VIVO Nutrition Center

Yeni bir sen için biz hazırız, peki sen?

Tohumları suda bekletip, çimlenmeye başlaması aşamasına verilen isimdir. Bu işlem sırasında ortaya çıkan filizler tüketilebilir. Filizlenmenin başlamasıyla tohum
hızla su çekerek büyür besin değeri de bu sayede artmış olur.

Filizlendirmek için en çok kullanılan tohumlar;yonca, soya, maş fasulyesi, nohut, mercimek, buğday, kuru fasulye.

Yaşlanma ve hastalıklara sebep olan serbest radikallerin oluşumunu önler.

Antioksidan kaynağı olması sayesinde kansere karşı, hastalıklara karşı koruyucudur. 

Vücudumuzun toksinlerden arınmasını ve hücrelerimizin daha sağlıklı kalmasını sağlar.

Vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir. Yapılan araştırmalar ile vitamin/mineral içeriklerinin zengin olduğu kanıtlanmıştır. Filizlendirme ile A, B, C ve E vitaminleri 20 daha
artmaktadır.

Tohum yapıda oluştukları için kaliteli protein ve lif açısındanzengindir. Yüksek lif içeriği ile bağırsak floramız için yararlı olan bakterilerin sayısını ve türünü arttırabilirsiniz.

Bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde yardımcı lizin aminoasidini filizlendirme işlemi ile önemli derecede yükseltebiliriz.

Hücre yenilenmesini DNA ve RNA açısından zenginlikleri ile sağlar.

Filizlenmiş besinde daha fazla enzim bulunuyor.Bu enzimler tükettiğimiz besinlerin daha iyi sindirilmesini sağlayarak maksimum yarar ile hücrelerimizi daha iyi bir şekilde beslenmesine yardımcı olur. 

Dikkat edilmesi gereken nokta ise;

Filizlendirme işlemi kontaminasyon riski içerdiği için zararlı bakterilerin vücuda girmesine ve toksik etkiye sebep olabilir. 

Hamileler, bağışıklık sistemi düsük olanlar, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, emziren kadınlar tüketimine dikkat etmelidir. Pişirerek tüketebilirler. 

Alt Ekstremite Tuzak Nöropatileri

Alt ekstremite periferik sinirleri, anatomik olarak duyarlı bulundukları bölgelerde sıkışabilir.

Siniri etkileyen bir travma veya inflamatuar bir durum nöropatiye neden olabilir.

Periferik nöropatinin ana semptomu parestezidir.

Tuzak nöropatilerin hepsi değilse de çoğu konservatif olarak tedavi edilebilmektedir.

Sedef hastalığı, deri, tırnak ve eklemlerin etkilendiği, beyaz veya gümüş pullarla kaplı kırmızı plakların görüldüğü, ataklar ve remisyonlarla seyreden kronik inflamatuvar bir cilt hastalığıdır.

Sedef hastalığında günlük yeterli ve dengeli beslenmesi hastalığın seyri için önemlidir.

Günlük olarak taze sebze ve meyve tüketimiyle karatenoidler, flavonoidler, C vitamini gibi antioksidan bileşen alımı artar ve oksidatif stres kontrolü sağlanır. Aynı zamanda yapılan çalışmalarda antioksidan etkiye sahip A, E ve C vitaminlerinin düzeyleri sedefli hastalarda düşük bulunmuştur.

Probiyotikler deri üzerindeki bakteriyel yükü azaltarak bariyer fonksiyonunu güçlendirici etki göstermektedir. Sedef hastalarında probiyotik takviyesinin deri duyarlılığını azalttığı çalışmalar sonucunda görülmüştür.

EPA ve DHA içeren balık yağlarından zengin besinlerle beslenmenin sedef hastalarında lezyonlarının iyileşmesinde daha faydalı olabileceği çalışmalarda gözlemlenmiştir.

