Dr. Ozlem Bayram
Mutlu Beslenme ve Sağlıklı Genler
Foksiyonel beslenme ile genlerinin kaderini değiştirebilirsin
Sağlıklı beslenme şekli ile diyabetten, tansiyondan, kolesterolden ve çeşitli kalp damar hastalıklarından kurtulmak mümkün.
#fonskiyonelbeslenme #glutensizbeslenme #glutensiztarifler #bitkibazlıbeslenme #vegantarifler #sütsüzbeslenme #yumurtasızbeslenme #otoimmünhastalıklaraözelbeslenme #haşimato #çölyak #diyabet #kalpdamarhastalıkları #alerjikastım #metilasyon #homosistein #kanseriyokedenbeslen
📌 Tırnak Yeme Alışkanlığından Kurtulma Rehberi!
Tırnak yeme, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda kurtulunamayan bir alışkanlık haline dönüşebilir.
Bu alışkanlıktan kurtulmak, hem el sağlığınız, hem genel hijyen hem de ruh sağlığı için oldukça önemlidir.
Tırnak yeme alışkanlığından kurtulmak için “mutluluk hormonu” olarak bilinen “serotonin” seviyenizi artırmak etkili olacaktır:
1. Farkındalık Kazanma:
Öncelikle tırnak yemeye başladığınız anları fark etmeye çalışın. Genellikle stres, sıkıntı veya can sıkıntısı anlarında bu davranışı sergileyebilirsiniz.
2. Alternatif Davranışlar Geliştirin
Tırnak yemeye başladığınızda ellerinizi meşgul edecek bir şeyler yapın: stresi azaltmak için stres topu sıkmak, bir şeyler çizmek veya kalemle oynamak gibi.
3. Bağımlılık Akupunktur Terapisi
Akupunktur, tırnak yeme alışkanlığını azaltmada etkili bir alternatif tedavi yöntemidir. Stresi azaltarak ve duygusal dengeyi sağlayarak bu alışkanlıktan kurtulmanıza yardımcı olabilir.
4. Serotonini Artırıcı Yöntemler
- Egzersiz :Düzenli egzersiz serotonin seviyesini artırarak stresle başa çıkmanıza yardımcı olur.
- Güneş Işığı: Gün ışığında zaman geçirmek serotonin üretimini destekler.
- Sağlıklı Beslenme: Muz, ceviz, kinoa ve bitter çikolata gibi besinler serotonin seviyesini artırmada etkilidir.
- Meditasyon ve Nefes Egzersizleri:Meditasyon ve derin nefes teknikleri, zihni sakinleştirerek serotonin üretimini destekler.
5. Acı Ojeler:
Tırnakları acı tat veren özel ojelerle kaplayarak, tırnak yeme alışkanlığınızı önleyebilirsiniz. Özellikle çocuklar için bu yöntem etkili olabilir.
6. Profesyonel Destek:
Yukarıda sayılan yöntemler etkisiz kalıyorsa bir uzman desteği almak faydalı olur.
Unutmayın: Tırnak yeme alışkanlığından kurtulmak zaman alabilir, ancak sabırlı ve kararlı olursanız başarılı olabilirsiniz.
🥕 🍏 🥑 🍊 🍅 Besinler ve Destekledikleri Organlar
Vücudumuzun farklı bölgeleri, tükettiğimiz besinlerle doğrudan bağlantılı!
Doğanın bize sunduğu mucize…
🌱 Glutatyon, vücudun doğal olarak ürettiği en güçlü antioksidanlardan biridir. Bunu artık bilmeyen yoktur 🖐️
🌱 Glutatyon, hücreleri, hastalık yapıcı serbest radikallerden koruyarak yaşlanma belirtilerini geciktirir, bağışıklık sistemini güçlendirir ve detoksifikasyon süreçlerini destekler.
Glutatyon’un yarılanma ömrü kısa olduğundan, gıdalardan sürekli olarak alınması, seviyelerini korumanın en etkili yollarından biridir.
Sağlıklı bir yaşam için glutatyon seviyelerinizi besinlerle koruyabilirsiniz.
Besinler ilaçtır 🌟
Hatırlatma 👉🏼⚠️⚠️⚠️Bazısı su içse yarıyor bazısı ise dünyaları yese kilo almıyor🤷♀️
Nedeni hiç düşündünüz mü?
Tabii ki hepimizin genetiği farklıdır.
Birinin genetik test sonucu hızlı metabolizması olduğunu gösteriyorsa bu sadece genetik ile ilgili olmayabilir. Yaş, fiziksel aktivite,kas yoğunluğu, hormonlar gibi faktörlerinde etkisi vardır.
👉🏼Ancak yeni çalışmalar bu metabolik farklılığın genetikten ziyade bağırsaklarımızda ki bakteri çeşitliliği ile ilgili olduğunu gösteriyor.
✔️İnsan vücudu trilyonlarca bakteri, mantar ve virüse ev sahipliği yapmaktadır. Vücudumuzda yaşayan trilyonlarca mikroorganizmaya topluca mikrobiyota adı verilir. Bakterilere odaklanırsak bunlardan bazıları bize faydalı, bazıları ise zararlıdır.
