Ağrı Tedavisi - Algoloji Uzmanı / Prof. Dr. Ercan Lütfi Gürses, Izmir Videos

İdrar problemleri sizi uykudan uyandırıyorsa DİKKAT! Ani gelen tuvalete gitme isteği Günde 8’den fazla kez idrara çıkma İstemsiz idrar kaçırma Gece uykudan uyanarak birçok kez tuvalete gitme Bu belirtiler, Aşırı Aktif Mesane Sendromu’na işaret etmektedir. Normal çalışan bir mesane, idrarı belli bir miktara kadar depolar ve böylece kişi sık sık idrara çıkma ihtiyacı hissetmez. Aşırı Aktif Mesane vakalarında ise mesanenin çok az doluluğu bile hastalarda tuvalete gitme ihtiyacını doğurur. Hastaların yaşam kalitesini son derece olumsuz etkileyen ve kadınlarda daha sık görülen bu rahatsızlığın birçok tedavi yöntemi vardır. Klasik tedavi yöntemleri; ilaç tedavisi, botoks, mesane egzersizleri ve ameliyattır. Klasik tedavi yöntemlerinin sonuç vermediği vakalarda ise halk arasında mesane pili olarak bilinen sakral sinir stimülatörleri uygulanabilir. İdrar kontrolünün cilt altına yerleştirilen bir cihaz aracılığı ile sağlandığı Mesane Pili etkili bir tedavi yöntemidir. #mesanepili #algolojiuzmanı #ağrıtedavisi #profdrercangurses #idrarkaçırma #idrarkaçırmatedavisi

Vagus Sinir Pili ile ağrı tedavisi Vagus Sinir Pili veya Vagal Sinir Stimülasyonu, genellikle epilepsi hastalığında ortaya çıkan nöbetleri kontrol altına almak için kullanılan bir yöntemdir. Son yıllarda yapılan klinik çalışmalar ve alınan başarılı sonuçlar ise Vagus Sinir Pili’nin depresyon, inflamatuar hastalıklar ve ayrıca ağrı problemlerinin tedavisinde de son derece etkili bir yöntem olduğunu ortaya koymuştur. Boyundaki şah damarının yanında seyreden Vagus sinirine uygulanan elektrotun bir pil kaynağına bağlanması ve üretilen elektrik akımlarının beyindeki anormal aktiviteyi baskılamasının sağlandığı bu yöntem: • Fibromiyalji • Beyin felci (inme) • Romatoid artrit • Ülseratif kolit gibi hastalıkların tedavisi ve ağrı problemlerinin giderilmesinde kullanılmaktadır. Geleneksel tedavilerle sonuç alınamayan hastalarda Vagus Sinir Pili güvenle uygulanabilir. #profdrercanlutfigurses #algolojiuzmanı #boyunağrısı #ağrıtedavisi #vagussiniri #izmirağrıtedavisi

Tedaviye dirençli fibromiyalji hastaları artık çaresiz değil
Boyundaki şah damarının yanında seyreden Vagus siniri, somatosensoryal, motor ve otonomik sinyalleri taşır. Bu kompleks sistem inflamatuar, bağışıklık, ağrı ve psikolojik süreçlerde temel rol oynar. Vagus uyarıldığında ağrı ile ilişkili duyusal ve ruhsal süreçleri kontrol eden merkezlerde nöronal aktivitenin oluştuğu saptanmıştır. Vagus; santral sinir sistemine giden ağrı sinyallerini ve sempatik hiperaktivite nedeniyle fibromiyaljide oluşan otonom disfonksiyonu da kontrol eder. Dolayısıyla Vagus Sinir Pili veya Vagal Sinir Stimülasyonu adı verilen tedavi yöntemi, sempatik ve parasempatik sistemin dengesini yeniden oluşturarak fibromiyaljideki otonom bulguları ve ağrı duyarlılığını azaltır. Yapılan çalışmalarda; vagal stimülasyonun tedaviye dirençli fibromiyalji hastalarında son derece etkili olduğu görülmüştür. Toplam tedavi süreci 4-8 hafta olarak planlanan Vagal Stimülasyonun en önemli avantajları şöyledir: - Fibromiyaljide sempatik aktiviteye bağlı otonom ve pro-inflamatuar sitokin salınımını artıran bağışıklık sistem disfonksiyonları düzenlenir. - Yaygın ağrı ve inflamasyon kontrol altına alınır. - Ağrı yanında eşlik eden uyku bozukluğu, depresyon, duygulanım değişikliklerinin de kontrol edilmesini sağlar. - Şikayetlerin her biri için kullanılan pek çok kimyasal ilaç ve yan etkilerinden hastayı korur.