OTORİTER ANNE BABA TUTUMU

Sürekli eleştiren, yargılayan, suçlayan anne-babalardır. Anne babalar çocukları kendi kalıplarına göre yetiştirirler. “Çocuğumu eğitiyorum” mantığıyla şiddet uygulanabilir. Çocuktan yaşının üzerinde bir olgunluk beklenir ve ona özgürlük tanınmaz.

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Çocuk içine kapanık, çekingen, itaatkâr olabileceği gibi aşırı saldırgan ve zorba da olabilir.

Çocukta daima güçlü olma ve kendinden zayıfları ezme isteği vardır.

Kendine güveni hemen hemen yok gibidir.

İleri yaşlarda sıkıntılar karşısında dayanıksız ve çaresiz kalır.

Çocuk alacağı ağır cezalardan kaçmak için yalan söyleyebilir.

İnsanlar tarafından kolay kandırılabilir, yanlış hareketler yapmaya eğilimlidir.

Aşırı hassas, kırılgan ve hastalıklı bir kişilik yapısı görülebilir. Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusuna kapılabilir.

   
     

İçinde bulunan orta zincirli trigliseritler; vücudumuzda enerji için kullanılan bir yağ cinsidir, bu da kilo almanızı önler.

Yapılan çalışmalarda günde 2 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı tüketiminin; insülini dengelediği ve bel çevresindeki yağlanmayı kadınlarda azalttığı görülmüştür. Günlük tüketimi 2 tatlı kaşığı ölçüsünü geçmemelidir.

Spor Öncesi Doğru Beslenme Yağ Yakımı ve Kas Yapımını Artırır.

Spordan 2-3 saat önce ana öğün tüketilmelidir. Ana öğün içeriği yeteri kadar karbonhidrat, yağ, protein içermeli ve kolay sindirilebilir olmalıdır.

Porsiyon yapılan egzersize ve kişiye göre değişiklik gösterilmelidir.

Spordan 30 dakika önce tüketilen kahvenin, yağ yakımını arttırdığıyla ilgili çalışmalar mevcuttur.

Egzersiz sırasında kaslar karaciğerdeki glikojen deposunuve kaslardaki proteinleri kullanır ve egzersiz sonrası bu depolar azalır. Spor sonrası beslenmede ilk amaç azalan depoları doldurmak ve vücudu onarmaktır.

Spordan sonra bilinçsiz olarak supplement ve protein tozları kullanılmamalıdır. Kişiye uygun bir şekilde doktor ve diyetisyeninize danışarak size uygun olan supplementi doğru biçimlerde kullanabilirsiniz.

Ayak Bileği Yaralanmaları

Talocrual eklem dorsifleksiyonve plantar fleksiyon hareketlerini gerçekleştirir.İnversiyon ve eversiyon hareketi subtalar eklemde gerçekleşir.

Yaralanmalar inversiyon ve eversiyon yaralanmaları olarak gerçekleştiği için genelde yaralanan eklem subtalar eklemdir.

Bu yüzden akut evrede ağrısız bir şekilde en erken dorsi ve plantar fleksiyon üzerinden hareket açıklığı kazandırılabilir.

Okula başlayacak olan çocuklar bağışıklık güçlendirmek için nasıl beslenmelidir ?

1- Her gün probiyotik kullanımına özen gösterilmelidir. Aynı zamanda kefir içme alışkanlığı kazandırılmalıdır.

2- A, C, E, D vitaminleri, selenyum ve Çinko mineralleri enfeksiyonla mücadelede yardımcı olacak en önemli besin öğeleridir. (çiğ kuruyemişler, avokado ve zeytinyağı, her renk meyve ve sebze )

3- Lif yönünden zengin beslenmeli. Basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidrat tercih etmesi için yönlendirilmelidir.

4- Omega-3 bağışıklık için önemli yağ asididir. Balık semizotu, avokado, sert kabuklu çiğ yemişler, tahin beslenmesine eklenmelidir. Eğer yeterli miktarda almıyorsa doktorunuza danışıp takviyeye başlayabilirsiniz.

