psikologmervedemircioglu

Neden psikolojik destek almalısın 💁🏻‍♀️
Psikologlardan alınan terapilerin, bireylerin sorunlarını profesyonel ellerde çözümlemesinin yanında aynı zamanda kişisel gelişim açısından da oldukça faydalı olduğu bilinen gerçeklerdendir. Psikolojik destek almak, özellikle beyin gelişimi açısından olumlu yönde etkiler sağlayarak, beynimizin frontal lobunu daha çok çalıştırmaktadır. Bu durum da yaşamsal süreçlerimizde farklı bakış açıları geliştirerek olayları çok daha farklı düşüncelerle ele alabilmemizi sağlar.❇️

Hayat her an bir tercihtir. Bu tercihleri belirleyen ise yaşantılarımızdır.

Online ve yüz yüze terapiler için bilgi almak ve randevu için iletişime geçmek için bize ulaşabilirsiniz.
☎️ 05422691220

Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan…
Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.
Charles R. Darwin

Sen de hayatında değişim istiyorsan,burada ilk kendinden başlamalıyız, daha sonrası kendiliğinden gelecektir.
Daha fazla bilgi ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsin🌸

📞05422691220

“Her engel bir fırsɑttır. Kɑlp kırıklığı, mutlu olmɑk için; hɑstɑlık, iyileşmek için; nefret, sevmek için; suç, bɑğışlɑmɑk için; bɑşɑrısızlık, bɑşɑrılı olmɑk için bir fırsɑttır.”nefret ,hafiflemek için; tutsaklık, Özgür olmak için; karmaşa, düzen için, sorun, çözüm için..
Her şeyin bir çözümü vardır, bazen hiçbir şey yapmamak da çözümdür…🌸

Alışkanlık bir taklittir.insanlardan yaptıkları şeyi görerek onları yapmaya başlarsın ,onları takip edersin bunlar senin doğandan değil, çevrenden gelir öyle yer eder ki alışkanlık, senin kendi doğan mı ayırt edemezsin.Taklit ederek öğrenirsin .Alışkanlık senin doğan değildir, ve sen onu beraberinde getirmedin ve bırakmak istediğin her an bırakabilirsin.
Oshonun bu sözü dikkatimi çekmiştir, insanlar bir diğerlerinden görerek taklit ederek bir davranışı kazanır ve alışkanlık haline getirirler. Biz dünyaya geldiğimiz andan itibaren anne ve babamızı rol model alarak büyür ve yetişiriz. Düşünceler ve davranışlarımızın kökleri genetik aktarım yoluyla ve çevresel etkenlerle oluşmaktadır.Öğrenin küçük bir kız çocuğu babanın gözüne girmek için anneyi rol model alır onun gibi giyinir onun gibi konuşur veya onun gibi ohe sürer ve süslenir. Burada, kendini dışlanmış hissetmemek için anneyi taklit ederek, babanın gözüne girmeye çalışacağını sanır.Anneyi kıskanır.Erkek çocuğu ise, baba gibi güçlü olmak ister, babam gibi güçlü olursam eğer annemin gözüne girebilirim, beni daha çok sevebilir ve değerli hissederim der.Bizim taklit sürecimiz işte çocukluktan itibaren süregelmiştir.Biz yetişkin olduğumuzda ise şu şekilde davranırsam veya onun gibi olursam, onun gibi süslenip onun gibi vücuduma şunları yaptırırsam toplum beni kabul görür der.Bunu demesinin altında, çocukluk yıllarında atlatılamayan ve kabul edilemeyen kıskançlık vardır.Bu kıskançlık, dünyaya ilk geldiğimiz yer anne ve babamızın yanında başlar sonra kabul edilemez ve hala rakip anne ve baba olarak gördüğümüz nesneleri başka insanlara yansıtırız, eşi kıskanma, aldatılma korkusu, güvensizlik bu ödipal dönemde yani çocukluk çağımızda oluşan rekabettir.O yüzden kişi yetişkin olduğunda estetik yaptırırsam, beni beğenirler yani orada babam beni beğenir der. Çünkü kişi ödipal dönemde takılı kalmıştır. Ve tüm ilişkilerinde başarısız olur.

