlerle kurulan ebeveyn&çocuk ilişkisini gözden geçirmek gerekir.
“Ancak bu şekilde yemek yiyor.”
“Başka türlü parktan gitmeye ikna edemiyorum.”
“Söz dinlemiyor, vurmaya devam ediyor.”
“Güzellikle söylüyorum.
Bir söyle, iki söyle, üçüncüsünde artık tabletini alıyorum…”
“Yemeğini yedikten sonra çikolatanı vereceğim/ tabletini alabilirsin.”
Bu cümlelerle çocuk sonuca odaklanıyor yani; ne kazanıyor ve ne kaybediyor ona göre davranışını belirlemiş oluyor.
Kısa zamanda etkili gibi gözüküyor fakat uzun vadede işlevsel olmuyor, sonucu olumsuz oluyor!
Davranışın sürekliliği veya kazanımı gerçekleşmiyor.
Çocuğunuz, korktuğu/çekindiği için bir davranışı yapmayı bırakıyor veya ödül için o davranışı gerçekleştiriyor. Bu durumda da öğrenme süreci olumsuz etkilenmiş oluyor. Neden yapmaması gerektiğini veya neden yapması gerektiğini bilmiyor, öğrenmiyor.
Mahrum bırakmadan/Ödüllendirmeden nasıl davranış kazandırılır?
Öncelikle, çocuğun ihtiyacını görerek.
-O ihtiyaç karşılanabiliyor mu?-
Aynı zamanda da ebeveyn olarak çocuğunuza model olarak.
İlişki kurarak, çocukla etkileşim içinde yaşına,gelişimine uygun dille anlatılarak…
Sevgi ve şefkat ile çocuğun davranışı kazanımı her zaman daha kolay ve mümkündür.
🌿🌿🌿
Ne çok çevreden duyulan ya da farketmeden kullanılan cümleler var değil mi?
“Bunda ağlayacak ne var?”
“Böyle ağladığında anlamıyorum seni!”
“Anlamıyorum seni…”
Aslında anlaşılmayı bekleyen, kendini anlatmak isteyen birine anlamıyorum seni demek nasıl hissettirir?
Biz yetişkinler ağladığımızda veya ağlarken bir şey anlatmaya çalıştığımızda karşımızdaki kişi “Ağlamadan anlat”, “Ağladığında anlamıyorum ama seni.” dese
nasıl hissederiz?
Sakinleşmenin en sağlıklı yolu, o duygunun kabul edilmesi ve anlaşılıyor olmasıdır. Yaşanan duyguyu yok saymak, ağlamanın hemen sonlanması için susturmaya çalışılmak yerine
*
Önce duygusunu anlayıp yardımcı olabilicek bir şey yani “bir ihtiyacı” varsa “Yapabileceğim bir şey var mı?”demek her şeyden önce gerekli ve sağlıklıdır…
Çocuk💬🤍
📌Sağlıklı sınırlar kişiyi güvende hissettirir.
💚 Sakin,anlayışlı ve ılımlı olabildiğimiz bir hafta olsun🌿
〰️Ebeveynler, çocuklar ve ödevler✍🏻
〰 “Çocuğum yalan söylüyor?”
Çocukluk döneminde özellikle de yaşamın ilk 3 yılında “yalan” söylüyor diye düşündüğümüz aslında çocuğun yapmak istediği veya istemediği durumlarda söyledikleridir.
Mesela; parka inmeden önce her seferinde yemek yediğini bilen çocuğun parka daha çabuk gidebilmek için ben yemeğimi yedim veya bitirdim demesi gibi.
3 yaş öncesinde çocuklar düşüncelerinin kişisel olduğu bilincinde olmazlar. Bu nedenle de çocuk-yalan ilişkisi kurulamaz.
3-6 yaş döneminde ebeveyni test etme isteği, olağanüstü hayal gücü gelişimlerinin doğal bir parçasıdır.
Mesela; yemeğini döken bir çocuk, bunu süper kahramanın yaptığını söylebilir.
Gerçeklik duygusu henüz oluşmadığından hayaller ile anlatılması bu dönem için oldukça normaldir.