5- Vücuttan atık maddelerin ve zararlı bakterilerin uzaklaştırılması için su tüketimi çok önemlidir.

Okula Alışma Sürecinde Yardımcı Öneriler

Ebeveynler okula alışma sürecinde kararlı, rahat ve okula güvendiklerini belli edici bir şekilde davranmaları çok önemlidir.

Çocuğunuz sizden aldığı geri bildirimlere göre hareket edecektir. Siz kararlı ve okula güvendiğiniz belli ettiğiniz tutumlar sergilerseniz süreç sizin ve çocuğunuz için daha rahat ilerleyecektir.

Çocuğunuza okulda ne kadar kalacağını ve neler yapacağını somut bir şekilde ifade etmelisiniz.

Çocuğunuzun ağlayarak okula gitmek istemediği zamanlarda “ ağlama, ağlayacak bir şey yok, beni kızdırma, gideceksin, bak arkadaşın ağlıyor mu?”… gibi yaklaşımlarda bulunmayın bunun yerine onu anladığınızı ve yanında olduğunuzu dile getirin.

   
     

Servikal (boyun) Lordoz Düzleşmesİ

Boynun kendine has kıvrımını kaybetmesi sonucu oluşur.

Bununla birlikte boyun kaslarında gerginlik ve gerilim tipi baş ağrıları oluşturabilmektedir.

Kollarda uyuşma, sırt bölgesinde ağrılarla devam edebilmektedir.

Boyun bölgesinin lordozunu koruyucu egzersizler ve boyun kaslarının kuvvetlendirilmesiyle konservatif olarak bu semptomlar azaltılabilmektedir.

Açlık Orucu (IF = Intermittent Fasting)

Kilo kaybı, insülin duyarlılığı, kan şekeri, kalp rahatsızlıkları, kan basıncı üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren çalışmalar mevcut. İnsülin duyarlılığını artırarak, insülin seviyelerinde
düşmeye ve depolanan yağ yakımını arttırdığı çalışmalarda gözlenmiştir.

Herkes Uygulayabilir mi ?

Gebe veya emziren bireyler, küçük çocuklar, immün yetmezliği olan bireyler, yeme bozukluğu olan bireylerin bu beslenme
düzenini uygulamamalıdır.

Dikkat edilmesi gerekenler nelerdir ?

Aralıklı oruçta kurallara uymak yani diyeti doğru uygulamak
çok önemlidir; doğru uygulanmazsa kilo kaybı yerine artışında sebep olabileceği çalışmalar mevcuttur.

Yaşam tarzına uygun olması sürdürülebilirlik açısından önemli.

Öğün sayısının kısıtlılığıyla, öğün içeriği doğru planlanmazsa
yetersiz beslenmeye gider bu da vitamin mineral deposunda
bozulmalara, kan şekerinde bozulmalara neden olabilir.

Diyet yapmak İstemiyorum ama kilo vermek İstiyorum diyenler işe temiz beslenmekle
başlayabilirsiniz.

Nedir bu temiz beslenme ?

1 - Mutfağınızda bulunan abur-cubur lezzetleri temizlemekle başlayın.

2 - Tuzu azaltın, şekeri bırakın, alkolü kesin ve mevsim meyve ve sebzelerini tüketin.

3 - Balık, yumurta, kurubaklagil, lor peyniri, kefir gibi proteinden zengin yiyecekleri beslenmenizden eksik etmeyin.

4 - Pişirme tekniğinizi değiştirin. Kızartma yerine fırında pişirmeyi kullanabilirsiniz, et yemeklerini yağ eklemeden kendi yağı ile yapabilirsiniz veya ızgara pişirme yöntemini tercih edebilirsiniz.

5 - Su tüketimini attırmak bir klişe gibi gelir ama en etkili yöntemdir.

6 - Yeşil çay/beyaz çay tüketmeye özen gösterin.

7 - Düzenli ve kaliteli uyku uyumaya çalışın.

8 - Ve sevdiğiniz egzersizlerle gününüzü taçlandırın.