Görünüşünüz, yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır.
Dışarı bakanlar düş kurar,içe bakanlar uyanış yaşar.

Hayal edip eyleme geçmekten mi korkuyorsun, gideceğin yolda ortada kalıp veya düşüp tekrar kalkamamaktan mı korkuyorsun, konfor alanından çıkamayacak seni harekete geçirecek bir etken bulamıyorsun musun, etrafındaki herkes sana bunu sen yapamazsın, o iş öyle kolay değil, çok zor batarsın, risk alma bu zamanda risk mi alınır, seninkisi de deli cesareti, olduğun durduğun yerde kal.Böyle de iyisin, yükseğini hayal etme ne gerek var diyerek sizi manipüle edilenler kaç kişisiniz ?
Bu kişiler, manipülatif davranış sergileyerek sizin hayal kurma yetinize zarar verir ve bir daha artık hayal kurmak eskisi gibi keyifli gelmeyebilir.Çevrenizdeki bu kişilere dikkat edin.Onlar iyi ve sizin iyiliğinizi isteyen insanlar olabilir fakat, sen özgür düşünme yetisinize sahil bir bireysin ve o yetini başka insanların eline verme, kendi hayatının baş merkezinde kendin ol kendi ışığını başkalarının söndürmesine izin verme bir kelebek kadar özgür ol gerektiğinde uç🦋

İstenmeyen davranışlar önemli işlevlere hizmet ediyor olabilir (bir alkoliğin, alkol tüketiminin stres ve depresyonu geçici olarak azalttığını keşfetmesi gibi)
Değişmek (artık alkol tüketmemek) kişinin bu sıkıntılarıyla baş ederken bir de tek yolu ortadan kaldırabilir.

Film, umut eden, hayal eden, üreten bir kadının hayatla bir nevi savaşını çatışmasını anlatıyor. Boşandığı eşinin bodrum katında yaşadığı yetmiyormuş gibi, çeşitli parasal sorunlar yaşıyorken, annesinden ayrı olan babasının da yanına gelmesiyle hayatı daha çok çıkmaza girmeye başlıyor.

Bu filmde, düşme halinin insan hayatına nasıl yansıdığı anlatılmak istenmiştir. Tökezleyebilir, düşebilirsiniz… Bunların hepsi hayatın akışı içerisinde karşımıza çıkabilecek sorunlardır. Düşmek güzeldir çünkü düştüğünüz zaman ayağa kalkarken daha deneyimle ve daha azimle kalkarsınız. Düşebilirsiniz çünkü düşen insan elindekilerinin değerini anlayabilir. Elindekinin değerini anlayan azimli bir insan tekrar düşmemek ve kendisi için dik durmaya çabalar. O yüzden düşebilirsiniz. Lakin sahip olduklarınızı düşünerek asla pes etmeyin.

Dibe vurduğunuzu düşünüyorsanız, daha önce hiç bu kadar derine batmadıysanız hemen açın ve bu filmi izleyin. Bu film size ayağı kalkmaya öğretecektir…

İnsanların senin üzerine etkisi ne, rahatsız mı oluyorsun ya da onunla veya onlarla olmaktan keyif mi duyuyorsun, sana hissettirdikleri şey ne ? Acı mı, mutsuzluk mu ya da geçmişi hatırlatan bir travman mı.Onunla ve ya onlarla ilişkini sürdürmende etki eden mekanizma ne olumlu mu olumsuz mu eğer onunla olmaktan rahatsızlık duyuyorsan bunu kendine sormaktan çekinme.Yüzleş onunla neden devama ediyorsun, ya da devam etmek istiyorsun bildiğin ve güvendiğin yol bu olabilir mi çocukluğunda anne babandan gördüğün (güvenli bildiğini sandığın limanından) davranış kalıplarının güvenli olduğunu ve o limandan çıkmak istemediğin için bilmediğin bir yola girmek istemediğini anlıyorum fakat seni rahatsız eden bir şey var lütfen bunu kendine sor,sorgula, düşün kendinle muhakeme yap. Rahatsız olduğunu ve düşündüğün yerde durma.Çık oradan seni daha da aşağı çekmelerine izin verme.Sen izin verirsen kendi doğrultunu ve kişiliğini bulamadan insanlar seni yönetecek ve depresyon dediğimiz üzgün,karamsar,hayattan zevk alamayan biri haline döneceksin. Bunların olma ihtimalini en aza indirmek istiyorsan.Kendine, onun veya onların yanında bulunduğunda anlamlandıramadığın rahatsız hissettiğin durumda lütfen sor kendine , bu kişi ve kişiler bana neyi çağrıştırıyor çocukluğumda veya geçmişimdeki bir anı veya çözemediğin bir işin içinden çıkamadığın bir olumsuz deneyimini, belki de çözmen gerek ve sen çözene kadar o kişi tekrar tekrar önüne çıkacak ta ki sen sorgulayana ve sana hissettiği duygulara bakana kadar işte orada hem o kişi ile ilgili hem de kendinle ilgili gerçeğinle yüzleşeceksin bence bunu denemelisin. psikologmervedemircioglu