5-6 yaşlarından itibaren gerçek ile yalan arasındaki fark çocuk tarafından kavranmaya başlanır. Yalanın toplum tarafından, ebeveyni tarafından hoş karşılanmadığının farkına varır. Bu dönemde de anne-babayı memnun etme, onları üzebilecek,kızdırabilecek durumlarda gerçeği söylememe yoluna girebilirler. Bu da gayet doğaldır.
11-12 yaşlarında ise doğru ile yanlışı kendi bilişsel becerisi ile ayırır hale gelir. Önemli olan nokta; yalanın sadece anne-babaya mı yoksa genel olarak mı söylediğine dikkat edilmelidir.
Ebeveynin tutumunun, çocuğun gelişiminde büyük rolü olur.
Evde yalana sık sık rastlanıyorsa;
Ebeveyn farkında olmadan çocuğa yalan söylemenin doğal ve kabul görülen bir davranış olduğu mesajını veriyor olabilir.
Mesela; çocuğun olduğu ortamda annenin veya babanın istemediği biri aradığında müsait olduğu halde bir başkasına müsait değil dedirtmesi gibi.
Ebeveynin yalanı kullanması çocuğun yalan söylemesini arttıran bir sebeptir.
Farklı bir sebebi ise;anne ve babanın istemediği/kızdığı durumlarda verecekleri tepkiyi (bağırma, cezalandırma gibi..)bildiğinden yalana başvurabilirler.
Çocuklar çoğunlukla ilgi görmek, sevilmek, fark edilmek için ya da kaygının,stresin yoğun olduğu ortamlarda yalana sıklıkla başvurabilirler.
Bu durumlarda ebeveyn yaklaşımı nasıl olmalıdır?
➡️➡️➡️
Pandemiden dolayı çocuklar uzun süre evde kaldılar ve artık okullar açılıyor. Çoğu ebeveynin şu dönemki kaygısı olan “okula uyum süreci” için okul öncesi eğitime başlarken dikkat edilebilecek noktalardan bahsettim.💫
Kaydırarak okuyabilirsiniz.
Sevgiler.
🔺Pazartesiye Not🔺
“Eğer kendimi sahip olduklarımdan ibaretmiş gibi hissedersem, bir şeye sahip olmadığımda, ben ben değilim.”
Erich Fromm💫
Destekleyici Ebeveynlik🌿
Yaşadığımız bu üzücü günlerde evlerde konuşulanlara, takip edilen haberlere çocuklarımız da şahit oluyorlar.
Bunun için birkaç noktaya dikkat etmek gerekiyor;
Öncelikle ebeveyn olarak sizlerin kendi duygularınızın farkında olup, bunları düzenleyebiliyor olmanız oldukça mühim.
“Oksijen maskesini ilk ebeveyn takmalı”..
Çocuklara yaşına ve gelişim dönemine uygun açıklamalar yapmak çok önemli. Onları korkutacak, güvensiz hissedebilecekleri detayları söylemekten kaçının. Güvende olduğunuzu gerekli önlemleri, tedbirleri aldığınız vurgulanabilir. Bu durumda ne gibi tedbirler alındığını konuşabilirsiniz…
Evde kaygı ve stresin hakim olduğunu hisseden çocuğunuzun sizlerden daha çok ilgi ve sefkat bekleyebileceğini unutmayın. Her yaşta güvende hissetmek isterler.
Çocuklarınızın duygularını ifade etmelerine alan sağlamak gerekli. Bu oyunlarla, duygularını ifade etmesine yardımcı olacak ifadelerde bulunarak sağlanabilir.
“Bazen nasıl mutlu hissediyorsan bugün de üzgün hissetmiş olabilir misin?” gibi…
Çocuklar aynı soruyu tekrar tekrar sorabilirler. Bu gibi durumlarda tutarlı açıklamaları yapabilmek, sorduğu kadarını cevaplamak kaygılarını azaltmayı sağlar.