Sporda Endurans

Endurans sürekliliktir.

Üst ve alt ekstremite koordine olmalıdır.

Enduransın artması için O2 kapasitesinin artması gereklidir.

Kaç yaşında olursa olsun aerobik kapasite geliştirilmelidir.

Kasın ani ve istem dışı kasılmasıdır. Bu durum aslında bir koruma mekanizmasıdır.

Koruyucu kas spazmı daha büyük bir problemin önüne geçer.

Spazm altındaki kas dokusu mekanik bir yükün altına girdiğinde patolojik bir kontraksiyon halinde kas fibrillerinde bu durum deformasyona yol açabilir.

Okul Fobisi Nedir ?

Okul fobisi, çocuğun okulda bulunmanın bazı özel yönlerinden belirgin hoşnutsuz olarak bu ortama gitmekte yaşadığı güçlükleri, bir dizi psikolojik ve/veya fiziksel (somatik) belirtiyle yansıtması
şeklinde ortaya çıkan bir korku ya da kaygı olarak tanımlanabilir.

İlköğretim çağındaki çocuklar arasında en sık görülen belirtilerden biri olsa da eğitim sürecinin herhangi bir evresinde ortaya çıkabilir.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken, çocuğun korku ya da anksiyeteden dolayı mı yoksa okula ilgi duymama, otoriteye karşı çıkma nedeniyle mi okula devam etmediğidir.

         

Kollajen nedir?

Kollajen insan vücudunda en çok bulunan temel proteindir.

Başta deri ve bağ dokusu olmak üzere tendon, eklem, kıkırdak, saç, tırnak gibi birçok doku ve organda bulunur. Temel özelliği dokulara destek vermek, canlı ve esnek kalmalarını sağlamaktır.

Vücut kolajeni kendisi üretebilir fakat sigara tüketimi, çevresel faktörler, kötü beslenme gibi üretimini etkileyen etmenler vardır.

Özellikle 25’li yaşlardan sonra vücutta kolajen üretimi yavaşlar ve 35 yaşından sonra yavaşlama daha da hızlanarak etkilerini daha çok göstermeye başlar.

Bunun sonucunda ciltte sarkmalar, kırışıklıklar, eklem ağrıları meydana gelebilir.

Kollajen tercih ederken nelere dikkat edilmeli;

Tercih edeceğiniz kollajen hidrolize kollajen olmalıdır.

Vücut alacağınız her hidrolize kollajenden yeniden yapılanarak sorunlu bölgede bağ doku oluşturarak yapılanmayı arttıracaktır fakat vücut glisin ve prolin adlı iki tane aminoasidi birleştirerek kollajen üretimini başlatır.

Kollajen seçerken içeriğinde glisin olmasına dikkat edebilirsiniz.

Bu süreç için C vitamini de gerekmektedir. C vitamini ile zenginleştirilmiş kollajen de olabilir C vitamini takviyesi de kullanabilirsiniz.

Gebelikte kafeini vücuttan atmak normal bireylere göre 1.5-2 kat daha zordur. Günlük 200 mg’dan fazla alınması düşük riskini arttırır, anemiye neden olabilir ve düşük doğum ağırlığına neden olabilir.

Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında 200 mg’dan fazla tüketilen kafein düşük riskini arttırırken bebeğin kemik yoğunlu ve kalsiyum içeriğine de zarar veriyor.

Kafein içeren gıdalar;

Filtre kahve 1 fincan : 135-200 mg

Espresso 1 fincan: 100 mg

Cappuccino 1 fincan: 100 mg

Hazır kahve 150 cc: 57 mg

Türk kahvesi 1 fincan: 57 mg

Dekafeine kahve 150 cc: 5 mg

Demleme çay 175 cc: 20 – 110 mg

Hazır çay 200 cc: 30 mg

Kola 1 Kutu: 30 – 56 mg

Diyet Kola 1 Kutu: 38 – 45 mg

Çikolata 60 gram: 10 – 50 mg

Tip 1 diyabet insülin eksikliği ve hiperglisemi ile karakterize kronik bir hastalıktır.