Düşündüğüz her şeyin, yaşayacağınız her şeyin belirleyici olduğunu hiç düşündünüz mü? Aklımızda oluşturduğunuz her düşünce geleceğimizi inşa ediyor.Her birimiz düşünce ve duygularımızla, kendi yaşam deneylerimizin sorumlusuyuz.Düşüncelerimiz ve sözcüklerimizle deneyimlerimizi oluşturmaktayız.İçinde bulunduğumuz olaylardan dolayı sıkıntı, üzüntü ve düş kırıklığı için bir başkasını suçluyoruz.Böyle yapmakla gücümüzü de bir başkasına kaptırmış oluyoruz.Hiçbir kişi, hiçbir şey, hiçbir koşul bizim üzerimizde bir güce sahip değil,çünkü aklımızla düşünce oluşturan yalnızca “biz”iz.Deneyimlerimizi,gerçekliğimizi ve bunda yer alan tüm kişileri oluşturan biziz.Düşüncelerimizde barış,uyum,dengeyi sağladığımızda bunları kendi yaşamımızda da bulacağız.

Bu düşüncelerden hangisi size doğru geliyor?
“İnsanlar hep beni kullanıyor,zarar veriyor.”
“İnsanlar hep yardımcı olmaya çalışıyor.”
Bu iki düşünce ve inanç yaşamımızda çok farklı deneyimler oluşturacaktır.
Kendimiz ve hayat hakkındaki inançlarımız,bizim geleceğimizi oluşturur.✨✨

Huzurlu ve mutlu olmak için sizi inciten ve bir zamanlar üzmüş insanı affetmelisiniz.Çünkü böylece onların sizi hissettirdiği olumsuz düşüncelerden kurtulabilirsiniz.Kendinize bir ödül verin, affedin.

Mutsuz insan, kendi dünyasında dolanır durur.Bir başkasını mutlu edemez.Kendisi mutsuz olduğu için bir başkasını mutlu etmeye inancı ve gücü yoktur.Ona sevinçlerinden gelecek hayallerinden bahsedemez.Hayal kırıklıklarından ve ona ne kadar güçsüz ve çaresiz olduğundan bahseder.Bazen bu durumun tam tersi de olur.Karşısındaki insanı mutlu edemeyeceğine dair gücü ve inancı olmadığı için onu mutsuz edecek sözler ve davranışlar sergiler.Böylelikle ilişkisinde bir kaos ortamı yaratır.Bu durumunun olmasının kökeninde asla kendisinden kaynaklandığını söylemez.Mutsuz insanın dayanak noktası karşı tarafı suçlamaktır. Ancak suçlayarak bir nebze olsun mutsuzluğuna mutsuzluk katamaz, katmak istemez.Karşı tarafın farkındalığı yüksekse manipüle edilmesine izin vermez.Sınır koyarak güçlü bir duruş sergiler. Kaostan beslenilmemesinin önüne geçilerek ilişki sonlanır.Ya da devam etmek isterlerse karşı taraf kabul eder ve efor sarfederse bir uzmandan destek alması ilişkilerin sağlığı açısından fayda sağlar.Kişi kendisini farkeder.Geçmişten gelen inanç ve blokajları varsa onlar kaldırılarak, bugüne ve ana yani şimdi ve burada metaforu kullandırarak ve öğreterek, kişilerin yaşam analizlerinin aslında geçmişten gelen inanç ve düşünce kalıplarının değişmesinde yardımcı olarak sağlıklı birey ve çiftler olmasını sağlamak amaçlanır.

