Arkhe Psikoloji
İzmir’in Bayraklı ilçesinde kliniğimde ve online olarak danışan görmekteyim.
Güvenli bağlanan insan, zoru oynamaz. Bilerek belirsizlik yaratmaz ve uğruna emek verir. Partnerinin kaygısını tetiklemez. Bunu sadece sözleriyle değil davranışlarıyla da gösterir. Bu yolda olan ve emek veren kişi mutlu ilişkinin kilidini açar. Ve bu ilişki için de her iki tarafın doğru karakterde olması gerekir.
“İnsanın ötekine nezaketi, kendine gösterdiği ölçüdedir.”
İlk olarak kendini düşünmenin bencillik olmadığını fark ettiğinde, hayat daha yaşanılabilir olacaktır.
“Başkaları için yaşayanları herkes çok sever.”
Bazen hafızamız düşmanımız olabilir. Yine de geride bırakacağımız bir an gelir. Kendini sınamak, değişim için çanalamak, yeniden büyümenin anahtarıdır.
Kişinin türlü manipülasyonlara uğradığı ilişkilerde bireyler etkili iletişim becerilerini kullanmasına rağmen ilişkiye dair olumlu sonuçlar alamayabilir. Bazen sürdürmek kadar bitirebilmek de önemlidir. Oruç Aruoba’nın dediği gibi sürdürdüğümüz, zaten bitmiş bir şey olabilir.
Başlangıcını çocukluk deneyimlerimizin oluşturduğu şemalarımızı; hayatımız boyunca tekrar eden, çoğu zaman hiç de iyi niyetli olmayan hissetme ve düşünme kalıpları olarak tanımlayabiliriz. Örneğin “Hiçbir zaman başarılı olamayacağım” bir olumsuz şema cümlesidir. Benlik anlayışımızı da bu kalıplar şekillendirir. Şemalarımızın yıkıcı ve katı bir yönü olduğunu biliyoruz. Şemalarımıza okları çevirmek; benliğimizin tanıdığı, kontrol edebildiği dünyanın dışına –bilinmeyene ama sağlıklı olana- gitmeyi gerektirir. Bu yolculuk; rahatsız edici, güvensiz ve belirsizdir. Şemalar, sağlıksız düşüncelerin limanı olsa da bize evde olmanın rahatlığını sunduğu için “doğrusu buymuş” gibi gözükür. Dolayısıyla o yolculuğa hiç başlamamak daha cazip gelir. Ancak bu durumu kendimizde fark edip zinciri kırmak mümkün…
Duygular, zor zamanlarda bize uzatılan yardım elleridir. Karar alırken içine sinmeyen o huzursuzluk hissi, karmaşık durumlarda kendini anlaman için kestirme yol sunar. Farklı sebeplerden dolayı bunları görmezden gelebiliriz fakat ruh, bazen de beden bizlere gereken cevabı verecektir.
“Bize yaşanmamış gibi gelen çocukluk yıllarımızda, çok sevdiğimiz bir kitapla geçirdiğimiz günler kadar dolu dolu yaşanmış başka bir zaman belki yoktur.”
“Bize yaşanmamış gibi gelen çocukluk yıllarımızda, çok sevdiğimiz bir kitapla geçirdiğimiz günler kadar dolu dolu yaşanmış başka bir zaman belki yoktur.”
“Bana kimin gözüyle bakılsın isteniyor?”
“Sahip olduğumuz en büyük özgürlüklerden biri, olaylara nasıl tepki verdiğimizdir.”
‘’Affetme, ihanete verilen ilk tepki olamaz asla. Tıpkı yas çabası gibi zamana ihtiyacı vardır. Nasıl ki yas sürecini hızlı ve kolayca atlatmak mümkün değilse tepkisel affetme diye bir şey yoktur. Acımasızlığı bundan ileri gelir: Zamana ihtiyaç duyar.’’ M. Recalcati
“Mecbur değilsin hayatı anlamaya, o vakit bir şölen olur o adeta.”
‘’Bizim ailede hepimiz nevrotik hale geldik çünkü bizden kökenimiz itibariyle olabileceğimizden daha iyi olmamız istendi.’’
Günlük hayatımızda sık karşılaştığımız bazı gündemler ve cevapları.
“Bana da hep bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir, ruhumla durmadan tartıştığım bir sorundur bu göç sorunu.” - C. Baudelaire
Bazen aşırı fedakarlıklarla, başkalarının isteklerine odaklı yaşayabiliyor ve daha sonra da bunu telafi edercesine sadece kendi istediğini yapmak tarafına geçebiliyoruz. Bir uçtan diğer uca… Arada ise daha sağlıklı yollar var. Makul bir fedakarlık ve kendi arzularını önemseyerek yaşamak. Dil, bu sürecin en büyük şahididir. Sağlıklı iletişim işitmeyi bilmekle tamamlanır.
