Diş Hekimi Yaprak Nefesli

Diş Hekimi Yaprak Nefesli updated their business hours.

Kurban Bayramı sabahi yahnisi, demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, harclik bekleyen çocuklar, Kurbanlık hayvanların sesleri, bir telaş bir koşturmaca.yollar hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, badem sekerleri,uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı. Hayatın üzerindeki "mutluluk" düğmesine dokunun… Kısa bir süre için hayatı durdurun. Hayirli bayramlar…

Timeline Photos

Kaderde ne ise odur etme merak.
Uyma kendi nefsine, Hakkin emrine birak,
Altundan ağacın olsa, zumrutten yaprak,
Akibet gözünü doyurur bir avuc toprak.

Hz.Mevlana

huzur,birlik,beraberlik ve sağlik ile nice bayramlar dileğiyle. bayraminiz kutlu olsun...

Arefeniz mübarek olsun...

Telefonlara ’sağlığa zararlıdır’ yazısı!..

Prof. Dr. Süleyman Kaplan, sigara paketleri üzerinde bulunan ’sağlığa zararlıdır’ ibaresinin telefonların üzerine de yazılması gerekekiyor

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Türk Stereoloji Dernegi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaplan, sigara paketleri üzerinde bulunan ’sağlığa zararlıdır’ ibaresinin telefonların üzerine de yazılması gerektiğini söyledi.

Elektromanyetik alanın organizma üzerindeki etkileri hakkında 5 yıldır çalışmalar yapan Prof. Dr. Süleyman Kaplan, telefonların üzerinde yasal uyarı etiketlerinin uygulanması gerektiğine işaret ederek, “Bu uyarıyı yapmalıyız. Geleceğimizi kurtarma adına Samsun’da bu tür bir hazırlık yapacağız. Hazırlık sonucunda bu çalışmamızı duyuracağız. Çocuklarımızın yoğun bir şekilde bilinçlendirilmesi lazım. Telefonun güvenli bir şekilde kullanılması gerekiyor.

Güvenli nasıl kullanılabilir? Birincisi telefonu minimum düzeyde kullanmak gerekir, mümkün mertebe kulaklık ile kullanılabilir, eğer kulaklığınız yoksa telefonunuzu beyninizden birkaç cm uzak da tutmak lazım. Bu farkındalığın oluşabilmesi için kampanyaların oluşturulması, reklamların yapılması gerekiyor. Ve belirli koruma alanların oluşturulması lazım.

Uyarılarımızda uymayan bireylerde kısa zamanda 20-30 yıl sonra belirtileri ve riskleri çok belirgin hale gelecek. Bunlar belirgin hale gelmeden önce tedbirlerini almak zorundayız. Çok ciddi sağlık problemleriyle karşılaşabiliriz. Bu nedenle lise dönemine kadar çocuklarımızı telefondan uzak tutmalıyız” dedi.

Prof. Dr. Süleyman Kaplan, günümüzde cep telefonu alışkanlığının yaygınlaşması ile birlikte iletişimin sağlanmasında frekansların kullanılmasının belli oranlarda organizmanın hücrelerinin tahribine neden olduğunu belirterek, “Son 5 yılda araştırmalarda, özellikle gebelik esnasında telefonun kullanılmasına bağlı olarak çok ciddi anlamda beyinde hücre kaybının olduğunu gözledik. Günümüzde cep telefonları çok yaygın şekilde kullanılıyor. Kullanılan bu cep telefonları elektromanyetik alan radyo frekans dediğimiz frekansları kullanarak iletişimi sağlıyor. Tabii ki bunlarda belli oranlarda, belli zamanlarda organizmanın hücrelerinin tahribine neden oluyor. Organizma yapısı bu kapsamda baktığımızda, her bir hücrenin kendisini tamir edebilme düzeyi belli bir düzeydedir.