YE DUA ET SEV filmi, kendinizi sorguluyorsanız ve bir arayış içerisindeyseniz o arayışın temel kaynağını bulmanıza rehber olacak bir film 🎞
Genel olarak filmin konusu şöyle: New York’un göbeğinde hayatla ilgili hesaplarını yapmış olan yazar Elizabeth Gilbert’in hayatı sorgulayışının sonucunda ortaya çıkan bir boşanma ve boşanmanın onu sürüklediği depresif havanın dağılabilmesi için çıktığı serüven anlatılıyor.

Hayat hep aynıdır aslında, nereye gidersen git bu böyle! Duygular ve zihin değişmedikçe her yerde insan aynı sorgulayışlar ve arayışlar içerisine girer. Korkmanın değişimi engellediği ve sefalete neden olduğu Liz’in deneyimleriyle tek tek ortaya çıkmaya başlar.

Aslında Liz kendisini hiçbir zaman adayamamıştır. Bir evliliğe, bebeğe, işe, eve, dekorasyona, hayata adayamamıştır. Bütün sorun da buradan kaynaklanmaktadır. Çünkü kendisini hayata adayamayan bir kadının henüz kendisini bulamamış olduğu gerçeği ile yüzyüze geldiğini görürüz. Adayamamak bulamamaktan kaynaklanır. Liz bunu farkettiği an, çantasını sırtına alır ve kendisini bulmak için yola çıkar.

Ye, Dua Et, Sev filminin “Ye” kısmı İtalya’da bitmişken, “Dua Et” kısmı Hindistan’dadır. Peki “Sev” kısmı nerededir? Bunun için bir adres verilebilir mi? Yoksa Hindistan “Sev”e de yetecek midir?

Anlar ki, gece gündüz yemek, içmek, gezip eğlenmek aradığı şey değildir. Her şehrin bir adı vardır. Roma bir aşk şehridir, ama Liz’in aradığı ad bu değildir. Ve kendi kelimesini aramaya başlar.

YE DUA ET SEV filmi kendinizi sorgulamanıza ve bir arayış içerisindeyseniz o arayışın temel kaynağını bulmanıza rehber olacak bir film 🎞
Genel olarak filmin konusu şöyle: New York’un göbeğinde hayatla ilgili hesaplarını yapmış olan yazar Elizabeth Gilbert’in hayatı sorgulayışının sonucunda ortaya çıkan bir boşanma ve boşanmanın onu sürüklediği depresif havanın dağılabilmesi için çıktığı serüven anlatılıyor.

Hayat hep aynıdır aslında, nereye gidersen git bu böyle! Duygular ve zihin değişmedikçe her yerde insan aynı sorgulayışlar ve arayışlar içerisine girer. Korkmanın değişimi engellediği ve sefalete neden olduğu Liz’in deneyimleriyle tek tek ortaya çıkmaya başlar.

Aslında Liz kendisini hiçbir zaman adayamamıştır. Bir evliliğe, bebeğe, işe, eve, dekorasyona, hayata adayamamıştır. Bütün sorun da buradan kaynaklanmaktadır. Çünkü kendisini hayata adayamayan bir kadının henüz kendisini bulamamış olduğu gerçeği ile yüzyüze geldiğini görürüz. Adayamamak bulamamaktan kaynaklanır. Liz bunu farkettiği an, çantasını sırtına alır ve kendisini bulmak için yola çıkar.

Ye, Dua Et, Sev filminin “Ye” kısmı İtalya’da bitmişken, “Dua Et” kısmı Hindistan’dadır. Peki “Sev” kısmı nerededir? Bunun için bir adres verilebilir mi? Yoksa Hindistan “Sev”e de yetecek midir?

Anlar ki, gece gündüz yemek, içmek, gezip eğlenmek aradığı şey değildir. Her şehrin bir adı vardır. Roma bir aşk şehridir, ama Liz’in aradığı ad bu değildir. Ve kendi kelimesini aramaya başlar.