👉🏼Obez ve zayıf bireylerin mikrobiyota çeşitliliği farklılık göstermektedir. Obez bireylerde sağlıklı mikrobiyota dengesi bozulmaktadır(disbiyozis).
👉🏼Mikrobiyotanın metabolizma ile ilişkisi, iki kişinin aynı yemekten farklı kalori alması anlamına geliyor.
Zayıf olan aynı yemekten daha az kalori alıyorsa bu zayıf kişinin mikrobiyota çeşitliliğinin daha çok faydalı bakteriler içermesi anlamına gelir.
Mikrobiyota dengesini sağlamak için yapılması gerekenler ?
✅Batı tarzı beslenme; yani yüksek yağ ve yüksek oranda şeker içeren bir beslenme faydalı mikrobiyotayı yok eder. Dolayısıyla her türlü işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.
✅Doğada bulunduğu şekilde lif içeren gıdalar arttırılmalıdır.
✅Turşu, kefir( keçi sütü), kimchi, kombuçya gibi fermente gıdalar tüketilebilir (tabii sibo durumu yoksa!)
✅Stresten kaçınılmalıdır.
✅Yeterli uyku ile geceleri vücut mekanizması reset edilmelidir.
✅Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterilmeldir.
Sen hangi gruptasın ? 👇🏼👇🏼👇🏼
Kemik suyu konusuna gelince, kaynağının güvenilir ve gerçekten sertifikalı organik olması önemlidir. Aksi takdirde, kolajenden çok vücuda zehir alınabilir. Bir de kemik suyu çok abartılmamalıdır, aksi halde histamin intoleransına neden olabilir.
😊 Mutlu hormonlar, 😊 mutlu hayat !
🌈 Takviye kullanmadan tiroid sağlığını destekleyen bazı vitamin ve mineralleri besinlerden de alabiliriz 💪🏽
Tiroidlerimize sahip çıkalım 👍🏼
Kalorileri değil, renkleri saymanın önemi 🌈
Bu beslenme sadece sızdıran bağırsağı onarmakla kalmıyor, vücuttaki tüm inflamasyonu (yangını) da söndürerek damarların endotel dokusunu yenileyip yepyeni bir siz oluşturabilir.
Tüm bu bilimsel olarak desteklenen konuların detayları kitabımda…
Hep birlikte sağlıklı ve uzun ömürlere 💪🏽
❤️💚🩷💛🧡💜💙🩵🤍🩶🖤
Credits to Nutritionschool
Bakın sızdıran bağırsağın etkilemediği yer yok.
Sızdıran bağırsağı engellemek veya onarmak ise tamamen bizim elimizde…
Eğer istersek yiyecek tercihlerimiz ile kolayca onarabiliriz 💪🏽
Hücreler insüline karşı dirençli olduğunda, ne kadar az karbonhidrat yenilse de kilo vermede güçlük yaşanır. Çünkü yüksek oranda yağlı beslenme nedeniyle hücrelerde biriken yağ, hücreleri insüline dirençli hale getirir.
Yani bu durumda problem pilav gibi karbonhidratlar değil, doymuş yağlı hayvansal gıdalardır.
Aç kalmadan, günde 3 öğün ile beslenerek insülin direncini iyileştirebilirsiniz, hemde sadece 3 hafta gibi kısa bir sürede…
Bu beslenme sadece insülin direncinde değil aynı zamanda yüksek kolesterol ve yüksek tansiyonda da iyileştirici olan dünyada en etkili beslenme şeklidir.
Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların arka planında insülin direnci olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu beslenme bu hastalıklara karşıda koruyucu niteliktedir.
Birilerinin günde en az 2 kez yediği yumurtalar, kalıp kalıp tereyağları bazılarının zehirli olabilir.
Bu bağlamda sosyal medyada paylaşılan beslenmeler yanıltıcı ve hatta sağlık için çok tehlikeli olabilir.
Bu nedenle uzun yaşam hakkında tüm bilimsel gerçekleri detayları be hatta tarifleri ile 👉🏼 UZUN YAŞAM İÇİN FONKSİYONEL BİTKİ BAZLI BESLENME kitabımda anlattım.
Kitabı idefix, d&r kitap ve kitap yurdu vb seçkin online kitapçılardan sipariş edebilirsiniz.
🌱 Neden yaşlandığımız konusu moleküler düzeyde detaylı incelendiğinde, yaşa bağlı olarak NAD+ seviyemizin azaldığı bilimsel olarak günümüzde çok iyi bilinmektedir.
🌱 NAD+ glukoz metabolizmasında, yağ metabolizmasında, mitokondri ve nörolojik fonksiyonlarda, işitme, görme fonksiyonlarımızda ve sirtüin enzimleri dahil bir çok proteinin çalışmasında gerekli bir hayati faktörlerden biridir.
🌱 NAD+ üretimi engellendiğinde fareler, 7 gün sonra hayatını kaybetmektedir.
🌱 Yaşa bağlı olarak NAD+ seviyesi azalmaktadır. Bu durumda azalan NAD+’a bağımlı çalışan bir çok metabolik reaksiyonda yavaşlama ve gerileme görülür.