Suyun üzerinde dans eder gibi süzülen ördekleri seyredip hayran kalmışızdır. Suyun üst kısmından bakarken herhangi bir problem olduğunu düşünmeyiz ama esas karmaşıklık suyun altındadır. Gölün altında kalan ayakları bir makine gibi çalışır. Herhangi bir sosyal medya uygulaması üzerinden görmüş olduğumuz hayatlar, bizim gördüğümüz kadar değildir. Ördek sendromu oluşumunu tetikleyen şey de bu durumu kavrayamamakla ilişkilidir. Dışarıdan bir kişiyi kusursuz görenlerin kendisi de öyle görülmek isteyebilir. Karşısındaki kişiye imrenerek ona benzemeye çalışabilir. Bu sebeple de sendrom tetiklenir.
“Düşlerken bir tanrıdır insan, düşünürken ise bir dilenci...”
“Büyük marifettir ihanet; sorumluluk ister… Gün gelir, tüm bedeller ödenir.”
“Ben tanıştığım her şeyin bir parçasıyım.”
Özellikle çocukluk çağından itibaren ebeveynler hayatlarının tek odağını çocuklar olarak görebilirler. Bir süre sonra bu tutuma sahip ebeveynler çocuklarının yaşına bakmadan sürekli onları kontrol altında tutmaya çalışırlar, çocuklarına sorumluluk vermezler ve çoğu kez onları sınırlandırırlar. Böylelikle, ebeveynler zamanlarının çoğunu ve imkanlarının büyük bir bölümünü çocuklarına harcamaktadırlar. Bu tutumu gösteren anne babayı helikopter ebeveyn olarak adlandırırız. Gelişim çağındaki bu tür davranışlar çocuğun yetişkinlik döneminde sağlıklı karar almasını, işini ve psikolojik sağlığını olumsuz etkilemektedir.
“İnsan bağımsızlığa doğru attığı her adımı ürkütücü bir tehdit olarak yaşar.”
“Hata yapmak ve yine de sevilmek, bir insanın başına gelebilecek en iyi şeydir...”
Sağlıklı ilişkiler genellikle bir tarafın karşı tarafı kazanmak için oyunlar oynamasıyla ya da benzer başka manipülatif taktikler kullanmasıyla başlamazlar. Çünkü empati, saygı, dürüstlük, güvenilirlik gibi ilişkiler için kilit önemde özellikler manipülatiflikle bağdaşmaz.
Kendimizi ilişkiler içerisinde sık sık “benim iyiliğimden faydalanıyorlar” noktasında buluyorsak hatırlamak gerekir: Kötü muameleye, saygısızlığa, sömürüye, istismara ses çıkarmamak ve sınır çizmemek “iyilik” değildir.
Yanlış kişilere güvenmek hayatta maddi ve manevi ciddi hasarların başlangıcıdır. İnsan okuyabilmek, güvenilmez olanları baştan seçebilmek o yüzden kritiktir. Belki şu bir ipucu olabilir: Çok “büyüleyici”, ikna edici ve size büyük vaatlerle gelen insanlar karşısında dikkatli olun.
“İyi geçinemiyoruz, çünkü nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Kavga ediyoruz, çünkü ilişkilerimizdeki sorunları çözme becerimiz yetersiz. Çocukluğumuzdan itibaren okumayı, yazmayı ve matematiği öğrendik, ama iletişim ya da sorun çözme ile ilgili hiç ders almadık.”
“Eski beni nerede ve nasıl kaybettiğimi hatırlamıyorum. Sadece bir akşam vakti balkon serinliğinde otururken geldiğim tüm yolların bana ne kadar uzak olduğunu gördüm.”
Bildiğimiz halimizin değişip dönüşmesi, hatta bitmesi de; bir yas sebebidir.
̧manlık
Ve aslında depresyon başta olmak üzere çoğu ruhsal bozukluğun derinleşmesine ‘kendini acımasızca eleştiren’ iç ses (acımasız düşüncenin sesi) neden olabiliyor.
Bu yüzden kendinize şefkat göstermek sizi narsist bir insan yapmaz. Aksine sizi dayanıklı, esnek ve anlayışlı biri yapar.
̧manlık
“Bir yokuşu vazgeçerek de aşabiliriz...”
̧manlık
“Eğer hoşça kal diyecek kadar cesursanız, yaşam sizi yeni bir merhabayla ödüllendirecektir.”
̧manlık #2024
Click here to claim your Sponsored Listing.
Contact the practice
Address
Adalet Mahallesi, Haydar Aliyev Caddesi, No: 34/7, Daire: 2 (K1 Blok 2. Kat), Bayraklı
Izmir
35530