Ebeveynler olaylar karşısında gösterdikleri baş etme yöntemleri, kurdukları iletişim becerileri ve olayları anlatış biçimleriyle çocuklarına model olduklarını unutmamalılar…
Yazıyı kaydırarak okuyabilirsiniz🌿
…Bütün bunlar ışığında çocuklarınıza zaman ayırın, onları dinleyin, anlamaya çalışın. Unutmayın, onlarla kurduğunuz iletişimin gelişimleri üzerinde çok büyük etkisi olacak… Anlaşıldıklarını hissetsinler, duygularını (ağlasalar da, öfkelenseler de) bırakın özgürce ifade etsinler. Sevildiğini, değer gördüğünü hisseden, korkmayan sağlıklı çocuklar olarak yetişsinler..
Time 35 Yayın Grubu'nun değerli köşe yazarı Sayın Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu Erden "Doğru İletişim Kurabiliyor Musunuz?" başlıklı yeni yazısıhttps://www.izmirtime35.com/yazar-dogru-iletisim-kurabiliyor-musunuz-94.html da yayınlandı.
Yazının devamı www.izmirtime35.com'da
Keyifli okumalar Uzm.Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu
📌Çocuklara ölüm kavramı nasıl anlatılmalıdır? ➡️
@ İzmir Province
Çocukların dünyayı ilk tanıdıkları yer evleri ve bu dünyanın güvenli olup olmadığını öğrendikleri kişiler ebeveynleridir. Çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıkları için ebeveynlerinin rolü çok önemlidir.
Sağlıklı çocuklar yetiştirebilmek için, ebeveynlerin ruhsal sağlığı buna bağlı olarak da çocuklarıyla kurdukları ilişki, gerekli ilgi ve bakımı gösteriyor olmaları, beraber geçirdikleri zamanın kalitesi çok değerlidir.
@ İzmir Province
Yaşadığımız hayat her zaman güzellikler çıkarmıyor insanın karşısına. İnişler ve çıkışlarla dolu bir hayattayız. Belirsizlikler içinde bu zorluklarla baş edemediğini düşünebilirsin…
Önemli olan hayatın sunduğu belirli durumları görebilmek ve sarılabilmek. Geçmeyecek, bu kadarını kaldıramam artık dediğimiz kaç olayı geride bırakmışızdır?
Her şey hayatımızda bir yere ait oluyor. Yaşam bir bütün; ayrı ayrı değerlendirme. Sen de bir bütünsün tek bir olay seni “sen” yapmıyor veya değişmiyorsun. Sen yine aynı sen birikimlerinle, deneyimlerinde daha da güçleniyorsun.🌿
Time 35 Yayın Grubu'nun değerli köşe yazarı Sayın Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu Erden "Sağlıklı Ebeveyn = Sağlıklı Çocuk" başlıklı yeni yazısı https://www.izmirtime35.com/yazar-saglikli-ebeveyn-saglikli-cocuk-93.html da yayınlandı.
Yazının devamı www.izmirtime35.com'da
Keyifli okumalar
Uzm.Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu
Herkese merhaba,
Yeni doğum yapan bir yakınımın benimle paylaşması üzerine bu konuyu yazmak istedim…
Öncelikle kendi akrabası yenidoğan kız bebeği için;
-“Erkek suratlı, arkası (yani bir sonraki çocuğu)kesin kız doğacak.” diye bir yorumda bulunmuş.
Daha sonra parkta 40 günlük bebeğini dışarı çıkarmış hava alırlarken bir yabancı kadın:
“Yeni mi doğdu?” diye sormuş.
-“Evet, 40 günlük daha” diye cevap vermiş vee kadın ardından “Prematüre mi doğdu daha küçük duruyor.” demiş.
İnanılmaz!!
Bu yorumu yapma hakkını nasıl kendinde görebiliyor? Gerçekten prematüre doğmuş da olabilir, bu anne lohusa depresyonda olabilir ya da hiçbir şey olmayabilir!