1️⃣ İlk figür yaşa ve cinsiyete bağlı olarak kadın ve erkeklerde NAD+ düşüşünü gösteriyor.
➡️ Görüldüğü gibi erkeklerde NAD+ düşüşü, kadınlara kıyasla çok daha hızlı ve fazla.
➡️ Bu durum, erkeklerde neden kadınlara göre erken yaşta hayat kaybının yüksek olduğunu açıklıyor.
2️⃣ İkinci figür ise yaşa bağlı olarak beyinde NAD+ molekülünün düşüşünü gösteriyor.
➡️ Bu molekülün yaşa bağlı azlığı Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara neden oluyor.
➡️ Neyse ki günümüzde yaşlanmayı geciktirmek mümkün.
Sağlıcakla
⚠️⚠️⚠️Bazısı su içse yarıyor bazısı ise dünyaları yese kilo almıyor🤷♀️
Nedeni hiç düşündünüz mü?
Tabii ki hepimizin genetiği farklıdır.
Birinin genetik test sonucu hızlı metabolizması olduğunu gösteriyorsa bu sadece genetik ile ilgili olmayabilir. Yaş, fiziksel aktivite,kas yoğunluğu, hormonlar gibi faktörlerinde etkisi vardır.
👉🏼Ancak yeni çalışmalar bu metabolik farklılığın genetikten ziyade bağırsaklarımızda ki bakteri çeşitliliği ile ilgili olduğunu gösteriyor.
✔️İnsan vücudu trilyonlarca bakteri, mantar ve virüse ev sahipliği yapmaktadır. Vücudumuzda yaşayan trilyonlarca mikroorganizmaya topluca mikrobiyota adı verilir. Bakterilere odaklanırsak bunlardan bazıları bize faydalı, bazıları ise zararlıdır.
👉🏼Obez ve zayıf bireylerin mikrobiyota çeşitliliği farklılık göstermektedir. Obez bireylerde sağlıklı mikrobiyota dengesi bozulmaktadır(disbiyozis).
👉🏼Mikrobiyotanın metabolizma ile ilişkisi, iki kişinin aynı yemekten farklı kalori alması anlamına geliyor.
Zayıf olan aynı yemekten daha az kalori alıyorsa bu zayıf kişinin mikrobiyota çeşitliliğinin daha çok faydalı bakteriler içermesi anlamına gelir.
Mikrobiyota dengesini sağlamak için yapılması gerekenler ?
✅Batı tarzı beslenme; yani yüksek yağ ve yüksek oranda şeker içeren bir beslenme faydalı mikrobiyotayı yok eder. Dolayısıyla her türlü işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.
✅Doğada bulunduğu şekilde lif içeren gıdalar arttırılmalıdır.
✅Turşu, kimchi, kombuçya gibi fermente gıdalar tüketilebilir.
✅Stresten kaçınılmalıdır.
✅Yeterli uyku ile geceleri vücut mekanizması reset edilmelidir.
✅Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterilmeldir.
Sen hangi gruptasın ? 👇🏼👇🏼👇🏼
Yeni bir Stanford Üniversitesi araştırması !
Bu yeni çalışma kadınların neden lupus ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklara daha yatkın olduğunu keşfetti.
Çalışma, kadın vücudunun ekstra X kromozomunu yönetme şeklinin otoimmün hastalıklara yatkınlıkla ilişkisini açığa çıkarıyor.
Araştırmaya göre, X kromozomu inaktivasyonunda rol oynayan Xist adlı özel bir RNA’nın bu süreçte önemli olduğunu gösteriyor.
Kadınların iki X kromozomu olması, genlerin toksik dozunu önlemek için bir X kromozomunu kapatma mekanizmasını içerir. Bu süreçteki bozukluklar çevresel faktörlerle tetiklenebilir ve otoimmün hastalıklara yol açabilir.
Fare deneyleri, lupusu tetikleyen Xist RNA’sı ile ilişkilendirilen proteinleri ortaya koyuyor ve bu, özellikle kadınları etkileyen hastalıklar için potansiyel bir teşhis yöntemini aydınlatıyor. Tabii ki, daha fazla araştırmaya ihtiyaç var, ancak bu proteinlerin keşfi otoimmün koşulları anlama ve tedavi etme konusunda umut vaat ediyor.
📚✨ Sağlıklı ve Uzun Yaşam Rehberi! 🌿📘
🌟 Yeni bilimsel çalışmalar, diyabet ve kalp krizi gibi hastalıklar üzerinde etkili olan asıl faktörlerin genetik değil, yaşam tarzı olduğunu vurguluyor! 💪🌱
🔍 Binlerce kişi üzerinde yapılan araştırmalar, insanlara sadece sağlıklı yaşam modelleri öğretilerek tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, hatta kalp damar hastalıkları ve kanser gibi ciddi durumların iyileşebileceğini ortaya koyuyor.
👨👩👧👦 Ailede tip 2 diyabet öyküsü varsa, suçlu ailenizden aldığınız genlerde değil, ailenizle benzer beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarında aramayı unutmayın!
👉🏼👉🏼👉🏼 Detayları kitabımdan okuyabilirsiniz. Kitabı idefix, d&r, kitap yurdu ve Nobel kitaptan sipariş verebilirsiniz.