Bir süre sonra o hücre artık kendisini tamir edemez konuma geliyor. Sizin bu elektromanyetik alana radyasyonu kullanarak sürekli beyninize dalgalar gönderiyorsunuz ve o dalgalar beyindeki ve başka organizmadaki hücrelerinin özelliklerini bozmaya yelteniyor. Sonucunda bir süre sonra hücre pes ediyor. Bu hücre artık ya ölüyor ya da kontrol edilemez şekilde çoğalıyor” diye konuştu.

Genç bireylerin ve çocukların cep telefonu kullanmasının son derece tehlikeli olduğunu vurgulayan Kaplan, “Onların beyinlerin etrafını çevreleyen kafatası kemiklerince içerdiği su miktarı fazla olmasına bağlı olarak da, manyetik alan beyinlerin büyük bir kısmını kaplıyor.

Gelişmekte olan bu bireylerin beyinlerinde bulunan çok sayıdaki kök hücrenin ölümüne neden oluyor. Kök hücrenin bittiğinde bireyin çevreye adaptasyonu ve yaşam için gerekli olan sevk ve idari kaybıdır. Bu nedenle özellikle okullarımızda, hastanelerimizde ve kreşlerde cep telefonu yasaklanması lazım. Çocuklarımızın geleceğimizin korunması adına bu tür tedbirlerin alınması gerekir” şeklinde konuştu.

Akıllı telefonların diğer telefonlardan zararının 1 misli fazla olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman Kaplan, “Oluşturulduğu elektro manyetiğin daha yüksek derece de yükselmesi sizin daha şiddetli radyasyona maruz kalmanıza sebep oluyor. Asansörde ve giden arabada cep telefonu kullanmamak lazım. Çünkü kulelerde iletişime geçmek için sürekli mesafeyi ayarlamak durumunda ve daha şiddetli bir elektromanyetik alan ile iletişime geçmek zorunda kalıyor. Bunun sonucunda beyin şiddetli elektromanyetik dalgalara maruz kalıyor” açıklamasında bulundu.

Günde 2 kez :)

Diş Hekimi Yaprak Nefesli's cover photo

çocuk :D

KANAL TEDAVİSİ

-Kanal tedavisi dişin çekimden önceki son şansıdır.
-Hastada gerekli özveriyi gösterdiği sürece artık günümüzde korkulan bir tedavi olmanın çok uzağındadır.
-Kliniklerde döner sistemlerle yapılmakta olan kanal tedavisi kullanılan uygun ilaçlarla da daha kısa sürede çözüme ulaşılmaktadır.
Kanal Tedavisi Gerektiren Durumlar:
-Dişin renk değiştirmesi
-Sıcak ve soğuğa maruz kalındığında uzun süreli hassasiyet
-Kendi kendine başlayan özellikle de geceleri başlayan ağrı
-Dişe yakın bölgede şişlik
-Çiğnerken oluşan ağrı
-Dişe yakın bölgedeki lenf bezlerindeki ağrı veya el ile hissedilebilen şişlik
KANAL TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
1-Öncelikle ağrısız ve acısız bir tedavi için dişe anestezi yapılır.
2-Dişteki görünen çürük temizlenip hastalıklı sinir ve doku artıkları çıkarılır.
3-Kanalların yeri ve boyları belirlendikten sonra diş kanalları şekillendirilip, bazı ilaçlar ile yıkanarak kök ucunun iyileşmesini sağlayacak ilaçlar konur. Bazı durumlarda tek seansta da kanal tedavisi tamamlanabilmektedir.
4-Dişin tedaviye cevap verdiği anlaşıldıktan sonra gutta percha denilen uygun materyallerle dişin kök kısmı doldurulur.
5-Dişe uygun olan restarasyonla (amalgam/kompozit/inley onley/kaplama) dişin tedavisi yapılır.
Dişin hastalıklı olan sinir ve kan dokusu çıkarılması gerektiği için ağızda kalan bu dişler ölüdür. Kendini besleme ve tamir etme özelliği olmayan bu dişler aynı zamanda kırılgandırlar. Özenli ve temiz kullanımınızla uzun yıllar daha size hizmet ederler.