Ailenin yapısını bilmiyorsunuz, o bebeği/ çocuğu tanımıyorsunuz, annenin duygudurumunu bilmiyorsunuz. Bir ebeveyni üzebilecek, ne doğuracağını bilmediğiniz cümleleri düşünmeden sarf edemezsiniz…
Bir de geçenlerde benim başıma gelen bir olay Efe’nin şortuna bağlı bir uçan balon ama eliyle bir yandan da tutuyor. Balon rüzgar sebebiyle arkada duruyor arkadan bir teyze balonu tuttu ve Efe yürüyemedi. Arkadan bir ses; “Vermeyeceğim artık benim balonum o” dedi. Efe sadece durdu vermesini bekledi. “Bak ağlamadı, aferin” dedi ve gitti.
Ağlamasını mı bekliyormuş? Neden böyle bir şaka yapılabilir? Belki krize girip ağlayacaktı, belki yeni bir kriz atlatmıstık balon alıp sakinleştirmiştim çocuğumu? Çocuğum ağlamamış olabilir, korkarsa? “Bir yabancı gelip balonumu alabilir” diye düşünmez mi 3 yaşındaki çocuk? Ya da dediğim gibi hiçbir şey olmayabilir. Kimsenin çocuğunu ağlatamazsınız,korkutamazsınız! Tanımadığınız çocuklara şaka yapamazsınız.
“Annen gitti” şakaları…
“Polis gelecek bak” tehditleri
“Yapma bak abla sana kızar” korkutmalarına artık son verilmesin mi? …
Lütfen bu tür durumlarla karşılaşırsanız, izin vermeyin.
@ İzmir Province
🌈Çocuklarınızın yanında olurken🤍
@ İzmir Province
Tüm annelerin, anne olduğunu hisseden, anne olmayı isteyen herkesin günü kutlu olsun❤️
Time 35 Yayın Grubu'nun değerli köşe yazarı Sayın Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu Erden "Kendini Yeniden Değerlendirmek ve Anlayabilmek " başlıklı yeni yazısı https://www.izmirtime35.com/yazar-kendini-yeniden-degerlendirmek-ve-anlayabilmek-85.html .. da yayınlandı.
Yazının devamı www.izmirtime35.com'da
Keyifli okumalar
Uzm.Klinik Psikolog Berke Özkanoğlu
Click here to claim your Sponsored Listing.
Videos (show all)
Category
Address
Şevket Özçelik Sk. No. 17 D. 4 Kat. 4 Nazlı Apt Kültür Mahallesi Alsancak İzmir
Izmir, 35220
Veritas Psikiyatri, İzmir Alsancak'ta psikiyatrik tedaviler ve psikoterapi hizmeti sunmaktadır.
Bostanlı Mahallesi Cengiz Topel Caddesi Özkurt Apartman 32/1, D:aire:5, 35590 Karşıyaka/İzmir
Izmir, 35030
Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Atıf Bey Mahallesi 67. Sk. Amassİzmir, Gaziemir/İzmir
Izmir, 35410
Psikolog Asya Şengün . . Rezonans Terapileri - Sigara/Gıda/Alkol Bağımlılığı - Ruhsal Dengeleme
Kazımdirik Mahallesi 170. Sokak No:5 Daire: 3
Izmir
Psikolojik destek sağlamak ve psikoloji öğrencilerine yönelik eğitim ve etkinlikler düzenlemeyi amaçl
6523 Sokak No: 32/b Kat:2 Daire:202 Yalı Mahallesi Park Yaşam Ofisleri Karşıyaka/İzmir
Izmir, 35550
Mimar Sinan Mahallesi 1420/3 Sok. No:20 Kızılkanat Sağlık Sitesi E Blok K:5 D:9 Konak/izmir
Izmir, 35250
İzmir/Konak bölgesinde yüzyüze ya da online hizmet veren psikolojik danışmanlık merkezi
1404. Sokak No: 7B Alsancak/İzmir
Izmir
Uzman Klinik Psikolog Ergen - Yetişkin - Çift Terapisi Spor ve Egzersiz Psikolojisi Eğitim - Seminer
Kültür Mahallesi, 1380 Sokak, No:4 K:6 D:12 Alsancak/İzmir
Izmir, 35220
İzmir Alsancak’ta bulunan Kordon Psikoloji Merkezi’nde, çocuklara, ergenlere, yetişkinlere, ?