İyi bir glisemik kontrolün için yaşam boyunca gün içerisinde sık sık kan şekeri ölçümü, sağlıklı besinlerin seçimi, porsiyon kontrolü ve düzenli egzersiz gerekmektedir ve
tüm bunlar diyabetli bireylerin birçoğunda kaygıya neden olmakta ve yeme bozuklukları riskini arttırmaktadır.

Diabulimia, diyabetli bireylerde, vücut ağırlığında kayıp sağlama amacıyla, kasıtlı olarak insülin dozunu azaltmak veya atlamayı ifade eder.

Kanada’da 2019 yılında yapılan bir çalışmada yaşları 12-17 arasında olan 116 T1DM’li adölesanın %21’inin yeme sorunu olduğu bildirilmiştir. Ülkemizde yapılan çalışmada ise
bu oran %25,0 olarak saptanmıştır.

DIABULIMIA NASIL FARKEDİLİR ?

Sürekli yüksek HbA1c,

Sık sık diyabetik ketoasidoza girme,

Vücut memnuniyetsizliği ve zayıflamada önemli bir artış,

Yeme davranışları Bulimia Nervozalı kişiler ile benzer,

Hiperglisemi, Candida ve mesane enfeksiyonlarına sık yol açar,

Yüksek HbA1c seviyeleri düzensiz menstürasyon ve amenoreye ve beynin işlevine yaptığı müdahaleden dolayı ertelenmiş ergenlik yaşanmasına neden olur,

Glikoz ölçümlerinin dokümantasyonundaki bozuklukları gösteren kan şekeri denetimi.

“ÇOCUKLARIN GELECEĞİNE YAPILAN EN BÜYÜK YATIRIM ,ONLARA KİTAP OKUMA SEVGİSİNİ AŞILAMAKTIR.”

Çocuğunuza kitap okumak sadece paylaşılan hoş bir an değil çocuğunuz gelişimi için kritik    bir basamaktır.

Kitap okunan çocuklar okula başlamak için daha hazır, okula başladıktan sonra daha hızlı öğrendikleri saptanmıştır.

Aynı zamanda gelişimlerine uygun kitaplarla erken yaşta tanışan çocukların duygusal gelişimleri düşünme becerileri yaşıtlarına göre belirgin bir oranda daha hızlı geliştiği görülmektedir.

Çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için;

Evinizde kitapların ulaşılabilir yerde olmasına özen gösterin ve evinize bir kitap köşesi oluşturun. 

Çocuğunuzla birlikte kitap fuarı , kitap evleri , sahaflar gibi kitap kültürünü hissedebileceği yerleri ziyaret edin.

Çocuğunuzun olduğu ortamda kitap okuyun ve okuduğunuz kitaplar hakkında sohbet edin.

Çocuğunuz ile birlikte kitap ayraçları hazırlayın. 

Çocuğunuzun sevdiği hikaye kitabını bir tiyatro oyuna dönüştürerek sahneleyebilirsiniz.

         

Helicobacter Pylori Tedavisinde Beslenme

Helicobacter pylori Dünya Sağlık Örgütü tarafından Tip 1 kanserojen olarak ilan edilmiştir. Günlük beslenme H. Pylori'ye karşı güçlü antibakteriyel aktiviteye sahip birçok besin öğesi sağlar.

Tedavisinde beslenme kurallarına dikkat edilmesi tedavinin etkinliğini arttırır;

1. Antibiyotik tedavisinde prebiyotik ve probiyotik kullanımı tedavinin etkinliğini arttırmaktadır.

2. H.pylori de sıklıkla görülen emilim bozukları sonucu demir eksikliği anemisi veya  B12 eksikliği ile karşı karşıya kalınabilir. Tedavi ile birlikte takviye yapılması tedavinin etkinliğini arttırmaktadır. 

3. Tedavi sürecinde vitamin takviyesi özellikle C,E, beta-karoten’ den zengin beslenme antioksidan içeriği sayesinde koruyucu etki göstermektedir. 