🌟İdefix linkine profilimden ulaşabilirsiniz.
💪🏽💪🏽💪🏽
💪🏽 Yaşla birlikte kas kaybı sarkopeni görülme olasılığı da artar ve kas kaybı yaşlılarda düşme riskini yükseltir.
💪🏽Kuvvet antrenmanı kaslarımızı güçlendiren ve biyolojik yaşlanmayı geciktiren en etkili antremanlardan biridir.
🦴 Kuvvet antrenmanı sadece kaslarımızı güçlendirmekle kalmaz aynı zamanda kemik yoğunluğumuzu da artırır.
💪🏽 Böylece yaşlandığımızda eklemlerimizi yaralanmalardan korumuş oluruz. Artrit ağrılarını da hafifletebilir.
💪🏽 Kaslarımız güçlendiği zaman, dengede durmamıza katkıda bulunur ve böylece düşme riskimizi azaltır.
💪🏽 Güçlenen kaslar, yaşlandığımızda bağımsızlığımızı korumamızı sağlar ve kimseye muhtaç kalmadan ayakkabı bağcıklarımızı bağlayabilme gibi günlük aktiviteleri yapabilme yeteneğimizi artırır.
👉🏼Dolayısıyla yaşam kalitemizi artırır, ilave olarak stres ve kaygıyı azaltır.
👉🏼Kaslar zayıfladıkça, mitokondrilerin sayısı da azalır. Bu da yorgunluğa neden olur. Bu antremanlar ile mitokondrilerin sayısını genç yaşlarda ki gibi artırmak mümkün !
🧠 Kuvvet antrenmanı sadece vücut kasımızı güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda insülin direncini ve hipotiroidiyi iyileştirir ve beynimizi de güçlendirir.👇🏼
🧠 Bizi öldürmeyen ama güçlendiren hormezis etkili antremanlar, beyinde BDNF isimli proteinin seviyesini artırarak bizi Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı da korur.
➡️ Sağlıklı olmak için aşırı yoğunlukta kas hacmine sahip olmamıza gerek yok.
➡️ Bu antremanları uygulamak için profesyonel gym aletlerine de gerek yok.
👉🏼 Yaşınıza ve şuan ki kondisyon durumunuza göre evde ki 2 litrelik su şişelerini yerden kaldırma, yukarı itme gibi egzersizlerle kaslarınızı günden güne güçlendirebilirsiniz.
👉🏼 Alternatif olarak kuvvet egzersizi için kendi vücut ağırlığımızı veya elastik bantları da kullanabiliriz.
✌🏼 Yanmayı hissetmemiz, kaslarımızın çalıştığının ve güçlendiğinin bir belirtecidir.
➡️ Kas yoğunluğunu güçlendirmek ve korumak için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tutarlılık ve devamlılıktır.
➡️ Yaralanmaları engellemek için bu antremanı yapmaya başlamadan önce konunun uzmanından kısa bir eğitim almak önemli !
⚠️ Airfryer’lar hakkında 2 yıl önce paylaştığım postu hatırlayalım.
Kaydırmalı post >>> Detaylar için kaydırın…
Kaynaklar :
1-https://www.food.gov.uk/safety-hygiene/acrylamide
2-https://www.thestandard.com.hk/breaking-news/section/4/165603/Air-fryers-produce-cancer-causing-chemicals,-watchdog-warns
3-https://www.cancer.gov/about-cancer/causes-prevention/risk/diet/cooked-meats-fact-sheet
4-https://thefooduntold.com/blog/health/korean-study-overcooking-with-air-fryers-create-toxic/
, , , , , , , , , , , , ,
Hangi gıdalar için kullanıyorsunuz?
Depolarda bekletilme koşuluna bağlı olarak pirinçte dünyanın en öldürücü mantar zehiri (mikotoksin) Aflatoksin de bulunabilir.
Kaynak:
https://www.cancer.org/cancer/cancer-causes/arsenic.html
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0048969720368728?via%3Dihub
🌟🌟🌟 Mutlu Seneler 🎄
🌟 Sağlık ve huzurun bolca olduğu, hayatın tüm güzellikleri ile kuşatılan, sevdiklerimizle uzun yıllar birlikte geçireceğimiz mutlu anların hiç eksik olmadığı, sağlıklı ve huzurlu bir yıl olsun,2024 !
Uzun ömür takviyeleri hakkında tüm merak ettiklerinizi blog sayfamda paylaştım.
David Sinclair’in videoda bahsettiği takviyeler ve %20 yeni yıl indirim linki ile ilgili tüm detaylara blog sayfası üzerinden ulaşabilirsiniz.
Blog sayfama google arama motoruna drozlembayram yazarak veya instagram profilim üzerinden ulaşabilirsiniz. Şimdi hikayemde de paylaşıyorum.
✨
🌟 Optimizm ✌🏼
Araştırmalar, olumlu bir bakış açısına sahip olanların %11-15 daha uzun yaşadığını gösteriyor.