Omurilik Pili Hangi MS Hastalarına Uygulanabilir?
MS (Multipl Skleroz), beyin ve omurilikte çok sayıda plak oluşmasıyla ortaya çıkan; hareketlerde aksama, kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, denge kaybı, konuşma ve görme bozuklukları gibi çeşitli belirtileri bulunan bir hastalıktır. Ataklar halinde gelişen MS, hastaya ve hastanın şikayetlerine göre planlanan farklı tedavi yaklaşımları ve düzenli takiple kontrol altında tutulabilir. MS hastalığının ortaya çıkarttığı ve hastanın yaşamını olumsuz etkileyen durumların azaltılmasında etkili tedavi yöntemlerinden biri de Omurilik Pili’dir. Omurilik pillerinin MS hastalarında kullanılabilmesi için hastalığın ilerlemesinin durmuş olması gereklidir. Bu tip hastalarda kalıcı omurilik pili yerleştirilmeden önce test süreci uygulanır. Test sürecinden yarar gören ve ağrı yakınmaları %50’den fazla azalan MS hastalarına kalıcı pil yerleştirilir.

Kortizon dost mu düşman mı?
Kortizon, vücutta iltihaplanma önleyici özelliğe sahip kortizol hormonunun yapay üretilmiş halidir. Pek çok hastalığın tedavisinde mucizeler yaratan kortizon düzensiz ve kontrolsüz kullanıldığında ise geri döndürülmesi çok zor sorunlara yol açabilir. Bu sorunlar şöyle sıralanır: • Aseptik kemik nekrozları • Patolojik kemik kırıkları • Şeker hastalığı, insülin direnci • Kilo alımı • Kalp yetmezliği • Kan basıncında yükselme, kalp ritm bozuklukları • Kaslarda atrofi • Ciltte incelme • Kemik erimeleri • Enfeksiyonlara yatkınlık • Varolan enfeksiyonların şiddetlenmesi, • Gözde katarakt gelişimi, körlük • Böbrek yetmezliği Bu nedenle doktor kontrolü dışında kortizon içeren hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.

Karbonhidrat tüketirken tekrar düşünün
Undan yapılmış yiyecekler (kepekli, tam buğday vs. ekmekler), paketlenmiş hazır gıdalar, hamur işi tatlılar, yapay aromalı, tatlandırıcılı ve gazlı içecekler, şeker, fastfood gıdalar sizi hastalıklara mahkum edebilir. Aşırı karbonhidrat tüketimi şu sorunları tetikleyebilir: • Beyin hücrelerinin hasarına bağlı denge bozuklukları (Ataksiler, inme ve felçler) • Sinirlerin hasar görmesi sonucu periferik ya da santral nöropatik ağrılar • Demir eksikliğine bağlı kansızlık • B12 vitamin eksikliği • Hashimato tiroiditi (guatr) • Tip I ve II Şeker Hastalığı • Kan şekeri yüksekliği • İnsülin direnci • Obezite • Romatoid artrit • Şizofreni, paranoya, depresyon • Sedef, egzama gibi cilt hastalıkları • Bağışıklık sistemin hastalıkları

5 Eylül Dünya Omurilik Felçlileri Günü
Uluslararası Sağlık Örgütü rakamlarına göre her sene 250.000 omurilik yaralanması vakası felçle sonuçlanıyor. Bu alandaki farkındalığı artırmak, omurilik felci mücadelesine destek olmak amacıyla 5 Eylül Dünya Omurilik Felçlileri Günü olarak kutlanıyor. Bu özel günde, biz de tüm hastalarımızın yanındayız.

İstanbul’dayız.
5-6 Eylül tarihlerinde hastalarımızla buluşmak için İstanbul’dayız. Şimdiden yerinizi ayırtın. Bilgi ve randevu için: 📞 0 555 195 88 88

Ağrı farkındalığı ile yaşam kalitenizi artırın
Ağrı, kişiyi hem fiziksel hem de psikolojik yönden etkileyen bir deneyimdir. Uzun süren, kronik hale gelmiş, şiddetli ağrılar, insanların günlük yaşamları üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilir; kişiyi sosyal yaşamdan ve hatta iş/okul gibi faaliyetlerden bile alıkoyabilir. Ağrı konusunda kişisel farkındalık önemlidir. Günümüzde algoloji alanındaki gelişmeler sayesinde artık birçok ağrı şikayetini kontrol altına alma ve hastalarımıza kaybettikleri yaşam kalitesini geri kazandırma şansımız var. Ağrı ile yaşamak zorunda değilsiniz.