4. Tuz tüketimi H.pylori tedavisinde etkinliği arttırmak için kısıtlanmalı.

5. Kahve H.pylori enfeksiyon riskini arttıracağı için tüketilmemeli.

6. İyi yıkanmamış çiğ meyve ve sebze H.pylori bulaşma riski artacağı için iyice yıkanmış olmasına özen gösterilmelidir. 

7. Sülforafan içeren brokoli gibi turpgillerde bulunan izotiyosinat, Polifenoller (kuş üzümü, böğürtlen, ahududu, çilek, erik, armut, kiraz, nar, üzüm, elma, portakal, brokoli, lahana, maydonoz, soğan), Flavanoidler(elma, çilek, üzüm, soğan, yeşil sebzeler ), Qursetin, apigenin ve karoteoidler açısında zengin (yosun, sarımsak özü, elma kabuğu) polifenolleri içeren bitkisel ürünlerin Anti-H.pylori etkileye sahip olduğu çalışmalarda gösterilmiştir.

ÇOCUKLARINIZIN DUYGULARINI ONA YANSITIN.

Çocuğunuz oyuncağı kırıldığı için ağlıyor. Ne yaparsanız asla ikna olmuyor.
“Yapıştırırız üzülme” dediniz , sakinleşmedi.

“Yenisini daha güzelini alırım.” dediniz ağlaması daha da arttı.
Peki nerede eksik bişeyler yapıyoruz.

İlk olarak üzülme diyerek duygusunu ötekileştiriyoruz ve ne hissettiğini anlamadığımızı ifade ediyoruz. Duygusunu anlamadığınız takdirde sonrasında ne dersek diyelim hangi çözüm yolu bulmaya çalışırsak çalışalım sakinleşmeyecektir.

“ Haklısın bu çok kötü bir durum, bebeğini böyle görmek seni çok üzdü. Ne yapsak acaba yapıştırsak mı ? Birlikte ne yapabiliriz bir düşünelim mi ? Senin bir fikrin var mı? Dediğiniz zaman hırçınlaşma olasılığı daha düşük olacaktır.

Unutmayın duygulara odaklanmak her zaman daha avantajlı ve işe yarar bir çözümdür.

         

Sırt Mobilitesi

Hareketsiz bir yaşam ya da sabit çalışma düzeni omurgamızın esnekliğini kaybedip hareket açıklığını kısıtlandıracaktır.

Omuz elevasyonu sırasında torakal omurga (sırt bölgesi) 7 derece esneme yapar.

Eğer yapamıyorsa bel bölgesindeki kavisi arttırıp bel bölgesini hipermobil bir hale getirecektir.

Bu durumda bel bölgesinin stabilitesini azaltıp yaralanmalara açık bir hale gelecektir.

DEMİRDEN ZENGİN KAYNAKLAR

Sakatatlar ve kırmızı et demir açısından en zengin besin kaynaklarıdır.

Hayvansal besinlerde bitkisel besinlere oranla hem demir oranı daha fazla, hem de demir emilebilirliği daha yüksektir.

Bitkisel demir kaynakları arasında ise; kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, üzüm, pekmez, kuruyemişler, kuru kayısı vb. yer almaktadır.

· 120 gram Dana ciğeri 10.6 mg demir içerir.

· 4 köfte 3.6 mg demir içerir.

· 1 porsiyon etsiz kurubaklagil yemeği 4.7 mg demir içerir.

· 1 çorba kaşığı üzüm pekmezi 1 mg demir içerir.

· 1 avuç içi yağlı tohum yaklaşık 0,4 mg demir içerir.

Hemen Her Şeye Hayır Denilmemelidir !

“Hayır” kelimesini tasarruflu kullanın ya da kullanmadan önce bir kez daha düşünün.

Eğer her şeye “ hayır” diyorsanız gerçekten kullanmanız gereken yerde söylemenizin çocuk için hiçbir anlamı kalmayacaktır. Bunu kolaylaştırmak için anne babalara önerdiğimiz bir şey var.