Pozitif güçlü bir zihniyetin etkisine inanmak gerek 🙏🏼
Harvard üniversitesinden David Sinclair’in uzun ömür için 83 yaşında sağlıklı babasıyla birlikte 20 yıldır hergün kullandığı 3 takviye :
1-Resveratrol
2-NMN (NAD+ öncülü) +TMG ile birlikte kullanılması gerekiyor !
3-Metformin (ilaç) Bitkisel alternatifi Berberine…
Black Friday indirim pazar akşamı sona eriyor.
%40 indirimli çoklu takviye paketlerin linkine profilimden, hikayelerimden, donotage adı altında öne çıkanlardan ve YouTube kanalımdan ulaşabilirsiniz.
İlaveten ekstra %10 indirimi için DROZLEM kodunu kullanmayı unutmayın!
🧬🧬 Kitabımın Özeti
Yeni çalışmalar, kalp krizine neden olan etmenlerin, genetik faktörlerden çok hayat tarzına bağlı olduğunu gösteriyor.
Ailenizde kalp damar rahatsızlığı olan biri varsa, bu durumun sizde de görülme riskini, kalıtımdan ziyade epigenetik faktörler yani aileniz ile benzer beslenme alışkanlığınız belirlemektedir.
Epigenetik, genlerin kodunda herhangi bir değişim olmadan, genin işlevinde meydana gelen kalıtsal değişimler olarak tanımlanmaktadır.
Doktora tezimin konusu olan epigenetiğin genetikten en önemli farkı, genlerin işlevinde meydana gelen değişimin tekrar eski haline dönebilir olmasıdır.
Genlerin işlevinin çevre tarafından değiştirilebileceği ilk kez 1902'de Garrod adlı bir bilim insanı tarafından fark edilmiştir. Bu postun resminde kullanılan ünlü alıntının sahibi Dr. Judith Stern’dir.
Günümüzde görülen bir çok hastalık ailemizden kalıtsal olarak aldığımız farklı genler arasındaki etkileşimin bir sonucu değil, genler ve çevre arasındaki etkileşimin bir sonucudur.
Bir kişinin aileden gelen kalıtsal yatkınlıklar nedeniyle kronik bir hastalığa yatkınlığı olabilir. Ancak o kişi, çevresel tetikleyicilere maruz kalmadığı sürece, o hastalık o kişide gelişmeyebilir.
Epigenetik değişimler, çevresel faktörlere göre şekillenmektedir ve çevresel kaynaklı hastalık riskleri, hem erkek hem dişi üreme yoluyla bir nesilden diğerine aktarılmaktadır.
Örneğin gebelikten önce babada selenyum eksikliği bu babadan gelen yavru dişi sıçanlarda meme kanseri gelişimini tetikleyebilmektedir. Dolayısıyla meme kanseri riski hem anne hem de baba üreme hattı yoluyla sonraki nesillere aktarılabilmektedir.
Östradiol vücutta doğal olarak üretilen östrojen hormonundan biridir. Gebe sıçanlar östradiol hormon takviyesi ile besleme yapıldığında, bu hormon sadece dişi yavrularda değil erkeklerde de meme kanserine neden olmuş üstelik bu sıçanlarda meme kanseri sadece ilk nesilde kalmayıp, torunların torunlarına da aktarılmıştır.
Dolayısıyla genlerimiz sadece silahı doldururken, yaşam tarzımız yani beslenme şeklimiz, uyku kalitemiz, fiziksel aktivite seviyemiz ve stresle baş edebilme yeteneğimiz tetiği çekecek olan en önemli faktörlerdendir 🩷
💝🎁 Hediyelerim var !
💝Sağlığına yatırım yapmak isteyen sevgili takipçilerimin .not.age ürünlerine yoğun ilgisi üzerine, bu 3 ürünü sizlere hediye etmek istiyorum.
💝 Resimde ki 3 ürün , 3 farklı kişiye gidecek !
🔷 Hediyelere sahip olmak için aşağıda sıralanan kuralları eksiksiz yerine getirmeniz gerekiyor.
1️⃣ Beni ve .not.age ’ i takip etmelisin!
2️⃣ Bu görselin altına en az 2 arkadaşını etikletlemelisin !
3️⃣ Bu görseli beğenmelisin !
4️⃣ Bu görseli kaydetmelisin !
✅ Bu 4 maddeyi eksiksiz yerine getiren 3 kişi bu hediyeleri kazanma şansını yakalayacak.
🚫Sahte hesap ile katılanlar ve sahte hesapları etiketleyelerin katılımı geçersiz sayılacaktır.
‼️Çekiliş 28 Temmuz akşamı sonlanacak olup, kazananlar 28 Temmuz akşamı hikaye kısmında açıklanacaktır.
✅ Ne kadar çok yorum o kadar çok şans demek✌🏼
🤍 Herkese booool şanslar diliyorum… ✌🏼🧚🏼♂️
🚨Hücresel yaşlanma, hücrelerin artık tam anlamıyla işlev göremediği yaşlanma sürecinin doğal bir parçasıdır.
Yaşlanan hücrelerden bazıları zamanla birikerek etraflarındaki sağlıklı hücrelerin günlük işlevlerini etkileyebilir.