Radyofrekans tedavisi için uygun aday mısınız?
Ağrı tedavisinde kullanılan etkili yöntemlerden biri de Radyofrekans Termokoagülasyon uygulamasıdır. Bu tedavi kapsamında, yüksek frekanslı radyo dalgaları yardımıyla ısı oluşturularak ağrıyı ileten sinirlerin devre dışı bırakılması sağlanır. İşlem sonrasında hastada herhangi bir hareket kısıtlanması oluşmaksızın ağrı ortadan kalkar. Radyofrekans tedavisi şu hastalıklara sahip olan kişilere uygulanabilir: • Nevraljiler (trigeminal sinir bloğu), • Zona ağrıları, • Kanser ağrıları, • Bel ve boyun eklemlerinin kireçlenmeleri (faset denervasyonu) • İlaç tedavisinin etki etmediği baş ağrıları ve migren şikayeti olan hastalarda uygulanmaktadır.

Geçmeyen nöropatik ağrılarda en etkili yöntem Omurilik Pili
Beyinden başlayarak vücudumuzun uç bölgelerine yayılım gösteren sinirler çeşitli nedenlerle zarar gördüğünde veya işlevsel bozukluklar oluştuğunda yaşanan ağrılar, nöropatik ağrı olarak tanımlanır. Tedavi edilmediğinde hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilen nöropatik ağrılar ilaç, fizik tedavi gibi yöntemlerle giderilmeye çalışılsa da genellikle klasik yöntemler kesin sonuç vermez. İleri vakalarda en etkili tedavi yöntemi Spinal kord stimülasyonu (SKS) diğer adıyla Omurilik Pili’dir. 1 haftalık deneme ve gözlem sürecinde ağrıları geçen veya azalan hastalara cerrahi yöntemle kalıcı olarak cilt altından uygulanan Omurilik Pili yerleştirilir. Seçili nöropatik ağrı hastalarında Omurilik Pili ile tüm ağrı şikayetleri kesilebilmektedir.

Geçmeyen, inatçı kas ağrılarınız mı var?
Halk arasında kas romatizması olarak da bilinen miyalji, birkaç günde geçmeyen, dinlenme ile düzelmeyen, uzun süren kronik kas ağrılarına verilen genel isimdir. Miyalji tedavi edilmediğinde hastaların günlük yaşamını olumsuz etkiler. Kişi, ağrı ve kramplar nedeniyle günlük aktivitelerini yapamamaya başlar ve bu durum psikolojik açıdan yıpratıcı sonuçlar doğurabilir. Miyaljinin en sık rastlanan nedenleri şöyledir: ✔ Günlük hayatta kasların zorlanması veya aşırı kullanımı ✔ Duruş/oturuş bozuklukları, ✔ Burkulma, incinme gibi hafif sakatlıkların doğru tedavi edilmemesi ✔ Spor yaralanmaları ve sakatlıkları ✔ Travma ve kazalar ✔ Metabolik hastalıklar ve düzensizlikler ✔ Fibromiyalji (yumuşak doku romatizmal ağrı sendromu) Miyalji tedavisi hastalığının nedenine bağlı olarak şekillendirilir.

Plazma Lazer ile bel fıtığından kurtulmak mümkün
L-Disq Plazma Lazer tedavisi özellikle bel fıtığında kullandığımız ve seçili hasta grubunda son derece başarılı sonuçlar aldığımız yeni nesil uygulamalardan biridir. Lokal anestezi ile gerçekleştirilen bu yöntemde, 1 mm’lik plazma elektrodları ile diske girilerek fıtığın ısıyla küçültülmesi sağlanır. Plazma Lazer Tedavisinin en önemli iki avantajı; Bel fıtığının taşma oranı omurilik içine tamamen geçmemiş olan hastalarda ameliyata alternatif bir yöntem olması ve işlemin kas-kemik yapılarına hiçbir zarar vermemesidir. Plazma Lazer tedavisi şu hasta grubu için uygundur: • Bel fıtığının taşan kısmı omuriliğe temas etmeyenler, • Bel ağrıları 3 aydan fazla devam eden ve kronik hale gelenler, • İlaç, dinlenme, soğuk-sıcak uygulaması gibi tedavilerden sonuç alamayanlar, • Bel kayması, bel kırığı veya bel bölgesinde tümör olmayanlar, • Minimum %50’lik disk yüksekliği bulunanlar.