Bir gün içinde nelere hayır dediğinizi bir kağıda yazın.

Sizin için çok önemli olmayanları eleyin ki gerçekten hayır demeniz gereken yerler anlamını bulsun.

Listenin çok uzun olmaması çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi olumlu yönde kurmanıza yardımcı olacaktır.

         

Temporamandibular Eklem (TME) Tedavisi

Temporomandibular düzensizlik (TME) terimi çiğneme kasları, temporomandibular eklem ve komşu dokuların genellikle ağrılı hallerini ifade eden bir terimdir.

Diş sıkmaya ve gıcırdatmaya bağlı çene ekleminde ağrılar söz konusu olabiliyor.

Özellikle masseter kası çift taraflı kasılmasıyla alt çenenin yukarı kalkmasını ve ağzın kapanmasını sağlar.

Diş sıkmaya bağlı masseter kasının spazmı ağrıyla sonuçlanabiliyor.

Çeneyi hareket ettiren ve kontrol eden kaslara yapılan uygulamalarla bu eklemde ve kaslarda hissedilen ağrının hafiflemesine yardımcı olur.

Neden Sürekli Aç Hissedersiniz?

Rafine karbonhidrat tüketimi çok olabilir. (ör. Hamur işi, şerbetli tatlı, abur-cubur, vb.) Lif içerikleri olmadığı için tokluk hissi sağlamaz ve kısa bir süre sonra hemen acıkırsınız. Bunun yerine sebze ve tam tahıllı besinler tüketimi arttırırsanız daha uzun süre tok kalırsınız.

Yeterli miktarda protein tüketmiyor olabillirsiniz. ( proteinli yiyecekler sindirimi uzun sürdüğü için uzun süre tokluk sağlar)

Hızlı yemek yiyor olabilirsiniz. ( hızlı yemek yemediğinizde tokluk hissiniz geç gelir, uzun süre çiğnemeye özen gösterin yapamıyorsanız yemeğinizi küçük küçük dilimlere bölün.)

Su tüketimi yetersiz olabilir. ( Beynimiz açlık susuzluk sinyallerini karıştırabiliyor bu yüzden susuzluğu açlık olarak hissediyor olabilirsiniz ve sindirim sisteminizin sağlıklı bir şekilde çalışması için yeteri kadar su tüketmeye özen göstermelisiniz.)

Stres faktörü yemek yeme eğiliminizi arttırıyor olabilir. ( Stres anında vücut kortizon hormonu salgılar bu durumda aç hissetmenize neden olur. Stresi spor ve hobilerle kontrol altına almaya çalışabilirsiniz)

Tibialis Posterior

Ayak arkını destekleyen bir kastır.

Yaralanmalara bağlı bu kasta bir hassasiyet oluşabilmektedir.

Tibialis posterior kasındaki kuvvetsizliği arkın çökmesini sağlayıp pes planus (düz taban) deformitesini geliştirebilmektedir.

Ayağın statik ve dinamik dengesi bozulup dize binen yüklenimi de arttıracaktır.

Ayak bileği yaralanmaları sonrası veya aktif sporcuların egzersiz planlamalarında bu kasın kuvvetlendirilip desteklenmesi gerekmektedir.

Çocukluk Çağı Kilo Problemi

Çocuklar büyürken ne kadar az yediğine odaklanırken kilo problemleri gözardı ediliyor, yapılan çalışmalarda kronik rahatsızlıkların çocukluk çağı beslenmesi ile doğrudan ilişkisi olduğu görülmektedir.

Çocuklarınızın olması gereken kilosunu nasıl hesaplarız ?

Çocuğun yaşı x 2 + 8 ile olması gereken kiloyu hesaplayabilirsiniz.

Çocuğunuzun ilerleyen yaşlarda yaşam kalitesini korumak için sağlıksız gıdalardan, sağlıksız çevreden uzak tutmaya özen gösterin.