Bu hücrelere senesent hücreler denir. Senesent hücreler metabolik olarak aktiftir ancak geri dönüşü olmayacak şekilde bölünme yeteneklerini kaybetmişlerdir.
Apoptoz yani programlı hücre ölümü geçirmezler.
Kısacası ne ölü ne de canlı tabiri caizse zombi hücreler olarak adlandırılırlar.
Bu zombi hücreler vücutta öylece oturup beklemezler. Metabolik olarak aktif oldukları için iltihaplanmayı teşvik eden, sağlıklı komşu hücrelere bir nevi mobing uygularlar. Bunu sağlıklı komşu hücrelerin işlevini bozucu hastalığa neden olan SASP adı verilen moleküller salgılayarak yaparlar. Salgıladıkları SASP molekülleri aracılığıyla hem lokal hem de sistemik inflamasyonu ve doku hasarını tetikleyen bir inflamatuar durum oluşurlar.
Zombi hücreler tarafından salınan moleküller aracılığıyla artrit, osteoporoz, glokom, Parkinson ve Alzheimer hastalığı ve diğer birçok yaşa bağlı gelişen rahatsızlıklara katkıda bulunurlar.
Aynı zamanda çok fazla zombi hücrelere sahip olanlar, hastalık veya yaralanma sonrasında vücudun kendini yenilenemediği bir durumu düşünebilir.
İşte yaşlılarda yara iyileşmesi bu nedenle çok daha yavaş olur. Ne kadar çok zombi hücre vücutta birikmişse, iyileşme de o kadar geç olur.
Bilim bu zombi hücrelere bir çare buldu.
Farelerde yapılan araştırmalar, “senolitik takviyelerin” yaşlanan hücreleri yok ederek yaşamı yüzde 27'ye kadar uzattığını gösteriyor. Bu insanlarda yaşam beklentisini 100 yıla çıkarabildiği anlamına geliyor.
Senolitik nedir ?
Yaşlanan zombi hücreleri seçici olarak yakalayan ve sistemik gençleşmeyi sağlayan bitkisel flavonoidlerdir.
Fisetin: İlk keşfedilenlerden biri çilek, elma, soğan ve salatalıkta bulunan bir flavonoiddir.
Quercetin:Yeşil çay, kahve, çeşitli meyveler, elma, soğan, brokoli, üzüm, turunçgiller ve kırmızı şarapta bulunur.
Apigenin : Papatya çayında, maydanoz, greyfurt, portakal ve soğanda bulunur.
Senolitik bitkisel bileşikler takviye olarak da bulunmaktadır.
Part 2 ☑️🌱☑️ Nitrik oksit damarların genişlemesini sağlayarak kanın, damarlardan sorunsuz bir şekilde akmasını kolaylaştırır. Böylece kandaki besin maddeleri ve oksijen vücudun her yerine etkili ve verimli bir şekilde taşınır.
Nitrik oksit mitokondrilerin de işlevini artırır.
Nitrik oksit üretimi sınırlı olduğunda kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve erektil disfonksiyon problemleri ortaya çıkar.
Nitrik oksit kısa ömürlü, hızla bozulan kararsız bir moleküldür. Hormonlar gibi kanda saatlerce veya günlerce yüksek seviyede kalamaz. Bu nedenle sürekli yenilenmesi gerekir. Tabii bu yediklerimize nice yaşam tarzımıza bağlıdır.
Peki vücudumuzun günlük nitrik oksit sentezleme yeteneğini doğal olarak nasıl artırabiliriz?
1-Burundan nefes alma ve verme ile vücutta mucizevi hayat molekülü nitrik oksit üretimi artar. ( her zaman dediği gibi). Artan nitrik oksit ile daha fazla oksijen taşınır. Böylece akciğerlerin oksijenlenme kapasitesi artar. Aynı durum ağızdan nefes alındığında gerçekleşmez.
2-Düzenli Egzersiz: Vücudun doğal nitrik oksit üretebilme kapasitesini artırır. Egzersiz, serbest radikallerin neden olduğu nitrik oksit bozulmasını engellemeye yardımcı olan vücudun antioksidan kapasitesini artırır.
3-Nitrat bakımından zengin sebzeler ve meyveler tükettiğimizde, vücudumuz besinlerden gelen nitratları doğrudan nitrik okside dönüştürür.İşlenmiş etlere eklenen nitratlar kolon kanserine neden olur, ancak sebzelerden gelen doğal nitratlar zararsızdır.
Pancar gibi kök sebzeler, roka, ıspanak, lahana, pazı, spirulina yosunu gibi yeşil yapraklı bitkiler, nitrat bakımından zengindir.
Sarımsak, ceviz ve keten tohumu gibi kabuklu yemişler ve tohumlar nitrik oksidin biyolojik öncülü olan arjinin amino asiti bakımından zengindir.
Nar ve turunçgiller nitrik oksit seviyesini artıran antioksidan C vitamini bakımından zengindir.
4- Kakaoda bulunan flavonoidler nitrik oksidi yükseltir. Ancak kakaoda tespit edilen ağır metaller nedeniyle aşırıya kaçmamak gerekir.
Özetle, yaşam tarzımıza önem verdiğimizde viagraya gerek kalmayacaktır ❗️
Bir sonraki post nitrik oksit seviyesini azaltan faktörler hakkında!