Bu yeni yılda duygularını , bedenini, düşüncelerini, algını kısacası kendini tanıdıktan sonra bir yol haritası belirle ve bu yol senin yolun olsun. O yola kimse müdahale edemesin.Öyle sahip çık ki amaçların ve hedeflerin seni parlatsın✨bu yeni yıl sana kendini anlamayı ve kendini sevmeyi kendini ve insanları olduğu gibi kabul edişinin yılı olsun.Bu yeni yıl seni hafifletsin.Dinginleştirsin.Sevgi dolu bir yıl geçirmeni dilerim mutlu yıllar 💫

Randevu ve bilgi için iletişime geçebilirsiniz 🌸
📞05422691220

Hayatta tüm seçimlerimiz daha önceden alışık olduğumuz yaşantılarımızla ilgilidir.’’Ben neden bu hataya tekrar düşüyorum,neden aynı şeyi tekrar yaşıyorum veya neden tüm ilişkilerim hep aynı’’diye soruyorsan kendine, güvende hissedeceğin, geçmişte yaşadığın bir duyguyu tekrar tercih ediyorsun sana zarar vereceğini bile bile. Çünkü diğer yol alışık olmadığın ve güvende hissetmediğin yol.Bazen kendimizi alışık olmadığımız yollarda bulmalıyız, görmeliyiz.Bir bak burayı deneyimle bu yol sana daha iyi geliyor mu seni daha güvende hissettiriyor mu sadece başka bilinmedik bir yol dene bunu tek başına denemekte zorlanabilirsin.Burada sana yardımcı olacak bir iyi bir gözlemci ile beraber hayatın akışına yön verebilirsin.
Randevu ve bilgi için👇🏻
📞05422691220psikologmervedemircioglu

Hayatta hiç bir şey aynı kalmaz.Değişir ve dönüşür.✨Şu an yaşadığın duygu durumu, üzüntü, keder, sevinç, mutluluk hiç biri olduğu gibi kalmayacak.Geçecek, ve sen her zaman mutlu olamayacaksın ve her zaman üzgün de olmayacaksın.Gerçek şu ki mutluluğu ararken mutlu olmaya çalışırsan mutlu olursun🌸Duygularını kabul et ve anlık değerlendir.Unutma şu an öyle ama yarın daha farklı olacak.Şu an belki mutsuzsun belki bir süre sonra mutlu olacaksın.Yaşadığın sürece hep umut et.Duygularını,hislerini kabul et.
Gerçek benlik işte budur.Seni olgunlaştırır.Varoluşunda anlamı sorgula.Hayata mutlu olmak için değil,her duyguyu tatmaya geldik.Bu duyguları deneyimleyip öğrenmemiz, ve onları her haliyle kabul etmemiz kişiliğimize benliğimize olumlu katkı sağlar.Ve bu her halükarda insanoğlu için geliştirici bir metottur.

Hayatında bazı şeyler aynı kalmayacak, değişecek, büyüyecek, yetişecek belki de bitecek.. Bitmesi senin için üzücü olacak, günlerce belki aylarca acı çekeceksin ama sonra o biten şey seni olgunlaştıracak, geliştirecek, büyütecek bakış açını değiştirecek, neden benim başıma geldi dediğin şey daha sonraları iyi ki geldi ve yaşadım iyi ki öğrendim onlardan ders çıkardım ve yoluma daha farklı bakış açısıyla devam ettim diyeceksin.Ve sen ordan tekrar doğup büyüyecek eskisinden çok daha iyi hissedeceksin.Çünkü sen değişeceksin, hayattan istediklerin, beklentilerin, düşüncelerin her şey değişecek hiç bir şey aynı kalmayacak.Şu an üzüldüğün o şey yarın senin için tecrübe olacak.Ona göre hayatını şekillendirecek ve kendini tanıyacaksın.Hayatta en önemli şey bu değil midir insanın kendini tanıması bilmesi kadar daha önemli bir şey var mıdır? Hata yapmaktan hiç bir zaman korkma, hatalar insanı kendine yaklaştırır.Hata dediğin şey aslında bir hata değil tecrübedir.Hatalar kişiye suçluluk duygusunu yükler ve böylelikle, omuzlarında ağırlaşan yük gibi kalır orada…Yüzleşemediğin hatalarınla yalnız kalmaktan korkuyor ve onlara her zaman bir hata deyip kendini suçluyorsan kendini açabileceğin ve seni yargısız dinleyecek bir uzmandan destek almanı öneririm.Unutma hatalar olmasa hayat anlamsız ve içi boş olurdu.O zaman değişen ve gelişen sen olmazdı…
Sevgi ile kal iyi pazarlar 🌞
Uzm.psk.Merve DEMİRCİOĞLU