DİŞ İPİ VE ARAYÜZ FIRÇASI

-Dişlerin birbirlerine bakan yüzeyleri diş fırçasıyla temizlenemez, fırçalanması gereken bu 5’inci yüz için dişleri sık olan hastalar diş ipini aralıklı olan hastalarda ara yüz fırçasını kullanmalıdırlar. Sizin için en uygun olanını diş hekiminiz belirlemelidir.
-Gece dişlerimizi fırçaladıktan sonra diş ipini 35-40 cm kadar koparıp orta parmağımıza doluyoruz. Üst çenede işaret parmağımız alt çenede baş parmağımızdan yardım alarak dişlerin arasına yerleştiriyoruz. Her dişte ipi kaydırıp temiz yüzeyini kullanmaya özen gösteriyoruz.
-Ara yüz fırçasına ihtiyacı olan hastalar ise kendilerine uygun olan kalınlıkta fırça ile diş fırçalama işleminden sonra dişlerinin arasını ara yüz fırçaları ile temizlemelidirler.
-Köprüsü olan hastalarımızda altında diş olmayan protezlerini bu işlem için özel üretilmiş diş ipleri ile temizlemelidirler. Kutusundan çıkardıkları bir diş ipinin sert kısmını köprünün altından geçirip karşı taraftan çıkararak ipin yumuşak kısmı ile sağ sola temizlemelidirler.
-Ağız bakım suları da bu temizliğin tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. Ağız bakım suyu ile çalkalandıktan sonra en az yarım saat bir şey tüketilmemelidir.
-Bunlara ek olarak yılda iki kere profesyonel diş hekimi bakımı yaptırılmalıdır.

DOLGULAR

-Ağızda kalan yiyecek artıkları ve bakterilerle dişin mineral dokusu bozularak diş çürüğü oluşmaktadır. Bu harabiyet dişin içerisindeki canlı sinir dokusuna ulaşmadan çürüğün temizlenip bu kaybın uygun materyallerle (amalgam, kompozit) restore edilmesine diş dolgusu denir.

Çürüğün erken evrede belirtileri :
-Soğuk / sıcak hassasiyetleri
-Şekerli gıdalarda aşırı duyarlılık
-Yemek sırasında diş arasına gıda sıkışmasına bağlı baş ağrısı, kötü koku.

AĞIZ BAKIMI

-Öncelikle orta sertlik ve boyda bir fırça seçilip 3 ayda bir değiştirilmelidir.
-Dişler günde en az 2 kez fırçalanmalı ve süresi 3-4 dakikadan az olmamalıdır.
-Kişi kendine uygun diş macunundan nohut büyüklüğünde alıp fırçasını ıslatmadan dişlerin çiğneyici yüzeylerini fırçalamaya başlamalıdır.
-Ağız yarım açıkken fırça diş ve diş eti birleşim çizgisinden 45 derecelik açı ile yerleştirilmeli diş etinden karşısındaki dişe doğru hareket ettirerek süpürür şekilde her dişi 5 kez fırçalamalıdır.
-Dişlerin iç yüzeyleri de aynı şekilde fırçalandıktan sonra alt ve üst ön dişlerin içleri fırçalanırken diş fırçası dik tutulmalıdır.
-Sonrasında yanakların içi ve dil fırçalanarak yumuşak dokulardaki artıklarda temizlenmelidir.

DİŞ HEKİMLİĞİNDE ÇALIŞMA PRENSİPLERİ NELERDİR?
Öncelikli olarak hastaya doğru tanı koymak önemlidir. Hastayı uzun süre dinleyip istediği doğrultuda ona uygun olan tedavi yöntemini maddi sınırlarını aşmadan uygulamak. Varsa mevcut hastalıklarını öğrenip ona göre davranmak, gerekirse de doktoruyla konsültasyon yaparak çalışmak gerekir. Her hastaya yeni ve temiz malzemelerle ve en önemlisi güler yüzle yaklaşmalıyız. Zaten korkulan bir meslek olan diş hekimliğinin öyle olmadığını göstermek gerekir.