✅✅✅Part-1 : HAYAT MOLEKÜLÜ
☑️ Bugün, önemli bir molekülün keşfi ile ilgili bir hikâye anlatmak istiyorum.
🔘Ünlü bir ilaç şirketi, 1989 yılında tansiyon düşürücü ve kalp nedenli göğüs ağrısını engelleyici bir ilaç üretti. Klinik insan çalışmaları fazına gelindiğinde, ilacın önemli bir yan etkisi farkedildi. Özellikle hemşirelerin dikkatini çeken bu yan etki sadece erkek deneklerde gözlemlendi.
➡️İlacın, yan etkisi erkeklerde ereksiyona neden olmasıydı. Bu yan etkisi nedeniyle ünlü ilaç şirketi bu ilacı piyasaya çıkarmama kararı aldı ve ilaç İngiltere’de tozlu raflara kaldırıldı.
Ta ki 1998 yılında Nitrik oksit molekülünün keşfine kadar !
O yıl, nobel ödülü nitrik oksitin, pen*ste ereksiyona neden olan aracı kimyasal molekül olarak keşfine verilmişti.
Bunun üzerine ünlü ilaç şirketi bu ilacın etken maddesini Nobel ödülü kazanan araştırmacı doktorlara test için yolladı. Yapılan testler sonucunda, bu ilacın nitrik oksit seviyesini artırarak, pen*ste ereksiyona neden olduğu keşfedildi.
Bu ilacın adı Vi**ra, Nobel ödülü kazanan Louis J. Ignarro ise “sevmese de”Vi**ranın babası olarak isimlendirildi. Vi**ra, o yıl uluslararası gişe rekorları kırdı, koka koladan sonra dünyada en çok tüketilen ilaç olarak tarihe geçti.
Böylece bir zamanlar psikolojik bir sorun veya yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edilen erkeklerde ki erektil disfonksiyonun kök nedeninin aslında vücutta azalan nitrik oksit olduğu bu ilaç sayesinde şans eseri keşfedilmiş oldu.Burada asıl anlatmak istediğim konu nitrik oksit!
Peki nitrik oksit nedir ?
Nitrik oksit damarların yüzeyini kaplayan endotel hücrelerimiz tarafından salınan, damar duvarındaki kasların genişlemesini sağlayan önemli bir moleküldür.
Nitrik oksit damar sertleşmesini ve damarların tıkanmasını engeller. Dolayısıyla nitrik oksit kalp damar hastalıklarını önleme ve tedavi etmede oldukça önemli bir hayat molekülüdür.
Vücudumuzda nitrik oksit seviyesini doğal olarak artırabilmek için neler yapmalı neler yapmamalı kısmı bir sonraki postta !
Tüm instagram aileme sağlıklı ve huzurlu bayramlar diliyorum 🌸
, ,
Hatırlatma ⚠️⚠️Önemli Uyarı
➡️ Son yıllarda Avrupa geneline ithal edilen dondurulmuş meyvelerde norovirüs ve hepatit A virüsü salgınları nedeniyle gıda güvenlik otoriteleri, ithal edilen dondurulmuş meyvelerin çiğ tüketilmemesi gerektiği konusunda uyarmaktadır.
➡️ Bu durum özellikle çocuklar, gebeler ve yaşlılar gibi duyarlı kişilerin sağlığı için oldukça önemlidir.
➡️ Hastalık belirtileri norovirüs ile kontamine olmuş gıda tüketiminden 12-48 saat sonra başlamaktadır.
➡️Hepatit A virüsü ile kontamine olmuş gıda tüketiminden 15-50 gün sonra ancak genelde 28 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkmaktadır.
⚠️ Bu meyveler nasıl tüketilmelidir ?
➡️ İthal edilen dondurulmuş meyveleri tüketmeden önce bir dakika kaynatmak virüsleri yok etmektedir.
➡️ Hazır olarak dışarlarda satın alınan smoothie’lerde kullanılan meyvelerinin kaynağından emin olmakta fayda var.
👉🏼Dışarıdan alınan kolajen ciltteki kolajenin yerine geçebilir mi ?
➡️ Kolajen insan vücudunda en fazla bulunan proteinlerdendir.
➡️ Hemen hemen vücudumuzun yüzde 30´u kollajenden oluşur.
➡️ Kemiklerimizin, kaslar ve organlar arasında ki fasya dokumuzun ve vücudumuzda en fazla yer kaplayan derimizin temel yapısı kolajenden oluşmaktadır.
❗️ Ancak takviye olarak alınan kolajen proteini, mide asidinde parçalanmakta ve cilde doğrudan ulaşamamaktadır.
➡️ Parçalanan kolajen proteini, proteinlerin yapı taşları olan amino asitlere ayrıştırılmakta ve vücutta ki amino asit havuzunda birikmektedir.
✔️ Normalde insan vücudu kolajeni doğal olarak kendi de üretebilmektedir.
❗️ Ancak kollajen üretimi için sadece kolajen proteininden gelen amino asitlerin varlığı yeterli değildir.
➡️ Vücutta doğal yolla kolajen sentezlenebilmesi için farklı cofaktörlere (yardımcı moleküllere) ihtiyaç vardır.