Hayatında bazı şeyler aynı kalmayacak, değişecek, büyüyecek, yetişecek belki de bitecek.. Bitmesi senin için üzücü olacak, günlerce belki aylarca acı çekeceksin ama sonra o biten şey seni olgunlaştıracak, geliştirecek, büyütecek bakış açını değiştirecek, neden benim başıma geldi dediğin şey daha sonraları iyi ki geldi ve yaşadım iyi ki öğrendim onlardan ders çıkardım ve yoluma daha farklı bakış açısıyla devam ettim diyeceksin.Ve sen ordan tekrar doğup büyüyecek eskisinden çok daha iyi hissedeceksin.Çünkü sen değişeceksin, hayattan istediklerin, beklentilerin, düşüncelerin her şey değişecek hiç bir şey aynı kalmayacak.Şu an üzüldüğün o şey yarın senin için tecrübe olacak.Ona göre hayatını şekillendirecek ve kendini tanıyacaksın.Hayatta en önemli şey bu değil midir insanın kendini tanıması bilmesi kadar daha önemli bir şey var mıdır? Hata yapmaktan hiç bir zaman korkma, hatalar insanı kendine yaklaştırır.Hata dediğin şey aslında bir hata değil tecrübedir.Hatalar kişiye suçluluk duygusunu yükler ve böylelikle, omuzlarında ağırlaşan yük gibi kalır orada…Yüzleşemediğin hatalarınla yalnız kalmaktan korkuyor ve onlara her zaman bir hata deyip kendini suçluyorsan kendini açabileceğin ve seni yargısız dinleyecek bir uzmandan destek almanı öneririm.Unutma hatalar olmasa hayat anlamsız ve içi boş olurdu.O zaman değişen ve gelişen sen olmazdı.
Uzm.psk.Merve DEMİRCİOĞLU

🪴

Hevesinin kaçtığını düşündüğün bir çok anın oldu.Ve uzun süre hevesin gelmedi.İçten içe karamsarlığa ve üzüntüye kapıldın.Sonra bir başka zamanda heveslenebileceğin başka bir durum ortaya çıktı ve sen geçmişte hevesin kursağında kaldığını düşündüğün zamanları gözünün önüne getirdin ve ardından “ben bu durum için heveslenip emek ve zaman harcarsam yine geçmişte olduğu gibi hevesim kırılmasından korkuyorum”diye bir cümleye başlıyorsan işte orada hala geçmişte yaşıyorsun.Şöyle ki sen ne zaman geçmişte yaşamanın farkına varır ve kendin için artık bir şeyler yapmanın doğru olabileceğine inanırsan o zaman hevesinin kırıldığı yerden kalkıp başka duygulara geçiş yapabilirsin.Mesela o duyguyu öğrenmen sana hayal kırıklığı yaşamanın ne anlama geldiğini öğretti.Peki bir daha hiç hayal kırıklığı yaşamaman için kendini koruma altına almanı ve karşına heveslenebileceğin çok fazla şeyle ilgili yorulman gerektiğini de biliyor musun? Kendini koruma altına alman seni sadece şu an için korur, korur ama bu durum bir çok olumsuz etkiyi de tetikleyecektir.Bu yüzden kendine zaman ayırıp kendin için bir şeyler yapmanın zamanı geldiğine inanıyorsan bir psikoterapi süzgecinden geçmen belki de senin için değişime açılan kapıdan geçmene fayda sağlayacaktır.✨

Bilgi ve randevu için;
📞 0542 269 12 20