Mikrobiyota Azlığı
Mikrobiyota vücudumuzdaki yararlı bakterilerin adıdır. Sağlıksız ve yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, doğadan uzaklaşılması, gereksiz antibiyotik kullanımı insan vücudu için son derece önemli olan mikrobiyota çeşitliliğini de azaltarak birçok hastalığa da yol açabilmektedir. Mikrobiyotanın azalması ile ortaya çıkan rahatsızlıklardan biri de, kronik ağrı sendromlarıdır. Kronik prostatit ve buna bağlı ağrılar ile kronik pelvik ağrı sendromları mikrobiyota azalmasının birer sonucu olabilir. Bu nedenle fiziki muayene ve diğer tetkikler elendikten sonra kronik ağrıların nedeni belirlenemediğinde mikrobiyotaya da bakılması gerekebilir.

Diğer tedavilerin cevap vermediği noktada Omurilik Pili
Şiddetli ve kronik ağrılara yol açan hastalıklar, hastanın hem yaşam kalitesini hem de psikolojisini bozar. Birçok tedavi türünü denemiş ama çare bulamamış hastalar için son yıllarda umut verici bir alternatif yöntem var: Omurilik Pili. Spinal Kord Stimülasyonu (SKS) tedavisi olarak adlandırılan Omurilik Pili, omurilik bölgesine yerleştirilen bir elektrot aracılığıyla uygulanan kontrollü elektrik akımının ağrıyı bloke etmesine dayanır. Omurilik Pili sadece ağrıyı engellemekle kalmaz aynı zamanda çeşitli hastalıkların tedavisinde de etkilidir. Detaylı bilgi için profilimizdeki linkten sitemizi ziyaret edebilir, randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Mucize Adım gündemde
Yüksekten düşme sonucu omurgası kırılan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan 23 yaşındaki hastamız Miray Doğan, Omurilik Pili ameliyatı sonrası yeniden ayağa kalktı ve mucize adımlarını attı. Haberimiz ulusal basında ve haber portallarında da geniş yankı uyandırdı.

Tenezm, sürekli ıkınma hissine karşın dışarı çıkamama durumunu anlatan bir rahatsızlıktır. Sık sık tuvalete gitme ihtiyacı duyulması, tuvalete gitmesine karşın dolgunluk hissinin devam etmesi ve ağrı ise rektum kanserlerinin işareti olabilir. Şikayetlere, kilo kaybı, karın, anal bölge, kuyruk sokumu bölgesinde ağrı, dışkılama değişiklikleri ve dışkıda kan görülmesi de eşlik edebilir. Bu hastalarda kuyruk sokumu bölgesinde bulunan İmpar Gangliyonu adı verilen sempatik sinir düğümü rektum kanserlerinin erken yayılım bölgelerinden biridir. Genellikle antienflamatuar ve narkotik ağrı kesicilere yanıt vermez. Hastanın öncelikle gastroenteroloji ve genel cerrahi proktoloji hekimlerince değerlendirilmesi gerekir. Tanı sonrası kemo ve radyoterapiye ek olarak İmpar gangliyon blokajı, radyofrekans denervasyon işlemi ağrı ve tenezm hissini ortadan kaldıracaktır.

Migren, küme tipi baş ağrısı gibi kronik, şiddetli ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen baş ağrılarının giderilmesinde ilaç tedavisi her zaman başarılı olmayabilir. Böyle durumlarda hastaları ağrılı yaşamdan kurtarmak veya en kötü halde ağrıyı tolere edilebilir seviyeye indirmek için uygulanabilecek farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bize kronik baş ağrısı şikayeti ile başvuran hastalarımızda gerekli muayene ve tetkikleri gerçekleştirdikten sonra, hastanın ağrı sıklığı, şiddeti ve önceki tedavileri de göz önünde bulundurarak bir tedavi planı belirleriz. Kronik baş ağrısı tedavisinde; Migren Botoksu, Radyofrekans Tedavisi ve her iki yöntemden sonuç alınamayan vakalarda SKS yani Ağrı Pili tedavisini uygulamaktayız.

Glutatyonun en iyi dostu NAC
Güçlü bir antioksidan olan glutatyonu artık birçok kişi biliyor. Glutatyondan ve antioksidonlardan bahsederken vücutta glutatyon üretimini tetikleyen gizli kahraman diyebileceğimiz N-Asetil Sistein (NAC) takviyesinden de bahsetmeden olmaz. NAC; • Vücutta sistein amino asitine dönüşerek, vücudun en güçlü antioksidanı olan glutatyon üretimini artırır. • Kan sistein düzeyleri glutatyon üretim hızını ve miktarını belirler. • Kendisi de güçlü antioksidan etkiye sahiptir. • DNA, RNA, hücreler, dokular ve organları inflamasyon ve serbest radikallere karşı korur. Doktor kontrolünde kullanılması gereken N-Asetil Sistein hakkında daha detaylı bilgi vermeye devam edeceğim.