✅ Vücudun doğal kolajen üretimini destekleyen faktörler nelerdir ? 👇🏼
✔️ Vitamin C, kollajenin vücudumuzda doğal olarak üretiminde rol alan en önemli antioksidandır. ( Vit. C içeren gıdalar; Biber, çilek, turunçgiller, brokoli, vs…)
✔️ Vitamin D (Mantarlar ve güneş ışığı)
⚠️Güneş ışığı coğrafya, mevsim gibi faktörlere göre değişim gösterebilir !
✔️ Vitamin A (Beta Karoten içeren havuç, balkabağı, kayısı, vs…).
✔️ Omega-3 ( Chia, keten tohumu, spirulina veya bulabilirseniz eğer ağır metallerden temizlenmiş balık yağları)
➡️ Bazı faktörler ise var olan kolajeni yıkıma uğratarak, cildin esnekliğini kaybetmesine neden olur ve yaşlanmayı hızlandırır.
❌ Kolajeni yıkıma uğratan faktörler nelerdir ?
1️⃣ Güneş ışınları ( UVA UVB)
2️⃣ Sigara
3️⃣ Menopoz (hormonal değişim)
4️⃣ Stres
5️⃣ Yetersiz uyku
6️⃣ Yetersiz antioksidan gıda tüketmek
9️⃣ Rafine şeker
❗️ Vitamin C var olan kolajenin yıkımını engellemektedir.
❗️ Eğer diyetimizde meyve ve sebze tüketimi yetersiz ise kollajen takviyesi almak, kolajen üretimi için yetersizdir.
➡️ Ürtiker tedavisi için düşük histamin diyeti uygulayanlar, histamini arttırdığından dolayı kolajen takviyesi ve kemik suyu kullanmaktan kaçınmalıdır !
🥦🥦🥦 2 farklı tarif
🥦 Brokoli tohumlarını çimlendirme yöntemleri
⬅️⬅️Harvard üniversitesinin halk sağlığı ve beslenme kaynağına göre sağlıklı bir yemek tabağı nasıl olmalı ?
✅ Tabağımızın büyük bir porsiyonu her renkte ve çeşitlilikte sebzeler oluşturmalıdır.
✅ Aynı zamanda tabaklarımızda her renkte ve çeşitlilikte meyvelere de yer verilmelidir. Her zaman dediğim gibi meyveler şeker değil antioksidan, prebiyotik lif kaynağıdır. Meyveler şekerdir konusunda ısrar edenler meyveleri nasıl tüketeceğini henüz bilemiyordur. Kitabımda bunun detaylarını anlatıyorum. Henüz almadıysanız eğer henüz geleceğinize yatırım yapmamışsınız demektir ✌🏼
➡️ Harvard üniversitesi halk sağlığı ve beslenme kaynağı kırmızı et tüketimini sınırlandırmamızı öneriyor. Dikkatinizi çekerim sadece sucuk ve salam gibi işlenmiş etlerin değil kırmızı etinde ‼️ Nedenini buraya sığdıramayacağım zaten kitabımda detaylı olarak yazdım oradan okuyabilirsiniz.
⚠️ Protein evet önemli sarkopeniyi engelliyor, ancak proteinin fazlası da yine insülin direncine neden oluyor. Bu detayı da burada vermiş olayım ‼️
⚠️Meyve suyu konusunda bana kalırsa meyvelerin suyu yerine meyveler bütün olarak yenmelidir.
Sonuna kadar okuyanlar el kaldırsın 😉👏🏼💖
Click here to claim your Sponsored Listing.
Videos (show all)
Category
Contact the practice
Address
Dublin
38 Oakwood Avenue Finglas East
Dublin, D11
The Willows Clinic is based north Dublin and specialise in the treatment of Fertility with Acupunctu
The Elbowroom, 32 North Brunswick Street
Dublin, DUBLIN7
The elbowroom is a centre for empowering, informing and inspiring parents in pregnancy, birth and beyond.
Vibrant Life Chiropractic, Unit F8 Nutgrove Office Park
Dublin, DUBLIN14
We are a leading edge brain based chiropractic practice helping you recover and maintain your health
106 Capel Street, Rotunda, Dublin 1, D01 WY40 Dublin City Centre
Dublin, D1
Irish Enterprise Award winning Kikoh Reiki is a traditional Japanese stress relief technique suitabl
72 Shantalla Road, Beaumont
Dublin, 9
Our main focus is self development and self improvement. These goals are achieved through nutrition,
Dublin, 14
I'm an intuitive energy healer, with physic medium gifts that I use to help you bring change, healing and transformation to your life.
Dublin, DUBLIN24
Homeopathy is a safe, natural and gentle system that stimulates the body's own healing power.
Dublin
Haal-Chaal means well-being I help you improve the basis of your well-being through Yoga & Ayurveda
Dublin, D09
Reiki practitioners use a technique called palm healing or hands-on healing through which a "universal energy" is said to be transferred through the palms of the practitioner to th...
Balbriggan
Dublin
Beautiful Authentic and Genuine Healing Crystals and Jewellery. Shipped Worldwide.